20 Aralık 2015 Pazar
MASONLAR DÜNYANIN KANINI EMEN KİŞİLERDİR
EN SEVMEDİKLERİDE MÜSLÜMANLARDIR,BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİDE ONLARINDIR,ŞU AN İSLAM DÜNYASI KARIŞIKSA İŞTE BUNLARIN YÜZÜNDENDİR AMAÇLARI BÜYÜK İSRAİLİ KURMAKTIR VE TÜRKİYENİN PARÇALANMASINI SAĞLAMAKTIR,ATATÜRK BUNLARI KEŞFETTİ VE NE YAZIKKİ BU GÜRUHLARCA KİNİN MADDESİYLE YOK EDİLDİ
Atatürk 1935 Yılında Mason Localarını Kökü Dışarıda Olduğu İçin Kapatıyor
Atatürk 1935 Yılında Mason Localarını Kökü Dışarıda Olduğu İçin Kapatıyor
Mason locaları ile iç içe çalışan İttihat Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nu nasıl
uçurumun eşiğine sürüklediğini bilen Atatürk, mason localarını kapatmak istiyordu. Kapatma
görevini ise dönemin Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’ya verdi. Şükrü Kaya Atatürk’e uzun
süre direnmeye çalıştıysa da başarılı olamadı.
Anadolu Ajansı 10 Ekim 1935 tarihinde gazetelerin merkezlerine şu önemli haberi geçiyordu:
Türkiye Mason cemiyeti, memleketimizin sosyal tekamülü ve günden güne artan
muazzam terakkilerini nazarı itibare alarak faaliyetlerine nihayet vermeyi ve
bütün mallarını memleketin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halkevlerine
teberrüü muvaffak görülmüştür.”
Bu habere kimse bir anlam verememişti. Çünkü Türkiye masonluğu tarihinin en rahat
dönemini yaşıyordu. TBMM Başkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Ankara Valisi, İstanbul
Valisi üst düzey aktif masondu. Devlet yönetiminin köşebaşları masonlar tarafından
tutulmuştu.
Türkiye Masonluğu ne olmuştu da 27 yıl aradan sonra kendini yok etme kararı almıştı. 4 gün
sonra gerçek ortaya çıkmıştı. Masonlar kendilerini feshetmemiş, Cumhurbaşkanı Mustafa
Kemal Atatürk tarafından mason locaları kapatılmıştı. 14 Ekim 1935 Tarihli Cumhuriyet
Gazetesi’nin “Türkiye’de Mason Locaları Bir Emirle Kapatıldı” başlıklı haberinde olayın
perde arkası şu şekilde aktarılıyordu:
“İçişleri Bakanlığı’ndan verilen bir emir üzerine Türkiye Mason Localarının
faaliyetlerine nihayet verilmiştir. Yüksek makamın emri ile Türkiye
masonluğunun İstanbul, Ankara, İzmir, Edirne, Muğla, Gaziantep ve Adana’da
bulunan Müteaddid locaları kapanmış, bunların emlaki hükümete intikal etmiştir.
“
Cumhuriyet Gazetesi’nin haberinde sözü edilen yüksek makam dönemin Cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildi. İşin ilginç yanı ise Atatürk’ün Mason localarını
kapatma emrini, Müslümanlara yaptığı zulümlerle tanınan Mason İçişleri Bakanı Şükrü
Kaya’ya vermiş olmasıydı. Mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Atatürk’ü bu tarihi kararından
vazgeçirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.
Şükrü Kaya, Türkiye Yüksek Şurası adına Doktor İsmail Hurşit, Türkiye Büyük Locası
Büyük Üstadı Muhittin Osman Omay ve bir grup masonu İçişleri Bakanlığı’na çağırır ve
Atatürk’ün kesin kararını bildirir: “Mason Locaları kapatılıp çalışmalarına son verecekler ve
malvarlıklarını halkevlerine aktaracaklardır.
ATATÜRK LOCALARI NEDEN KAPATTI?
Atatürk, uzun yakın arkadaşlarıyla istişare ettiği mason localarının kapatılmasıyla ilgili
düşüncelerini ilk olarak 1935 yılında gündeme getirdi. İttihat Terakki Cemaati içerisindeki
masonların Türiye’ye verdikleri zarar herkes tarafından bilinmekteydi. İttihat Terakki’yi
yakından tanıyan Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri locaları kapatmayı
düşünüyordu.. Dönemin Van Millitvekili İbrahim Arvas, hatıralarında Atatürk’ün masonlara
yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor:
“Mustafa Kemal’in sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler ikinci ise
masonlardı… Bir gün eski Adliye Vekil Mahmud Esat Bozkurt’u çağırdı.
Kendisine masonların taksimat, teşkilat, ahvalini bildirir bir kitap verdi. “Bunu
güzelce mutalaa et, bir takrirle Halk Partisi grup başkanlığına ver, grupta bunlara
şiddetli hücum yap ve grupça kapanmasına dalalet et. Senin de bu işte büyük şeref
payın olacaktır.” dedi. Grup danışmanı Mahmut Esat Bozkurt riyaset makamına
bir takrir verdi ve takririnin okunmasını reisten rica etti. Hülasası şöyleydi:
“Masonluk kökü dışarıda bir yahudi tarikatından başka bir şey değildir,
memleketimizde bunun ne işi vardır? Bunu da grup kararıyla kapatalım…
Ertesi hafta Recep Peker geldi ve kürsüye çıkarak şu müjdeyi verdi: “Arkadaşlar
yarından itibaren Türkiye’de masonluk kalmamıştır ve bütün localar
kapanmıştır…” salonda bir kıyamet koptu, alkışlar, bağırmalar “kahrolsun yahudi
uşakları” sesleri tavanları çınlatıyordu. Şükrü Kaya ve arkadaşları sırra kadem
basmışlardı. Grup dağıldıktan sonra Dr. Mim Kemal’i öne katarak meclisteki
masonlar toplu olarak Reis-i Cumhur’a gitmişlerdi. Mim Kemal Reis-i Cumhur’a
hitaben: “Efendimiz biz zaten maiyet-i devletindeyiz fakat siz Meşrik-i Azam’ımız
olursanız, bir pervane gibi etrafınızda dönüp dolaşırız” demiş. Reis-i Cumhur:
“Peki bir şey soracağım, bana cevap veriniz de sonra… Siz Avrupa’da hangi
locaya bağlısınız ve mektubunuzun ismi nedir?
“Biz Cenovaya tabiiz ve Reisimiz Barca Mişon cenaplarıdır.” demiş. Bunun
üzerine küplere binen Mustafa Kemal Paşa onlara hitaben:
“Haydi defolun buradan cehennem olun gidin. Yahudi uşakları!” Benim milletim
bana kahraman sıfatı verdi ben sizin gibi bir çift yahudiye uşak mı olacağım? Bu
gece sabaha kadar Türkiye’deki bütün locaları kapatmadığınız taktirde, yarın
teşkil edeceğim, Divan’ı Harb-i Örfi’ye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun
karşımdan.“
diyerek onları kovdu, onlar da yıldırım telgraf ve telefonlarla vaziyeti İzmir,
İstanbul ve Adana’ya bildiriler ve sabah olmadan hepsini kapanma kararlarını
getirip, henüz sofrasından kalmayan Reis-i Cumhur’a verdiler ve derin bir nefes
aldılar. Reis-i Cumhur Mustafa Kemal bu suretle bütün mason localarını
kapattı.” (İbrahim Arvas, tarihi hakikatler, s.71-72)
YIL 1948; LOCALAR TEKRAR AÇILIYOR
İsmet İnönü’nün aldığı ani bir kararla, 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği’nin
kurulması ile Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın
desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda, Halkevlerine devredilen
tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
5 Şubat 1948 tarihinde “Türkiye Mason Derneği” ismi ile İstanbul Valiliği’ne yapılan başvuru
kabul edildi ve masonlar, bu tarihten sonra resmen faaliyete başladılar. Locaların 13 yıl
aradan sonra açılması, uyku döneminde olan masonlar tarafından sevinçle karşılandı. Bu
sevinçlerini kendi kontrollerindeki gazetelere tam sayfa ilanlar vererek duyurdular. Atatürk
tarafından kapatılan mason localarının tekrar açılışını İbrahim Arvas anılarında şöyle
anlatıyor:
“İsmet Paşa’nın Reis-i Cumhurluğu sırasında Kanun-u Mahsus ile localar
kapanmadı diye masonların müracaatı üzerine tekrar localar açılıp faaliyete
başladılar. Ve 1952′de ise Atatürkçü geçinen ve onunla iftihar eden Celal Bayar da,
Ahmet Gürkan’ın teklif ettiği mason localarını kanunla pekiştirdi. Tabii bu
ameliyeyi Meclis yaptı fakat bu müzakerelerin devam ettiği üç celse zarfında Celal
Bayar Reis-i Cumhur locasına gelerek konunun müzakerelerini sonuna kadar
takip etmiştir.” (İbrahim Arvas, Tarihi Hakikatler, s.73)
İsmet İnönü’nün aldığı ani bir kararla 5 Şubat 1948 yılında Türkiye Mason Derneği’nin
kurulması ile Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları, İnönü’nün emri ve Celal Bayar’ın
desteği ile tekrar faaliyete girmiştir. Masonlar açtıkları davalarda Halkevlerine devredilen
tüm mal varlıklarını tekrar ele geçirdiler.
1935 yılında Atatürk’ün emri ile kapatılan mason locaları uzun süre faaliyetlerini
halkevlerinde sürdürdüler. 1948 yılında ise İnönü’nü emri ile mason locaları faaliyetlerine
kaldıkları yerden devam ettiler. Atatürk’ün mason localarını kapatma emrini hazmedemeyen
masonlar Atatürk’ü ziyarete gelmişlerdi. Atatürk kökü dışarıda olan bu zararlı cemiyetin
üyelerini huzurundan kovdu…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder