29 Nisan 2017 Cumartesi
AKP'DEKİ HAİN FETÖCÜ BAKANLAR,MİLLETVEKİLLERİ
BELEDİYE BAŞKANLARI,MECLİS ÜYELERİ
İL VE İLÇE BAŞKANLARI,YÖNETİCİLERDE ARTIK DEŞİFRE
EDİLİP ADALETE TESLİM EDİLSİN.
AKP'li milletvekilinin çok konuşulacak fotoğrafı...
Tarih: 15 Temmuz
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ardından AKP milletvekili Şirin Ünal'ın da 15 Temmuz günü karargaha gittiği ve Hulusi Akar'la görüştüğü ortaya çıktı.
15 Temmuz darbe girişimine yönelik detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. AKP'nin emekli general olan vekili Şirin Ünal'ın darbenin yapıldığı günü saat 16.00'da Genelkurmay Karargahına giderek Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüştüğü anlaşıldı.
Sözcü gazetesinden Asuman Aranca'nın haberine göre, darbe günü Genelkurmay Karargahı'nın işgal edilmesine dair hazırlanan iddianamede, Ünal'ın ziyaretini müteakiben MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın saat 18:10'ta Karargah'a gelerek Hulusi Akar'ı ziyaret ettiği ve görüşmede MİT'e baskın düzenleneceği bilgisini Akara'a ilettiği belirtiliyor.
Akar'ın tutuklu yaveri Levent Türkkan'ın, Şirin Ünal ve Bakan Mehmet Özhaseki ile telefon görüşmesi de belirlendi. Ancak ilginç olan Türkkan'ın kullandığı telefon ile Ünal arasındaki görüşmenin, darbeden üç gün sonra 18 Temmuz günü yapılması.
rkkan, bu tarihte gözaltındaydı.Yine Türkkan'ın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile 14 Temmuz günü görüştüğü belirlenirken iddianamede “Mehmet Özhaseki adına kayıtlı olan Eskişehir Yolu Çankaya da baz bilgileri olan 530…. GSM hat numarası kullanıcısı ile 14.07.2016 tarihinde saat 12:10:35'te bir kez irtibatının bulunduğu…” notu yer aldı. Kayserili olan Özhaseki'nin hemşehrisi Akar'ı yaveri aracılığıyla, Kayseri'deki bir etkinliğe davet amacıyla aradığı öğrenildi. AKP'li vekil ve emekli general Şirin Ünal'ın ise ‘'Mesai arkadaşlarını ziyaret'' amacıyla karargaha gittiği bildirildi.
28 Nisan 2017 Cuma
BAZILARI ŞUNLA ÖVÜNÜYORDU!
IMF'YE BORÇ VERİYORUZ!
OYSA GÖRÜNEN GERÇEKTE ÖYLE DEĞİL,OLMADIDA.
AKP HÜKÜMETİ,DÜŞÜNÜN 650 MİLYON DOLAR BORÇ ALABİLMEK İÇİN ÇAYKURU KATAR'LILARA İPOTEK ETTİ.!
AKP HÜKÜMETİNE BUNLARI SORMAK GEREK.!
VARLIK FONU NİÇİN KURULDU?
VARLIK FONUNDAKİ KURUMLAR KİMLERE NE ŞARTLARDA
İPOTEK EDİLDİ? NİYE EDİLDİ?
VARLIK FONUNU YÖNETENLERİN MAAŞLARI,ŞAŞALARI NE KEYİFLERİ ALEMDE?
DIŞ BORÇ NE KADAR?
ALMANYAYA SÖZDE KIZARKEN NEDEN BORÇ İSTEDİNİZ?
BORÇ MİKTARI NE KADAR?
SATILACAK KURUM BIRAKTINIZMI?
KEŞKE HERKES BU CENGİZ TOPAKTAŞ KADAR
CESUR,DÜRÜST, İDEALİST VE İLKELİ OLSA.!
İŞTE O ZAMAN GERÇEKTEN ADALET OLMAYA BAŞLAR.!
YSK gerekçeli kararı açıkladı, muhalif üye ‘hukuk dersi’ verdi: Bu şaibeyi tarih yazacak
YSK, referandumun kesin sonuçlarını ve CHP’nin referandumun iptali için yaptığı başvuruyu reddetme gerekçesini açıkladı. YSK’nin gerekçesine, referandumun iptal edilmesi gerektiği yönünde oy kulllanan Cengiz Topaktaş’ın muhalefet şerhi damgasını vurdu.
YSK, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumunun iptali isteminin reddine ilişkin kararının gerekçesini açıkladı. Ancak gerekçeye, karara muhalefet eden tek YSK üyesi olan Cengiz Topaktaş’ın muhalefet şerhleri damgasını vurdu. YSK’nin tepeden inme kararı nedeniyle mühürsüz oyların sayımının imkansız hale geldiğini ifade eden Topaktaş, “Ülkemiz çıkan sonucun doğru olduğuna inanan ve inanmayan kesimler olarak ikiye bölünmüştür. Bu tartışmanın hiç bitmeyeceği gelecek kuşaklara da yansıyacak bir sürece girilmiştir” dedi. 10 üyenin ret görüşüne katılmayan Topaktaş 12 sayfalık bir karşı oy yazısında şu çarpıcı tespitler ile seçimlerin iptal edilmesi gerektiğini bildirdi.
YSK referandumun kesin sonuçlarını açıkladı
Kanun koyucu gibi davrandı: 560 sayılı kararımızdaki hatalı yönlerden en başta geleni kanun koyucu gibi hareket etmemiz olmuştur. Bu kurallar, dışarıdan oy pusulası ve zarf getirilmesini, dolayısıyla hile yapılmasını önlemek amacıyla getirilmiştir. Oy verme hakkını Anayasa ile güvence altına alan kanun koyucunun, 298 sayılı yasanın 98 ve 101. maddelerindeki düzenlemeyi yapmak suretiyle vatandaşının oy hakkını elinden aldığını söylememiz mümkün değildir. Kanun koyucunun bunu düşünmediğini veya düşünemediğini söyleyemeyiz. Kurulumuzun yerindelik denetimi yapması da mümkün değildir. Bu itibarla 298 sayılı yasanın 98 ve 101. maddeleri Anayasaya aykırı olmadığına ve böyle iddiada bulunmadığımıza göre uygulanması zorunludur.
Sahtecilik sandıkta denetlenemez: Sandık görevlilerinin sahtecilik konusunda özel bir eğitimleri olmadığı için, bu denetimi yapmaları onlardan beklenemez. Oyların seri bir şekilde sayılması gerektiği düşünüldüğünde de bu denetimin yapılmasının pek mümkün olmadığı görülecektir. Mühürsüz zarflar ve oy pusulalarının, YSK tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmadığının tespitini sandık görevlilerine yaptırmaya çalışmak, sandık başlarında gereksiz tartışmalara neden olabileceği gibi, ancak bir soruşturma ile ispatlanabilecek sahtecilik veya hile iddiasının, bu yükün altından kalkamayacak olan kişilere verilmesi doğru olmayacaktır.
Tartışmalı hale geldi: Kurulumuz ilk defa bir seçimin devamı sırasında böyle bir karara imza atmıştır. Bu kararın 298 sayılı yasanın 98 ve 101. maddelerine ve 14/02/2017 tarihli 135/I sayılı genelgemize aykırı olması, seçmenlerin oy haklarını korumaya matuf olan bu kararı, kamuoyunda tartışmalı hale getirmiştir.
Toplum ikiye bölündü: Sandıklardaki sayım işlemleri kurulumuzun bu kararına göre yapılmış, dolayısıyla mühürsüz zarflar ve oy pusulalarının miktarının tespiti imkânsız hale gelmiştir. Gerek siyasi partilerce, gerekse Kurulumuzca, gerçekte ne kadar mühürsüz zarf ve oy pusulası olduğu bilinmemektedir. Kamuoyuna bu 2.5 milyon oy olduğu şeklinde yansımıştır. Yeniden sayımın kamuoyunda oluşturulan şüpheyi ortadan kaldırmaya yetmeyeceği gözetildiğinde, artık 2.5 milyon mühürsüz zarf ve mühürsüz oy pusulası olduğunu ya da olmadığını tartışmak anlamsız hale gelmiştir. Ülkemiz çıkan sonucun doğru olduğuna inanan ve inanmayan kesimler olarak ikiye bölünmüştür.
YSK taraflı yayıncılığın önünü açtı: 298 sayılı Kanunun 149/A maddesindeki düzenlemeye baktığımızda, bu Kanunun 55/A maddesine ve kurulca belirlenen esaslara aykırı olarak yayın yapılması halinde, cezai müeyyideler getirdiği görülmektedir. Bu müeyyideyi uygulamak yerine, uygulanamaz olduğuna karar verilmesi, propaganda açısından eşit olmayan şartlarda halkoylamasına gidilmesi sonucunu doğurmuştur. Kurulumuzun bu kararı ile radyo televizyonlarda kendi görüşleri dışında görüşlere yer vermeyen yayınların önü açılmıştır.
Farklı görüşler eşit temsil edilmedi: Sivil toplum kuruluşlarının gerektiği gibi propaganda yapma haklarını kullanamamaları, seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağı kuralının gözardı edilmesi sonucu, radyo ve televizyon kanallarının sadece kendi görüşlerine yer vermeleri ile değişikliğin halka anlatılmasında farklı görüşlerin eşit temsil edilmemesi ve 560 sayılı kararımızın yarattığı sonuç gözetildiğinde, Anayasamızın 67 ve 79. maddelerinin ihlal edildiği, bu nedenlerle seçimlerin iptali yolundaki başvurunun kabulüne karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
ŞEREFSİZ,KAHBE,KALLEŞ,NANKÖR AMERİKA
RESMEN TÜRKİYEYE DURMADAN İHANET EDİYOR.!
AMERİKA İLE İTTİFAK'TAN VAZGEÇİLMELİ.!
İNCİRLİK VE DİĞER ÜS'LER KAPATILIP AMERİKAN
ASKERLERİDE GÖNDERİLSİN.
ABD ordusu, Türkiye sınırına zırhlı araç konuşlandırdı
ABD ordusu, Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırına zırhlı araçlar konuşlandırdı. Adımın Türk Silahlı Kuvvetleri'yle (TSK) YPG arasında çatışmaları önlemek amacıyla atıldığı iddia edildi.
Rus haber ajansı Sputnik ABD ordusunun Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırına zırhlı araçlar konuşlandırdığını iddia etti. Adımın Türk Silahlı Kuvvetleri'yle (TSK) YPG arasında çatışmaları önlemek amacıyla atıldığı iddia edildi.
Sputnik’te yer alan haber şöyle:
"Ankara'nın, YPG kaynaklarından edinilen bilgilere göre, ABD askerleri akşam saatlerinden itibaren zırhlı araçlarını Kobani'den Kamışlo'ya kadar sınır hattı boyunca konuşlandırmaya başladı."
"ABD ile görüşmeler yürüttük"
Sputnik’in konuştuğunu bir YPG yetkilisi şunları söyledi:
"Türkiye'nin bize saldırmasını önlemek amacıyla ABD ile görüşmeler yürüttük. ABD'ye, Türkiye'den bir kez daha saldırı gelmesi halinde Rakka operasyonunu durduracağımızı ve tüm gücümüzü sınıra kaydıracağımızı söyledik. ABD'li yetkililer, saldırıların kesilmesi için yoğun çaba gösterdiklerini dile getirdi."
"Koalisyon uçakları uçuyor"
Öte yandan ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının Türkiye'nin YPG'ye hava harekatı yapmaması için Türkiye-Suriye sınırında uçuş yaptığı iddia edildi.
ŞEREFSİZ KHBE AMERİKA,KÖPEKLERİ PKK,YPG İLE
TÜRKİYEYE RESMEN SAVAŞ AÇMIŞ.!!!
BU KADAR AĞIR SİLAHLARI AMERİKA VERMİYORMU?
HALA NEDEN BİZ AMERİKA İLE MÜTTEFİK'İZ?
AMERİKALI ASKERLER GÖNDERİLSİN,ÜS'LER KAPATILSIN.
TSK duyurdu: Sınırda çatışma çıktı
TSK'den yapılan açıklamaya göre bu sabah sınır karakoluna YPG'liler tarafından roketatarla ateş açıldığı, karşılık verildiği, 3'ü roketatar kulanan 8'i Doçka yüklü araç olan 11 YPG'linin öldürüldüğü belirtildi.
TSK'dan yapılan açıklama şöyle:
Bugün 28 Nisan 2017 tarihinde sabah erken saatlerde Urfa ili Ceylanpınar ilçesi, Aksoy Hudut Karakoluna sınırın Suriye tarafından PYD/PKK/YPG işgali altındaki bir bölgeden teröristlerce roketatarla saldırıda bulunulmuştur. Hudutlarımıza yönelik gerçekleşen tacize karşı meşru müdafaa kapsamında derhal misliyle mukabelede bulunulmuş; bölgeden alınan bilgiler çerçevesinde bölücü terör örgütü mensubu 11 terörist (3’ü roketatarı kullanan, 8’i DOÇKA silah yüklü araçta olan) etkisiz hale getirilmiştir.
TSK, dün yaşanan çatışmayla ilgili de şu bilgiyi paylaştı:
27 Nisan 2017 tarihinde Urfa ili Akçakale ilçesi sınırında bulunan 20’nci Zırhlı Tugay Komutanlığına bağlı Tekçe Hudut Karakolu gözetleme tepesine saat 16.00 sularında havan olduğu değerlendirilen mühimmatla hudut tacizinde bulunulmuştur. Meşru müdafaa kapsamında misliyle mukabelede bulunulmuş; bölgeden alınan bilgiler çerçevesinde bölücü terör örgütü mensubu yedi teröristin etkisiz hale getirildiği ve araca monteli bir Doçka silahının da imha edildiği öğrenilmiştir.
27 Nisan 2017 Perşembe
BİZ HİZMETE DEĞİL DEVLETİN MİLLETİN KAZIKLANMASINA.!
BİRİLERİN ZENGİNLEŞTİRİLMESİNE KARŞIYIZ.!
NEDEN ZARARI DEVLET MİLLET ÖDESİN?!
MÜTAHİTLER HER ŞEKİLDE NEDEN KAZANSIN?!
Bakandan zarar eden köprüler için açıklama:
Masrafını vatandaşın cebinden ödemeye devam
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, gelirini yapan firmanın masrafını ise vatandaşın ödediği köprüler için açıklama yaptı. "Başlangıçta bütün köprüler ve otoyollar için geçerli garanti rakamı yakalanmayabilir" diyen Arslan, firmaya ödeme yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017’ye katıldı. Köprülerin maliyeti karşılamaması ve devletin ek para ödemesi ile ilgili soruları yanıtlayan Bakan Arslan, "Başlangıçta bütün projelerimizde garantiden kaynaklı bir ödeme yapmamız söz konusu. Biz bu ödemeyi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Köprülerin geçişleriyle ilgili garanti verdiğimiz köprülerin geçişleri karşılamadığı ülkenin zarar ettiği gibi bir yaklaşım var. Bu yap- işlet- devletin ruhunu anlamadığımız anlamına geliyor" dedi.
"Süre çerisinde bu rakamlar yakalanacaktır" diyen Arslan, firmaya ödeme yapmaya devam edeceklerini de belirtti. arslan şunları söyledi: "Yapmaya da devam edeceğiz. Ancak şunu unutmamak lazım bütün bu projelere biz herhangi bir para ödemeden, özel sektör tarafından yapılıyor ve günün sonunda bu projeler bizim oluyor. Yani kimse gelip 8 milyar, 10 milyar dolar para yatırıp günün sonunda bunu size bırakmaz elbette ki geçişten kaynaklı bir ücret toplayacak aradaki farkı biz vereceğiz. Ama işletme döneminin sonunda da bütün bu projeler bizim olacak ve biz bunları işletip ayrıca gelir elde edeceğiz. Dolayısıyla Yap-İşlet-Devre’in ruhunda bu var" şeklinde konuştu.
"PROJELER GÜNÜN SONUNDA BİZİM OLACAK"
Bakan Arslan, "İkincisi de niye garantiden kaynaklı para ödüyor demesinler çünkü bu işin ruhunda bu var. Bu parayı ödeyeceğiz. Ancak süre içerisinde sayılar gittikçe artacaktır. Çünkü etrafında ilave trafik oluşturuyor bu projeler kendi trafiğini oluşturuyor. Trafik oluşturdukça da geçiş sayıları artıyor. Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprülerinde de öyle bu projeler günün sonunda bizim olacak biz bunun havalimanlarında olduğu gibi işletmelerinden ülke olarak gelir elde edeceğiz. İnsanlar lütfen bunu unutmasınlar" dedi.
MADEM BU KADAR ÇOK SAYIDA HAİN FETÖCÜ OLARAK
SUBAYLAR,ASTSUBAYLAR,POLİSLER,HAKİMLER
SAVCILAR,GARDİYANLAR,BÜROKRATLAR,DOKTORLAR
İMAMLAR,ÖĞRETMENLER,YÖNETİCİLER,İŞ ADAMLARI VARMIŞ.!
ACABA NEDEN BUNLAR 15 TEMMUZDA HAİN DARBE KALKIŞMASINA DESTEK OLMAMIŞ?
EĞER BU KADAR ÇOK SAYIDA HAİN SİLAHLARIYLA
GERÇEKTEN SOKAĞA İNSEYDİ BU GERÇEKTEN DARBE OLMAZMIYDI?
VE BU NASIL DURDURULABİLİRDİ?
AL AL HALA NE EMNİYETTE NEDE ORDUDA HAİN FETÖCÜ
BİTİRİLEMEDİ.!
ACABA FETÖCÜ DİYE ARADA ATATÜRK'ÇÜ,SOLCU
MİLLİYETÇİLERDEMİ İÇERİ ALINIP YERLERİNE
AKP'LİLERMİ ALINIYOR?
BİRDE İŞİN EN İLGİNCİ HAİN FETÖ TARAFINDAN HEP SİYASETTEKİ KİŞİLERİN HANGİ GÖREVE GELECEĞİNİ
BELİRLİYORKEN,İŞARET ETTİĞİ KİŞİLERİN SEÇİLDİĞİ
FERERANS GÖSTERİLDİĞİ SANKİ BİLİNMEZMİŞ GİBİ.!
ŞİMDİ DENİLİYORKİ SİYASETÇİLERDE,AKP'DE ASLA
HAİN FETÖCÜ YOK.!
HAİN FETÖNÜN İSTEMEDİĞİ KİŞİ ASLA NE MİLLETVEKİLİ
NE BELEDİYE BAŞKANI,NE MECLİS ÜYESİ,NEDE
İL VE İLÇE BAŞKANI OLAMIYORDU.!
HATTA YÖNETİCİLER BİLE HAİN FETÖ KANALIYLA DİZAYN EDİLİYORDU.!
ŞİMDİ ARTIK SİYASETTEKİ (HANGİ PARTİ OLURSA OLSUN) HAİN FETÖCÜLERDE ORTAYA ÇIKARILIP HAK ETTİĞİ CEZALAR VERİLSİN.!
HAİN FETÖCÜ OLMAYAN,ATATÜRK'ÇÜ,SOLCU,MİLLİYETÇİ
KOMİNİST OLANLARDA TESBİT EDİLİP SERBEST KALSIN
GÖREVLERİNEDE GERİ VERİLSİN.!
ADINDA ADALET OLAN PARTİ BUNU YAPMALI.!
22 Nisan 2017 Cumartesi
23 NİSAN SADECE ÇOCUK BAYRAMI DEĞİLDİR.!
ULUSAL EGEMENLİĞİMİZİNDE SEMBOLÜDÜR.!
23 Nisan ve Anlamı
23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı günün yıldönümü
olarak kutlanmaya başlanan milli bayram, ilk kez 23 Nisan 1920’de “Hakimiyeti Milliye
Bayramı” olarak kutlanmıştır. 1930’lu yıllarda Çocuk Esirgeme Kurumunun
gelenekselleştirdiği “Çocuk Haftası”nın (23 Nisan – 1 Mayıs) başlangıcının da bu bayramla
aynı güne rastlaması sebebiyle “Milli Hakimiyet Bayramı ” ile Çocuk Bayramı aynı gün
kutlanmaya başlamıştır. 27 Mayıs 1935’te bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı olarak kutlanılmaya başlanmıştır. 1979'un, UNESCO tarafından ‘çocuk yılı‘ ilan
edilmesiyle de bu bayram, uluslararası nitelik kazanmıştır. Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı Türkiye Cumhuriyeti’ nin ilk ve tek ulusal bayramıdır. Atatürk‘ ün Türk çocuklarına
armağan ettiği bayram, dünya çocukları arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve
tüm insanların barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmak için her
yıl düzenlenmektedir. 23 Nisan, TBMM'nin açılışı ve dolayısıyla da halkın yönetime tam
anlamıyla hakim olmasının ilk günü olduğu için ulusal egemenlik açısından da önemli bir
anlam taşır.
23 Nisan'ın "Ulusal Egemenlik" ile ilişkisi nedir diye sorarsak; 23 Nisan 1920 Büyük Millet
Meclisi'nin açılış günüdür. Egemenlik yönetme yetkisidir. Ulusumuzun babadan oğula geçen
saltanat yönetimini terk ederek halkın kendisini, seçtiği temsilcileri aracılığı ile yönetmeye
başlamasıdır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde egemenlik padişaha aitti. Padişah ülkeyi
dilediği gibi yönetirdi. İmparatorluğun son yıllarında padişahlar kişisel rahatlarını düşündüler.
Ülke sorunları bir kenara bırakıldı. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı başladı. Savaş dört yıl
sürdü. Osmanlı İmparatorluğu'nun de saflarına katılmış olduğu İttifak Devletleri savaşta
yenildi. Savaş kurallarına göre Osmanlı İmparatorluğu da yenilmiş sayıldı. Bütün ülke
İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar ve İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Padişah ve yandaşları
ülkenin paylaştırılmasına ses çıkarmadılar. Mustafa Kemal Paşa Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı
başlatmak için İstanbul’dan Samsun'a 19 Mayıs 1919 günü geldi. Samsun'dan Amasya'ya,
oradan Erzurum'a ve Sivas'a gitti. Sivas ve Erzurum'da kongreler topladı. Mustafa Kemal
Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla "Ulusu yine ulusun azim ve kararı
kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir." ilkesini öne sürdü. Yurdun
dört bir yanından seçilip gelen temsilciler - günümüzün milletvekilleri - Ankara'da 23 Nisan
1920 günü toplandılar. İlk Büyük Millet Meclisi'nin toplandığı yapı Ankara'da Ulus
Meydanı'ndan istasyona giden caddenin başındadır. Bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olan bu
yapı tek katlıdır. O yıllarda Türkiye yokluk içindeydi. Milletvekillerinin oturduğu sıralar bir
okuldan getirildi. Meclis gaz lambası ile aydınlanıyor, soba ile ısınıyordu. Top seslerinin
Ankara'da duyulduğu zamanlarda bile meclis düzenli toplandı. Ulusal Kurtuluş Savaşıyla
ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Türk ulusu
ulusal inancın nelere göğüs gerebileceğini gösterdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı.
Bağımsızlık savaşının öncüsü olan İstiklal Savaşı yeryüzünün öteki uluslarına örnek oldu.
23 Nisan'ın çocuklar açısından önemi nedir; 23 Nisan dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır.
Atatürk'ün Türk çocuklarına armağan ettiği bu bayram şenliklerine yabancı ulusların
çocukları da katılır. Atatürk çocuklara çok değer verirdi, gezilerinde okullara uğrar, ders
dinler, sorular sorardı. "Bugünün küçükleri yarının büyükleridir." diyen Atatürk, yönetimin
bayram süresince öğrencilere bırakılması geleneğini başlattı. 23 Nisan'da yönetim birimleri
seçimle gelen kurullar bir süre çocuklara bırakılır. Bu güzel gelenek her yıl yinelenir. Her 23
Nisan'da bütün Türkiye bir bayram alanı olur. Çocuklar törenlerde konuşmalar yaparlar,
şiirler okurlar.
Peki, çoğumuz acaba bugünü çocuk bayramı diye mi kutluyoruz? Sanırım evet. Oysa bugün,
önce “Ulusal Egemenlik Bayramı”. İşte beni düşündüren de acaba bizler ne kadar bu konuda
bilinçliyiz? Bugünün ne kadar derin bir anlamı olduğunun farkında mıyız? Cumhuriyetimizin
en önemli kuruluş felsefesi olan “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” ilkesi, ülkemizi
ilgilendiren siyasal, ekonomik, iç ve dış her türlü kararların sadece Türk Ulusuna ait
olduğunu, başkaca hiçbir ülkenin veya yabancı kuruluşların bu kararlarda hükümranlık hakkı
olamayacağını ve egemenlik haklarımızdan kısmen veya tamamen vazgeçme anlamına gelen
her türlü teslimiyetçi siyasal anlayışlara kesinlikle izin verilemeyeceğini ifade eder. Ancak ne
yazık ki son zamanlarda demokrasi ve insan hakları kavramları altında ülkemiz bir kardeş
kavgasına sürüklenmek istenmektedir. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve Anayasal
ilkelerimiz çerçevesinde bağımsız bir ülke olarak tek amacımız akıl ve bilimin önderliğinde
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve aşmaktır. Her kuşak kendisinden sonraki kuşaklara daha
iyi bir Türkiye bırakmak durumunda ve zorunluluğundadır. Bu, ülkemize ve yarınımızın
çocuklarına karşı olan birincil ödevimizdir.
Elimizdekilerin kıymetini bilip, sahip çıkmak için zaman kaybetmemeliyiz. Bağımsızlığımız
en değerli varlığımızdır. Belki bizler (Cumhuriyet kuşakları) bağımsızlık savaşı vermediğimiz
için bunun ne anlama geldiğini bilemeyiz ama geçmişten ders alarak geleceğimize yön
vermek bizim elimizde. Ne yazık ki başka bir Atatürk gelmeyecek.
19 Nisan 2017 Çarşamba
AMERİKA TÜRKİYEYE HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜ YAPAR,TERÖRE,TERÖRİSTE DESTEK VERİR
BİZİ GİZLİDEN YÖNETİR.!
AMMA BİZİ YÖNETENLER HEP AMERİKADAN SÖZDE ŞİKAYET EDER GÖRÜNÜRLER.!
AMMA AMERİKA BAŞKANLARI TELEFONLA ARAYINCA
HER NEDENSE ÇOK SEVİNİRLER.!
HELE BİRDE GÖRÜŞMEK İÇİN ARAYA ARACILAR KONULUP EĞER KABUL OLURSA SEVİNÇLERİNDEN
NE YAPACAKLARINI ŞAŞIRIRLAR.!
DÜŞMANA,CELLADA AŞIK OLMAK GİBİMİ NE?
ONDAN SONRA EYYY AMERİKA DEMEK ÇOK BASİT KAÇIYORMU NE?
REFERANDUM SEÇİMLERİNDE CHP VEYA BAŞKA PARTİ İKTİDARDA OLSAYDI.!
DEVLETİN,MİLLETİN TÜM İMKANLARINI KENDİ ÇIKARINA KULLANSAYDI,SEÇİMDE SANDIKLARDA ÜÇKAĞITLAR
DALAVERELER,HIRSIZLIKLAR YAPSAYDI,GÖRÜNTÜLER FOTORAFLAR,TUTANAKLA BELGELİ BİR SÜRÜ ŞAİBELER OLSAYDI.!
YSK BİRKAÇ GÜN EVVEL MÜHÜRSÜZ PUSULA VE ZARFLARI KABUL ETMİYORKEN,SEÇİM ESNASINDA
SON ANDA MÜHÜR OLAYINI DEĞİŞTİRSEYDİ.!
AKP'Lİ SİYASETÇİLER,AKP'YE OY VERENLER
REFERANDUMDA EVET DİYENLER BUNU NORMAL KARŞILAYIP SUSACAKLARMIYDI?
KABULMÜ EDECEKLERDİ?
YOKSA YERİ GÖĞÜ İNLETİP İTİRAZLARMI EDECEKTİ?
İKİ YÜZLÜLÜĞÜ BIRAKIN DÜRÜST OLUN.
DAHA EVVEL GÜNEYDOĞUDA HDP'NİN ALENEN GÖRÜNTÜLERLE TESBİTLİ SEÇİM HİLELERİNE SEÇİMİ KAZANMALARINA RAĞMEN ÇOK SESLİ İTİRAZ ETMEDİLERMİ?
YALOVADA SEÇİME İTİRAZ EDİP OYLARI KAÇ KEZ SAYDIRMADILARMI?
AKP'Lİ ADALETLİ DÜRÜST VİCDANLI İNSANLAR BARİ
SİZ SESİNİZİ ÇIKARIN.
SEÇİMLER YENİLENMELİDİR.!
EĞER YSK SEÇİMİ İPTAL ETMEZSE AGİT KARARI ORTADA
HAYIR'CILAR AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE
GİDERSE,BELGELER ORTADA,ŞAİBELER ORTADA
KESİNLİKLE BU MAHKEMEDEN SEÇİMLER YENİLENSİN KARARI ÇIKAR.!!
BİZE AVRUPA AMERİKA BUNU YAPIN DEMEDEN
BİZE BUNU DİKTA ETMEDEN BİZİM KENDİ YSK
VE MAHKEMELERİMİZ YENİDEN BİR SEÇİM
KARARI VERMELİDİR.!!!
18 Nisan 2017 Salı
İKİ YÜZLÜ YSK'DAN KÖTÜ ÖRNEK,SADECE BİRGÜN ÖNCEKİ KARAR.!
Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu YSK'nin tersine Mühürsüz oyları iptal etti ve buna ilişkin aşağıdaki bu oylar geçersizdir kararını verdi
Yurtiçinde ise Hayır oyları öne geçtiği andan sonra YSK kararında döndü ,mühürsüz oyların AKP temsilcisinin talebi ile kabulüne karar verildiğini açıkladı
Akıl almaz bir durum
Türk Halkının oyu böyle açık bir kanunsuzlukla çalındı
YSK kanunu çiğnemiş ve suç işlemiştir
Kanun ,YSK'ya yorumlama hakkı vermemiştir
Açıkça mühürsüz oyların geçersiz olduğu kanunda yazılmıştır
Bu refarandum şaibelidir ;iptali zorunludur
YSK Üyeleri yargılanmalıdır
Bu nedenle bu refandum sonuçlarını ve Anaysa değişikliklerini Türk Halkının kabul etmeme hakkı vardır
Ve bu referandum meşruiyetini tümüyle kaybetmiştir
Yok hükmündedir.!
Filiz Debreli
ACABA BU REFERANDUM DÜNYAYI YÖNETEN SİYONİST AİLELER VE CİA TARAFINDAN ÜLKEMİZİ,MİLLETİ BÖLMEK PARÇALAMAK İÇİNMİ DİZAYN EDİLMİŞTİ?
BAKSANIZA ŞUAN SANKİ TOPLUM 2 YE BÖLÜNMÜŞ VAZİYETTE.!
SAKIN EVET DEDİKLERİ İÇİN VEYA HAYIR DEDİKLERİ İÇİN HALK İLE KİMSE AYRIŞMASIN,KAVGA,HAKARET ETMESİN.!
BİZİM BİRBİRİMİZE DÜŞMEMİZİ,KAOS OLMASINI İSTEYENLER VAR.! BUNA ÇOK DİKKAT EDELİM.!
ASLA HALK OLARAK BİRBİRİMİZE DÜŞMEYELİM
DIŞARDAKİ VE İÇERDEKİ DÜŞMANLARA FIRSAT VERMEYELİM.
MADEM AKP GÜÇLENDİ O ZAMAN AKP VE DİĞER PARTİLERDEKİ TÜM FETÖCÜLERİ ORTAYA ÇIKARSIN.!
MECLİSTEKİ MİLLETVEKİLİ FETÖCÜLERDEN BAŞLAYIP,BÜROKRASİDEN DEVAM EDİP,
İL VE İLÇELERDEKİ BELEDİYE BAŞKANLARI,MECLİS ÜYELERİ,İL VE İLÇE BAŞKANLARI TÜM FETÖCÜLER,BYLOCKÇULAR ORTAYA ÇIKARILIP TUTUKLANSIN.!
ARTIK FETÖ TEMİZLİĞİ YAPINIZ BEKLİYORUZ.!
17 Nisan 2017 Pazartesi
ÜLKEMİZDEKİ
SÖZDE DÜRÜSTÜM DİYENLERE
ADALETSİZLİKLERE KARŞIYIM DİYENLERE
DİNDARIM,İYİ DOĞRU MÜSLÜMANIM DİYİP
AKP'YE OY VERENLERE.!
SİZ
REFERANDUMA GİDİLİRKEN AKP'NİN DEVLETİN
MİLLETİN TÜM İMKANLARINI KENDİ
MENFAATLERİNE KULLANMALARINA.!
SEÇİM GÜNÜ DEVLETİN MİLLETİN İMKANLARINI
KENDİ MENFAATLERİNE KULLANMALARINA.!
YSK'NIN ALENEN TARAFLI DAVRANMASINA.!
YSK'NIN SEÇİM ESNASINDA AKP LEHİNE MÜHÜRDE
İMZA OLAYI KARARINI DEĞİŞTİRMESİNE.!
SANDIKLARDA İNANILMAZ ÇOK SAYIDA GÖRÜNTÜLERLE
TUTANAKLARLA SABİT OLAN ÜÇKAĞITLARA DALAVERELERE,HIRSIZLIKLARA.!
SİZLERE SORUYORUM SİZ BUNLARI GÖRDÜĞÜNÜZ
DUYDUĞUNUZ HALDE NEDEN SES ÇIKARMADINIZ?
NEDEN SES ÇIKARMIYORSUNUZ?
NEDEN GÖRMEZDEN GELİYORSUNUZ?
BUMUDUR SİZİN DÜRÜSTLÜĞÜNÜZ,DİNDARLIĞINIZ?
BUMUDUR SİZİN İSLAM ANLAYIŞINIZ?
EĞER BUNLAR CHP VEYA BAŞKA PARTİLERCE YAPILSAYDI SİZ YİNE SESSİZMİ KALIRDINIZ?
GÖRMEZDENMİ GELİRDİNİZ?
BUNLAR PEYGAMBERİMİZ VEYA HALİFE ÖMER ZAMANINDA YAŞANSAYDI BUNLAR KABUL EDİLİRMİYDİ?
BUNLAR İSLAMA,ADALETE UYGUNMU?
SİZİN İSLAM ANLAYIŞINIZ SİYASİ LİDER'İNİZE GÖREMİ ŞEKİLLENİYOR?
YAZIK,HERKESİN KİM TARAFINDAN YAPILIRSA YAPILSIN ADALETSİZLİKLERE,EŞİTSİZLİKLERE,USULSÜZLÜKLERE
AYRIMCILIKLARA KARŞI DURMASI GEREKİRKEN.!
BEN ANLAMAM BENİM LİDERİM NE YAPARSA YAPSIN
BEN OYUMU ATARIM GERİSİNE KARIŞMAM DEMEK
ASLINDA SİZLERİN MANEVİ DEĞERLERİNİZİN KAYBOLMASI DEMEKTİR.
ALLAH BUNU SİZDEN SORMIYCAKMI SANIYORSUNUZ?
KİMLER HAK YEMİŞSE,KİMLER BUNA GÖZ YUMMUŞSA
HAKLARIMIZ HARAM OLSUN.
15 Nisan 2017 Cumartesi
YUNANSTAN 8 ADAMIZI VE BİRÇOK ADACIK'LARIMIZI
GASP ETTİ.!
BUNA NE AKP HÜKÜMETİNDEN NE AKP'YE OY VERENLERDEN,NE MİLLİYETÇİLERDEN
NEDE MİLLETİN ÇOĞUNDAN SES YOK.!
AMA VATANIM SENSİN DİZİSİNİ İNSANLAR ÖYLESİNE SEYREDİYORKİ ANLAMAKTA ZORLANIYORUM.!
YAHU ŞU AN İLLA YUNANİSTANLA VATANIM SENSİN DİZİNDEKİ GİBİMİ OLALIMDA, BİZE AİT OLAN ADA VE ADACIKLARIMIZIN GİTTİĞİNİ VE DEĞERİNİ ANLAYALIM.!
HEPİMİZ ADALARIMIZA,SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ TOPRAKLARINA SAHİP ÇIKALIM.!!!
REFERANDUM İÇİN HAYIR TARAFINDA YER ALAN
VE BUNUN İÇİN ÇALIŞANALRA VE HAYIR OYU VERENLERE
CHP VE LİDERİ KEMAL KILIÇDAROĞLUNA,
SAADET PARTİSİ VE LİDERİ TEMEL KARAMOLLAOĞLUNA
VATAN PARTİSİ VE DOĞU PERİNÇEK'E
DEMOKRAT PARTİSİ VE LİDERİ GÜLTEKİN UYSALA DSP'YE,VE TÜM HAYIR İÇİN ÇALIŞAN PARTİLERE
HAYIR İÇİN ÇALIŞAN PARTİLERİN ÖRGÜT VE TEŞKİLATLARINA
MERAL AKŞENER'E,ÜMİT ÖZDAĞ'A,SİNAN AYGÜN'E
KORAY AYDIN'A,NURİ OKUTANA,YUSUF HALAÇOĞLUNA,
STK'LARDAN ADD'YE,BAROLARA MİLLİ MERKEZE,CKD'LARA,ÇYDD'YE,VB.STK'LARA
SÜHEYL BATUMA,METİN FEYZİOĞLUNA,ÜMİT KOCASAKALA
VE EV,EV ,SOKAK,SOKAK,ÇARŞI ,PAZAR GÖNÜLLÜ GEZEN EMEKÇİ TÜM İNSANLARA
VE İSİMLERİNİ ZİKREDEMEDİĞİM TÜM HAYIRCILARA HİZMETLERİNDEN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM,
İYİKİ VARSINIZ,ÜLKEMİZE ÇOK BÜYÜK İYİLİK YAPTINIZ.!
HAYIR İÇİN EMEK SARFEDENLER ÜLKEMİZE HAYIRLAR GETİRDİNİZ,HAYIR'LI OLSUN.
YARIN SEÇİMDE GÖREVLİ HAYIRCILARA,GÖNÜLLÜ HAYIRCILARA ŞİMDİDEN KOLAY GELSİN.
13 Nisan 2017 Perşembe
REFERANDUM GELİR GEÇER.!
LÜTFEN HERKES BİRBİRİNİN GÖRÜŞÜNE,YAŞAMINA SAYGILI OLSUN,KİMSE KİMSEYE HAKARET,KÜFÜR ETMESİN.!
ARADA PROVAKATÖRLER ÇIKIYOR LÜTFEN BUNLARA UYMAYIN
AYNI ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEYİN,BİZE YAKIŞAN BİRBİRİMİZE SAYGILI OLMAKTIR,BİZİ BİRBİRİMİZE DÜŞÜRMEK İSTEYENLER DEVREDELER,HERKES UYANIK OLSUN.!
DEVLET YETKİLİLERİ LÜTFEN PROVAKATÖRLÜKLE
TOPLUMU BİRBİRİNE DÜŞÜREN BU KİŞİLERİ
SİZLER YAKALAYIP ADALETE TESLİM EDİN.
12 Nisan 2017 Çarşamba
TUTTURMUŞLAR ALGI YARATMAK İÇİN KEMAL KILIÇDAROĞLU HAVAALANINDAN KAÇTI DİYORLAR.!
EL İNSAF YAHU SAATLERCE CUMHURBAŞKANINDAN
BAŞBAKANDAN,BAKANLARDAN MİLLETE SES VERİLDİMİ?
BUNLAR SAATLER SONRA TEK TÜK TELEFON İLE ORTAYA ÇIKMADIMI?
GECE YARISI CUMHURBAŞKANI HAVAALANINA GELDİĞİNDE CUMHURİYETE DEVLETE MİLLETE BAĞLI
ASKERLER,EMNİYETÇİLER ASAYİŞİ ELE ALMAMIŞMIYDI?
HAVAALANINDA KEMAL KILIÇTAROĞLU İLE HAYATİ YAZICI YOKMUYDU? HÜKÜMETİ TEMSİLEN ASIL ONUN VAR İSE
TANKLARA VE FETOCULARA KARŞI DURMASI GEREKMEZMİYDİ?
BAŞBAKANIN HALA O ANDA NERDE OLDUĞU MUAMMA DEĞİLMİ?
ASIL BAŞBAKANIN DARBECİLERİN TANKINA
ÇIKMASI GEREKMEZMİYDİ?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA, İLE ANKARA BELEDİYE BAŞKANI MELİH GÖKÇEK O AN HANGİ ÜLKEYE KAÇMAYA ÇALIŞIYORLARDI?
HANGİ BAKAN HANGİ MİLLETVEKİLLERİ,HANGİ PARTİ LİDERLERİ TANKA KARŞI ÇIKMIŞTA SÖZÜ SADECE SEÇİM
İÇİN ALGI YARATMAK ADINA SÖZÜ
KEMAL KILIÇTAROĞLUNA GETİRİYORSUNUZ?
SİZ ÖNCE DÖNÜN PARTİNİZDEKİ HALA GÖREVDE OLAN
HAİN FETÖCÜLERE SÖZ SÖYLEYİN HATTA TUTUKLAYIN.
9 Nisan 2017 Pazar
CUMHURBAŞKANI BAŞ DANIŞMANI RESMEN EVET OYLARI GALİP GELİRSE ARTIK EYALETE GİDİLECEK DEMİŞ.!!!!
HERŞEY ORTADA EYALETE GİDEN YOLDA EVET DİYECEKLER
SİZ İYİNİYETLE ANLAMADAN SADECE LİDER SEVGİNİZLE
ÜLKEYİ İLERDE EYALETLERLE BÖLME YOLUNA SOKMUŞ
OLACAKSINIZ.!!!
LÜTFEN LİDERLERİ KENARA BIRAKIN.!
İYİCE ARAŞTIRIN OKUYUN BAKIN EYALET SİSTEMİNE GİDEN
YOLA HAYIR DİYİN.
Erdoğan'ın başdanışmanı Gökçek'in dergisine konuştu: 'Evet' çıkarsa 'eyalet' örneği
Anayasa değişiklik çalışmaları ekibinde yer alan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şükrü Karatepe başkanlık sistemiyle birlikte büyük kentlerin yeniden yapılanacağını söyledi, Çin’i örnek gösterdi.
Referanduma sunulan anayasa değişiklik teklifinin “özerkliğe yol açacağı” tartışmaları sürerken, Cumhurbaşkanı'nın yerel yönetimlerden sorumlu Başdanışmanı Şükrü Karatepe'den ortalığı karıştıracak açıklamalar geldi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yayın organı Şehir Araştırmaları Dergisi'nde “Başkanlık Sisteminde Şehir Yönetimi” başlıklı makale yazan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şükrü Karatepe, kalabalıklaşan metropollerin artık klasik idarelerle yönetilemeyeceğini savundu. Karatepe, “İl özel idareleri ile büyükşehir belediyelerinin gücünün birleşmesiyle, belediye kavramını aşan, yeni bir yönetim birimi oluşmuştur. Bu illerin yönetimine artık, şehir kavramını öne çıkaran ‘şehir yönetimi', ‘büyükşehir yönetimi' veya ‘kent yönetimi' gibi başka isimler bulmak gerekir” ifadesini kullandı.
[Haber görseli]
Sözcü gazetesinden Ali Ekber Ertürk'ün haberine göre, “Büyük metropollerde ‘belediye' kavramı artık şehir yönetimini açıklamada yetersiz kalıyor” diyen Karatepe, eyaletle yönetilen Çin modelini şu sözlerle aktardı:
“Çin'de, şehirlerin bir kısmı farklı statülerde kuruluyor. Bütün politikalarını, ulusal birlik ve güvenliğe öncelik vererek oluşturan Çin, büyüyen ve gelişen şehirlerine yeni yönetim modelleri uyguluyor. Güvenlik kaygısıyla resmi açıklamalarda yüksek sesle dile getirilmese bile, Türkiye de bu süreçten etkileniyor.”
Karatepe'nin örnek gösterdiği Çin'de, 23 eyalet, 5 özerk bölge ile 2 özel statülü il bulunuyor. Büyükşehirlerin artık merkezi idarelerle yarışan mega projeler geliştirdiğini dile getiren Karatepe, “yerel yönetim” tabirinin artık sınırları zorladığını belirterek şunları yazdı:
ÖNCE BAŞKANLIK, SONRA EYALET
“Şehir yönetiminin başkanlık sistemine uyumlu hale getirilmesi için düzenlemeler yapılırken, büyük şehirlerin hizmetler alanında değişen rolü dikkate alınarak, şehir yönetimi yeniden tanımlanmalıdır. Bu tanımlama yapılırken, büyükşehir belediye başkanına doğrudan ‘şehir başkanı' veya ‘büyükşehir başkanı' gibi bir ad verilmelidir. Bütün şehirde (30 büyükşehir) özel idarelerin kalkması ve iki başlı yürütmenin sona ermesi ise başkanlık sisteminin tam olarak kurulması yönünde atılan önemli bir adımdır.
Anayasa değişikliği ile yürütmede tek başlılık sağlandıktan sonra, şehirlerin tamamında bütün şehir uygulamasına geçilerek yönetimde de tek başlılık sağlanmalıdır. Sonraki aşamada ise, şehir yönetimlerine yeni hükümet sistemine uyumlu bir kimlik kazandırılması yönündeki düzenlemeler yapılmalıdır.”
8 Nisan 2017 Cumartesi
HANİ ŞEHİR HASTANESİ YAPTIK DİYE ÖVÜNÜYORLAR YA
ASLINDA İŞTE BU ŞİRKETLERE YAPTIRILIYOR.!
AYNI KÖPRÜ,TÜNEL GİBİ BUNLARDA ŞİRKETLERE
KAR ETSİNLER DİYE GÜNLÜK KOTA KONULARAK
ÖZEL İŞLETMELERE VERİLİYOR.!
YANİ EĞER GÜNLÜK ŞU KADAR HASTA GELMEZSE DEVLET ONU DEVLET KASASINDAN ŞİRKETLERE VERECEK.!
HASTANE İÇİ HİZMETLER HEP ŞİRKETLERE AKACAK.!
ABD'li yazardan 'Türkiye'nin sınırları yakında değişecek' iddiası.!!!
ABD'li neo-con yazar Michael Rubin "Türkiye parçalara ayrılmış durumdadır. Sınırları yakında değişecek" iddiasında bulundu.
ABD'li neo-con yazar Michael Rubin'e göre Türkiye'nin bölünme sürecinin psikolojik aşaması tamamlandı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarihe 'kibiri uğruna Türkiye'yi yıkan kötü adam' olarak geçecek.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ ÖNCEDEN YAZMIŞTI
Odatv'nin, AEI'den aktardığı haberine göre, 15 Temmuz’daki darbe girişimini önceden yazan ABD'li neo-con yazar Michael Rubin, Türkiye'nin bölündüğünü, ancak henüz Kürtlerin ayrı bir devlet mi kuracakları yoksa Türkiye'nin içinde bir federasyon mu olacaklarının belli olmadığını öne sürdüğü bir yazı kaleme aldı.
Rubin'e göre Türkiye'nin bölünme sürecinin psikolojik aşaması tamamlandı ve Erdoğan tarihe 'kibiri uğruna Türkiye'yi yıkan kötü adam' olarak geçecek.
‘TÜRKİYE PARÇALARA AYRILMIŞ DURUMDA'
Rubin yazısını şöyle bitirdi: "Türkiye parçalara ayrılmış durumdadır. Sınırları yakında değişecek; tek mesele bölünme iki ayrı devlet şeklinde mi olacak yoksa Türkiye'ye dahil bir federasyon mu henüz belli değil. Erdoğan kendisini büyük bir lider ve yeni Atatürk olarak görüyor olabilir. Fakat Atatürk modern Türkiye'yi inşa ederken, Erdoğan onu yıkmaktan başka bir şey yapmadı. Erdoğan tarihe bir kahraman olarak geçmeyecek, kibiri uğruna Türkiye'yi yıkan yozlaşmış bir kötü adam olarak geçecek."
İşte Rubin'in Türkiye'nin bölünme senaryosunu yazdığı o yazısı:
"BİR ÜLKE NE ZAMAN PARÇALANIR?"
Bir ülke ne zaman parçalanır? İç savaş ve şiddet dolu karışıklıklar parçalanma aşamasının ön adımlarıdırlar. Çekoslovakya'nın barışçıl bölünmesinin karşısında Yugoslavya ve Hindistan örnekleri de bulunuyor. Etiyopya'dan kopmasından önce Eritre'de onlarca yıl çatışmalar sürmüştü, ya da Güney Sudan bağımsızlığını ilan ederek Sudan'dan koparken de durum farklı değildi. Bangladeş'in Pakistan'dan kopması ise sadece bir yıl almıştı fakat o bir yıl içerisinde Suriye'de son beş yılda ölen insandan daha fazlası hayatını kaybetmişti. Ancak bu örneklerin hepsinin ortak özellikleri politik ayrışmalar ile bölünme öncesinde ortaya çıkan psikolojik bölünme halidir. Eritreliler bağımsızlıklarını ilan etmeden çok uzun zaman önce kendilerini Etiyopyalı olarak görmekten vazgeçmiş ve ayrı bir topluluk olarak düşünmeye başlamışlardı. Bangladeşliler içerisinde yaşadıkları toplumdan farklı bir dil konuşuyorlardı ve oldukça farklı bir kültürel kimliğe sahiptiler. Çekler ve Slovaklar zorla birlik haline getirilirlerken farklı tarihsel altyapılara ve dillere sahiptiler.
‘BAĞDAT KÜRTLERİN ÜZERİNE ATEŞ PÜSKÜRMEYE BAŞLADI'
Şimdi bir de Ortadoğu'ya bakalım: Kürtler kendilerini ulus olamamış büyük bir topluluk olarak görüyorlar. Onlarca milyon Kürt dört bölge ülkesine yayılmış halde yaşamaktadırlar: Türkiye, Suriye, İran ve Irak. Kürtler Irak'ta onlarca yıldır süren bir mücadele içerisindeler. Irak monarşisi süresince, Kürtler ve monarşi güçlerinin arada sırada çatıştıklarına şahit oluyorduk fakat o günler 1961'de kaldı, sadece üç sene sonra Irak ordusu bir darbe ile monarşiyi yıktı ve Kürtlerin mesafeli kaldığı Bağdat bu topluluğun üzerine ateş püskürmeye başladı. Ayaklanmalar ve düşük yoğunluklu çatışmalar sonraki 10 yıl da sürdü. 1970 senesinde, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Molla Mustafa Barzani, şimdiki lideri Mesut Barzani'nin babası olur, Saddam Hüseyin'in barış sağlanabilecek pragmatik bir lider olduğunu düşünmüştü. Baba Barzani ve Saddam birlikte Kürtlere otonom haklar tanıyan bir anlaşmaya varmışlardı. Çok kısa bir süre sonra ise Barzani Saddam'ın samimiyetsizliğine tanık olacaktı. Çatışmalar bir kez daha başlamıştı. Çatışmaların sertleşmesi ve Saddam'ın baskıcı bir tutumu benimsemesi Kürtlerin kendi tarihsel miraslarına yönelerek Iraklı liderin kafalarına sokmaya çalıştığı düşünceleri reddetmeye yöneldiler. 1991 senesi, Saddam'ın bir hesap hatası ile şekillenmişti: Saddam sivil devlet memurlarını geri çekmiş ve ablukaya aldığı Kürtlere boyun eğdirmenin yolunu aramıştı. Irak Kürtleri ise durumdan avantaj sağlayarak kendi hükümetlerini kurmuşlardı.
"PSİKOLOJİK OLARAK KENDİLERİNİ KABUL ETTİRMEYİ BAŞARDILAR"
"O günlerin üzerinden 25 yıldan fazla zaman geçti. Genç nesiller Saddam'la asla karşılaşmadılar, ve çoğu sivil Kürt savaşı asla deneyimlemediler, İslam Devleti'nin (IŞİD) Kürt kentlerine birkaç düzine mil yaklaşmasını önemsemediler. Kürtçe konuşuyorlar ve Arapça anlamıyorlar. Kürt şarkıcıları dinliyorlar ve Kürt televizyonu izliyorlar. Bırak Irak'ın güneyini, pek azı daha önce Bağdat'ta bulundu. Çok azı kendisini Iraklı hissediyor. Bu yeni bir şey değil, çok sayıda akademisyen ve gazeteci Irak Kürdistan'ını ziyaret ederek aynı gözlemlerde bulunuyorlar. Basra, Necef, Kerbela ve hatta Bağdat'ta Irak Kürdistan'ının ne kadar farklı olduğuna dair konuşmalar yapılıyor fakat onların da pek azı bölgeyi ziyaret etmişler. Eğer Kürdistan dağlarında yaz tatili merkezleri inşa edilmiş olsalardı, Iraklılar buraları ziyaret ederlerken sanki yabancı bir ülkeye giriyormuş gibi pasaport kontrolünden geçeceklerdi. Oysaki bir zamanlar okullarda Arap milliyetçiliğinin birlik olabilmek için verdiği savaşı öğreniyorlardı, çok sayıda genç Iraklı genç Irak Kürdistanı'nın ülkeye bütünüyle entegre olması gerektiği konusunda umursamaz durumda. Irak Kürtlerinin kazançları sadece bölgelerinin kontrolü ile kısıtlı kalmadı, aynı zamanda psikolojik olarak kendilerini kabul ettirmeyi de başardılar.
"ERDOĞAN KÜRTLERE KARŞI KANLI VE KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ BİR GİRİŞİM İÇERİSİNDE"
Türkiye'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kürtlere karşı kanlı ve küçük düşürücü bir girişim içerisinde. Yapmaya çalıştığı seçimlerde Kürtlerin büyük bölümünün oyunu alabilmekti, fakat kısa süre önce Kürtlerin oylarına ihtiyacı kalmadığında verdiği sözleri de unuttu. Barış sürecine olan inancında samimi değildi. Çok geçmeden gördü ki Kürtler HDP'ye oy veriyorlar, kavurucu dünya siyasetini benimseyerek Cizre, Silopi, Nusaybin gibi şehirleri yıkarak Suriye'nin Halep'ine benzetirken, düşmanının kaynaklarını kurutmaya yöneldi. Barış görüşmesinin ardından gelen ve 1980'lerin ortalarını anımsatan şiddet deneyimi Türkiyeli Kürtlerin Türk vatandaşları ile müşterek gelecek düşüncesinden vazgeçmelerine neden oldu. Kafa yapısı değişen ise sadece Kürtler değiller. Erdoğan Türk basını üzerinde oldukça güçlü bir kontrole sahip, Türkler şimdiye kadar olmadığı denli baskı altında tutulan ve konuşmasına izin verilmiş kısık seslere maruz kalıyorlar.
‘BATILI YAŞAM TARZINA SAHİP TÜRKLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU TÜRKİYE'NİN GÜNEYDOĞU BÖLGESİNE ADIMINI BİLE ATMAMIŞ'
Sonuç olarak, yeni nesil Türkler eğer düşman olarak değilse Kürtleri en azından öteki olarak görüyorlar. Batılı yaşam tarzına sahip Türklerin büyük çoğunluğu Türkiye'nin Güneydoğu bölgesine adımını bile atmamış, bölgede yaşayan Kürtlerin büyük çoğunluğu ise Antalya, Bursa ve İzmir'i asla ziyaret etmeyecekler. Türkiye psikolojik anlamda bir bölünme sürecinden geçiyor. Hatta Erdoğan'ın kendisi dahi bir aşamada bu bölünmenin kaçınılmaz olduğunu anladı ve hatta ekonomi politikalarından Kürt bölgelerini silmesinden bu durumu anlayabiliriz.
"TÜRKLER GERÇEKLERLE YÜZLEŞMELİLER"
Psikolojik bölünme etnik bir temizliği tersine çevirmeyi imkansız hale getirmektedir. Neredeyse imkansız hale gelmesi bir yana, Kürtler de silahlı ve savaş deneyimine sahipler. Türkler gerçeklerle yüzleşmeliler: Türkiye parçalara ayrılmış durumdadır. Sınırları yakında değişecek; tek mesele bölünme iki ayrı devlet şeklinde mi olacak yoksa Türkiye'ye dahil bir federasyon mu henüz belli değil. Erdoğan kendisini büyük bir lider ve yeni Atatürk olarak görüyor olabilir. Fakat Atatürk modern Türkiye'yi inşa ederken, Erdoğan onu yıkmaktan başka bir şey yapmadı. Erdoğan tarihe bir kahraman olarak geçmeyecek, kibri uğruna Türkiye'yi yıkan yozlaşmış bir kötü adam olarak geçecek."Mynet
Gönderen Gazete insan zaman: 03:38
MÜSLÜMANIM DİYEN,ASLA MÜSLÜMANLARIN ÜZERİNE HRİSTİYANLAR VE SİYONİSTLERCE BOMBA YAĞDIRMASINA
KATLİAMLAR YAPMALARINA SEYİRCİ KALAMAZ.!
DESTEKLEMEZ,DUA ETMEZ.!
BUNLARI YAPANLAR VARSA ONLARA MÜSLÜMAN DENMEZ.!
HALA ANLAYAMIYORSUNUZ.!
ANLAMAK İSTEMİYORSUNUZ.!
ORTADOĞUYU HİLELERLE,ÜÇKAĞITLARLA,KATLİAMLARLA
MÜSLÜMAN KANI DÖKEREK YOK EDENLER SİYONİSTLER
TAPINAKÇILAR,HRİSTİYANLARDIR.!
AMAÇLARI,GÖREVLERİ VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLARDA
BÜYÜK İSRAİLİ KURMAKTIR.!
BUNUN İÇİNDE YENİ DÜNYA DÜZENİ AYAKLARIYLA HİLE,ÜÇKAĞITLA MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA MEZHEP,ÇIKAR,ÜÇKAĞITLA BİRBİRİNE KIRDIRMAK
SONRA SÖZDE BARIŞÇI,KURTARICI OLARAK KENDİLERİ
GELİP SÖZDE YENİ DEVLETLER KURMAKTIR.!
BUNU BAŞARINCA DEVLETLERİN İSMİ DEĞİŞECEK VE
BÜYÜK İSRAİL OLACAKTIR.!
BUNADA ÇOK YAKINLAR,SON İKİ ÜLKE DİRENİYOR BİRİSİ
TÜRKİYE BİRİDE İRANDIR.!
ASLA BATIDAN BİZE DOST OLMAZ,YARAR GELMEZ.!
BIRAKIN ARTIK BUNLARA DUA ETMEYİ,BUNLARLA DOST OLMAYI.BUNLAR KUZU POSTUNA GİRMİŞ ŞEYTANLARDIR.!
Şaka değil gerçek.!
Fatih Camisinde kılınan Cuma namazının ardından siyasal islamcılar ABD'ye Suriye saldırısı için dua etti. Allah'ım, ABD'nin attığı füzeleri isabetli kıl denildi..
Aynı adamlar, bundan 10-15 yıl önce aynı Caminin önünde Amerika bayrağı yakıyordu.!
7 Nisan 2017 Cuma
EYYY AKP'Lİ YÖNETİCİLER SİZ NASIL OLURDA MÜSLÜMANLIĞI MÜSLÜMAN ÜLKELERİ YOK EDEN,İŞGAL EDEN AMERİKANIN YAPTIKLARINA DESTEK VERİRSİNİZ?
EYYY AKP'YE DESTEK VEREN ,OY VERENLER SİZ AMERİKANIN İSLAM ÜLKELERİNİ TEK TEK YALANLARLA
İFTİRLARLA,ÜÇ KAĞITLARLA VURMASINA,İŞGAL ETMESİNE NASIL SESSİZ KALIRSINIZ?
HATTA BAZILARINIZ BUNA NASIL SEVİNİP DESTEK VERİRSİNİZ?
BU AMERİKA PKKYI,IŞİDİ,PYDYİ,VE TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNİ KURUP İSLAMİYETİ VE ÜLKEMİZİ YOK ETMEYE ÇALIŞMIYORMU?
HAİN FETÖ ÖRGÜTÜNÜ KURDURUP ÜLKEMİZE ZARAR VEREN AMERİKA DEĞİLMİ?
BOP PROJESİNİ YÜRÜTEN AMERİKA DEĞİLMİ?
VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR İÇİN MÜSLÜMAN ÜLKELERİNİ
HİLELERLE ÜÇ KAĞITLA VURUP ELE GEÇİRMİYORMU?
UNUTMAYIN IRAK İÇİN KENDİ İKİZ KULELERİNİ VURUP
ÜÇ KAĞIDIDA AMERİKA YAPMIŞTI.!
AYNISINI SURİYEDE KİMYASAL SALDIRI YAPTILAR YALANIYLA KENDİSİ YAPTIRMIŞTIR.!
BUNLARA İNANMAYIN.!
AYRICA UNUTMAYINKİ SURİYE MÜSLÜMAN ÜLKEDİR
NEDEN SİYONİSTLER VE HAÇLILAR ORAYA MÜDAHELE
ETSİNKİ?
BUNA MÜSADE ETMEYİN,SEVİNMEYİN UNUTMAYINKİ
VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR ANKARAYA KADARDIR.!
İLERDEDE BİZE AYNI TUZAKLARI,HİLELERİ YAPACAKLAR.!
HEPİMİZ AMERİKA,İSRAİL,İNGİLTERE,AB,RUSYA'NIN ORTADOĞUDAN VE ÜLKEMİZDEN GİTMESİNİ İSTEMELİYİZ,BİRBİRİMİZEDE ASLA DÜŞMEMELİYİZ.
6 Nisan 2017 Perşembe
İLLÜMİNATİNİN MERKEZİ RUSYADAN İSRAİL
İÇİN HABER.!
PUTİN,BİNYAMİN NETENYAHUDAN EMİR ALIR
DAHA EVVEL 2 AYRI GÖRÜNTÜLERDE SEYRETTİM VE PAYLAŞTIM,PUTİN EL PENÇE OTURAN BİNYAMİ NETENYAHUNUN YANINA AHZIR OLDA GELİYORDU.!
TABİKİ PATRONLARI NE DERSE ONU YAPACAKLAR
BUDA ONLARDAN BİRİ.!
EN ÖNEMLİSİ VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR İÇİN RUSYADA
İSRAİLİN EMRİNDE İŞLER YAPIYOR VE YAPMAYA DEVAM EDECEK.!
Rusya: Batı Kudüs, İsrail'in başkenti.!
Rusya, Batı Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, internet sitesinde yayınlanan bir bildiriyle, Doğu Kudüs'ün gelecekteki bir Filistin devletinin başkenti olması gerektiğine inandıklarını bildirdi.
5 Nisan 2017 Çarşamba
18 YAŞINDAKİ VE DİĞER GENÇLERE SÖYLÜYORUM.!
GENÇLER SİZİ MİLLETVEKİLİ YAPACAĞIZ DİYİP KULLANMAK İSTEYENLERE, SİZİ ÖNEMSİYORUZ
DİYENLERE,SİZİ SİYASETE SOKACAĞIZ DİYENLERE
YETER DİYİN.!
KENDİNİZİ BU KİŞİLERE KULLANDIRTMAYIN.!
BİZİM ÜSTÜMÜZDEN PRİM YAPMAYA ÇALIŞMAYIN DİYİN.!
ONLARA ŞUNLARI SORUN,MADEM SİZ BİZİ ÖNEMSİYORSUNUZ VE İNANIYORSUNUZ O ZAMAN
BİZ SİZİN KIZLARINIZ İLE 18 YAŞINDA EVLENMEK
İSTİYORUZ BİZE KIZLARINIZI VERECEKMİSİNİZ? DİYİN .!
MADEM BİZİ ÖNEMSİYORSUNUZ MAKAMLARDAKİ KOLTUKLARINIZI BİZLERE DEVREDECEKMİSİNİZ.!
DİYİN.
BİZİ ÖNEMSİYORSANIZ İŞLERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞIN DİYİN,DİYİNDE GÖRÜN BAKALIM.!
İNANIN BUNLARIN HEPSİ SEÇİM YATIRIMIDIR,SİZ OYUNUZU KULLANDIKTAN SONRA SURATINIZA BİLE BAKMAZLAR.!
BU SENELERDİR AYNIDIR,KİMSEYE KENDİNİZİ KULLANDIRTMAYIN VE HÜR İRADENİZİ KULLANIP OYUNUZU BİAT ETMEDEN KULLANIN.
4 Nisan 2017 Salı
ALÇAKÇA,KALLEŞÇE SALDIRI YAPMAK NE DEMEK?
NEDEN KİMYASAL SİLAH KULLANIP ÇOLUK ÇOCUK
SİVİLLERİ KATLEDİYORSUNUZ KATİLLER.!
İdlib'te kimyasal bomba kullandılar! 100'den fazla can kaybı...
Suriye'nin batısındaki kente bağlı Han Şeyhun kasabasına rejim veya Rus uçakları kimyasal bombalar attı. Hayatını kaybeden 100'den fazla sivil arasında çok sayıda çocuk da var. Saldırıdan etkilenen 500'den fazla kasaba sakini boğulma tehlikesi geçirdi ya da nefes almakta zorlandı. Bazı kurbanların ağızlarından köpük geldi.
Hatay'daki Cilvegözü Sınır Kapısı'nda çok sayıda ambulans, İdlib'den getirilen yaralıları bekliyor. Özel kıyafet giymiş sağlık ekipleri, yaralıları kontrol ettikten sonra girişlerine izin veriyor. Reyhanlı Devlet Hastanesi'ne getirilen yaralılardan biri yaşamını yitirdi.
Rusya lideri Putin'i telefonla arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırının kabul edilemez olduğunu belirterek Astana sürecindeki ilerlemeyi riske attığını söyledi.Birleşmiş Milletler, savaş suçu müfettişlerinin İdlib'deki saldırıyı araştıracaklarını ilan etti.
Saldırı dünyada şok etkisi yarattı. Fransa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı.
İdlib kırsalındaki bir camiyi hedef alan başka hava saldırısında ise 21 can kaybı var.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İdlib'de rejim veya Rus savaş uçaklarının kimyasal saldırısında en az 100 kişinin öldüğünü bildiriyor. Uluslararası ajanslarının son dakika koduyla duyurduğu habere göre, sabah saat 06.45'te gerçekleşen saldırıda yaşamını yitirenlerin birçoğu çocuk. Reuters ve Associated Press (AP) haber ajansları, Han Şeyhun kasabasından tüyler ürperten fotoğrafları dünyaya geçti. Fotoğraflarda, yere yığılmış çok sayıda sivil hareketsiz duruyor ve kurtarma ekipleri yaralıları taşıyor. Birleşmiş Milletler, savaş suçu müfettişlerinin İdlib'deki saldırıyı araştıracaklarını ilan etti.
Kullanılan gazın Sarin gazı olma ihtimali üzerinde duruluyor. BBC'ye konuşan doktorlar, kurbanlardaki bulguların kimyasal saldırıyı gösterdiğini bildiriyor.
İlk saldırının ardından yaralıların taşındığı hastane havadan vuruldu. İdlib'deki Al Jazeera muhabiri, ilk saldırının ardından savaş uçaklarının bu kez yaralıların tedavi gördüğü bir hastane ve sivil savunma teşkilâtına ait bir binayı vurduğunu aktarıyor.
BBC Arapça Servisi'ne konuşan yerel ilk yardım yetkilisi Muhammed Resul ise, saldırı haberinin kendilerine sabah saat 06:45 sıralarında geldiğini söyledi:
"Olayı duyduktan hemen olay yerine ambulanslar gönderdik. Sokakta yaralı durumda, nefes almakta güçlük çeken insanlar ve çok sayıda çocuk vardı. Boğulma şikayeti yaşayan 300 kişi olduğu bildiriliyor. Durumu tarif etmem çok güç."
Boğuldular, nefes alamadılar...
Saldırının gerçekleştiği yer, ülkenin batısındaki İdlib'e bağlı Han Şeyhun kasabası. Uçakların attığı bombalardan 500'den fazla kasaba sakini etkilendi.
Saldırı sonrası çok sayıda insan boğulma tehlikesi geçirdi ya da nefes almakta zorlandı. Bazı kurbanların ağızlarından köpük geldi.
Saldırıyı kimin yaptığı henüz netlik kazanmadı. Bir açıklama yapan Rusya Savunma Bakanlığı, kendi uçaklarının saldırya katılmadığını savundu.
Ambulanslar yaralıları alıyor
Sınırın Türkiye tarafında da hareketlilik var. Anadolu Ajansı, klor gazlı saldırının ardından çok sayıda ambulansın Cilvegözü Sınır Kapısı'nda beklediğini aktarıyor. Özel kıyafet giymiş sağlık ekipleri, gelen yaralıların ilk kontrolünü kimyasal yıkama çadırında yaptıktan sonra Türkiye'ye girişlerine izin veriyor.
Ambulansların taşıdığı altı yaralı, Reyhanlı Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. İhlas Haber Ajansı, yaralılardan birinin yaşamını yitirdiğini bildiriyor.
Gün içinde çok sayıda yaralının hastaneye getirilmesi bekleniyor.
Rejim camiyi vurdu: 21 ölü
İdlib'de kimyasal saldırının dışında bir başka saldırı daha oldu, Salkin ile Cisr eş Şuğur bölgelerine hava bombardımanı düzenlendi. Bir caminin hedef alındığını belirten Anadolu Ajansı, en az 21 sivilin öldüğünü bildiriyor.
Dışişleri Bakanlığı: Şiddetle kınıyoruz
Dişişleri Bakanlığı'ndna açıklama geldi. Bakanlığın açıklamasında 'İdlib'teki saldırıları şiddetle kınıyoruz. Uluslararası toplum tepkisini ortaya koydu.' denildi.
Erdoğan'dan Putin'e telefon
St. Petersburg'daki terör saldırısının ardından başsağlığı için Rusya lideri Vladimir Putin'i arayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, görüşmede İdlib'deki saldırıyı da gündeme getirdi.
Görüşmede saldırının Astana'da ilerlemeyi riske attığınını vurgulayan Erdoğan, "İnsanlık dışı saldırı kabul edilemez" dedi.
Birkaç gün önce duyurmuşlardı
Rejime yakın El Masdar gibi yayın organları, birkaç gün önce rejim ordusu ve Rus komandoların İdlib'in güneyinde büyük bir taarruza hazırlandığını duyurmuştu. Bugünkü saldırı ise, rejime yakın herhangi bir yayın organında yer almıyor.
Fransa acil toplantı istedi
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, BM Güvenlik Konseyi'ne İdlib'deki saldırı ile ilgili olarak acil toplanma çağrısı yaptı. "Bu iğrenç saldırıyı kınıyorum" diyen Ayrault, “Uluslararası güvenliği tehlikeye atan böylesi ciddi eylemler karşısında, herkesi sorumluluklarından kaçmamaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
2013'teki saldırıyı akıllara getirdi
Şam rejimi, dört yıl önce Şam’ın Doğu Guta bölgesine Sarin gazıyla saldırmış, 1400’den fazla insan ölmüştü. Saldırının ardından ABD yönetimi ve uluslararası kamuoyu büyük ölçüde Beşar Esad'ı sorumlu tutmuş, ABD Başkanı Barack Obama ‘kırmızı çizgilerin’ ihlal edildiği gerekçesiyle Suriye rejimine yönelik askeri müdahalede bulunacağını açıklamıştı.
Daha sonra devreye Rusya girmiş, Moskova’nın girişimiyle Suriye rejimi kimyasal silahların ülkeden çıkarılması ve imha edilmesi ile ilgili anlaşmayı kabul etmişti.
Rejim, tüm kimyasal silahını teslim ettiğini iddia ediyor. Ancak ülkede hâlâ zehirli gaz saldırıları gerçekleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler, daha önce birçok kez Şam rejimini kimyasal silah kullanmakla suçladı.
Suriye'de rejimin 2011'de başlayan barışçıl ayaklanmaları şiddet kullanarak bastırma girişimi, ülkeyi iç savaşa sürekledi. Yedinci yılına giren savaşta en az 300 bin kişi ihayatını kaybetti. 5 milyondan fazla Suriyeli, komşu ülkelere sığındı. Ülke içinde de 6 milyondan fazla kişi evinden oldu.
2 Nisan 2017 Pazar
EVET ÇIKARSA ÖNCE YEREL BELEDİYELERDE ÖZERKLİK BAŞLAYACAK,ZAMANLADA EYALETLERE BÖLÜNECEK
DAHADA İLERDE SÖZDE KÜRDİSTANLAR BİRLEŞECEK
EN SONUNDADA İSİM DEĞİŞTİRİP BÜYÜK İSRAİL OLACAK.!
BUNLAR KEHANET DEĞİL,İFTİRA DEĞİL,BÜYÜK İSRAİL HARİTASINI BULUN BAKIN (BEN BURDAN ÇOK PAYLAŞTIM)
NE DEDİĞİMİ NET ANLARSINIZ.!
BEN HAYIR DİYORUM.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)