31 Aralık 2016 Cumartesi
Sosyal medyanın konuştuğu kahramanlık destanı için flaş açıklama
Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında 30 Aralık akşamı El Bab'da DEAŞ'lı teröristler Türk mevzilerine saldırdı. Saldırıyı püskürten iki Mehmetçik sayesinde onlarca terörist etkisiz hale getirildi. Sosyal medyada hızla yayılan detayları Genelkurmay kaynakları hurriyet.com.tr'ye doğruladı. Facebook, Twitter ve Ekşi Sözlük'te yüzlerce yorum alan "kahramanlık destanı" şöyle:
bugün saat 18:00 civarı el bab'da yaşananları müsadenizle sizlerle paylaşmak istiyorum. bugün saat 18:00 gibi ışid militanları özel görev kuvvetinin olduğu yere tüm gücüyle saldırmış. öyle sızma falan değil. bmp'lerle zırhlı araçlarla, bombalı araç ve yaya canlı bombalarla. resmen katliam yapmaya gelmişler. yaya canlı bombaları, bombalı araçları ve zırhlı araçları sayamadık bile dedi tabur komutanı. ilk başta bizimkiler şaşkınlık yaşayıp pozisyon almaya çalışmışlar. sonra iki m60 tankı mevzisinden fırlamış atış yapmaya başlamış. çıkar çıkmaz tow isabeti almış. atışa devam etmişler. birer birer tüm araçları ve hedefleri kimi görürlerse, vurulmuş olmalarına rağmen vurmaya başlamışlar.
ardından ikinci tow ile vurulmuşlar. tabur komutanı tankı tahliye et emri vermiş. teğmen biz bırakırsak arkada kimse sağ kalmaz demiş. tanktan çıkmamışlar. atış kontrol sistemlerle atışa devam etmişler. tabur komutanı çıkın diye emir vermesine rağmen tankta kalıp atışa devam etmişler. üçüncü tow ile vurulduktan sonra bile atışa devam etmişler. son isabetten sonra tankta atış imkanı kalmadığından mürettebatın tamamını yaralı olarak tahliye etmişler. bu arada diğer tank yanaşıp atışa devam etmiş. onu da vurmuşlar. bu sefer astsubay çavuş tank komutanı ben de çıkmıyorum demiş yaralı olarak atışa devam etmişler. nihayetinde ikinci kez onu da vurmuşlar. şükür şehit yok. iki tank toplam 5 kez vurulumuş.
tabur komutanı, manzarayı görmeliydiniz dedi. 'onlarca bombalı araç, zırhlı araçlar canlı bombalar iki tank ile bu kahramanlar sayesinde tamamen imha edildi. bir tane bile sağ kalan olmadı. yüzden fazla terörist önümüzdeki düzlükte cansız yatıyor. şehitlerimizin kanı yerde kalmadı' dedi. konuştuğum herkesin morali çok yüksek. bir tane genç asteğmen bir tane gencecik astsubay bugün destan yazmışlar."
hurriyet.com.tr'ye konuşan Genelkurmay Başkanlığı kaynakları, dün yaşanan saldırıyı doğrularken öldürülen DEAŞ'lı sayısının 50 civarında olduğunu, TSK'nın hiç şehit vermediğini bildirdiler. Muharebede yer alan komutan ve askerlerin isimlerinin ise şu aşamada açıklanmayacağı belirtildi.
Uğur Ergan
30 Aralık 2016 Cuma
SİYASİ OLARAK HERKES KENDİ FİKRİNİ AÇIKÇA KONUŞSUN
AMA HAKARET KÜFÜRDEN KAÇINSIN
PARTİLER İÇİN İNSANLARLA KÖTÜ OLMAYA GEREK YOK
PARTİLER AİLENİZ DEĞİL, SİZ PARTİ YÖNETİCİLERİNDEN
ÇOK PARTİLERİ NEDEN SAVUNMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?PARTİLER KENDİLERİNE GELEN ELEŞTİRİLERİ KENDİLERİ SAVUNABİLİR!
BOŞUNA BU YÜZDEN İNSANLARLA TARTIŞMAYIN,SİZLERDE
KENDİ SAYFALARINIZDAN FİKİRLERİNİZİ HAKARETSİZ
YAZIN ÇİZİN.
HER AN HER YERDE SİYASET OLMAL, İNSANLAR KONUŞMALI
PARTİLERDE DOĞALARI GEREĞİ HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIK OLMALI,ELEŞTİRİLERE CEVAP VERMELİDİR.
HANİ 70'Lİ YILLARDAKİ TÜP KUYRUĞUNA KIZAN,
BUNLA BAZI PARTİLERİ SUÇLAYAN,DALGA GEÇENLERE GELSİN,İNSANLAR ELEKTİRİK KESİNTİLERİNDEN BIKMIŞ
İŞ VE EVLERİ İÇİN KULLANDIKLARI JENARATÖRLERİNE
DURMADAN BENZİN ALMAK ZORUNDA KALMIŞLAR!
BİRÇOK BÜYÜK İŞYERİ ÇOK BÜYÜK ZARARDA YAZIK DEĞİLMİ?
ÇOCUKLAR,YAŞLILAR FENA DURUMDA YAZIK DEĞİLMİ?
EĞER BUGÜN İKTİDARDA BAŞKA PARTİ OLSAYDI ACABA
BU ELEKTİRİK KESİNTİLERİNİ BAZILARI YİNE BÖYLE SAKİN
VE SÜKUT İLEMİ GÖRECEKLERDİ?SUSARLARMIYDI?
MALUM HALA GEÇMİŞTEKİ TÜP KUYRUĞUNU HALA ISITIP ORTAYA SÜRÜYORLARDA!!!
Bazıları partilerini düşünücem,onlara laf söyletmiycem diye çocukları,yaşlıları,insanları görmezden geliyorlar!
Elektirik kesintilerini kaç gündür,kaç kez yaşıyoruz!
Çocuklar,Yaşlılar bu soğukta kaçıncı kez üşümek zorunda bırakıldı! kimi işyerleri işlerinden oldu! acaba kaç kişinin kombisi,elektirikli
eşyaları gel gitlerden bozuldu?
Evet biz büyük Ülkeysek ufacık soğuklarda bunu yaşamak zorunda değiliz! Demek daha büyük kışlarda,yada afetlerde
mahvolacağız!
Bunlar evvelden hesaplanmalıydı ona göre önlem alınmalıydı.
Bari bunu savunmayın sizlerinde yaşlıları,çocukları,işleri yokmu?
Bazı parti yandaşları partilerini parti yöneticilerinden daha fazla sahiplenip daha fazla savunuyorlar!
Ama inanın neden savunduklarını gerçek anlamda ne anlıyorar
nede olaylara vakıflar.
Mesela biz yıllardır pkk ile barış olmaz
müsamaha göstermeyin,görmezden gelmeyin dedik
sonuçları acı yaşadık yaşıyoruz biz haklı çıktık!
Fetocular hain dedik,her yeri sarıyor dedik
desteklemeyin,müsamaha göstermeyin dedik bize hain dediler,sonuçları acı yaşadık yine biz haklı çıktık!
Yıllarca ışide destek vermeyin müsamaha göstermeyin dedik hastaneleri kullandırmayın,geçişlerine izin vermeyin dedik
türkiyede açıkça geziyorlar,meydan okuyorlar dedik dinletemedik
şimdi acılarını yaşıyoruz Yine biz haklı çıktık!
Bir lider çıkıyor şu iyi diyor bunlarda iyi diyor!
sonra O Lider aynısına bu sefer kötü diyor bunlarda kötü diyorlar! ya ALLAH size aklı neden verdi? neden sorgulamıyorsunuz?
neden kendi kafanızla yaşamıyorsunuz?
İşte sizle bizim aramızdaki fark bu biz kimseye biat etmeden
düşünüp sorguluyoruz,kim yanlış yaparsa yapsın bu yanlış bu
doğru diyoruz, Eğer siz dürüstseniz çıkın lideriniz yanlış yaptığında
sen bunu yanlış yaptın desenize!
Neden her yapılanı kabullenip susuyorsunuz?
Mesela kıbrısta 18 TÜRK adasını ve birçok adacığı
neden kıbrısa verdiniz demiyorsunuz?
Mesela süleyman şah türbesinin olduğu TÜRK Toprağını neden kaçarcasına terk ettiniz,hemde ypg'den yardım aldınız desenize!
Hiç TÜRK toprağını ölmeden terk edermi desenize!
Madem 4 bakanın suçu yoktuda neden görevden alındılar desenize!
Neden bunlar suçsuzduda mahkeme yerine mecliste
aklanmaya çalıştılar desenize!
Deniz baykalın ve mhpli vekillerin kasetlerine inandınız,bu özel olamaz dedinizde,sizin partililerinizin tapeleri kasetleri çıkınca
neden inanmadınızda,tubitak başkanını değiştirip yeni başkan atadınız! ve bu atadığınızla tapeleri yalanladınız desenize!
Neden bylock listesini kamuoyu ile paylaşmıyorsunuz desenize!
Burda bylockçu siyasileri neden açıklamıyorsunuz desenize!
Bu siyasilerde Bakan,Milletvekilleri,Belediye başkanları
İl ve ilçe başkanları,Belediye meclis üyeleri ve birçok meclis üyesi var deniliyor bunlar varmı yokmu desenize!
Bylock listesi işte bunu için kamuoyu için önemli desenize!
Biz ülkede yapılan yol,köprü,tünel,havalimanına karşı olmadık!
bunları kimlerin ne şartlarda yaptığına,kaça yaptığına
kimlerin cebi dolduğuna baktık!
Vatandaşın göz göre göre yıllarca cebinin boşaltılmasına karşı çıktık!
Ama sizler sanki bizlerin hizmete karşı çıktığı yalanına başvurdunuz,ama gördükki hesaplar yine bizi haklı çıkardı!
Kimmiş ülkemizin,milletin çıkarını düşünen herşey ortada!
Şunu kimse unutmamalı ülkede hükümet kimse,hangi partidense
o sorgulanır,çünkü millet ona icra görevi vermiştir o sorumludur!
Hükümet şeffaf olarak kamuya hesap vermelidir!
Bazılarınız muhalefete hesap sorunca çok komik oluyor
hesap verici merci hükümettir bunu bari öğrenin.
Biz siyasi partilerin,siyasi liderlerin kulu değiliz,emrinde değiliz
biz ülkemizin askeriyiz,biatçı değiliz,sorguluyoruz bence sizde
artık sorgulayın,biatçı olmayın.
28 Aralık 2016 Çarşamba
Bİ TUTTURMUŞSUNUZ YILBAŞI KUTLAMAYIN!
YENİ YIL'A GİRMEYİ HRİSTİYANLARI TAKLİT ETMEK GİBİ
KABUL EDENLERE SORMAK GEREK,NEDEN CEP TELEFONU,TV,BİLGİSAYAR,ARABA,(ZENGİNLER YAT)
FOTORAF MAKİNESİ,GİYİM,LÜKS TÜKETİM İLE NEDEN
YAŞIYORSUNUZ DEMEZLERMİ İNSANA?
YENİ YIL KİMSENİN BAYRAMI DEĞİL!
NOEL 25 ARALIKTADIR!
KİMSE KİMSEYİ TAKLİT ETMİYOR!
SİZİN GİBİ KÖTÜ DÜŞÜNENLER ÖYLE GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR ÖNCE KENDİ YAŞAMINA BAK,EĞER DÜRÜSTSEN
ÖNCELİĞİN ÜLKEDEKİ DİNİ CEMAAT VE TARİKATLERİN
ÇOCUKLARA YAPTIKLARINA,HÜKÜMETİN İÇİNDEKİ ŞAŞAA VE LÜKS HARCAMALARA,YOLSUZLUKLARA,DİN'İN NASIL
BAZILARINCA (CEMAATLER,TARİKATLAR VB.),KENDİLERİNCE EVRİLDİĞİNE BAKMAN BUNLARA KARŞI OLMAN GEREKMEZMİ?NEDEN DÜNYAYI MASON AİLELERİN YÖNETMESİNE KARŞI ÇIKMAZSINIZ?NEDEN ÜLKEMİZDEKİ
MASON LOCALARINA,HER YERDEKİ MİSYONERLERE
KARŞI ÇIKMAZSINIZ? BOŞUNA ALGI YARATMAYIN
GÜNAHI SEVABI HERKES BİLİYOR,ANCAK KENDİNİZİ
VE SİZE İNANANLARI KANDIRABİLİRSİNİZ.
27 Aralık 2016 Salı
MİLLETVEKİLLERİ KENDİ GELECEKLERİNDEN KORKUP
YEDEK MİLLET VEKİLLİĞİNE HAYIR DEDİLER VE KOMİSYONDAN ÇIKARTTIDILAR!!
KEŞKE KENDİ ÇIKARLARINI KOLLAYIP KORUYACAKLARINA VATANIMIZ VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİ İÇİN BU KADAR
DUYARLI VE SORUMLU OLSALARDI.!!
Anayasa teklifinin dördüncü maddesi kabul edildi... Yedek vekillik tekliften çıkarıldı
AKP ile MHP'nin üzerinde uzlaştığı 'başkanlık' sistemini de içeren Anayasa değişiklik teklifinin seçimler beş yılda bir yapılmasını içeren dördüncü maddesi kabul edildi.
26 Aralık 2016 Pazartesi
YERLİ TOHUMU YASAKLAMAK NE DEMEK?
BU VATANA İHANET DEĞİLMİDİR?
AKP'YE MHP'YE,CHP VE DİĞER PARTİLERE OY
VERENLER VE BU PARTİDE GÖREVLİ
OLANLAR NEDEN BUNA KARŞI ÇIKMIYORSUNUZ?
VATANIMIZIN MİLLİ TOHUMU OLMASINMI?
BAŞKA ÜLKELEREMİ MUHTAÇ OLALIM?
NEDEN BUNDAN RAHATSIZ DEĞİLSİNİZ?YADA SIRF PARTİNİZ DİYE SES ÇIKARMIYORSANIZ SİZE YAZIKLAR OLSUN
BUNU SİZ,BİZ VE ÇOCUKLARIMIZLA ÇOK ACI YAŞAYACAĞIMIZI
ANLAMIYORMUSUNUZ?
BANU AVAR, ‘İŞİN BAŞLANGICI TOHUM
TOHUM YOKSA TARIM YOK’
·
10 bin yıllık tarım kültürünün sonu: Yerel tohumlar camiye sığındı!
Önce yasaklandı, ardından küresel tekellere bağımlı üretim dayatıldı, şimdi de ölüm fermanı çıkarıldı: Yerel tohumlar 2018’den itibaren desteklenmeyecek.
Yusuf Yavuz
Tarım devrimimin sonu: Babaannelerin tohumları için hükümetten ölüm fermanı çıktı. Anadolu’da halk bağımsız tarımsal üretimin ve biyoçeşitliliğin güvencesi olan yerel tohumlarını korumak için camilerde etkinlikler yaparken, Tarım Bakanı Faruk Çelik 2018 yılından itibaren sertifikalı tohum kullanmayan üreticilerin destek alamayacağını açıkladı. Bu karar, tarım devriminin başladığı Anadolu topraklarının binlerce yıldır gıda güvencesi sayılan ve kuşaktan kuşağa aktarılarak bugüne ulaşan yerel tohumların sonu anlamına geliyor. 2006 yılında çıkartılan kanun ile standardizasyon gerekçesiyle satışına yasaklama getirilen yerel tohumların yok oluşuna zemin hazırlanırken hükümetin ‘Milli Tarım Projesi’ çerçevesinde aldığı bu son kararla ekonomik gücü olmayan kırsaldaki milyonlarca üretici toprağından sökülerek ucuz işgücü kölesine dönüştürülecek.
Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan Milli Tarım Projesi’nin muğlaklığına ilişkin eleştiriler sürerken Tarım Bakanı Faruk Çelik, Antalya’da katıldığı çalıştayda, 2018'den itibaren sertifikalı tohum kullanmayan ve damlama sulama sistemi yaptırmayan üreticilere destek vermeyeceklerini açıkladı.
Bakan Çelik’in, Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş tarafından da dillendirilen açıklamalarına geçmeden önce yerel tohum konusunda kısa bir anımsatma yapmakta yarar var.
2006 YILINDA YEREL TOHUMLARIN SATIŞI YASAKLANMIŞTI
2006 yılında AKP hükümetince çıkartılan 5555 Sayılı Tohumculuk Kanunu, standardizasyon sorunu yarattığı gerekçesiyle yerel tohumların satışına yasaklama getirmişti. Yasa, ağırlıklı olarak küresel tohum tekellerinin denetimindeki hibrit tohumlar dışında atadan kalma yerel tohumları satanlar hakkında önce 10 bin lira para cezası, eylemin tekrarlanması durumunda ise hapis cezaları öngörüyordu.
YASAĞIN ARDINDAN ÜRETİCİLER TOHUMLARINI TAKAS ETMEYE BAŞLADI
Bu yasaklamanın ardından başta Ege ve Akdeniz bölgeleri olmak üzere pek çok il ve ilçede yerel tohumları korumak için üreticiler tohum takası etkinlikleri yapmaya başlamıştı: (http://odatv.com/kuresel-isgale-karsi-yerel-direnis-2909131…)
Yetiştirilen ürünlerden tohum alınamayan ve üreticilerce ‘kısır’ olarak anılan hibrit tohumların, ilaç ve gübre sektörüne bağımlı olması ekonomik gücü yetersiz olan üreticilerin tarımın dışına itilmesine neden olurken, geçtiğimiz aylarda yaşanan bir birleşme, dünya tarımını olduğu gibi Türk üreticisini de yakından ilgilendiriyordu.
DÜNYANIN İLAÇ DEVİ, TOHUM DEVİNİ SATIN ALDI
Tarım ilacı (zehir), tohum ve beşeri ilaçlar üreticisi Alman şirketi Bayer, GDO’lular başta olmak üzere tohum ve tarım ilaçları üreten Amerikan şirketi Monsanto’yu 66 milyar dolara satın aldı. Bayer, bu satın alma ile hem tarım ilacı, hem de tohum alanında dünyanın en güçlü şirketi olurken konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, söz konusu şirketlerin tek amaçlarının karlarını arttırmak olduğuna dikkat çekerek, “Bu birleşmelere karşı çıkılabilir. ABD’de bile bu çabalar gösteriliyor. Ancak temel çözüm şirketlerin egemen olmadığı, tarım kimyasallarının değil, agroekolojik tekniklerin uygulandığı adil ve sürdürülebilir (ama gereçten sürdürülebilir) bir gıda ve tarım sisteminin kurulmasıdır” görüşünü savunmuştu: (http://odatv.com/dunyanin-tohumu-da-ilaci-da-artik-tek-sirk…)
GÜBRE VE İLACA BAĞIMLI SULU TARIMA TEŞVİK
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın son yıllarda ardı ardına bilimsellikten uzak ve tamamen popülist bir tavırla inşa ettiği binlerce gölet ise, hibrit tohuma ve yüksek maliyetli sulama sistemlerine bağımlı sulu tarımın teşvik edilerek Türk üreticisinin küresel tohum, ilaç ve gübre tekellerinin kucağına itilmesinin zeminini hazırladı. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada daha önce 1000 günde 1000 gölet inşa ettiklerini anımsatarak, 1000 günde 1071 adet gölet inşa etmek için çalışmaları sürdürdüklerini belirtti. Bakan Eroğlu, “Biz 2019 yılı sonuna kadar yaklaşık 15 milyar TL harcayarak 1071 göleti tamamlamayı hedefliyoruz. Bu proje ile 1 milyar 800 milyon metreküp suyu depolayarak, 3 milyon 200 bin dekar tarım arazisini suya kavuşturacağız. Böylece kırsal kalkınmayı daha çok artırarak, ek istihdam alanları oluşturacağız” dedi: (http://www.ormansu.gov.tr/…/orman-ve-su-i-%C5%9Fleri-bakanl…)
TARIM BAKANI ÇELİK: ‘SERTİFİKALI TOHUM DIŞINDA DESTEK YOK’
Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği’nin (TSÜAB) düzenlediği ‘Milli Tarımda Tohumculuğun Rolü ve Geleceği’ konulu çalıştayın açılışında konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ise, 2018'den itibaren sertifikalı tohum kullanmayan üreticilerin destek alamayacağını açıkladı.22-23 Aralık tarihleri arasında Antalya Kundu’da gerçekleştirilen çalıştayda konuşan Bakan Çelik, “2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız” dedi.
‘İŞİN BAŞLANGICI TOHUM, TOHUM YOKSA TARIM YOK’
Konuşmasında 'Milli Tarım Projesi'nin önemine değinen Bakan Faruk Çelik, çalıştayda tarımın temel konularından birisi olan tohumu masaya yatırdıklarına dikkat çekerek özetle şunları söyledi: “Tohum yoksa tarımdan bahsedilemez, işin başlangıç noktası tohumdur. Günümüzde gerek gıda güvenliği gerek üretim alanlarının daralması, iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı neticesinde tohumculuk sektörü daha da önem kazandı. Türkiye, 147 milyar liralık tarımsal hasılaya ulaştı, 16,8 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirdi. Bunlar önemli başarılar. 2050 yılında yüzde 60 daha tarımsal hasıla artışı gerekiyor. Bunun için daha çok işler yapmalıyız.
‘GEREKLİ DÜZENLEMELER BAKANLAR KURULUNDAN ÇIKACAK’
Her dönemde tarım arazilerimizin daraldığını görüyoruz. Bunun için kalan ovalarımızı koruma konusunda çalışma yapıyoruz. 136 ova, tarımsal sit alanı ilan ediliyor. Araştırmalar devam ediyor. Koruma altına alınan ova sayısı 200'ü aşacak. 2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Her karış toprağı ekeceğiz. Gerekli yasal düzenleme Bakanlar Kurulundan çıkıyor.”
HALK TOHUMLARINI KORUMAK İÇİN CAMİDE PANEL DÜZENLEDİ
Bakan Çelik’in Antalya’daki bu açıklamalarından bir hafta önce Manavgat ilçesinin Ahmetler köyünde ise kadın örgütlerinin ve üreticilerin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen yerli malı ve yerel tohum etkinliği gerçekleştirilmişti. Havanın yağmurlu olması nedeniyle köy camisinde gerçekleştirilen yerel tohum panelini düzenleyen Ziraat Mühendisi Nihal Küpeli, amaçlarının bilinçli tüketiciler oluşturmak ve yerel pazarların açılmasına öncülük etmek olduğunu belirtiyor.
‘HİBRİT TOHUMLAR SUYU, TOPRAĞI VE İNSANI ZEHİRLİYOR’
Tohum ıslahı alanında çalışmalar yapan Küpeli, yerel tohumların kırsal kalkınma için bir kurtuluş olabileceğini ancak yerel yönetimlerce bu gözle bakılmadığını savunarak, şunları dile getirdi: “Çünkü hibrit tohumla kimyasal gübre ve ilaç ile yapılan tarımın merkezinde yaşıyoruz. Yerel tohum, Don Kişot’un yel değirmeni gibi görülüyor. Kimse hal sistemini aşmak istemiyor. Kontrolsüz bir şekilde tarımda hastalıklar artıyor. Pazarcılar, ihracatçılar ve yabancı sermaye ile beslenen ilaç ve gübreciler ne yapacak? Hibrit tohumların üretilebilmesi için kullanılan kimyasallar yeraltı sularını, toprağı ve insanımızı zehirliyor. Çiftçiler ipotek altındaki tarlasını da kaybediyor. Tarımda çok yalanlar var ancak bunları dile getirenler medyatik olmayınca duyulmuyor.
‘KÖYLER TERK EDİLİYOR, BİNDİĞİMİZ DALI KESİYORUZ’
Biz bu etkinlikte 17 kadın derneğini bir araya getirdik. Suyuna ve toprağına sahip çıkan Ahmetler köyündeki etkinliğimizde, Seferihisar’dan bize iletilen yerel tohumları buradaki üreticilere verdik. Çünkü tohum ekildikçe yaşar. Belediyelerden kırsal kalkınma bölümleri kurmalarını istiyoruz. Çünkü köylerimiz terk ediliyor. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Kontrol edilebilir pazarlar oluşturmazsak hep birlikte küresel tekellere bağımlı hale geleceğiz.”
https://www.facebook.com/yusuf.yavuz.7/posts/1068556273269840
23 Aralık 2016 Cuma
BAZI MAÇLARDA ATATÜRK YAZISI VAR DİYE,
MAÇLARDA HÜKÜMETE İSTİFA DİYEN TARAFTARLARA
CEZA VERENLER,NEDEN ŞEHİT VE GAZİLERE YARDIM
İÇİN DÜZENLENEN MAÇTA STATTA SİYASİ YAZILARA
BAŞKANLIĞA İZİN VERDİLER? NEDEN BU 2 YÜZLÜLÜK?
NEDEN ŞEHİTLER VE GAZİLER SUİSTİMAL EDİLDİ?
KİMLER BUNLARIN SORUMLULARI? BUNLARADA CEZA
İSTİYORUZ
21 Aralık 2016 Çarşamba
ÜLKEMİZİN BAŞKANLIĞA İHTİYACI YOK!!
BAŞKANLIK ÜLKEMİZİ BÖLMEK İÇİN TUZAKTIR!
ASLA VATANINI BÖLDÜRMEK İSTEMEYENLER
BAŞKANLIĞA EVET DEMEMELİDİR.
BİZİM 3 PARTİNİN MİLLİ MÜTABAKAT HÜKÜMETİNİ KURMASI
BU ACI GÜNLERDE HEP BERABER ELELE ÇIKMASI GEREKİR.
BAŞKANLIK SEVDASI KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRIR
MİLLETİ BÖLER,BAŞKANLIK ASLA BİZE UYMAZ.
İLLA BUNLARI YAŞAYINCAMI ANLAMANIZ GEREKİYOR!!
BİZİM YILLARDIR NE SÖYLEDİYSEK ORTAYA ÇIKMADIMI?
HÜKÜMETTEKİLERDE HEP KANDIRILMADIMI?
YARIN YİNE BİZİ KANDIRMIŞLAR DERLERSE NE OLACAK?
AMA BUNUN ASLA TELAFİSİ OLMAZ,GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ!
HERKES BAŞKANLIK NE DEMEK ARAŞTIRSIN,KMSE ARTIK BİAT ETMESİN,BİRİLERİNİN DEDİĞİNE HEMEN KANMASIN
YETER ARTIK KAFANIZI MANTIĞINIZI KULLANIN ARAŞTIRIN
ACILAR YAŞAMAYALIM,ZATEN HER YANIMIZ HAİNLERLE DOLU
İYİ NİYETLE DÜŞÜNÜRKEN SİZDE BU ŞEKLE DÜŞMEYİN.
HEPİPİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİMİZE,MECLİSİMİZE
MİLLETİMİZE,BAYRAĞIMIZA SAHİP ÇIKALIM,BÖLÜNMEYELİM.
20 Aralık 2016 Salı
ÜLKEMİZDE KAN,ACI,GÖZYAŞLARI VAR,AMA HALA
BAŞKANLIK DİYE TUTTURANLAR VAR,BAŞKANLIK GELİNCE BUNLAR BİTECEKMİ?TAM TERSİ DAHADA ARTIP ÜLKEMİZ BÖLÜNMEYEMİ GİDECEK?
ÜLKEMİZİN BAŞKANLIĞA DEĞİL MİLLİ HÜKÜMETE İHTİYACI VAR! TERÖRÜ,AYRIMCILIĞI,DÜŞMAN VE HAİNLERİ ANCAK MİLLİ MÜTABAKAT HÜKÜMETİ (AKP,CHP,MHP)
KURULUNCA BİTİREBİLİRİZ.
Anayasa Komisyonu'nun 'başkanlık' görüşmeleri başladı
TBMM Anayasa Komisyonu'nda, başkanlı sistemi ve Erdoğan'a geniş yetkiler veren Anayasa'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde görüşmelere başlandı.
AKP ve MHP’nin desteklediği, CHP ile HDP’nin ise muhalefet ettiği başkanlık sistemini içeren 21 maddelik anayasa değişiklik teklifi TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı.
Anayasa değişikliğinin görüşülmeye başlandığı Anayasa Komisyonu Toplantı Salonu'nda çok sayıda milletvekili ayakta kalınca, Başkan Mustafa Şentop, görsel basın mensuplarının ve danışmanların salondan çıkarılmasıyla sorunun çözüleceğini dile getirdi. Muhalefet milletvekilleri ise salonun değiştirilmesi talebinde bulunarak, basın mensuplarının toplantıda kalması gerektiğini söyledi.
AKP'nin MHP ile uzlaşarak hazırladığı başkanlık sistemine geçişi esas alan anayasa değişikliği teklifi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. 316 AKP milletvekilinin tamamının imzasıyla verilen teklif TBMM ve halkoylamasında kabul edilirse, 1876 tarihli Kanuni Esasi'den itibaren yaklaşık 150 yıllık bir tarihi olan parlamenter sistem terk edilecek. Teklifte mevcut anayasadaki "Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, varsa siyasi partisi ile ilişiği kesilir" hükmünün kaldırılması öngörülüyor. Anayasa değişikliği teklifinde Başbakanlık makamı ile Bakanlar Kurulu kaldırılıyor; yürütme organı "partili cumhurbaşkanı", "cumhurbaşkanı yardımcılığı", "cumhurbaşkanlığı kararnamesi", "cumhurbaşkanlığı yönetmelikleri" mekanizmaları ve cumhurbaşkanına parlamentoyu feshetme yetkileriyle inşa ediliyor.
Öngörülen sistemde cumhurbaşkanı yardımcılarının yanı sıra bakanları da atayacak ve azledecek, TBMM içinden seçilen bakanları milletvekillikleri sona erecek. Cumhurbaşkanı Meclis dışından da bakan atayabilecek. Teklifle mevcut sistemde yasama organının yürütme organını denetiminde temel yollardan olan 'gensoru' ve 'meclis soruşturması' yetkilerinin kaldırılması da öngörülüyor.
CHP'Lİ TEZCAN: DEMOKRASİ VE DİKTATÖRLÜK ARASINDA SEÇİM YAPILACAK BİR TARTIŞMA
CHP'li Anayasa Komisyonu üyesi Bülent Tezcan, anayasa değişikliğinin önemli bir konu olduğunu belirterek, "TBMM'yi tabuta koyup üzerine çivi çakacak mıyız yoksa TBMM'yi güçlendirecek miyiz? Bizim için tartışma budur. Bu işin çözümü milletin egemenliği devam edecek mi yoksa egemenlik tek kişinin emrine verilecek mi? Bende başkası da olsa Türkiye'de demokrasi ve diktatörlük arasında seçim yapılacağı bir tartışma bu" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şöyle konuştu: "Önemli olan Türkiye tarihinin belki de anayasa komisyonunda görüşülebilecek en kritik en önemli, CHP ve diğer muhalefet partilerinin de görüşlerini ifade edebileceği bir toplantıdayız. CHP'den 68 milletvekili arkadaşımız yer bulamadığı için ayakta yada kapının önündeler. Bu binada yada ana binada toplantıyı yapacağımız salonlar mevcut. Salonun değiştirilmesi için grup başkanvekilleriyle toplantı yapılmasını talep ediyoruz"
HDP'Lİ BEŞTAŞ: GENEL KURULUN BİR HAFTA TATİL EDİLEREK TARTIŞILMASINI İSTİYORUZ
Başkan Mustafa Şentop ise muhalefetin, salona ilişkin eleştirilerine yönelik danışmanların ve görsel basın mensuplarının dışarı çıkması durumunda salonda yer açılacağını bildirdi. HDP'li Anayasa Komisyonu üyesi Meral Danış Beştaş da dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik teklifin de aynı salonda görüşüldüğünü anımsatarak, "Danışmanların çıkmasıyla basının çıkması burayı rahatlatmayacak. Bu kadar hayati bir meselenin genel kurulun bir hafta tatil edilerek tartışılmasını istiyoruz. Sadece anayasa tartışalım. Dokunulmazlıkların kaldırılmasında da sağlıklı bir tartışma yapamadık" dedi. Öte yandan muhalefet, görsel basın mensuplarının ve danışmanların dışarı çıkarılmaması konusunda ısrarlarını sürdürdü.
17 Aralık 2016 Cumartesi
ACILIYIZ,KEDERLİYİZ,AMA LÜTFEN SAKİN OLALIM
GALEYANA GELMEYELİM,TERÖRE,TERÖRİSTLERE KIZIP
PARTİ BİNALARINA,TEMSİLCİLERİNE ZARAR VERMEYELİM BİRBİRİMİZE DÜŞMEYELİM!
ZATEN AMAÇLADIKLARI BU,BİZİM KIZGINLIKLA BİRİLERİNE
ZARAR VERMEMİZ KAOSU ATEŞLER KARŞILIKLI ZARAR VERMELER TOPLUMDA BÜYÜRSE ÖNÜNE GEÇMEK ZORLAŞIR
HEPİMİZ SİNİRLİYİZ UFACIK BİR ATEŞLENMENİN SONUCU HEPİMİZE ÇOK BÜYÜK ACILAR HALİNDE GERİ DÖNEBİLİR!
KİMSENİN PROVAKASYONUNA,GALEYANINA GELMEYELİM
DÜŞMANLARIN OYUNUNA GELMEYELİM,ONLARI SEVİNDİRMEYELİM.
14 Aralık 2016 Çarşamba
12 Aralık 2016 Pazartesi
Cumhurbaşkanı şöyle demişti siyasi iktidarlar vatandaşları tarafından milletin can güvenliğini korumaları için seçilirler!
İktidar partisi ve buna bağlı mit,emniyet kurumların görevide
istihbarat toplamak ve halkın can güvenliğini sağlamakken
peki nasıl oluyorda bu kadar acı patlamalar oluyor?
neden istihbaratlar alınmıyor? önlenemiyor? peki görevlerini
yeterince yapamayan siyasiler,mit,emniyettekiler neden hala görevdeler? ve nedense ya seçim evveli,ya önemli zamanlar
ya başkanlık,yada algı değiştirilmek istendiğinde böyle
patlamalar oluyor? milletin kafasında çok sorular var!!!
7 Aralık 2016 Çarşamba
HADİ BAKALIM KİMLER F,G PLAKA KULLANIYORDU?
Sarayın ‘FG’ plakası taşıyan 11 aracı var
Kasko ve trafik sigortası ihalesine çıkıldı, plakalar ortaya döküldü
Darbe girişiminin ardından FG harfleri taşıyan çok sayıda plaka sökülüp yenisiyle değiştirildi araç sahipleri soruşturuldu. Cumhurbaşkanlığı'na ait araçlara ise dokunulmadığı belirlendi…
15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin ardından terör örgütünün elebaşı Fetullah Gülen'in isminin baş harflerinden oluşan ‘FG' plakaları için Türkiye genelinde başlatılan ‘temizlik' operasyonunun kamu araçlarına işlemediği ortaya çıktı.
ARAÇ SAHİPLERİNE SORUŞTURMA
Ağustos ayında, ‘FG' plakaların toplatılacağı duyuruldu. Türkiye genelinde kullanılan tüm sivil ve kamu araçlarındaki FG plakalar incelenerek, sahiplerinin terör örgütüyle bağlantılı olup olmadığı araştırıldı. O kanlı gecenin üzerinden neredeyse 5 ay geçmesine rağmen Cumhurbaşkanlığı'na ait 11 taşıtın plakasında “FG” harfleri bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Elektronik Kamu Alımları Platformu'nda (EKAP) Cumhurbaşkanlığı'na ait araçların kasko ve zorunlu trafik sigortası yaptırılmasına ilişkin çıkılan ihalede, araçların plakaları paylaşıldı. Listede “FG” kodlu saraya ait farklı marka ve modellerde 11 taşıt bulunduğu anlaşıldı.
BEŞTEPE'NİN ENVANTERİNE 92 ARAÇ DAHA İLAVE EDİLDİ
Cumhurbaşkanlığı'nın 2016 yılı bütçesinde sarayın 50 araç alacağı açıklanmıştı. Ancak belirlenen sayının üzerinde satın alma yapıldı. Bu yıl sarayın envanterine 92 taşıt daha eklendi. Cumhurbaşkanlığı bu araçların kaskosu için ihaleye çıktı. İhale envanterinde “268 araç için kasko” bilgisi yer aldı. Saray 2014 yılında 136, 2015'te 176, 2016'da ise 268 araç için kasko alım ihalesine çıkmış oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada; “Bir ailede 2-3 araba olması israf ekonomisidir” demişti
Taşıtların 10'u her biri 144 bin lira olan makam otomobili, 2'si zırhlı otomobil, 6'sı cinsi ve fiyatı Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecek özel araçlar, 20'si binek otomobil, geri kalanı da servislerde kullanılmak üzere minibüs ve otobüs türü araçlar.
BORA ERDİN
27 Kasım 2016 Pazar
PES BE KARDEŞİM! NEYMİŞ BAŞKANLIK GELİNCE DOLAR ARTMAYACAKMIŞ,MIŞ! YALANINDA BU KADARI,BAŞKANLIĞI ALABİLMEK MİLLETTE ALGI YARATMAK İÇİN BÖYLE YALAN SÖYLENİRMİ? EKONOMİ PERİŞAN DURUMDA BAŞKANLIK GELİNCE SİZ BUNUNDA DÜZELECEĞİNİ SÖYLERSİNİZ!
SANKİ 14 YILDIR TÜRKİYEYİ A'DAN Z'YE AKP YÖNETMİYOR!
KİMSE BAŞKANLIKTAN MEDET UMMASIN,TAM TERSİ OLURSADA
ŞAŞIRILMASIN.,BİRDE NEYMİŞ SÖZDE MİLLETVEKİLLERİ CUMHURBAŞKANINDAN HESAP SORBİLECEKMİŞ,MİŞ!
ONUN İÇİNMİ 330 MİLLETVEKİLİN İMZASI İÇİN DİRETİYORSUNUZ!
Ekonomi Bakanı Zeybekçi: #Başkanlık gelince
#Dolar daha fazla artmayacak!
Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Türkiye’nin yarı yarıya fakirlediği günlere dönmemek için, ocak ayında mecliste acaba koalisyon mu çıkar gibi milletin yüreğini ağzına getiren o kaygıları ortadan kaldıracak bir düzenleme gelecek." dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "(Anayasa) Değişiklikle birlikte bir daha asla koalisyon olmayacak. Cumhurbaşkanını halk seçecek. Hükümetini kuracak, 5 yıl boyunca durmak yok, yola devam diyecek ve bir daha dönüp bakmayacak. Bakanları, milletvekillerinden olmayacak. Milletvekilleri, bakanlardan ve hükümetten hesap sorabilir olacak. Hesap veren, hesap sorulan bir cumhurbaşkanı olacak." dedi.
Zeybekci, çeşitli temaslarda bulunmak için geldiği Denizle'de AKP Baklan İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirdi.
İlçe meydanında halka seslenen Bakan Zeybekci, vatan, bayrak, din için canını feda etmiş bütün şehitlere ve 15 Temmuz’daki işgal girişiminde tanklara, uçaklara, makineli helikopterlere karşı tereddüt etmeden göğsünü siper eden şehitlere rahmet diledi.
Türkiye ve dünyanın çok önemli dönemden geçtiğini, birilerinin dünya haritasını yeniden çizdiğini, hamurun yeniden karıldığını belirten Zeybekci, Amerika’dan Kanada’ya, Avrupa Birliği’nden Rusya’ya, Japonya’dan Çin’e, Ortadoğudan Balkanlara kadar yeniden şekillendirilen dünyanın merkezinde Türkiye’nin bulunduğunu bildirdi.
"Her ne oluyorsa, bizim etrafımızda oluyor, yapılıyor" diyen Zeybekci, şöyle devam etti:
"Bunu yapan ellere baktığımızda da, kuklalarıyla birlikte Türkiye için de bir harita çizmeye çalışıyordu. 15 Temmuz’da gördük. 15 Temmuz bir darbe girişimi değil, bir işgal girişimiydi. Irak, Suriye’ye baktığımızda 15 Temmuz'u daha iyi anlarız. DAEŞ melanetini de İslamiyet'in başına bunlar sardı. Şimdi başka bir terör örgütüyle bu belayı def ettiklerini söyleyeceklerdi, 'DAEŞ melanetinden kurtardık' deyip, oraları bu hainlere vereceklerdi. 15 Temmuz ile de, sonu bilmem ne İslam ile anası babası belirsiz bir devletçik yaratacaklardı. Onun için 15 Temmuz, İzmir’e çıkan Yunan, Maraş’a giren Fransızlar, Çanakkale’yi, İstanbul’u işgal etmeye çalışan yedi düvel gibi bir işgal girişimiydi. Bu işgal girişimine millet topyekün, her şeyiyle, AK Parti'lisi, CHP’lisi, MHP’lisiyle, doğusu, batısı, kuzeyi, güneyiyle, Sunni'si, Alevi'siyle beraber hainlerin karşısına gitti, dimdik durdu."
25 Kasım 2016 Cuma
SURİYEDE BENCE ASKERLERİMİZİN ÜSTÜNE HAİNCE BOMBAYI CİA ATTIRMIŞTIR!
BİZİM SURİYE VE RUSYA İLE SAVAŞA GİRMEMİZ İÇİN ALÇAKÇA PLANLARI TEK YAPABİLEN CİA'DIR!!!
Suriye'de Türk askerini kim bombaladı?
Suriye Hava Kuvvetleri’nden yüksek rütbeli bir yetkili, 4 Türk askerinin şehit olduğu, 10 askerinde yaralandığı saldırıyla ile ilgili olarak Suriye savaş jetlerinin Türk Ordusu’nu bombalamadığını söyledi
uriye Hava Kuvvetleri’nden yüksek rütbeli bir yetkili, 23 Kasım’da 3 Türk askerinin şehit olduğu, 10 askerin de yaralandığı saldırı ile ilgili olarak Suriye’nin hükümete yakın güvenilir haber sitelerinden biri olan Al Masdar News’a konuştu. Yetkili, Suriye savaş jetlerinin Türk Ordusu’nu Halep’in doğusunda bombalamadığını söyledi.
Yetkili, “23 Kasım’da El Bab yakınlarında Türk Ordusu’na herhangi bir Rusya ya da Suriye uçağı tarafından bombalı saldırı yapılmadı, bunun dışındaki tüm raporlar yalandır” diye konuştu.
24 Kasım 2016 Perşembe
Bugün önce adanada 2 vatandaşımız öldü,16 yaralı vardı
şimdi kaç belli değil?
sonra fırat kalkandan acı haber geldi 3 askerimiz şehit oldu
5 askerimiz yaralandı
cudi dağında 1 askerimiz şehit düştü,2 askerimiz ve 3 korucu yaralandı
Böyle en anlamlı gün öğretmenler günü ne yazıkki kara gün oldu
şehit düşen asker ve sivillere ALLAH rahmet etsin
yaralı asker,korucu ve sivillerimize acil şifalar diliyorum
terörü yapanlar,destek verenler ALLAH belanızı versin
cehenneme gidin
21 Kasım 2016 Pazartesi
YA AKP'YE OY VERMİŞ ARKADAŞLAR ÇIKIPTA BİRDE SİZ İTİRAZ EDİN,NEDEN DURMADAN HAVALİMANI,KÖPRÜLER,BANKALAR
ŞİRKETLER,FABRİKALAR,TARLALAR,GAP,ARSALAR,BİNALAR
İŞ YERLERİ,İŞLETMELER,EVLER SATILIYOR DESENİZE!
SATILANLAR VATANIMIZ İÇİN İLERDE TEHDİT DEĞİLMİ?
YAKIN ÖRNEĞİ FİLİSTİN DEĞİLMİ? BAKIN 18 ADA VE BİRÇOK ADACIKLARIMIZ SAVAŞSIZ YUNANLILARA PEŞKEŞ ÇEKİLMEDİMİ! NEDEN BUNLARA SESSİZ KALIYORSUNUZ?
BU SAYDIKLARIM TÜM PARTİLERDEN ÖNEMLİ DEĞİLMİ?NEDEN PARTİZANCA SUSUYORSUNUZ?
SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI 100,DE YÜZ
MALEZYALILARIN OLUYOR!!!
Sabiha Gökçen Havalimanı'nın hisseleri için gerçekleşen yarış Malezyalıların lehine sonuçlandı. TAV, Limak Holding'in elindeki yüzde 40'lık hisse için geçtiğimiz ay 285 milyon euroluk teklif yapmıştı. Ancak Yüzde 60 hisseye ve kalan hisseler için öncelikli satın alma hakkına sahip olan Malaysia Airports Holdings (MAH) bu hakkı kullanacağını açıkladı. MAH, Limak Holding'e 285 milyon euro ödeyerek Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yüzde 100'üne sahip olacak.
Malaysia Airports Holdings, Sabiha Gükçen Uluslararası Havalimanı AŞ'nin Limak Holding'in elindeki yüzde 40 hissesi için öncelikli satın alma hakkını kullanmaya karar verdi.
Malaysia Airpots'un Malezya Borsası'na yaptığı açıklamada yüzde 40 hissenin 285 milyon euro nakit karşılığında şirketin bağlı ortaklığı Malaysia Airports tarafından satın alınacağı belirtildi.
18 Kasım 2016 Cuma
AKP KADAR PROFÖSYÖNEL GÜNDEM DEĞİŞTİREN!
ALGI YARATAN !
BAŞKA PARTİ OLMAMIŞTIR.
DOLAR UÇTU REKORLAR KIRDI!
BAŞKANLIK ADI ALTINDA TÜRKİŞ CUMHURBAŞKANLIĞI
İCAT EDİLİP MHP İKNA EDİLDİ!
AB İLE İPLER İYİDEN İYİYE KOPTU!
IRAK VE SURİYEDE İŞLER ARAP SAÇINA DÖNDÜ!
EKONOMİ ÇOK BERBAT,BATAN BATANA!
KREDİ VE KREDİ KARTLARI,ÇEK VE SENETLE PATLADI!
HALA AKP İÇİNDEKİ FETOCU BAKAN,MİLLETVEKİLLERİ
BELEDİYE BAŞKANLARI,İL VE İLÇE BAŞKANLARI
BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ,YÖNETİCİLERE DOKUNULMADI!
ASKERİYE İYİCE ÇÖKMÜŞ!
İÇERDE HALA KORKULAR,GERİLİMLER YAŞANIYOR!
AMA AKP'LİLER BASKIN BİR TECAVÜZCÜLERİ KURTARMA YASASINITORBA YASAYA İLAVE EDEREK TÜM BUNLARI MİLLETİ BU YANA ÇEKEREK GÜNDEM VE ALGIYI
DEĞİŞTİRDİLER,ÇABUK UYANIN HEMEN SİLKİNİN
VE ASIL GÜNDEMDEKİ KONULARA YOĞUNLAŞIN!!
BU YASAYI ONLAR YEM OLARAK KULLANDI.
11 Kasım 2016 Cuma
Başbakan Binali Yıldırım’ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle paylaştığı anayasa paketi, içinde tam başkanlık sisteminin bulunduğu ‘yenilenmiş anayasa’ formatında hazırlandı.
100 maddelik metinde, yargıdan YÖK’e kadar bir çok alanda değişiklik öngörülüyor. Ancak yapılan ilk temastan sonra, MHP’nin sadece başkanlık sistemi ve bağlantılı maddelerini içeren ‘dar paket’ tercihine daha yakın olduğu izlemini edinildi.
AK Parti’de haftalardan beri süren çalışmadan sonra oluşturulan anayasa paketinin, TBMM’deki serüvenini, MHP ile yapılan temaslar belirleyecek. Başbakan Yıldırım’ın, Bahçeli ile paylaştığı paket, daha önce kamuoyuna yansıdığı gibi yaklaşık 100 maddeden oluşuyor. Başkanlık sistemiyle birlikte, sistemde köklü değişiklikler içeren paket, MHP’nin tercihlerine göre boyut değiştirecek. Pakette, YÖK’ün ve MGK’nın kaldırılmasından idam cezasına kadar önemli düzenlemeler bulunuyor.
İKİ HAFTA ÇALIŞACAKLAR
Görüşme, daha çok tam başkanlık sistemi üzerinden yapıldı. MHP’den, büyük paket yerine dar kapsamlı paketin çıkartılmasının doğru olacağına ilişkin izlenim edinildi. MHP, kendi içinde çalışma yaptıktan sonra itiraz edilen noktalar üzerinden ortak çalışma yapılacak. Çalışmanın iki haftada bitmesi planlanıyor. Metin üzerinde mutabakata varıldıktan sonra da teklifin Meclis’e sunulma ve görüşme takvimi belirlenecek.
YÖK VE MGK YOK
100 maddelik geniş paket göre, askeri yargı kaldırılacak. Askeri yargının alanına giren konularda temyiz mercii Yargıtay veya Danıştay olacak. Yargıtay ve Danıştay ile HSYK korunacak. Ancak seçim sistemi değişecek. HSYK üyelerinin yarısını Cumhurbaşkanı, yarısını da Meclis seçecek. Kürsü hâkimlerinin üye seçmesi uygulamasına son verilmiş olacak.
AYM’nin üye seçimi de değiştirilecek. Üyelerinin yarısını Cumhurbaşkanı, yarısını da Meclis seçecek. Oylamada HSYK ile aynı yöntem uygulanması, 367’den başlayıp her turda oranlarının düşürülmesi hedefleniyor. Kurulmasından bu yana tartışmalara neden olan Milli Güvenlik Kurulu ve YÖK kaldırılacak. Pakette idam cezası da bulunuyor. İdam cezasının “Silah zoruyla anayasal düzeni değiştirmek ve ırza geçme suçları dışında idam cezası verilemez’ şeklinde formüle edildiği belirtildi. AK Parti kumayları, MHP’nin genel eğilimine bağlı olarak paketin daralarak, sadece tam başkanlık ve buna bağlı maddelerde değişikliği içeren 50-60 maddelik bir metne dönüşebileceğini de belirttiler.
GÖREVLERİ: Taslağa göre başkan ‘devletin ve yürütmenin’ başı olacak. İç ve dış siyaset başkan eliyle yürütülecek. Başkomutanlık sıfatı taşıyacak. TBMM tarafından çıkartılan kanunları onaylayıp veto edebilecek, referandum kararı verebilecek. Başkan adayları, seçimlerden önce başkan yardımcısının kim olacağını da açıklayacak.
YETKİLERİ: Başkanlığın herhangi bir nedenden boşalması halinde başkanlığa başkan yardımcısı vekalet edecek. Başkanın parlamentoyu fesih; parlamentonun da başkanı görevden alabilme yetkisi olacak. Ancak bu düzenleme, MHP’nin talebiyle vazgeçilebilecek hükümler arasında bulunuyor. Başkanın kararname çıkarma yetkisi olacak. Ancak bu kararnameler, yasayla düzenlenmeyen alanlar için geçerli olacak.
DENETİMİ: Taslağa göre, başkan hakkında, kişisel ya da göreviyle ilgili bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tamsayısının en az üçte ikisinin vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek. Meclis, en geç bir ay içinde görüşecek ve gizli oyla karara bağlayacak.
Hürriyet
9 Kasım 2016 Çarşamba
BİZ ATATÜRK'ÇÜLER ASLA ATATÜRK'E TAPMIYORUZ
ONUNGÖSTERDİĞİ YOL'A İNANIYORUZ.!
ÜLKEMİZ İÇİN YAPTIĞI KAHRAMANLIKLARA MİNNET
VE ŞÜKRAN DUYUYORUZ.!
BAZILARI! KADERE İNANIYORSANIZ ALLAH ATATÜRK'Ü
TÜRK MİLLETİ İÇİN SEÇTİĞİNE VE KURTARICI OLARAK
GÖNDERİLDİĞİNE KADER OLARAK İNANIN.
BÜYÜK DEHA ALLAH RAHMET ETSİN MEKANIN CENNET OLSUN.
6 Kasım 2016 Pazar
HDP'LİLER TERÖR DESTEK'ÇİLİĞİ VE YATAKÇI'LIĞINDAN
İÇERİ ALINDILAR.
PEKİ AKP'Lİ VEKİLLER,BAKANLAR,GAZETECİLER
HEM PKK'YA,HEM FETO'YA YARDIM,DESTEK,YATAKLIK
YAPMADIMI?PEKİ ONLAR NEDEN ALINMADI?
NEDEN SABAH,AKİT,YENİ ŞAFAK,TAKVİM,VB.YANDAŞ
GAZETELER TERÖRE VE TERÖRİST BAŞLARIYLA
EKİPLERİNE DESTEKTEN KAPATILMIYOR?
TERÖRE KİM DESTEK VERDİYSE VERİYORSA AYRIM YAPILMADAN TUTUKLANSIN.
1 Kasım 2016 Salı
BİRDEN SINIRIMIZA ASKER,SİLAH VE MALZEME YIĞMAK
ŞORTLU KIZA SALDIRAN ABDULLAH ÇAKIROĞLUNUN DURMADAN İÇERİ ALINIP BIRAKILMASI ACABA GÜNDEM DEĞİŞTİRİP CUMHURİYET GAZETESİ VE KÖŞE YAZARLARININ
SORGUYA ALINMASININ,HDPLİ BELEDİYE BAŞKANLARIN
TUTUKLANMALARININ UNUTTURULMASI İÇİNMİDİR?
DİYE İNSANIN AKLINA GELİYOR ACABA BÖYLEMİ?
ESKİŞEHİR'DE İLETİŞİM FAKÜLTESİNDE ÖĞRENCİLER CUMHURİYET GAZETESİNİ PANOYA ASINCA ÖZEL GÜVENLİKLER ÇILGINA DÖNDÜ GAZETEYİ VE ÖĞRENCİLERİ HIRPALADILAR!
KEŞKE BU GÜVENLİKÇİLER PKKLI ÖĞRENCİLERİN
IŞİDE,HİZBULLAHA YAKIN ÖĞRENCİLERİN STAND AÇMALARINDA,FLAMALAR AÇMALARINDA,BAŞKA ÖĞRENCİLERE SALDIRMALRINDADA BÖYLE DUYARLI OLSALARDI! İKİ YÜZLÜ OLMASALARDI!
BU ŞEKİLDE ÖĞRENCİLERİ DARP EDEN ÖZEL GÜVENLİKÇİLERİ KINIYORUM.
NEDEN PARTİLER VE LİDERLER BAZI KİMSELERCE ÇOK BÜYÜTÜLÜR VE ÇOK ŞİDDETLE VE BİLİNÇLİ OLARAK SAVUNULUR?
partilerin programlarında,tüzüklerinde,başkanların hareketlerinde
sözlerinde,davranışlarında yanlış olduğunu göre göre,bile bile
bazı kimseler neden bunları görmezden,duymazdan gelirsiniz?
Bu gördükleriniz,duyduklarınızı başka parti veya lider yapınca dünyayı ayağa kaldırırsınız ama ne yazıkki kendi partiniz,kendi
lideriniz yapınca susar, bazılarınızsa yanlış olduğunu bile bile
sahiplenirsiniz bu ne kadar doğru ve etiktir?
Ne yazıkki her partide bu tip insanlar var bence doğru olan
asla yanlışı hangi parti,hangi lider yaparsa yapsın tarafsızca
bu yanlış demeniz gerekir,liderler ve partilerde sorgulanmalıdır!
Yoksa kimse dürüstlükten bahsedemez,doğruya ulaşamayız
Ülkemiz zor günlerden geçiyor herkesin dikkatli olması gerekiyor
bölünmeyelim,ötekileştirmeyelim,kim yanlış yaparsa yapsın sahiplenmeyelim,herşeyi sorgulayalım,kimseye koşullu,koşulsuz
biat etmeyelim,araştıralım okuyalım doğruyu kendimiz bulalım
kimseyi yüceltmeyelim,kimse kimseden üstün değil.
Haydi artık yanlış yapan yanlış yaptın diyelim.
30 Ekim 2016 Pazar
GENELKURMAY BAŞKANINA Bİ HALLER OLMUŞ!
TSK DARMA DUMAN,SUBAY VE AST SUBAYLAR ARANIR OLMUŞ
ASKERİ OKULLAR KAPANMIŞ HİÇ ORALI DEĞİL!
ERGENEKON DÜZMECELERİ YAPANLARLA SELFİ ÇEKİYOR!
TARİKATÇİLERLE RESİM VERİYOR! ENTERESAN!
Ergenekon düzmecelerinde 5 yıl boyunca askerlerin, masum sivillerin üzerinde tepinmiş Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar ile mutlu bir anında görüyoruz.
Hulusi Akar Nurcuların simge isminden ne istedi
Cumhurbaşkanlığı Saray'ında gerçekleşen 29 Ekim resepsiyonunda dikkat çeken bir buluşma gerçekleşti...
Cumhurbaşkanlığı Saray'ında gerçekleşen 29 Ekim resepsiyonunda dikkat çeken bir buluşma gerçekleşti.
risalehaber.com'un haberine göre Said Nursi'nin öğrencisi Hüsnü Bayramoğlu resepsiyonda yer alan isimler arasındaydı.
Bir çok isimle görüşen Hüsnü Bayramoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile de kısa bir görüşme yaptı. Hulusi Akar, Bayramoğlu'ndan dua etmesini istedi.
Hüsnü Bayramoğlu da Akar'a, "Ben Bediüzzaman'ın talebesiyim. Ordu ile alakadarız. Sizin bu nazik zamanda vazifeniz gayet ehemmiyetli, biz de hariçte ve dahilde 'Cenab-ı Hak sizi muzaffer etsin, küffarı perişan etsin ve sizleri de muhafaza etsin' diye hep Peygamber Ocağına ve Mehmetçiklerimize dua ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Habere göre Bayramoğlu, resepsiyonda TBMM Başkanı İsmail Kahraman, eski Başbakan Ahmed Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile de görüştü.
Odatv.com
29 Ekim 2016 Cumartesi
İSTERDİMKİ CUMHURİYET BAYRAMIMIZI PARTİ AYRIMSIZ
HER KESİMDEN HALK OLARAK HEPİMİZ ORTAKLAŞA ÇOK
GÜZEL ŞEKİLDE GÜNDÜZ VE AKŞAM BERABERCE KUTLASAYDIK!
AMA NE YAZIKKİ NEDENSE BU GERÇEKLEŞMİYOR ACABA
PARTİLERİNİZİ BİR KENARA BIRAKSANIZDA EN BÜYÜK MİLLİ BAYRAMIMIZA HEP BERABER SAHİP ÇIKSAK.
CUMHURİYET,VE CUMHURİYET BAYRAMI HİÇ BİR PARTİNİN VE HİÇBİR ŞAHSIN TEKELİNDE DEĞİLDİR!
NEDEN SİZDE BUNA SAHİP ÇIKMIYORSUNUZ? NEDEN BİR
OLAMIYORUZ? BİLİYORMUSUNUZ BELKİDE BU SON CUMHURİYET BAYRAMI OLABİLİR!!!!(İNŞALLAH SON OLMAZ)
AMA NE YAZIKKİ GİDİŞAT BUNA GİDİYOR!!!! AMA HEPİMİZ
BİR OLURSAK BUNA ENGEL OLURUZ,LÜTFEN AYRIŞMAYALIM BİR OLALIM,YOKSA HEPİMİZ ZARAR GÖRÜRÜZ DÜŞMANLAR
SEVİNİR VE AMAÇLARINA ULAŞIR!!!
HAYDİ ARTIK VATANIMIZ CUMHURİYETİMİZ İÇİN ELELE VERELİM.
27 Ekim 2016 Perşembe
GARNİZON KOMUTANLARI VE TSK ÇELENKLERİ ARTIK PROTOKOLDEN ÇIKARILDI!!!
RESMEN TSKYI HER YERDEN SİLİYORLAR!
Ulusal ve resmi bayramlar ile tarihi günlerde yapılacak tören ve kutlamalara dair yönetmelik değiştirildi. Buna göre, garnizon komutanları tören protokolünden çıkarıldı.
AA’nın haberine göre ulusal ve resmi bayramlarla mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve tarihi günlerde yapılacak tören ve kutlamalara ilişkin yönetmelikte yapılan değişiklik, Resmi Gazete’nin bugünkü mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Değişikliğe göre yönetmeliğin 2’nci maddesinin dördüncü fıkrasının b,c ve ç bentlerinde yer alan “garnizon komutanı” ve aynı yönetmelikte 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “garnizon komutanlığı” ibareleri yürürlükten kaldırıldı.
Yönetmeliğin 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan “garnizon komutanı” ve “türk silahlı kuvvetlerine ait çelenk onun sağına” ibareleri, 3 numaralı alt bendindeki “garnizon komutanı ve” ibaresiyle 5 numaralı alt bendinde yer alan “garnizon komutanı” ibaresi de metinden çıkarıldı.
Aynı yönetmeliğin 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan “Garnizon komutanı” ve “Türk Silahlı Kuvvetlerine ait çelenk onun sağına” ibareleri, 3 numaralı alt bendindeki “Garnizon komutanı ve” ibaresi ile 5 numaralı alt bendinde yer alan “Garnizon komutanı” ibaresi de çıkarıldı.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ ÇOK DOĞRU BİŞEY SÖYLEDİ
SİZ BİZİM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA TERÖRE DESTEK VERİYOR DİYORSUNUZ YA!
PEKİ KADİR TOPBAŞ,MELİH GÖKÇEK BAŞTA KAÇ TANE BELEDİYE BAŞKANI HAİN FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK VERMEDİMİ?NE İSTEDİLERSE VERMEDİLERMİ DEDİ..!
BENCE ÇOK DOĞRU EĞER HDPLİ BAŞKANLAR TERÖRDEN ALINIYORSA FETÖYE YARDIM,DESTEK VEREN AKPLİ BAŞKANLARDA TERÖRE DESTEK VE YATAKLIKTAN ALINMALI.
YARIN VE CUMARTESİ HERKES YANINDAKİNE DİKKAT ETSİN!
AMERİKA KENDİ VATANDAŞLARINI YİNE UYARDI!!
EN SON UYARDIĞINDA ANTALYADA BOMBA PATLAMIŞTI!!
ABD'den dikkat ve tepki çeken Türkiye uyarısı
ABD Büyükelçiliği vatandaşlarına 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle güvenlik uyarısı yaptı. ABD'nin alışılageldik uyarılarının aksine bu kez
ABD Büyükelçiliği vatandaşlarına bir kez daha güvenlik uyarısı yaptı. Bu kez adres 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları. ABD'nin alışılageldik uyarılarının aksine bu kez ‘Barışçıl gösterilerin çatışma ve şiddete evrilebileceği' ifadesi ise dikkat ve tepki çekti.
KORDONBOYU VE CUMHURİYET MEYDANI
Ankara'daki ABD Başkonsolosluğu'ndan yapılan 'ABD Vatandaşları İçin Güvenlik Mesaji' başlıklı iletide İzmir'de Kordonboyu ve Cumhuriyet Meydanı'nda yapılacak 29 Ekim etkinlikleri için ‘Barışçıl gösterilerin çatışma ve şiddete evrilebileceği' uyarısına yer verildi.
KALABALIKTAN UZAK DURUN
Mesajda ABD vatandaşlarının ‘kalabalık yerlerden uzak durması, eylem ve etkinliklerin toplanma alanlarında dikkatli davranması' istendi. Geçen ay ABD'nin Adana Konsolosluğu kentte ‘terör tehdidi' bulunduğunu, ABD Dışişleri Bakanlığı da ‘Türkiye'nin güneydoğusuna seyahat edilmemesi gerektiğini' belirtmişti.
125 vekilden By Lock çıktı
FETÖ'nün gizli yazışmalarında kullandığı ByLock programını 125 milletvekilinin kullandığı ortaya çıktı. ByLock'çu vekillerden 82'si AKP'li. Geri kalan 43 vekilin ise CHP, MHP ve HDP'li olduğu belirtiliyor
AKP’li, CHP’li, MHP’li, HDP’li toplam 125 milletvekilinin telefonuna ByLock programı yüklendiği ortaya çıktı.
FETÖ’nün gizli haberleşmeler için kullandığı ByLock programı ile ilgili soruşturmalar derinleştiriliyor. Bu programı kullanan polisler ve yargı mensupları hakkında gözaltılar sürerken, ByLock kullananlar arasında 125 milletvekilinin de olduğu bildirildi.
Aydınlık’ın ulaştığı kaynaklar, telefonunda ByLock çıkan milletvekilleri arasında ilk sırayı 82 milletvekili ile AKP’nin aldığını ifade etti. Geri kalan 43 milletvekilinin de CHP, MHP ve HDP’li olduğu belirtildi. Milletvekili listelerinin ortalıkta dolaşmaması için önlem alındığını da vurgulayan kaynaklar, “Ancak MİT ham listeyi verdi. Bu listeler de emniyet içinde birçok birime dağıtıldı. Adı listede olanlar da okudu. Bu nedenle listelerde kimlerin olduğunu birçok kişi biliyor” diye konuştu.
Telefonunda ByLock çıkan milletvekillerinin isimlerinin “bilmesi gerekenlere ulaştırıldığını” kaydeden kaynaklar, “Bu milletvekillerinin tamamı FETÖ’cü müdür araştırmak lazım. Çünkü FETÖ bu sistemi daha çok AKP ile arasının bozulduğu 2014 yılından sonra kullanmaya başlamış. Bazı milletvekilleri telefonlarına bu tarihten önce bu programı yüklemişler. Ama çoğunluğun 2014’ten sonra yüklendiği ortada” dedi.
DELİL OLMAKTAN ÇIKARMA GAYRETLERİ
FETÖ soruşturmasını yürüten emniyet ve yargı yetkilileri ByLock’un FETÖ soruşturmalarının en önemli delili olduğunu bildiriyorlar. MİT’in ByLock listelerini ham olarak vermesi nedeniyle incelemelerin zaman aldığını vurgulayan kaynaklar, bu durumun FETÖ’yü koruma çabası olup olmadığı konusunu araştırmaların sürdüğünü ifade etti. Bu arada, “listelerden bazı isimlerin çıkarıldığı ve bazı eklemeler yapıldığı” iddiası gündemde. Bu konuda önemli ipuçlarına ulaşılması gözleri MİT’e çevirirken, önümüzdeki günlerde yeni gelişmelerin yaşanabileceğine dikkat çekiliyor.
Öte yandan zor durumda kalan FETÖ’nün ByLock’u delil olmaktan çıkarmak için yoğun bir çaba içine girdiği gözleniyor. FETÖ’nün kripto elemanları eliyle ByLock listeleri ile oynamaya çalıştığı ve listelere güveni sarsarak delil olmaktan çıkarma gayreti içinde olduğu bildiriliyor. Balyoz davası sanıklarından emekli askeri savcı Ahmet Zeki Üçok da Aydınlık’a yaptığı açıklamada ve katıldığı televizyon programlarında FETÖ’nün bu çabalarına dikkat çekerek, “Sıkışan FETÖ’nün bütün gücüyle ByLock’u delil olmaktan çıkarmaya çalıştığını söyledi. FETÖ sosyal medya üzerinden de ByLock listelerini etkisiz hale getirme kampanyası yürütüyor.
ulusalkanal.com.tr
25 Ekim 2016 Salı
BAŞBAKAN BANA GÖRE BU SÖYLEM İLE ÇOK BÜYÜK HATA YAPMIŞTIR! IRAK BİR BÜTÜNDÜR! PEKİ YARIN TÜRKİYEDE EYALET OLURSA EYALETTEKİLER AYNI BARZANİ GİBİ BİZDE ÖZERKLİK İSTİYORUZ DERLERSE VE BİZ HARİÇ HERKES ONLARI TANIR VE BÖLGENİN ASIL SAHİBİ BUNLAR DERLERSE
BU SÖZÜNÜZÜN KARŞILIĞI OLMAZMI? ONUN İÇİN ASLA BÖYLE LAFLAR ETMEYİN IRAK BÜTÜNDÜR SEVSEKDE SEVMESEKDE IRAK HÜKÜMETİ MUHATABIMIZDIR.
EYALETLEREDE BAŞKANLIĞADA BUNUN İÇİN KARŞIYIZ.
23 Ekim 2016 Pazar
BAŞKANLIK BU ÜLKEDE MİLLETE NE KAZANDIRACAK?
ZATEN HÜKÜMET VE CUMHURBAŞKANLIĞI AYNI YERDEN YÖNETİLMİYORMU?NE İSTİYORLARSA YAPILMIYORMU?
PEKİ NEDEN BU ISRAR DÜŞÜNDÜNÜZMÜ? MASON PATRONLAR TÜRKİYENİN EYALETLERLE PARÇALANMASINI İÇİNDEN BİRÇOK ÜLKELER ÇIKMASINIMI İSTEDİ ACABA?
ÜLKENİN ÇOĞU BAŞKANLIĞIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMEDEN TARAF OLUP EVET YADA HAYIR DİYECEK!
BAŞKANLIK TÜRKİYE İÇİN EYALETLERE BÖLÜNMEKTİR
SONRASINDA BAZI EYALETLERDEKİLER BİZ ARTIK KENDİMİZİ
YÖNETECİĞİZ DİYECEKLER VE FEDARASYON İLAN EDECEKLER! BUNA AB. VE BM. MÜDAHİL OLACAK TÜRKİYE
KARIŞAMIYACAK BİLE! DÜŞÜNÜN ÜLKEDE KAÇ TANE DEVLET KURULABİLİR! MESELA KÜRDİSTAN! MESELA LAZİSTAN
MESELA SURİYEDEN GELENLER ARAP DEVLETİ!
PONTUS DEVLETİ! ERMENİ DEVLETİ! VB. BUNLAR ANCAK BAŞKANLIKLA GELEN EYALET SİSTEMİYLE OLABİLİR!
KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN AMAÇLARI BUDUR DÜNYA DÜZENİNİN AMACI BUDUR VE BUNU BİR OLMAZSAK YAPACAKLAR! BAŞKANLIK ÜLKEMİZİ BÖLER HERKES HAYIR DEMELİDİR! TARAF OLMAYALIM CUMHURİYET!İMİZE SAHİP ÇIKALIM,BÜYÜK İSRAİL PROJESİNE ALET OLMAMAK İÇİN BAŞKANLIĞA EYALET SİSTEMİNE HAYIR.
18 Ekim 2016 Salı
BİZDEKİ HÜKÜMET VE BAZILARI DİYORKİ BİZE IRAKTAKİ
AŞİRETLERDEN IRAK İÇİN DAVET VAR!!
BİR ÜLKEYE EĞER DAVET AŞİRETLERDEN KABUL OLMAYA
BAŞLARSA BU UCU AÇIK ÇOK BÜYÜK TEHLİKEYE YOL AÇAR!
YARIN BİR GÜN DOĞU VE GÜNEYDOĞUDAKİ AŞİRETLERDEN
HALKTAN,BELEDİYELERDEN,VEYA PARTİLERDEN BAŞKA ÜLKELERE,AB.YE,BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE DAVET GÖNDERİRLERSE SİZ BUNA KARŞI ÇIKTIĞINIZDA SİZE
ŞUNU DERLERSE SİZDE IRAKTAKİ AŞİRETLERDEN DAVET ALINCA IRAK'A GİRMEK İSTEMEDİNİZMİ DERLERSE
SİZİN SÖZ SÖYLEME HAKKINIZ KALIRMI?
BAŞKA ÜLKELERE GİRMEDEN EVVEL ÇOK İYİ HESAPLAMAK
PLANLAMAK GEREKİR.
17 Ekim 2016 Pazartesi
AKP HÜKÜMETİ IRAK'TA İSTENMEDİĞİNİ UNUTTURMAK İÇİN GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK VE ZATEN HİÇ SEVMEDİĞİ CUMHURİYET BAYRAMI İLE 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA TÖRENLERİNİ ENGELLEMEK İÇİN ORTAYA ALGI YARATTI!
SONUÇ NE OLURSA OLSUN BİZLER 28-29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINI VE 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA MERASİMLERİNİ BÜYÜK COŞKUYLA KUTLUYACAĞIZ!!!
HÜKÜMETE VE VALİLİKLERE DÜŞEN YASAKLAMALAR DEĞİL
VATANDAŞLARINI YENİKAPIDAKİ GİBİ KORUMAK KOLLAMAKTIR, BİZ KORKMADAN MEYDANLARDA OLACAĞIZ!
BU NEDİR ŞİMDİ? YAZIK GÜNAH ÇOCUKLARA POLİS ZORUYLAMI OKULLARINI DEĞİŞTİRTECEKSİNİZ?
BUMU SİZİN İSMİNİZİN BAŞINDAKİ ADALETİNİZ?
ZORLAMAYLA OKUMA OLMIYACAĞINI TÜRBAN OLAYINDA
SİZ KARŞI ÇIKMADINIZMI? NEDEN SİZ ŞİMDİ ZORLA
ÇOCUKLARA OKUMAK İSTEMEDİKLERİ SİSTEMİ DAYATIYORSUNUZ?
Kadıköy Anadolu Lisesi ablukaya alındı: Ellerinde makineli tüfekleri olan polisler okul önünde
Polisler ellerinde silahla 'proje okul' Kadıköy Anadolu Lisesi önünde bir süre bekledikten sonra okuldan ayrıldı.
'Proje okul' kapsamına alınan Kadıköy Anadolu Lisesi (KAL) önüne bu sabah eli silahlı polisler geldi.
İleri'ye konuşan bir öğrenci "Okul önünde polis otobüsü içinde sivil polisler ve uzun namlulu tüfeklerle polisler var. Okul abluka altında" dedi.
Öğrencilerin derste oldukları sabah saatlerinde gelen polisler daha sonra okuldan ayrıldı. Okulda herhangi bir protesto ya da eylem çağrısı yapılmadığı, polislerin öğrencilerin ders saatinde okulun önüne geldiği öğrenildi.
'Proje okul' uygulamasını protesto etmek isteyen Kadıköy Anadolu Lisesi velileri üç gün önce okul önüne eylem çağrısı yapmış, polis ve toma velilerden önce okula gelmişti.
15 Ekim 2016 Cumartesi
ALLAH BU BÖLGENİN YARDIMCISI OLSUN!
***
HATIRLAYALIM... Banu AVAR
2005’de Pentagon, Irak’da Amerikan işgaline direnen kim varsa yokedildiğini şu sözlerle onaylayacaktı:
” Kürt ve Şii savaşçılardan oluşan vurucu timler oluşturularak, Irak’da direnen grupların liderlerinin hedefe konması, 20 yıl önce Orta Amerika’da solcu gerillalara karşı ABD’nin verdiği mücadeleden örnek alınmıştır..”
Honduras'daki katliamlarıyla ünlü Albay James Steele 2003’de işgal altındaki Bağdat’a geldi. Kısa bir süre bir Amerikan enerji şirketinde konuşlandırıldı. Irak’a gelişi meşrulaştı. Sonra Irak İçişleri Bakanlığı’nın Irak Güvenlik Güçleri’ne ‘danışman’ oldu. Özel Polis Komando Gücü oluşturacaktı. İşe Şii milis gücü, ‘Bedir Örgütü ve Mehdi Ordusu’nu örgütleyerek başladı. . Örgütlediği ‘ölüm mangaları’ kısa zamanda kontrolden çıkacak, serbest kalan zemberek yayı ölüm saçacaktı.
Albay Steele, Irak İçişleri bakanlığına bağlı olarak örgütlediği ‘Kurtlar Taburu’ (Wolf Brigade) sayesinde Irak’da sonu gelmeyecek bir mezhep savaşına imza atmış, IŞİD ve benzeri yapıların doğup güçlenmesini sağlamıştır.
Önce Şii güçleri oluşturup Sünnileri katlettirmiş sonra sünni polis gücü şiileri yoketmiştir. Her katliam, Paul Bremer’e, General Petraeus’a rapor olarak geçilmiş ve bunlar doğrudan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e iletilmiştir. ‘İş’ başında olduğu dönemde ayda ortalama 3000 Iraklı katledilmiştir! 29 Kasım 2005’de yapılan bir basın toplantısında, bir gazetecinin Irak’daki toplu katliamlar konusundaki sorusuna Savunma Bakanı Rumsfeld, şu yanıtı vermiştir: ‘Ben herhangi bir rapor görmedim. Oradan gelen herhangi bir belge yok.’
Sonraki yıllarda Irak’da işlenen toplu cinayet ve işkencelerle ilgili 400.000 ABD Ordusuna ait belge basına sızdırılmıştır.
Irak işgal sürecinde belki de dünyada ilk kez bu büyüklükte bir kiralık ordu ile sarılmıştır. ‘Terör şirketleri’nin kiralık askerlerinin sayısı 2003’de 10 bin iken 3 yıl içinde 48bin kişiye ulaşmıştır. Black Waters bu işi yapan şirketlerden en ünlüsüdür.
Tüm işkence ve toplu cinayet belge ve kayıtlarına rağmen sessiz kalan ‘sistem’ 10 yıl sonra ellerini yıkamak istemiş, ve Irak’da kitle katliamını, İnsan hakları Komisyonlarından, Birleşmiş Milletlere, ana akım medya bültenlerinden belgesellere hatta bilgisayar oyunlarına kadar heryere taşımıştır.
Amerika’nın Irak SOYKIRIMI asla unutulmamalıdır!
O günden beri Irak’da insanlar ‘ölüm’le içiçedir. Durmayan bir nehirdir kan! Sorumlular ise Suriye’de, Yemen’de ve daha bir çok ülkede yeni kan nehirleri peşindedir!
(Kasım 2016'da çıkacak olan yeni kitaptan)
BANU AVAR'ın fotoğrafı.
BANU AVAR'ın fotoğrafı.
BANU AVAR, 2 yeni fotoğraf ekledi.
6 saat ·
ALLAH BU BÖLGENİN YARDIMCISI OLSUN!
***
HATIRLAYALIM... Banu AVAR
2005’de Pentagon, Irak’da Amerikan işgaline direnen kim varsa yokedildiğini şu sözlerle onaylayacaktı:
” Kürt ve Şii savaşçılardan oluşan vurucu timler oluşturularak, Irak’da direnen grupların liderlerinin hedefe konması, 20 yıl önce Orta Amerika’da solcu gerillalara karşı ABD’nin verdiği mücadeleden örnek alınmıştır..”
Honduras'daki katliamlarıyla ünlü Albay James Steele 2003’de işgal altındaki Bağdat’a geldi. Kısa bir süre bir Amerikan enerji şirketinde konuşlandırıldı. Irak’a gelişi meşrulaştı. Sonra Irak İçişleri Bakanlığı’nın Irak Güvenlik Güçleri’ne ‘danışman’ oldu. Özel Polis Komando Gücü oluşturacaktı. İşe Şii milis gücü, ‘Bedir Örgütü ve Mehdi Ordusu’nu örgütleyerek başladı. . Örgütlediği ‘ölüm mangaları’ kısa zamanda kontrolden çıkacak, serbest kalan zemberek yayı ölüm saçacaktı.
Albay Steele, Irak İçişleri bakanlığına bağlı olarak örgütlediği ‘Kurtlar Taburu’ (Wolf Brigade) sayesinde Irak’da sonu gelmeyecek bir mezhep savaşına imza atmış, IŞİD ve benzeri yapıların doğup güçlenmesini sağlamıştır.
Önce Şii güçleri oluşturup Sünnileri katlettirmiş sonra sünni polis gücü şiileri yoketmiştir. Her katliam, Paul Bremer’e, General Petraeus’a rapor olarak geçilmiş ve bunlar doğrudan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e iletilmiştir. ‘İş’ başında olduğu dönemde ayda ortalama 3000 Iraklı katledilmiştir! 29 Kasım 2005’de yapılan bir basın toplantısında, bir gazetecinin Irak’daki toplu katliamlar konusundaki sorusuna Savunma Bakanı Rumsfeld, şu yanıtı vermiştir: ‘Ben herhangi bir rapor görmedim. Oradan gelen herhangi bir belge yok.’
Sonraki yıllarda Irak’da işlenen toplu cinayet ve işkencelerle ilgili 400.000 ABD Ordusuna ait belge basına sızdırılmıştır.
Irak işgal sürecinde belki de dünyada ilk kez bu büyüklükte bir kiralık ordu ile sarılmıştır. ‘Terör şirketleri’nin kiralık askerlerinin sayısı 2003’de 10 bin iken 3 yıl içinde 48bin kişiye ulaşmıştır. Black Waters bu işi yapan şirketlerden en ünlüsüdür.
Tüm işkence ve toplu cinayet belge ve kayıtlarına rağmen sessiz kalan ‘sistem’ 10 yıl sonra ellerini yıkamak istemiş, ve Irak’da kitle katliamını, İnsan hakları Komisyonlarından, Birleşmiş Milletlere, ana akım medya bültenlerinden belgesellere hatta bilgisayar oyunlarına kadar heryere taşımıştır.
Amerika’nın Irak SOYKIRIMI asla unutulmamalıdır!
O günden beri Irak’da insanlar ‘ölüm’le içiçedir. Durmayan bir nehirdir kan! Sorumlular ise Suriye’de, Yemen’de ve daha bir çok ülkede yeni kan nehirleri peşindedir!
(Kasım 2016'da çıkacak olan yeni kitaptan)Banu AVAR
DEVLETİN RESMİ SAYIŞTAYA GÖRE İNANILMAZ SKANDALLAR!
Bu Sayıştay raporu AKP'yi duman eder!
Sayıştay'ın 2015 Yılı Faaliyet Raporu skandalları ortaya çıkardı.
AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'a ait olduğu öne sürülen ve Sayıştay’ın 2012 raporlarıyla ilgili bir konuşma internette yayınlanmıştı. Sızdırılan tapelerde Hasan Doğan olduğu öne sürülen kişinin 'Sayıştay raporları meclise gelirse, Bizi Meclis'te duman ederlerdi' ifadelerini kullandığı ortaya çıkmıştı. Doğan'ın AKP'yi 'duman edeceğini' öne sürdüğü o yolsuzluklar 2015 Yılı Faaliyet Raporu'nda ortaya çıktı.
Odatv'de yer alan habere göre, Sayıştay raporda, bazı üniversitelerde öğrencisi olmayan fakülte, yüksekokul ve enstitülerde öğretim üyeleriyle diğer görevlilere maaş ödendiğini belirterek durumu eleştirdi.
Sayıştay'ın 2015 değerlendirmelerine göre YÖK Kanunu "üniversitelerin görevleri arasında; ihtisas gücü ve maddi kaynaklarını rasyonel, verimli ve ekonomik şekilde kullanarak, milli eğitim politikası ve kalkınma planları ilke ve hedefleri ile Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılan plan ve programlar doğrultusunda, ülkenin ihtiyacı olan dallarda ve sayıda insan gücü yetiştirmelerini" sayıyor.
Kanun’un 13’üncü maddesinde de üniversitenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilrnesinde, eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetlerinin devlet kalkınma plan, ilke ve hedefleri doğrultusunda planlanıp yürütülmesinde rektörlerin birinci derecede yetkili ve sorumlu olduğu hükme bağlanıyor. Sayıştay "adı var kendi yok" fakülteler hakkındu şu tespiti yaptı:
"Yapılan denetimler sonucunda, bazı üniversitelerde yukarıda belirtilen hükümlerde yer alan ilke ve esaslara riayet edilmeden fakülte, yüksek okul ve enstitülerin açıldığı, hali hazırda öğrencisi bulunmayan bu eğitim birimlerinde öğretim üyesi ve idari personel istihdam edildiği ve maaşlarının bütçeden ödendiği tespit edilmiştir."
"UZMANLIK" GEREKTİREN GÖREVLERE "HİZMETLİLER" GETİRİLDİ
Önemli başarılara imza atan bölge kalkınma örgütlerinde çalışan yönetici ve personel görevlerini zor koşullar altında yerine getirmeye çalışıyor. Mevzuattaki yetersizlik ve çelişkilere, parasal anlamdaki güçlükler de ekleniyor. DOKAP (Doğu Karadeniz) Bölge Kalkınma İdaresi'nde uzmanlık gerektiren görevlerde temizlik ve kalorifer gibi alanlarda çalışmak üzere "hizmetli" ihalesi sonucu kuruma alınan kişilerin görevlendirildiği saptandı. Sayıştay ilginç durumu raporuna "DOKAP'ta memurlar veya sözleşmeli personel tarafından yerine getirilmesi gereken görevler için, 2015 yılında, 13 kişi temizlik ve yardımcı personel hizmet alımı ihalesi kapsamında çalıştırılmıştır" diye yansıttı.
Sayıştay DOKAP 2015 raporu benzer yöresel kalkınma kuruluşlarında sıkça rastlanan "uzman" personel sıkıntısını ortaya koydu.
Sayıştay, DOKAP'ın 37 adet boş kadrosu olduğu halde, bölgesel kalkınma konularında uzmanların bulunması gereken bu kadrolara naklen ve açıktan atama yapılması yerine, hizmet alınır ihalesi kapsamında görevlendirme yapıldığı belirtildi.
Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt'ta DOKAP'ın "Turizm ve Çevresel Sürdürülebilirlik, Ekonomik Kalkınma, Altyapı ve Kentsel Gelişme, Sosyal Gelişme, Yerel Düzeyde Kurumsal Kapasiteler" 325 proje paketi gerçekleştirmekle sorumlu olduğunu anlatan Sayıştay ilginç durumu şöyle anlattı:
"Doğaldır ki, DOKAP Eylem Planı'nın gereklerinin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan ve öngörülen elamanlarırı, 642 KHK’nin 5 inci maddesinde düzenlenen istihdam şekline bağlı kalınarak, DOKAP BKİ’nin bünyesine asli ve sürekli olarak katılması gerekmektedir. Özellikle, Kurumda sektör uzmanlarının çalıştırılması önem arz etmektedir. 28.11.2014 tarihinde ihale edilen 'Malzemli 7 Adet Temizlik Personeli, 8 Adet Destek ve Yardımcı Hizmetler Personeli, 2 Adet Kalorifer Personeli ile 5 Adet Bilişim ve Veri Hazırlama Personeli ve İlaçlama Hizmeti Alımı' işi kapsamında, 2015 yılında Destek ve Yardımcı Hizmetler Personeli Alımı ile 8 kişinin, Bilişim ve Veri Hazırlama Personeli Alımı ile 5 kişinin Kurumun görevlerinde çalıştırıldığı tespit edilmiştir.
26.11.2015 tarihinde de '2016-2017 ve 2018 yılları için (3 Yıllık) Malzemeli 7 Adet Temizlik Personeli, 8 Adet Destek ve Yardımcı Hizmetler Personeli, 2 Adet Kalorifer Personeli ile 5 Adet Bilişim ve Veri Hazırlama Personeli ve İlaçlama Hizmet Alımı' ihalesi gerçekleştirilmiş olup, ayrıı uygulama devam etmektedir. Memurlar veya sözleşmeli personel tarafından yerine getirilmesi gereken görevler için, 2015 yılında, 13 kişi temizlik ve yardımcı personel hizmet alımı ihalesi kapsamında çalıştırılmıştır.
İdareye kanunla verilen kadro sayısı 70 adet olup, bunun 33 adedinin dolu, 37 adedinin boş olduğunu anlatan Sayıştay, durumu şu sözlerle eleştirdi:
"Anayasa'nın 128’inci maddesinde, 'Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.' denilmekte olup, buna bağlı olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun İstihdam şekilleri başlıklı 4’üncü maddesinde de, kamu hizmetlerinin, memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle görüleceği hükme bağlanmıştır. Mevcut istihdam şeklinin, başta Anayasa olmak üzere, 657 sayılı DMK ile 642 sayılı
KHK hükümlerine uygun olmadığı ve mevcut uygulamanın bahsi geçen KHK’de sayılan görevler ile DOKAP Eylem Planı’nda öngörülen proje ve faaliyetlerin yürütülmesini zorlaştıracağı değerlendirilmektedir."
Sayıştay DOKAP'ın mevzuatı gerekçe gösteren itirazlarına karşı, "Yerinde yapılan denetimlerde memurlara gördürülmesi gereken bir kısım işlerin de hizmet alımı suretiyle çalıştırılan personele gördürüldüğü anlaşılmaktadır" derken şu saptamayla noktaladı:
"DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına verilen görevlerin, hizmet alımı ihalesi kapsamında çalıştırılan personele gördürülmesinin mevcut yasal düzenlemelere uygun olmadığı ve belirtilen uygulamaların bahsi geçen KHK'da sayılan görevler ile DOKAP Eylem Planı'nda öngörülen proje ve faaliyetlerin yürütülmesini olumsuz etkileyeceği değerlendirilmektedir."
EMNİYET'İN KİME YARDIM ETTİĞİ BELLİ DEĞİL
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2015 Faaliyet Raporunda, yardım yaptığı birlik, kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin bilgilere ve iç ve dış denetim sonuçları hakkında özet bilgilere yer vermediği ortaya çıktı.
Sayıştay Emniyet Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Performans Denetim Raporunda, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2015 Faaliyet Raporunda yardım yapılan birlik, kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin bilgilere ve iç ve dış denetim sonuçları hakkında özet bilgilere yer verilmediği görüldü.
Faaliyet raporları yönetmeliğine göre, mali bilgiler ile performans bilgilerine detaylı olarak raporda yer verilmesi gerekirken, Emniyet Genel Müdürlüğü; kullanılan kaynaklara, meydana gelen sapmaların nedenlerine, varlık ve yükümlülükler ile yardım yapılan birlik, kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin bilgilere, ayrıca, iç ve dış mali denetim sonuçları hakkındaki özet bilgilere yer vermedi.
Sayıştay raporunda, bu idare raporunun yönetmeliğe uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtilirken, bu konunun 2014 yılı Sayıştay Performans Denetim Raporuna alınarak TBMM’ye sunulduğu ifade edildi. 2015 yılı Sayıştay Performans Denetim Raporunda ise, 2014 raporunda yer alan bulguya “İç ve Dış Mali Denetim Sonuçları Hakkında Özet Bilgilere Yer Verilmemesi” hususunun eklendiği de kaydedildi.
"Hatalı olan bu uygulamanın" 2015 yılı denetimlerinde de aynı şekilde devam ettiği belirtilen raporda, Emniyet’in 2016 yılından itibaren hazırlayacağı faaliyet raporlarında eksik bilgilere detaylı şekilde yer vereceğini bildirdiği, Sayıştay’ın da denetimlerinde bu hususu izlemeye alacağı ifade edildi.
DEVLETİN ALİ SAMİ YEN'DEN ALACAĞI 132 MİLYON GÖRÜNMÜYOR
Sayıştay Spor Genel Müdürlüğü ile TOKİ arasında akdedilen protokole istinaden Ali Sami Yen Stadyumunun bulunduğu gayrimenkulün gelir paylaşımı usulü ile satışından doğan 132 milyon TL'lik alacağın Genel Müdürlük muhasebesine intikal ettirilmediğini belirterek durumun düzeltilmesini istedi.
Sayıştay'ın Spor Genel Müdürlüğü (SGM) 2015 Denetim Raporu yayımlandı. Raporda Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin Gelirlerden alacaklar hesabının işleyişi ile ilgili 139’uncu maddesinde; Gelirlerden alacaklar hesabının borcuna, bir yıldan daha uzun bir sürede tahsili öngörülen gelir tahakkuklarının kaydedileceğinin öngörüldüğü hatırlatıldı.
Sayıştay raporunda; SGM ile TOKİ arasında 28.08.2006 tarihinde akdedilen protokol ve ek protokoller gereğince Ali Sami Yen Stadyumunun bulunduğu gayrimenkulün Gelir Paylaşımı Usulü ile satışından elde edilecek gelirden 52.000 seyircili Seyrantepe Spor Kompleksi’nin inşasında kullanılacak bir tutarın ayrılacağı ve kalan tutarın SGM payı olan yüzde 61’inin ise TOKİ tarafından spor salonu ve stadyum yapımında kullanılacağı, sonrasında ise mahsuplaşılacağının kararlaştırılacağı belirtildi.
Bahse konu taşınmazın satışından elde edilen gelirden 52.000 seyircili spor kompleksinin yapım maliyetinin düşülmesinden sonra kalan tutarın yüzde 61’lik SGM payı olan 140.009.568,51 TL’nin 7.154.320,68 TL’sinin 2014 yılında tahsil edildiği belirtildi.
Kalan 132.855.148,86 TL’lik alacağın tutarının muhasebe kayıtlarına yansıtılmadığı belirtilen Sayıştay raporunda, "Akdedilen protokoller çerçevesinde TOKİ’ye yapılacak ödemelerden mahsup edilmek üzere bekletilecek bu tutarın muhasebe kayıtlarında izlenmesi gerekmektedir" denildi. Sayıştay saptamasına şöyle devam etti:
"Anılan yönetmelik hükmü uyarınca '220 Gelirlerden Alacaklar Hesabına' kaydedilmesi gereken 132.855.148,86 TL’lik alacak tutarına ilişkin muhasebe kaydı yapılmamıştır. Dolayısıyla söz konusu tutar kurumun bilançosunda görülmemektedir.
Kamu idaresi cevabında; Kamu idaresi cevabında özetle; TOKİ tarafından Genel Müdürlük alacağının 7.154.320,65 TL'lik bölümü 15.04.2014 tarihinde Genel Müdürlük hesabına yatırıldığı belirtilmiştir.
Sonuç olarak Kurum cevabında bulgu konusu alacağın 7.154.320,65 TL'lik kısmının 15.04.2014 tarihinde tahsil edildiği belirtilmiştir. Bu husus bulguda da ifade edilmişti. Bulgu konusu edilen 132.855.148,86 TL’lik alacağın muhasebe kaydı hala yapılmamıştır.
Bu itibarla, '220 Gelirlerden Alacaklar Hesabına' kaydedilmesi gereken 132.855.148,86 TL’lik alacak tutarına ilişkin muhasebe kaydı yapılmadığından bu tutar kurumun bilançosunda görülmemektedir."
ADLİ TIP YERİNE "CAFE"
Adli tıp hizmetlerinde kullanılmak kaydıyla Adalet Bakanlığına tahsisi yapılan bir mülkte adi tıp tesisi yerine bir "cafe"nin faaliyet gösterdiği saptanınca Sayıştay itiraz etti.
Sayıştay'ın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 2015 Yılı Sayıştay Denetim Raporu yayımlandı. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 09.09.2004 tarih ve 2004/79 nolu kararıyla bazı taşınmazların mülkiyetinin, adli tıp hizmetlerinde kullamlmak kaydıyla Adalet Bakanlığına tahsis edilmek üzere Maliye Hazinesine devredilmesine karar verildiği belirtildi.
Sayıştay raporunda, "Ancak yapılan incelemede; adli tıp hizmetlerinde kullanılmak kaydıyla Adalet Bakanlığına yapılan tahsisin kaldırıldığı ve gayrimenkul üzerinde özel bir şirkete ait kafenin yer aldığı tespit edilmiştir" saptaması yer aldı. Sayıştay şöyle dedi:
"Yukarıdaki uygulama örneklerinde mezkur Özelleştirıne Yüksek Kurulu kararlarına aykırılığın giderilmesi ya da devir amacının yeni bir Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile değiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca devredilen taşınmazların devir amacına aykırı olarak
kullanılmasının veya üçüncü kişilere devredilmesinin önlenmesi için devir sonrası idarenin hak ve menfaatlerini koruyacak düzenlemelerin ve devredilen taşınmazlarla ilgili olarak periyodik kontrollerin yapılması gerekir.
Bu husus 2014 yılı Sayıştay Denetim Raporunda konu edilmiş ve İdare de savunmasında bulguda belirtilen 04.07.2005 tarihli ve 2005/79 sayılı, 06.06.2007 tarihli ve 2007/35 sayılı, 19.06.2009 tarihli ve 2009/28 sayılı Özelleştirıne Yüksek Kurulu Kararlanna ilişkin aykırılıkların giderilmesi amacıyla gerekli çalışmalara başlanacağını bildirmiş olmasına rağmen, bu konuda 2015 yılında herhangi bir çalışma yapılmadığı anlaşılnnştır.
Kamu idaresi cevabında; özetle, Sayıştay Denetim Raporunda belirtilen eleştirilerin ortaya çıkması üzerine, bundan sonraki devirlerde kullanım amacını tapuya şerh verilmek suretiyle, Özelleştirıne Yüksek Kurulu onayı dışında amacın değiştirilmesinin engellendiği, Taşınmazın devir amacına aykırı bir şekilde kullanımının tespiti halinde devre konu taşınmazın devrinin iptal edildiği, Ayrıca bulgu maddesinde yer alan hususlar ile ilgili olarak gerekli çalışmaların yapılacağı, ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile kamu yararına kullanılması kaydıyla bedelli/bedelsiz olarak kamu idarelerine devredilen bazı taşınmazların amacı dışında kullanılması ile ilgili olarak bulguda belirtilen hususların denetlenen kurumca ne ölçüde yerine getirildiğine ilişkin denetim sonucunun izlenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir."
MİLLETİN EŞLERİNE KÖTÜ LAF SÖYLEYEN BU ŞEREFSİZİ
KİMLER ÖDÜLLENDİRDİYSE BUNUN SÖYLEDİKLERİ LAFLARDA
ONLARIN EŞLERİNE GİTSİN O ZAMAN!
'Süslenen kadın zina yapmış gibidir' diyen müdür asaleten göreve atandı!
“Süslenen kadın erkekle zina yapmış gibidir” sözlerini paylaşan Burdur Milli Eğitim Müdür Vekili Mahmut Bayram’ın bu açıklamalarının ortaya çıkması üzerine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz soruşturma başlattı. Müdür vekilinin görevden alınması beklenirken tam tersi oldu, ödüllendirilip Milli Eğitim Müdürlüğüne asaleten ataması yapıldı.
Burdur Milli Eğitim Müdür Vekili Mahmut Bayram, “Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir” sözlerini Facebook sayfasında paylaşmıştı. Bu paylaşım ili ayağa kaldırmış, CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker bu durumu TBMM'ye bir soru önergesiyle taşımıştı. Müdürün soruşturma sonucu görevden alınması beklenirken, Milli Eğitim Müdürlüğüne asaleten ataması yapıldı.
Atama “skandal” olarak nitelendirildi. Ancak, AKP Milletvekillerinin desteğini alan ve bu sözleri nedeniyle kınanmayıp tam tersi ödüllendirilen Mahmut Bayram'ın atamasına ilişkin kararname de Resmi Gazete'de yayımlandı.
14 Ekim 2016 Cuma
O.Ç FRANSIZLAR İSVİÇREDEN DERS ALMAMIŞ
DOĞU PERİNÇEK DEMEK TEK TEK BUNLARLA UĞRAŞACAK!!
NEDEN BAŞKA SİYASİ PARTİLER BU DAVALARLA UĞRAŞMIYOR? BU ÜLKE MESELESİ DEĞİLMİ? BARİ KÖSTEK OLMAYIN!
Fransa'dan 'Ermeni soykırımı' kararı
Fransa’da 'Ermeni soykırım' inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa Senato’da kabul edildi.
Fransa’da 'Ermeni soykırımını'nı inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısı Senato’da kabul edildi. Tasarıya 146 senatör ‘hayır’ oyu verirken 156 senatör ise kabul edilmesi yönünde oy kullandı.
Fransa’da Ermeni lobisinin 2006 soykırım iddialarını inkâr edenleri cezalandırmak için başlattıkları siyasi mücadele de François Hollande döneminde hedefine ulaşmış oldu. Senato da kabul edilen tasarının yeniden meclise gönderilecek tartışma yapılmayacak değişikliklerle 3 hafta sonra yasallaşacak.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, Fransa Senato Başkanı Gerard Larcher ile Senato Başkanı resmi konutunda akşam yemeğinde bir araya gelmişti. Oylamada Senato Başkanı Larcher çekimser oy kullandı.
Fransa’da Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı döneminde kabul edilen inkar tasarısını Anayasa Konseyi, ifade hürriyetini sınırlandırdığı gerekçesiyle iptal etmişti.
Tasarının yeniden Anayasa Konseyi’ne taşınması için Senato veya Meclis Başkanı’nın itirazı veya en az 60 senatör veya vekilin imzası gerekiyor.
Üçüncü olarak bu konuda her hangi bir vatandaş bir yıl hapis ve 40 bin Euro ceza alırsa bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne dava açarak bu konuda yasaya karşı olan senatörler olduğunu belirterek iptal isteyecek.
Fransa Türk tarihini koruma mücadele derneği karşı görüş olarak yasa onaylandıktan sonra dava açmaya hazırlanıyor.
BU NEDEN MİLLETTEN GİZLENDİ?
AMERİKA VE ONUN ÜLKEMİZDEKİ MAŞALARI ÜLKEMİZDEN DEFOLSUN GİTSİN.
Gömülü savaş uçakları çıkıyor! 70 yıldır kamuoyundan saklanıyordu...
Kayseri’de 50’den fazla gömülü savaş uçağı tespit edildi. Focke-Wulf FW-190 tipi uçakların ABD’nin dayatması ile ortadan kaldırıldığı 70 yıldır da kamuoyundan saklandığı belirtiliyor.
Türk savunma sanayisinin en gizemli olaylarından biri gün yüzüne çıkmaya hazırlanıyor. 70 yıldır Türk kamuoyundan gizlenen kayıp savaş uçakları skandalında yeni belgeler ortaya çıktı. Sabah'tan Metin Can'ın haberine göre, 1947'de ABD'nin Türkiye'ye yardım planı ile bir anda ortadan kaybolan, envanterlerden silinen 72 adet Focke-Wulf FW-190 tipi uçaklardan 50'si Kayseri Eski Havalimanı'nın altında (2. Hava İkmal Komutanlığı ön cephesi) gömülü. Uçakların ortaya çıkarılması ile ilgili ilk resmi çalışma 2015'te gerçekleşti. Bu kapsamda yapılan metal dedektör testleri de uçakları tespit etti. Ancak uzayan bürokrasi ve araya giren 15 Temmuz darbe girişimi uçakların gün yüzüne çıkmasını engelledi. SABAH'ın Kaynaklar, konuyla ilgili çalışmaların en yakın zamanda yeniden başlayacağını ifade etti.
YERLİ ÜRETİMİ BİTİRDİ
FW-190 A3'ler yerlilik açısından ayrı bir öneme sahip. Zira 1. Dünya Savaşı'nda başlayan Alman işbirliği Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Junkers ile üretim işbirliğine dönüşmüştü. Türkiye'de TOMTAŞ kurulmuş ve A-20'ler ülkemizde üretilmişti. Ortak üretimin devamı amacıyla 1941'de Alman büyükelçisi, eski şansölye Franz von Papen'in gayretleri sonucu bir ticaret antlaşması imzalandı. Bu anlaşma gereği Türkiye Almanya'ya demir ve krom cevheri sattı. Karşılığında da 72 adet FW-190A3 tipi savaş uçağı aldı. Parçalarının önemli kısmı Anadolu'daki tesislerde üretilen uçaklar 1943'te Türkiye'ye getirildi. İlk uçuşunu 10 Temmuz 1943'te yapan bu uçaklar 5 farklı ile dağıtıldı. 50 adet uçak da Kayseri'ye gitti. Türk-Alman yapımı savaş uçaklarının kaderi 1947'de son buldu. Ortaya çıkan gizli belgelere göre olay şu şekilde gelişti: ABD, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından elinde kalan binlerce uçağı müttefiklerine dağıtmak üzere çalışma başlattı. Ankara ile uzun süren görüşmeler gerçekleşti. Nihayetinde ABD'li yetkililer ile 1947'de anlaşmaya imza atıldı. Anlaşma gereği Türk ordusunun envanterdeki tüm Alman FW-190'lar imha edilecekti. O tarihten sonra uçaklar hiç görülmedi.
YAĞLI BRANDALARA SARDILAR
Konuyu 25 yıla yakın süredir araştıran Hasdal Kışlası'na adı verilen komutanın torunu olan Uluhan Hasdal, "ABD kendi uçaklarını ücretsiz vermek istedi. Ancak bir şartı vardı. Alman uçaklarının yok edilmesi. 50'ye yakın uçak Kayseri Havalimanı'na getirildi. Envanter dışı bırakıldı. Hatta belgelere göre, uçaklar yağlı brandalara sarılarak gömüldü. Alman havacılık temsilcileri ile görüştüm. Bu model uçakların korozyana dayanıklı olduğunu ve çıkarılması halinde uçurulabileceğini söyledi" dedi.
HİÇBİR MÜZEDE ÖRNEĞİ YOK
Uçakların gün yüzüne çıkması için sanat düşkünü işadamları da yoğun çaba sarf ediyor. Bu isimlerden biri olan Hisart Müzesi'nin kurucusu Nejat Çuhadaroğlu, yakın zaman önce Kayseri'deki görevli komutanlarla birçok görüşme yaptığını ifade ediyor. Uçakların çıkarılması konusunda önemli mesafe alındığını belirten Çuhadaroğlu, "Ancak araya 15 Temmuz darbe girişimi girdi ve çalışmalar rafa kalktı. Bu model uçaklar şu an dünyada hiçbir müzede yok" dedi. İstanbul'da 'İsmail Akbay Havacılık ve Uzay Bilimleri' adlı bir müze kurmayı hedefleyen araştırmacı Stuart Kline da konuyu takip eden isimlerden. 14 yıldır Türk havacılık tarihi üzerine 2 önemli kitap yazan Kline, "Konuyla ilgili bürokratik çalışmaların tamamlanmasını bekliyoruz. Ayrıca bir müze projemiz var. Hükümet tarafından da projemiz ilgi gördü" dedi.
İLK UÇUŞU 1939'DA YAPTI
Focke-Wulf FW-190 ilk uçuşunu 1 Haziran 1939'da yaptı ve 1941'de hizmete girdi. İlk olarak Eylül 1941'de Kuzeybatı Fransa üzerinde görüldü ve kısa sürede RAF'ın en iyi av uçağı olan Spitfire Mk.V'ye karşı üstünlüğünü ispatladı. Tanınmış Alman tasarımcısı Kurt Tank tarafından projelendirilen Fw-190 esas itibariyle tek kişilik bir av uçağı olup kara-taarruz ve gece av uçağı olarak da savaş sonuna kadar kullanıldı.
9 Ekim 2016 Pazar
CHP'den çok kritik ByLock raporu!
CHP Bilgi ve İletişim Teknolojileri Genel Başkan Yardımcılığı, FETÖ'nün haberleşme programı ByLock'la ilgili kritik bir rapor hazırladı. Rapora göre programı tam 1 milyon kişinin kullandığı ortaya çıktı.CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, FETÖ'cülerin kullandığı belirlenen Bylock sistemi hakkında bir rapor hazırladı. Raporda, Bylock'un özellikleri hakkında bilgi verilirken, "Sadece ByLock kurmuş olmak, terör örgütü üyeliği için yeterli görülemez. Tek başına ByLock veya hukuka uygun olmayan deliller üzerinden suçlama yapılması, darbe girişiminde rolü olan gerçek FETÖ üyelerinin işine gelir, onların kurtuluş yolu haline gelebilir" denildi.Habertürk'ten Ahmet Küçükün haberine göre yazılım sisteminin kullanımdan kaldırılması hakkında, programın yazılımcısı David Keynes'in açıklamalarına dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi: "1 milyon civarındaki 'beklenmedik sayıdaki' kullanıcının yüküyle başa çıkmakta zorlandığını, Orta Doğu kaynaklı zararlı trafiği önlemek amacıyla bu bölgeden gelen bağlantıları engellediğini, Bağlantı sorunları yaşayan kullanıcıların VPN (Sanal Özel Ağ) üzerinden bağlanmaları gerektiğini, ByLock++ adını verdiği yeni uygulama üzerinde çalıştığını açıklamıştır."Raporda 1 milyon kişinin kullanmasına rağmen programın geri çekilmesinin dikkat çekici olduğu vurgulanırken, "Büyük bir iddiayla ortaya çıkan ve kısa sürede 1 milyona yakın kullanıcıya hizmet verdiği söylenen bir uygulamanın, kişisel çabayla sürdürülmesi ve finanse edilmesi, bu işin doğasına aykırıdır. Normal şartlarda ByLock’un bu alanda hizmet veren bir şirket tarafından satın alınması veya yatırımcı alarak büyüme yoluna gitmesi beklenirken, uygulama mağazalarından çekilmiş ve küçülmek amacıyla çeşitli teknik önlemler alındığı söylenmiştir. Bu durum sıradışıdır, dikkat çekicidir" denildi."HALA YÜKLENEBİLİR, KURULABİLİR"Raporda Bylock'un teknoloji marketlerden kaldırıldığına dikkat çekilirken, uygulamanın halen bilgisayar üzerinden veya kullanıcının bilgisi dışında, dışarından yüklenebileceğini vurgulandı.Raporda, "Uygulamanın Google Play ve AppleApp Store’dan kaldırılması sonrasında, kurulum dosyaları birçok internet sitesinde yayımlanmaya devam etmiştir, halen indirip kurmak mümkündür. Nitekim Apple kullanıcı forumlarında uygulamayı bu yöntemle iPhone6 cihazına kurmakta zorluk çeken birçok kişinin yardım talepleri, hatta kuruluma yardım edenlere maddi yardım vaatleri bulunmaktadır" ifadeleri dikkat çekti. BYLOCK SORUŞTURMASICHP Genel Başkan Yardımcısı Aksünger, raporun sonuç bölümünde, Bylock kullandığı iddiasıyla tutuklananların durumuna dikkat çekerek, "ByLock uygulaması, uzunca bir süre uygulama marketlerinde bulunduğu için, herkes tarafından kurulmuş olabilir. Ayrıca uzaktan yükleme yöntemiyle bazı kullanıcılara kendi iradeleri dışında kurulmuş olması da mümkündür" dedi."ByLock kurmuş olmak, terör örgütü üyeliği için yeterli görülemez" diyen Aksünger şu değerlendirmeleri yaptı:"Tek başına ByLock veya hukuka uygun olmayan deliller üzerinden suçlama yapılması, darbe girişiminde rolü olan gerçek FETÖ üyelerinin işine gelir, onların kurtuluş yolu haline gelebilir.Medyada yer alan haberler, sızdırılmış veya servis edilmiş bilgiler üzerinden yapılmaktadır. Hükümet veya devlet kurumları tarafından inandırıcı açıklama ve bilgilendirme yapılmasını bekliyor ve yüksek sesle talep ediyoruz.Kaynak: CHP'den çok kritik ByLock raporu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)