29 Ağustos 2015 Cumartesi
ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
DEVLET MİLLET ELELE KUTLAMAMIZ GEREKEN RESMİ BAYRAMIMIZI NE YAZIKKİ YİNE BAHANEYLE İPTAL ETTİLER O ZAMAN MİLLETE DÜŞEN GÖREV HERKES TÜRK BAYRAKLARINI ALSIN MEYDANLARDA ZAFER BAYRAMINI KUTLASIN KUTLAYALIM
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINI TERÖRÜ BAHANE EDİP YASAKLAYANLAR YANLIŞ YAPMIŞTIR
TAM TERSİ TÜM ÜLKE,İLLER,İLÇELER MEYDANLARINDA ÇOK GÖRKEMLİ TÖRENLER YAPMAMIZ GEREK NEDENİYSE
ŞEHİT DÜŞEN ASKERLERİMİZ,POLİSLERİMİZ İÇİN MÜZİKSİZ EĞLENCESİZ DOSTA DÜŞMANA ELELE OLDUĞUMUZU ASKERLERİMİZE POLİSLERİMİZE HER DAİM DESTEK ÇIKTIĞIMIZI HERKES GÖRMELİDİR
RESMİ BAYRAMLAR DEVLETLERİN TEMELİDİR
EĞER DEVLET KUTLAMIYORSA TÜM HALKIMIZ ALIN TÜRK BAYRAKLARIMIZI ÇIKIN YARIN MEYDANLARA ELELE BERABERCE KUTLAYALIM ZAFER BAYRAMIMIZI
EVET DOĞU VE GÜNEYDOĞUDA LÜTFEN ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKIN ASKERLERE,POLİSLERE TAŞ,MOLOTOF ATTIRMAYIN EVLERİNİZDE TUTUN ÇOCUKLARINIZI SONRA ALLAH KORUSUN KAZAYLA BAŞLARINA BİŞEY GELMESİN,DEVLETE ÇOCUKLARLA MEYDAN OKUNMAZ ÇOCUKLARINIZI PKK YEM ETMEYİN PKKYA KULLANDIRMAYIN
DEVLETE KARŞI PRETESTOLARDA ÇOCUKLARI EVE ALIN
PKKLILARA ÇOCUKLARINIZI KULLANDIRMAYIN SONRA GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ŞEYLERE,ACILARA MARUZ KALMAYIN
SOKAKLARDA ÖZELLİKLE GECE ASKER POLİS KENDİSİNE GELEN SİLAH,TAŞ,MOLOTOFTAN DOLAYI FARK EDEMEYEBİLİR ALLAH KORUSUN ÇOCUKLARDA KAZARA ÖLEBİLİR, YARALANABİLİR ONUN İÇİN ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKIN SONRA PİŞMAN OLMAYIN
27 Ağustos 2015 Perşembe
AKPLİLER,TUĞRUL TÜRKEŞİN GELİŞİNE SEVİNENLER BİRDE AKPDE VEKİLKEN KENDİ İSTİFA EDEN KUTALMIŞ TÜRKEŞİ DİNLEYİN NASILDA İHANETİ GÖRMÜŞ İSTİFA ETMİŞ GÖRÜN,İSTESEYDİ HALA VEKİL KALIRDI
ABİSİDE SOYADINA,PARTİSİNE İLKELERİNE MENFAAT İÇİN HANET ETTİ İHANET EDİP GELEN HAİNE SİZ NEDEN SAHİP ÇIKARSINIZ İLGİNÇ
TUĞRUŞ TÜRKEŞİN AKPYE GEÇMESİNE SEVİNEN AKPLİLER BİRDE KARDEŞİ KUTALMIŞ TÜRKEŞE KULAK VERİN BAKALIM
İSTESEYDİ İSTİFA ETMEZ HALA AKP VEKİLİ OLURDU AMA O TÜRKİYEYE İHANETİ GÖRMÜŞ VE İSTİFA ETMİŞ ABİSİDE BAKANLIK İÇİN KENDİ İNANÇLARINA SOYADINA İHANET ETMİŞTİR,AYRICA BİR BAŞKA PARİDEN PARTİSİNİ SATIP GELENE NEDEN SEVİNİRSİNİZ ANLAMAM,SİZDEN ÜSTDÜZEY BİRİ İSTİFA ETSE SİZ ONA HANGİ GÖZLE BAKARSINIZ?NE DERSİNİZ?
Kutalmış Türkeş, seçimlerden hemen önce istifa ederken özellikle partisinin seçim beyannamesini hedef almıştı. “Anayasadan ‘Türk’ adının çıkarılacağı, başkanlık sistemi adı altında 92 yıllık devletin bölünerek federasyon ve özerk alanlara dönüştürüleceği tuzağını fark ettiğini” belirten Türkeş, şöyle demişti: “Seçim beyannamesindeki bu ve benzeri istekler, Türkiye ’yi bölmek isteyen terör hareketinin ve arkalarındaki karanlık güçlerin istekleriyle ya benzeşmekte ya da birebir örtüşmektedir. Yılın 365 günü demokrasi sözünü dillerinden düşürmeyenlerin, böylesine tehlikeli bir seçim beyannamesi hazırlanırken bir kez olsun halkın iradesinin temsilcisi olan milletvekillerinin görüşlerini almamaları, iddia ettikleri ileri demokrasi seviyelerinin ispatıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi ’nde milli ve siyasi iklimin süratle bozulmaya yüz tuttuğunu gördükten sonra, bu partide görev yapmanın büyük bir manevi, milli ve vicdani vebal yükleyeceği inancına kanaat getirdiğim için, tarihe not düşmek amacıyla Adalet ve Kalkınma Partisi üyeliğinden istifa ediyorum.”
24 Ağustos 2015 Pazartesi
BU NASIL ADALET İLLA AKPNİN İSTEDİĞİMİ OLACAK?DAHA EVVEL HAKİMLER KARARLARINI VERDİLER YİNE AKPNİN HAKİMLERİ ARAYA GİREREK KENDİLERİNE GÖRE KARAR ALMASI NE KADAR DOĞRU VE ETİKTİR
KİMSE TÜRKİYEDE ADALET DOĞRU ÇALIŞIYOR DİYEMEZ
YİNE AKPNİN HAKİMLERİ ARAYA GİRMİŞ YASAL OLMAYAN
KARARLAR ALMIŞ
Urla villaları: 4 hakim yürütmeyi durdurdu, 2 hakim yürütmeyi kaldırdı
İzmir'in Urla İlçesi'nde bulunan ve zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da tatilini geçirdiği işadamı Mustafa Latif Topbaş’ın yaptırdığı villalar ile ilgili çevrecileri üzecek karar geldi. Mahkeme, daha önce verilen yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı. Karar, SİT derecesinin iptali davasında başa dönülmesi anlamına geliyor.
İZMİR’in Urla İlçesi Zeytineli Köyü'nde Cumhurbaşkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN’ın da zaman zaman tatilini geçirdiği Hacılar Koyu’nda işadamı Mustafa Latif Topbaş’ın yaptırdığı villaların bulunduğu bölgenin SİT derecesi değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada verilen yürütmenin durdurulması kararını, bakanlık ve ve sahiplerinin itirazı üzerine Bölge İdare Mahkemesi kaldırdı. Şikayetçi avukatlardan Şehrazat Mercan, idare ve bölge idare mahkemesindeki toplam 4 hakimin, SİT kararı için yürütmenin durdurulmasını uygun gördüğünü ancak 2 hakimin bu kararı kaldırdığını söyledi. Mercan, "İdare Mahkemesi’nin iptal kararı vermesini bekliyorum" dedi.
Villaların bulunduğu Hacılar Koyu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından, birinci derece SİT alanından yapılaşmaya izin veren 3’üncü derece doğal SİT alanı statüsüne geçirildi. Bu duruma tepki gösteren çevreciler ile bölgedeki hak sahipleri, 1’inci Derece Doğal SİT alanı içerisinde bulunan 200 hektarlık alanın ’Sürdürebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak tescil değişikliği yapıldığını ve işlemin iptali istemiyle dava açtı.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDA VİLLALARA ONAY ÇIKTI
Davaya bakan İzmir 2’nci İdare Mahkemesi’nin belirlediği 3 kişilik bilirkişi heyeti de, bölgedeki incelemelerinden sonra hazırladığı 18 sayfalık raporda, bölgede bulunan bitkilerin ve bazı hayvan türlerinin genel tanıtımlarının yanı sıra ekolojik yapısı hakkında bilgi verdi.
Raporun sonuç bölümünde ise, şöyle denildi:
"Netice olarak söz konusu alanın iki farklı özellikte parsel gruplarını içerdiği belirlenmiştir. Yerleşimin olduğu parsellerin belirtilen sebeplerden dolayı sürdürülebilir koruma ve kontrolü kullanım alanı olarak (üçüncü derece doğal SİT) değerlendirmesi gerektiği, diğer parsellerini ise, insan etkisine daha az maruz kalmış olduğundan doğallığını halen koruduğu gözlenmiştir. Bundan dolayı bu parsellerin, ’kesin korunacak hassas alan’ birinci derece doğal SİT olarak kalması gerektiği kanaatine varılmıştır."
YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI ÇIKTI
Mahkemenin, bu rapor doğrultusunda karar vermesi halinde villaların ruhsatlı hale gelmesinin yolunun açılacağı, çevresinin ise 1’inci Derece SİT ilan edilmesi nedeniyle "çivi bile çakılamayacağı" görüşünü paylaşıp tepki gösteren ÇEHAV (Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları) üyesi avukatlar da itiraz etti. Bilirkişi raporundaki olumlu görüşe rağmen 2’nci İdare Mahkemesi, SİT derecesinin değiştirilmesine ilişkin karar için yürütmeyi durdurdu.
Mahkememe gerekçesinde ise, şöyle denildi:
"İncelenen alanda tarım, insan yerleşimi, hayvancılık ve spor etkinlikleri faaliyetlerinden dolayı, insan kaynaklı etkilere yoğun bir şekilde maruz kaldığı, bu alanlarda meydana gelen sistematik etkilerden dolayı, floristek, faunistik ve ekolojik yönlerden geri dönülmesi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıktığı gözlemlenerek, ekolojik yaşam dengesinin sağlanabilmesi amacıyla, dava konusu parseller ile çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu olan taşınmazların içinde, yer aldığı alanın bir bütün olarak sahip olduğu coğrafik, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik, topografik, biyolojik çeşitlilik ve peysaj özellikleri ile toprak ve arazi yapısı, doğal bitki örtüsü gibi özellikleri dikkate alındığında, anılan taşınmazların 1’inci derece doğal SİT özellikleri taşıdığı, bu sebeple dava konusu taşınmazların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde, hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığı sonucuna vararak, ’sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ karanının yürütmesini durdurulmasına karar verilmiştir."
Mahkemenin yürütmeye durdurma kararı, villaların da bulunduğu alanla ilgili hukuk mücadelesi veren çevreciler ve avukatları sevindirmişti.
İTİRAZI BÖLGE İDARE MAHKEMESİ GÖRÜŞTÜ
Ancak, 2’nci İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına, hem SİT derecesi değişikliğini yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, hem de villa sahipleri, Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtirazları görüşen Bölge İdare Mahkemesi, bu kez avukatları ve çevrecileri üzen bir karar verdi. Bölge İdare Mahkemesi, yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı. SİT derecesinin iptali davasında başa dönülmesine neden olan kararda, 2’nci İdare Mahkemesi’nin bir kez daha bu konuda karar vermesinini beklendiği kaydedildi.
4 HAKİMİN VERDİĞİ KARARI 2 HAKİM KALDIRDI
Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı, Çevre ve Kent Komisyonu, Çevre Hareketi ve ÇEHAV avukatları adına Avukat Şehrazat Mercan, değerlendirdi.
Karara tepki gösteren Şehrazat Mercan, şöyle konuştu;
"Yürütmenin durdurulması kararını İdare Mahkemesi’ndeki 3 hakim oy birliğiyle verdi. İtiraz üzerine kararı, adli tatilden dolayı Bölge İdare Mahkemesi’ndeki nöbetçi 3 hakim görüştü. Burada da hakimlerden 2’si kararın kaldırılması yönünde oy kullandı, 1 hakim de muhalefet şerhi koydu. Yani İdare ve bölge idare mahkemesindeki toplam 4 hakim, SİT kararı için yürütmenin durdurulmasını uygun gördü ama 2 hakim bu kararı kaldırdı. Ben yine de İdare mahkemenin iptal kararı vermesini bekliyorum."
Kaynak:DHA
ÖNEMLİDİR OKUMALISINIZ AKPLİ KARS VEKİL MEHMET UÇUMUN İTİRAFLARI BAKIN AKP ÜLKENİN REJİMİNİ NASILDA KENDİLERİNE GÖRE AYARLIYORLARMIŞ,TÜRKİYE MİLLETİ DİYE KAVRAM YARATACAKLARMIŞ MIŞ AYRICA APO ONLARA GÖRE ARTIK CİCİ VE KURTARICI OLMUŞ,AMAÇLARI APOYU DEVREYE SOKARAK BAŞKANLIK YOLUNU VE ÖZERKLİKLERİ GERÇEKLEŞTİRMEK, APOYU ÇIKARMAK AMA BUNLARIN HESABI KESİNLİKLE SORULACAKTIR
AKPLİ KARS VEKİL AKPNİN CUMHURİYET REJİMİNİN YIKILMASI İÇİN ÇALIŞTIĞINI İTİRAF ETMİŞ,AYRICA APOYU TEKRAR ÖNE SÜREREK HEM APOYU SERBEST BIRAKACAKLAR HEM BAŞKANLIK YOLUYLA ÖZERKLİK İLAN EDECEKLER,ŞİMDİ APO AKP İÇİN KURTARICI OLMUŞ CİCİ OLMUŞ VE AKPYE OY VERENLER BUNU GÖRMÜYORLAR,BAKIN BUNLARI SÖYLİYEN AKP Lİ VEKİLİNİZ MEHMET UÇUM OKUYUN OKUTTURUN
-“Türkiye milleti” diyorsunuz, biraz açar mısınız?
Ülkemizin kurtuluş felsefesi 1920 Meclis’inde ve 1921 Anayasası’nda karşılığını bulan kapsayıcı Anadolu felsefesiydi. Bütün Anadolu kimlikleri eşit unsurlar olarak sürecin içindeydi. 1924’le birlikte kuruluş felsefesine geçildi. Kuruluş felsefesi dışlayıcı ve baskıcı ulus yaklaşımı üzerine kuruldu. Bu felsefeden tek etnik ve dilsel kimlik esaslı Türk milleti ideolojisine dayanan devlet pratikleri çıktı. Kuruluş felsefesi 2002’den itibaren Türkiye toplumu tarafından tasfiye sürecine sokuldu. “İkinci kuruluş dönemi” diyebileceğimiz bu sürecin felsefesi kapsayıcı ve özgürlükçü millet yaklaşımıdır. İşte bu yaklaşımı benimseyen Türkiye toplumunun bugün oluşturmaya çalıştığı millet artık Türkiye milletidir. Kürt sorununun çözümü de esasen, Türkiye’deki bütün etnik, dilsel, dinsel ve farklı yaşam tarzı kimliklerinin tamamının eşit parçası olduğu, Türkiye milletinin oluşum süreciyle iç içe geçti. Yani dışlayıcı ve baskıcı Türk milletinden kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye milletine geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur. Gerçekten de Türkiye toplumu, özellikle AK Parti hükümetleriyle birlikte bir Türkiye milleti inşa süreci yürütüyor. Bu tamamlandığında sadece Türkiye bakımından değil, bölgedeki Kürtler ve diğer tüm toplumlar bakımından da çok önemli imkânlar doğacağı görülüyor.
‘SİYASİ İDARE, OLAYIN GÜVENLİK BOYUTUNDA BAZI EKSİKLİKLER YAŞADI’
-Bu söylediklerinizi duyunca sanki süreçte hükümetin hiç suçu yokmuş gibi bir anlam çıkarıyorum, öyle mi?
Hayır hükümet de günahsız değil. Eğer bir süreçte aksamalar varsa, ortaya çıkan sonuç hedeflenene uymuyorsa, mutlaka o süreci yürütenlerin yaptığı bazı eksikler de vardır. Siyasi idare, olayın güvenlik boyutunda bazı eksikler yaşadı. Bürokrasiyi etkili bir biçimde yönlendiremedi. Bürokrasi de kendi başına kaldığında inisiyatif alarak siyasi davrandı.
-Abdullah Öcalan bütün bu sürecin neresinde şu anda?
Öcalan, Kürt yurttaşlarımızın belli bir bölümünün lider olarak kabul ettiği bir siyasal aktör. HDP ve Kandil açısından hep bir ağırlığı oldu ve kanımca bundan sonra da olacaktır. Şimdiye kadar Öcalan ile devletin ilişkisi hep bürokrasi üzerinden oldu. Öcalan’ın siyasi tek ilişkisi HDP üzerinden oldu. Şimdi ortaya çıkan ihtiyaç, Öcalan ile siyasi ilişki yürütme ihtiyacıdır. Çerçeve yasa sayesinde biliyorsunuz, “çözüm süreci’’ artık bir hükümet politikası olmaktan çıkmış, kanunu olan bir devlet politikasına dönüşmüştür.
-Yani “Öcalan ile görüşen siyasetçi artık devlet adına görüşüyor” diyebiliriz.
Evet, tam da bunu söylemek istiyordum. Öcalan’ın muhatabı devlettir. Bir noktada o tekrar görüşmeyi talep edebilir ya da süreç onunla görüşmeyi zorunlu kılabilir. Emin olduğum tek bir şey var; Öcalan ile siyasi ilişki artık sadece HDP üzerinden yürütülemez. Öcalan ilişkisi, bu ülkenin siyasi aktörleri tarafından yürütülmesi gereken bir ilişkidir. Koşullara göre hükümet hangi boyutta olacağına karar verecektir. Öcalan’ın başında olduğu yapı “kalıcı barış’’ açısından muhataptır. Kim eline silah veriyorsa bu insanların, Öcalan aracılığıyla buna son verilebilir.
21 Ağustos 2015 Cuma
SONUNA KADAR OKUYUN AKPNİN PKKYA BİR TAVİZİNİ DAHA GÖRÜN,ŞEHİDİMİZİ RAHMETLE ANIYORUM
EMRE AS BÖYLE ŞEHİT EDİLDİ
ÖNCE AKPLİLER SONRA HERKES İYİCE OKUSUN BEN YILLARDIR İNSANLARA ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM İNSANLAR İNANMAMAKTA DİRENİYORLAR AKP PKKYLA MÜZAKERELERE BAŞLADIKTAN SONRA ÇOK TAVİZLER VERDİ,BİR DÜNYA ASKERLERİMİZ KALLEŞ PKKLIRCA ŞEHİT EDİLDİ AMA TOPLUM BUNU DUYMASIN DİYE YA ASKERİ ARAÇLAR KAZA YAPTI DEDİLER BU ÇOKÇOK FAZLA OLDU,YA ASKER CİNNET GEÇİRDİ ARKADAŞINI VURDU YA BAŞKA ASKERLERİ CİNNET GEÇİRİP VURAN ASKER OLDU DEDİLER AMA ASLINDA HALKA HEP YALAN SÖYLEDİLER,NEDEN 2011 2015 E KADAR OLAN ŞEHİT SAYISINI SAKLIYORLAR?BİR AİLE ŞEHİT OĞLUNU ALMAYA GİDİYOR Kİ NE GÖRSÜN OĞLUNU TARAMIŞLAR AM ONLARA CİNNET GEÇİRDİ KENDİNİ VURDU DEMİŞLERDİ YANİ AKP HDPYE,PKKYA YARANMAK İÇİN ÇOK TAVİZLER VERDİ,AKPLİ VEKİL YASİN AKTAY BİLE BUNU İTİRAF ETTİ İSTEYEN KABUL ETSİN İSTEMEYEN KABUL ETMESİN GERÇEK BUDUR BAKIN BURDADA AKPNİN YALANLARINDAN BİRİYLE KARŞI KARŞIYAYIZOKUYUN KARAR SİZİN
Batuhan Çolak
21 Ağustos 2015 Cuma 04:00
Tarih 20 Ağustos 2015
Çözüm sürecinin tüm hızıyla devam ettiği günler…
PKK’lılara operasyonların yapılmayıp, akillerin program program dolaşıp “aslında hatalı devlet” diye manipülasyon yaptıkları zamanlar…
Van’ın İran’a sınırı olan Saray ilçesinde kaçakçılar pusu kuruyor.
Sınırdan kaçak geçiş olduğu bilgisi üzerine devriye görevine çıkan genç teğmen ve yanındaki askerleri pusuya düşürülüyor.
Haber ajansları ve televizyonlar olayı “kaçakçılar 1 askeri şehit etti şehidin ismi Teğmen Emre As...” olarak duyuruyorlar.
Sonra genç teğmenin fotoğrafları basına servis ediliyor.
Sarışın, renkli gözlü, boylu poslu, aslan gibi delikanlı…
Facebook başta olmak üzere sosyal medyada mesajlar çığ gibi büyüyor.
Profil fotoğraflarına Emre As konuluyor, birkaç sert açıklama ve sloganvari mesaj yazılıyor, gönüller ferahlatılıyor, görev yerine getiriliyor.
Teğmenin şehit edilmesinin üzerinden tam 1 yıl geçti.
Peki o sosyal medyada sahip çıktığımız şehidimizin gerçek hikayesini bilenimiz var mı?
Ne yazık ki yok?
“Bu olay nasıl gerçekleşti, kimdir bu kaçakçılar, intikamı alındı mı, kaçakçılar engellendi mi” diye soran var mı, o da yok…
Oysa durum ve yaşananlar açıklananlardan çok farklıydı…
PKK ŞEHİT ETTİ, HELİKOPTER KALDIRILMADI
Emre As’ı kaçakçılar değil, PKK’lılar şehit etmişti.
Bölgede ciddi bir kaçakçılık sektörü oluşmuş durumda. Örgüt kaçakçılık sayesinde ekonomik kazançlar elde ediyor. Askerlerin “devriye” adını verdikleri kontroller ise korkulu rüyaları olmuş durumda.
Şehit Emre As olaydan 20 gün önce bölgeye atanıyor.
Düzenli olarak devriye görevine çıkıp, kaçakla yani PKK ile mücadeleye başlıyor.
Bu durum örgütün hoşuna gitmiyor.
Önce haber gönderiyorlar, sonra taciz ateşi açıyorlar.
Tehdit ve saldırılar karşısında hiçbir askeri operasyon düzenlenmiyor.
Bahane ise; “Çözüm sürecine zarar gelmesin.”
Sonrasında Emre’nin şehit edildiği o gece yaşanıyor.
Planlı bir pusu…
Kaçakçılar sınırdan geçiyorlar.
Özellikle alarm veren alıcıların olduğu yerden geçerek askerlerin gelmesini bekliyorlar.
Hedeflerinde aslan gibi delikanlı, genç Teğmen Emre var…
Askerler olay mahalline girip, araçlarından iniyorlar…
İner inmez bir ses…
Emre yere düşüyor…
Kanas adı verilen keskin nişancı tüfeğiyle boğazından vuruluyor, orada şehit oluyor.
Sonrasında ne mi oluyor?
İşte asıl skandal bundan sonra ortaya çıkıyor.
Gece görüş kamerası olan ve gece uçuş yapabilen operasyon helikopteri teröristleri takip etmek için havalanmıyor, havalanmasına izin verilmiyor.
Peki karadan takip var mı? O da yok…
Olayın daha da acı tarafı, şehit verilmesinden sonra devriye görevleri iptal ediliyor!
Bu demek oluyor ki, 1 şehit verildikten sonra PKK’nın kaçakçılığına göz yumuluyor.
Şehidimizin kanı yerde kalıyor!
***
Bugünlerde teröre lanet eden medya, bu olayları gizliyordu. Üzerine gitmiyordu. Şimdi ise bir numaralı vatansever kesilmiş durumdalar. Örgütün neredeyse tüm bağlantılarını bir günde çözüyor, yüzlerce teröristin imha edildiğini iddia ediyorlar.
Biz de güzel bir şekilde yutuyoruz!
Emre As’ın kanı, çözüm sürecinin mimarlarının eline bulaşmıştır.
Madem operasyonlara izin vermeyecektiniz,
Madem PKK’lıların ellerini kollarını sallayarak kaçmalarına göz yumacaktanız,
Madem sınır ihlalleri örgütün silahlanması, kaçakçılık yapması önemli değildi o zaman bu gencecik vatan evlatlarını neden göreve gönderdiniz, neden ateşe attınız?
Birilerinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük skandallarından biri olan çözüm sürecinin hesabını sorması gerekiyor. Hukuk devleti olmak bunu gerektiriyor.
19 Ağustos 2015 Çarşamba
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SUÇ ÜSTÜ YAKALANDI AMA PİŞKİNLİK DEVAM EDİYOR
Belediye Marmara'nın ortasına kirli atık boşaltıyor..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kurbağalıdere'den çıkarılan atıkları, balıkçıların avlanmasının yasak olduğu Adalar bölgesine boşalttırdığı ortaya çıktı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kurbağalıdere’de yürütmekte olduğu ıslah ve atık su projesini 2 yıldır tamamlayamayınca dere fokurdamaya başlamıştı.Kokuya dayanamayan Kadıköylülerin şikayeti üzerine de derenin içler acısı hali medyaya yansımıştı. Şikayetlerin ardından İSKİ Genel Müdürü Dursun Atilla Altay ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Çağatay Kalkancı derede incelemeler yaptıktan sonra, sorunun kısa sürede çözüleceğini belirtmişlerdi. Bir süredir gemilerle sürdürülen dere temizleme çalışmalarında çıkarılan atıkların, balıkçıların avlanmasının yasak olduğu Adalar bölgesine boşaltıldığı ortaya çıktı. Şoke eden görüntüleri “Adalar Kent Dayanışması” üyeleri kaydetti.
Haber: Turgut ERAT Sözcü Gazetesi
DOLMABAHÇEDEKİ POLİSLERE SALDIRAN TAM TEÇHİZATLI TERÖRİSTLERE KAFAM ALMIYOR ATEŞ EDİYORLAR SONRA KAÇIYORLAR ALMAN KONSOLOSLUĞUN ÖNÜNDE ÇATIŞMADAN YAKALANIYORLAR,MADEM DOLMABAHÇEYE ATEŞ EDİCEK KADAR GÖZLERİ KARARDIYSA NEDEN ÜSLERİNDE BOMBALAR,TABANCALAR,UZUN NAMLULU SİLAHLAR VARKEN ÇATIŞMAMIŞLAR ÇOK İLGİNÇ YOKSA BU BİR SENARYOMU?ALGIMI?YOKSA GERÇEKTEN ÖNCE ATEŞ EDİP SONRA KORKAN TESLİM OLAN TERÖRİSTLERMİYDİ BİLEMİYCEZ
18 Ağustos 2015 Salı
NEDEN BİNALAR,YAPILAR,PARKLAR,VB.YERLER MASONİK FİGÜRLERE GÖRE YAPILIR?BAKIN ÖZALIN MENDERESİN MEZARLARI BİLE MASON RA SEMBOLÜNDEN OLUŞMUŞ,MASONLAR KENDİLERİNİ DÜNYANIN EFENEDİLERİ OLARAK GÖRÜYORLAR,DİĞER KALAN İNSANLARSA ONLARA HİZMETLE GÖREVLİ KÖLELER OLARAK BAKIYORLAR,MASONLAR DÜNYANIN KANINI EMİYORLAR NERDE SAVAŞ KAOS VARSA ONLARI MASONLAR YAPIYOR MASONLAR DÜNYA İÇİN ÇOK TEHLİKELİDİR
16 Ağustos 2015 Pazar
NUSAYBİN HACI ŞEMSETTİN YUSMA CAMİSİNİ KAHBE PKKLILAR SİLAH DEPOSU OLARAK KULLANMIŞLAR HAYDİ HER YERDE DİNDAR OLAN HDPLİ VEKİLLER ALTAN TAN,HÜDA KAYA ÇIKINDA PKKYA SİZ GÜNAHKARSINIZ DESENİZE ,DİYEMEZSİNİZ ZİRA SİZ İKİYÜZLÜ SAHTEKARSINIZ PKK POLİS ASKER SİVİL KATLEDİYOR SİZ SUSUYORSUNUZ SİZ DİNİMİZE ZARAR VERENLERDENSİNİZ
PKK CAMİLERİ BİLE SİLAH DEPOSU OLARAK KULLANIYOR GÖRÜN BUNLARIN MÜSLÜMANLIKLARINI,ALTAN TAN,HÜDA KAYA NERDESİNİZ ÇIKIN PKKNIN YAPTIKLARININ İSLAM DİNİNDE YERİNİN OLMADIĞINI SÖYLESENİZE NE OLDU YÜREĞİNİZMİ YETMİYOR?
Nusaybin'deki Hacı Şemsettin Yusma Camisi'nin teröristlerce mühimmat deposu olarak kullanıldığı ortaya çıktı.
“Resmen Anayasa’yı ihlal”
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Erdoğan’ın ‘’Anayasayı ihlal suçu’’ işlendiğini söyledi.
“Türkiye’de yönetim sistemi değişti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt veren Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Erdoğan’ın ‘’Anayasayı ihlal suçu’’ işlendiğini söyledi.
Erdoğan’ın Rize konuşmasında “İster kabul edilsin ister edilmesin Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir. Şimdi yapılması gereken bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir” sözleri tepki topladı.
‘’İLK SORUN CUMHURBAŞKANI’’
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada ’Fiili durumu yarattım, artık bundan sonra hukuki bir kılıf yaratmam lazım’ diyor. ‘Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirse yetkileri anayasal sınır içinde değildir’ demek istiyor. Bu anayasayı ihlal suçudur. Türkiye’nin birinci sorunu Cumhurbaşkanlığı sorunudur’’ dedi ve şunları söyledi:
‘’Bu sorunu çözemeyen Türkiye, hiç bir sorununu çözemez. Anayasa fiilen askıya alınıyorsa ki açıkça söylüyor anayasa ihlali vardır. Birinci sorun Cumhurbaşkanı sorunudur. Vatana ihanet tabirini çözecek olan TBMM’dir. Belirli sınırlar içine çekmek için 276 oy yeter. Başbakanlığı döneminde işlediği iddia edilen suçlar hakkında, Meclis soruşturması açılıp, Yüce Divan’a sevk edilebilir. Bunun için siyasi iradenin oluşması lazım ama oluşmuyor. Şu anda yapılan hakkın kötüye kullanılmasıdır. Erken seçime gidebilmek için sürenin geçmesini sağlamak hakkın kötüye kullanılmasıdır’’
BAŞ DARBECİ ERDOĞAN
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da Erdoğan’ın sözlerinin ‘’Anayasayı ihlal suçu’’ olduğunu savunarak şöyle dedi:
‘’Türkiye’de 13 yıldır darbecilik ithamı ile haklı haksız insanları suçladılar. Şimdi baş darbeci Cumhurbaşkanı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti rejimi anayasada tarif edilmiştir. Fiilen değiştirmek de darbe suçudur. Cumhurbaşkanı olduğu 12 Ağustos’tan bu yana seçim döneminde yaptıkları ve söyledikleri hepsi beraber düşünüldüğünde bu son açıklaması artık fiili tamamlayan, kasıtlı olarak bu suçları işlediğinin açık bir kanıtıdır. Erdoğan’ın siyaset tarzı gerilimi yükselterek bunun üzerinden kendisine hak etmediği bir mağduriyet çıkarmak. Böyle bir pozisyon için bilinçli olarak TBMM’yi ve toplumu tahrik ediyor’’
DİKTATÖR TALİMATI
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise ‘’Ağzındaki baklayı çıkardı. Anayasayı her gün çiğneyip ‘anayasal sınırlar içindeyim’ diyordu, ama bu açıklamaları bir itiraf niteliğindedir. Şimdi ‘Anayasaya uymuyorum, bundan sonra da uymayacağım, anayasayı bana uydurun.’ Diyor. Bu da hangi partiden seçilmiş olursa olsun, Türkiye’deki tüm seçmenlerin oyuyla seçilmiş 550 milletvekilinden oluşan TBMM’ye hakarettir. Yüzde 52 oyla sembolik bir makama seçilmiş bir diktatörden talimat alacak değiliz’’ dedi.
sozcu.com.tr
15 Ağustos 2015 Cumartesi
SABAH GAZETESİNİN YAPTIĞI ALÇAKLIĞA BAKIN,KAHBE PKKLILARI ŞEHİT GİBİ GÖSTEREN HABER YAPMIŞ AYNISINI BUGÜN TVDE YAPTI BUNLAR BUNU NEDEN BİLİNÇLİCE YAPTI?NİYE PKKLILARI ŞEHİT GÖSTERİRİRLERKİ?BUNU ACİLEN DÜZELTMEK İÇİN ÇIKIN TÜRK MİLLETİNDEN ÖZÜR DİLEYİN SABAH GAZETESİ VE BUGÜN TV
AYNISINI BUGÜN TV YAPMIŞTI BU SEFERDE GÖRÜYORUZKİ SABAH GAZETESİDE BUGÜN TV GİBİ ALÇAKLIK AYMAZLIK SORUMSUZLUK YAPMIŞ KAHBE KALLEŞ PKKLILARI ŞEHADETLİ GÖSTERİP SANKİ PKKLILAR İÇİN ŞEHİT OLMUŞ DİYORLAR BÖYLE GERİ ZEKALILIK OLMAZ, HANGİ MAKSATLA BÖYLE YAPIP HALKIN SİNİRLERİNİ HOPLATIYORSUNUZ?BUNU CAHİLLER YAPMAZ KASTINZ NE?ÇOK ACİL TÜRK MİLLETİNDEN YAPTIĞINIZ BU HABERDEN DOLAYI ÇIKIN ÖZÜR DİLEYİN HEM BUGÜN TV HEMDE SABAH GAZETESİ
AKP PKK KONUSUNDA ÇOK SUÇLU PKKYA ÇOK TAVİZLER VERDİLER ÖNCE PKKYLA GÖRÜŞECEK KADAR NAMUSSUZ ŞEREFSİZ DEĞİLİZ DEMELERİNE RAĞMEN GÖRDÜKKİ GÖRÜŞÜYORLARMIŞ,TCYİ MASADA PKK İÇİN HARCADILAR PKKYI BÜYÜTTÜLER SONRA OYLARINI HDPYE KAPTIRINCA PKKYA SAVAŞ AÇTILAR,PKKYA VERDİKLERİ TAVİZLERDEN ŞEHİTLERİMİZİN ÖLÜMLERİNDEN AKP,HDP SORUMLUDUR
ÖNCE BİZ TERÖRİSTLERLE PAZARLIK YAPMAYIZ NAMUSSUZMUYUZ ŞEREFSİZMİYİZKİ PKKYLA GÖRÜŞELİM DEDİLER,DAHA SONRDA TABİKİ GÖRÜŞECEĞİZ,HATTA APOYA SAYIN DEMEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARDIK,APO POSTERLERİ,PKK SÖZDE BAYRAKLARI FLAMALARI SUÇ OLMAKTAN ÇIKARDIK DEDİLER,BİR SÜRÜ TAVİZLER VERDİLER,OSLODA,HABURDA VB.KOSKOCA DEVLETİMİZİ KAHBE KALLEŞ PKKYLA MASAYA OTURTUP ÖZERKLİK,APO,KÜRTÇE EĞİTİM VB.MÜZAKERE ETTİLER,BAKTILAR OYLAR GİDİNCE HDPYE BU SEFER PKKYA SAVAŞ AÇTILAR
DAHA BU AŞAĞIDAKİLERE O KADAR ÇOK ŞEY YAZILIRKİ AYNEN AKP TERÖRÜN ARTMASINA GÜÇLENMESİNE SEBEBİYET VERMİŞTİR TAVİZLER MÜSAMAHALAR VERMİŞTİR TÜM BELGELER ARŞİVLER AKPNİN ALYHİNDEDİR,DAHA DÜNE KADAR PKKYLA GÖRÜŞEN ŞEREFSİZDİR İSPAT ETMİYENDE ŞEREFSİZDİR DEDİLER,AMA PKKYLA GÖRÜŞTÜRKLERİ ORTAY ÇIKINCA O ŞEREFSİZ LAFINI YUTTULAR TABİ PKKYLA GÖRÜŞECEĞİZ DEDİ PİŞKİNLER
PKKNIN TÜRKİYEDE BÜYÜMESİNİN,KOSKACA DEVLETİMİZLE MASAYA OTURUP PAZARLIK YAPMASININ,ÖZERKLİK,APOYA TAVİZLER,PKKLILARIN SOKAKLARDA RAHAT GEZMESİ
APO POSTERLERİ,BAYRAKLARININ SERBEST KALMASININ,BAKANLARIN 100 KİŞİLİK PKKLI BİLE GÖRSENİZ DOKUNMAYIN DİYENLERİN,PKKLI VURAN ASKERLERİN MAHKEMELİK OLMASININ,HABUR REZALETİNİN,PKKNIN TEHDİTLERİNİN ŞEHİTLERİN,PKK İSTEDİ DİYE TC.LERİN KALDIRILMASI,TÜRK BAYRAKLARININ AÇILMAMASI,ANDIMIZIN KALDIRILMASININ TÜM SUÇLUSU AKPDİR KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN HERŞEY ORTADA
ARTIK DEVLET DEVLETLİĞİNİ GÖSTERSİN PKK BİTİRİLMELİ PKKLILARDA ASILMALIDIR,ŞEHİTLERİMİZİN KANLARI YERDE KALMASIN ASLA MASAYA OTURULUP MÜZAKERE EDİLMESİN BU VATANA İHANET SAYILIR
BÖYLE KONUŞANLARI DİREK ASACAKSIN,MÜZAKERE MASAYA OTURMAK BU VATANA İHANETTİR ARTIK DEVLET TÜM GÜÇLERİYLE PKKYI VE MUADİLLERİNİ BİTİRMELİDİR O KADAR
14 Ağustos 2015 Cuma
ALLEŞ KAHBE PKK ANCAK BÖYLE SALDIRIR
Hendek kapatmaya giden polislere bombalı tuzak
Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde sokaklara kazılan hendekleri iş makinasıyla kapatmaya çalışan polis ekiplerine uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. 2 polisin yaralandığı çatışma sonrası hendeğin içine önceden teröristlerce tuzaklanan bomba uzaktan kumanda ile patlatıldı.
Nusaybin'in Abdulkadir Paşa Mahallesi Kanarya Bulvarı ve birçok sokakta PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H'liler tarafından kazılan hendekler yüzünden 20 gündür polis ve vatandaşlar araçlarıyla sokağa giremiyordu. Kanarya Bulvarı üzerindeki hendeklerin kapatılması amacıyla bugün saat 05.20'de Polis Özel Harekat Timleri eşliğinde sokaklardaki hendekleri kapatmaya çalışan İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ait zırhlı polis kepçesine, sokak aralarından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Özel Harekat polislerinin de karşılık vermesiyle çıkan çatışma bir süre devam etti.
HENDEKTEKİ BOMBA PATLATILDI
Çatışmanın ardınan zırhlı polis kepçesinin kapatmaya çalıştığı hendeğin içine önceden teröristlerce tuzaklanan bomba uzaktan kumanda ile patlatıldı. Patlama sonucu devrilen kepçede bulunan 2 polis memuru yaralanırken, aracın lastik parçaları yüz metre çevreye fırladı. Yaralı polisler, zırhlı polis araçlarıyla Nusaybin Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altında alındı. Çatışmalar yer yer devam etti.
Özel harekat polisleri ilçenin bir çok yerinde operasyon başlattı. İlçe merkezindeki diğer sokakların girişlerinde de bulunan hendeklerin içine patlayıcı düzeneklerinin döşenmiş olup olmadığıyla ilgili bomba imha ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. İlçedeki gerginlik devam ediyor.
DİYARBAKIR'DA ÇATIŞMA: 1 ÖLÜ
Diyarbakır'da hendek kazarak yolu trafiğe kapatan PKK'lılar gece yarısı güvenlik güçleriyle çatıştı. Olaylar sırasında 29 yaşındaki gösterici Şaban Çelik, öldü.
Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi'ndeki bazı sokaklar PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H üyeleri tarafından hendekler kazılarak yollar trafiğe kapatıldı. Yolu trafiğe açmak için geceyarısı bölgeye çok sayıda polis ekipleri sevk edilmesi üzerine olaylar çıktı.
Hendekleri kapatıp, yolu trafiğe açmak isteyen polis ekiplerine saat 01.30 sıralarında PKK'lı teröristler tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Polisin silahla karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada, gösterici olduğu belirtilen Şaban Çelik, yaralandı. Çelik, olay yerine gelen ambulansla Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri'ne kaldırıldı. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
HAKKARİ'DE POLİS ARACINA ROKETATARLI SALDIRI
Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde devriye görevi yapan polis araçlarının geçişi sırasında PKK'lılar tarafından roketatarlı ve silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen yada yaralanan olmazken, bölgeye çok sayıda polis ekipleri sevk edildi.
Olay saat 23.00 sıralarında Kışla Mahallesi'ndeki Cengiz Topel caddesinde meydana geldi. İlçede devriye görevi yapan polisin zırhlı aracının geçişi sırasında PKK'lılar tarafından roketatarlı ve silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen yada yaralanan olmazken, polis ekipleri ile PKK'lılar arasında kısa süreli çatışma yaşandı. Silah seslerini ilçede endişe yaratırken, olay yerine çok sayıda polis ekipleri sevk edildi.
DHA
HDP DEMEK PKK DEMEKTİR KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN,ASLA HDP TÜRKİYE PARTİSİ OLAMAZ ONLARIN PATRONU APO VE KANDİLDİR.
HDPLİLER ASLA PKKDAN KOPAMAZ,HER DAİM ONLARA DESTEK OLACAKLARDIR ASLA TÜRKİYE PARTİSİ OLMIYCAKLAR,TAM TERSİ KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİ İÇİN VARLAR ÖYLEDE KALACAKLAR
Amanos Dağları'nda çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilen bölücü terör örgütü PKK militanı Yahya Şükrü Küto'nun cenazesini adli tıptan HDP'li yöneticiler aldı. 14 Ağustos 2015 Cuma 1 Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz günlerde Hatay'ın Amanos Dağları'nda bölücü terör örgütü PKK militanları ve asker arasında çatışma çıktı. Çatışmada 1 PKK'lı terörist ölü olarak ele geçirildi. Teröristin cenazesi otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Teröristin kimliği bir süre belli olmadı. Ancak teröristin ailesi Kürtçe yayın yapan bir televizyonda haber izlerken oğulları Şükrü Yahya Küto'nun (25) çıkan çatışmada öldüğü haberini aldı. Suriye'nin Afrin şehrinde ailesiyle birlikte yaşarken 4 yıl önce terör örgütüne katılan gençten ailesinin 1.5 yıldır haber alınamadığı öğrenildi. Baba Şükrü Hasan Küto Adana Adli Tıp Kurum Morgu'na gelerek oğlunu teşhis etti. Bir süre sonra HDP Seyhan İlçe Eş Başkanı Tufan Kılıç ve bazı yöneticiler de adli tıpa geldi. Beyaz ve yöneticiler teröristin cenazesini ailesiyle birlikte morgtan aldı. Teröristin cenazesi Suriye'nin Afrin iline götürüldü.
OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==> http://www.korkusuzmedya.com/gundem/
BAKIN YALANCI PKKLILARA,HESAPTA BARIŞ İSTİYORLAR ASKERLER GELMİŞ PKKLILARI ALMAK İSTİYOR KADINLAR ÇOCUKLAR SOKAKLARA ÇIKMIŞ BARIŞ İSTİYORUZ DİYOR,NEDEN PKKLILAR ORAYA HENDEK BARİKAT YAPIP,ASKERİ ÇAĞIRDIKLARINDA ASKERE POLİSE ATEŞ EDİLİRKEN SOKAKLARA ÇIKIP PKKYA HAYIR YAPMAYIN ASKERDE POLİSTE BİZİMDİR DEMİYORSUNUZ?ASKERE POLİSEDE CANLI KALKAN OLMUYORSUNUZ?ELLERİNİZ HALA ZAFER İŞARETİ YAPIYOR BARIŞ İSTEYEN BÖYLEMİ DAVRANIR?BARIŞ İSTEYEN ASLA PKKYA SAHİP ÇIKMAZ PKK BİTMELİDİR O KADAR PKK BİTMEDEN ÜLKEMİZ HUZURA KAVUŞMAZ.
BAKIN YALANCI SAHTEKARLARA,ASKER KONTROLÜ ALINCA PKKLILARI TUTUKLAMAK İSTEDİĞİNDE HEMEN KADINLAR ÇOCUKLAR SOKAKLARA ÇIKIP BARIŞ İSTERİZ DİYORLAR,BE HAİNLER PKK SOKAĞA BARİKAT KURUNCA ASKERLER ORAYA GELDİĞİNDE KALLEŞÇE PKKLI KAHBELER ASKERLERİMİZE ATEŞ EDERKEN NEDEN SİZ SOKAĞA ÇIKIP PKKLILARA YAPMAYIN BİZ BARIŞ İSTİYORUZ DEMİYORSUNUZ?NEDEN ASKERLERİMİZE POLİSLERİMİZE CANLI KALKAN OLMUYORSUNUZ?KİMSEYİ KANDIRAMAZSINIZ,ZATEN YAPTIĞINIZ ZAFER İŞARETLERİYLE PKKLI OLDUĞUNUZ PKKYA DESTEK VERDİĞİNİZ AŞİKARDIR
Silvan'da Halk Canlı Kalkan Oldu
Silvan"da özel harekât polislerinin mahalle aralarında göstericilere silahla ateş açmasının ardından halk alanlara inip polisin saldırısını kınayarak barış istedi.
Ferhat Parlak’ın Haberi…
Silvan’da özel harekât polislerinin mahalle aralarında göstericilere silahla ateş açmasının ardından halk alanlara inip polisin saldırısını kınayarak barış istedi.
Sabah saat 05.30 sıralarında Selahattin Mahallesi ile Mescit Mahallerinde özel harekât polisleri, barikat kurup eylem yapan göstericilere baskın düzenledi. Göstericiler ve polisler arasında yaşanan şiddetli çatışmada özel harekât polislerinin arasına bir roketatar isabet ettiği ve Azizoğlu Meydanındaki surda konuşlanan bir keskin nişancının vurulduğu ileri sürüldü. Özel harekât polislerine ait 2 zırhlı araca da roketatar isabet etti.
Eylemciler tarafından yola döşenen mayınlar patlatıldı. Azizoğlu Caddesi taziye evi yanında yola döşenen bir mayını fark ettikleri ve polisler bomba imha ekipleri tarafından etkisiz hale getirildi. Barikat ve hendeklerin önlerine kurulan birçok bombanın da henüz patlatılmadığı öğrenildi. 1 özel harekât polisinin de Selahattin Mahallesi Kaniya Derge Çeşmesi yukarısındaki surda göğsünden vurulduğu öğrenildi. Ayrıca 1 özel harekât polisinin de yaralandığı ve yaralanan polisler ambulansla İlçe Jandarma Komutanlığı’na oradan da askeri helikopterle Diyarbakır Asker Hastanesine kaldırıldığı bildirildi. Tekel Mahallesi’nde 1 sivil vatandaş özel harekât polisleri tarafından ayağından vuruldu. Yaralı vatandaş Tekel Mahallesi’nde eylemcilerin denetiminde bulunan 4 Nolu Aile Sağlığı Merkezinde tedavi altına alındı.
Eylemciler Tekel Mahallesi Camii’nin hoparlöründe slogan atıp halkın direnişlerine destek vermelerini istedi. Saat 07.40 sıralarında Silvan ilçesine bağlı Çatakköprü Karakoluna HPG’liler tarafından silahlı saldırı düzenledi. Saldırının ardından çatışma çıktığı bildirildi. Silvan ilçe merkezindeki polis ve eylemciler arasındaki silahlı ve roketatarlı çatışma saat 07.50 sıralarında sona erdi. Şiddetli çatışmaların ardından halk alanlara indi. Kadınlı-erkekli ve çocuklu halk ellerine aldıkları tencere, tava ve sopalarla alanlara çıkıp polisin mahalle arasındaki silahlı çatışmasını protesto ederek barışı haykırdılar. İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerler Silvan Belediyesi’ni arayarak halkın sokağa çıkmaması konusunda anons yapılmasını istedi. Özel harekât polisleri Gazi Caddesi PTT kavşağında halka hakaret ve küfür ederek iş yerlerini kapatmalarını ve caddeyi boşaltmalarını istedi. Alanlara çıkan kadınlar, barış istediklerini ve polisin mahalle arasındaki şiddetli çatışmasını kınadı. Halk, sur üzerlerine konuşlandırılan özel harekat polislerine “Bitsin kölelik, şehid namirin, biz barış istiyoruz, edî beşe, be serok jiyan nabe, katil Erdoğan” diye slogan attılar. Silvan'da Halk Canlı Kalkan Oldu
Silvan"da özel harekât polislerinin mahalle aralarında göstericilere silahla ateş açmasının ardından halk alanlara inip polisin saldırısını kınayarak barış istedi.
Ferhat Parlak’ın Haberi…
Silvan’da özel harekât polislerinin mahalle aralarında göstericilere silahla ateş açmasının ardından halk alanlara inip polisin saldırısını kınayarak barış istedi.
Sabah saat 05.30 sıralarında Selahattin Mahallesi ile Mescit Mahallerinde özel harekât polisleri, barikat kurup eylem yapan göstericilere baskın düzenledi. Göstericiler ve polisler arasında yaşanan şiddetli çatışmada özel harekât polislerinin arasına bir roketatar isabet ettiği ve Azizoğlu Meydanındaki surda konuşlanan bir keskin nişancının vurulduğu ileri sürüldü. Özel harekât polislerine ait 2 zırhlı araca da roketatar isabet etti.
Eylemciler tarafından yola döşenen mayınlar patlatıldı. Azizoğlu Caddesi taziye evi yanında yola döşenen bir mayını fark ettikleri ve polisler bomba imha ekipleri tarafından etkisiz hale getirildi. Barikat ve hendeklerin önlerine kurulan birçok bombanın da henüz patlatılmadığı öğrenildi. 1 özel harekât polisinin de Selahattin Mahallesi Kaniya Derge Çeşmesi yukarısındaki surda göğsünden vurulduğu öğrenildi. Ayrıca 1 özel harekât polisinin de yaralandığı ve yaralanan polisler ambulansla İlçe Jandarma Komutanlığı’na oradan da askeri helikopterle Diyarbakır Asker Hastanesine kaldırıldığı bildirildi. Tekel Mahallesi’nde 1 sivil vatandaş özel harekât polisleri tarafından ayağından vuruldu. Yaralı vatandaş Tekel Mahallesi’nde eylemcilerin denetiminde bulunan 4 Nolu Aile Sağlığı Merkezinde tedavi altına alındı.
Eylemciler Tekel Mahallesi Camii’nin hoparlöründe slogan atıp halkın direnişlerine destek vermelerini istedi. Saat 07.40 sıralarında Silvan ilçesine bağlı Çatakköprü Karakoluna HPG’liler tarafından silahlı saldırı düzenledi. Saldırının ardından çatışma çıktığı bildirildi. Silvan ilçe merkezindeki polis ve eylemciler arasındaki silahlı ve roketatarlı çatışma saat 07.50 sıralarında sona erdi. Şiddetli çatışmaların ardından halk alanlara indi. Kadınlı-erkekli ve çocuklu halk ellerine aldıkları tencere, tava ve sopalarla alanlara çıkıp polisin mahalle arasındaki silahlı çatışmasını protesto ederek barışı haykırdılar. İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerler Silvan Belediyesi’ni arayarak halkın sokağa çıkmaması konusunda anons yapılmasını istedi. Özel harekât polisleri Gazi Caddesi PTT kavşağında halka hakaret ve küfür ederek iş yerlerini kapatmalarını ve caddeyi boşaltmalarını istedi. Alanlara çıkan kadınlar, barış istediklerini ve polisin mahalle arasındaki şiddetli çatışmasını kınadı. Halk, sur üzerlerine konuşlandırılan özel harekat polislerine “Bitsin kölelik, şehid namirin, biz barış istiyoruz, edî beşe, be serok jiyan nabe, katil Erdoğan” diye slogan attılar.
AKP 13 SENELİK TAVİZİN MÜSAMAHANIN BEDELİNİ ÖDEMELİDİR,ACİLEN KAÇIRILAN ASKER,POLİS,MEMURLARIMIZ GERİ ALINSIN,PKK ARTIK SONSUZA DEK YOK EDİLSİN
AKP MEMURLARINI,ASKERLERİNİ,POLİSLERİNİ KORUYAMIYOR,KAÇ TANE POLİS,ASKER,MEMURLARIMIZ KAÇIRILDI AKP 13 SENE BOYUNCA PKKYA TAVİZLER VERE VERE ONLARI GÜÇLENDİRDİ,BU SAATTEN SONRA DEVLET ADINA MASAYA OTURAN HAİNDİR,ACİLEN KAÇIRILAN ASKERLER,POLİSLER MEMURLARIMIZ GERİ ALINSIN
Üzümlü Sınır Kapısı kapatıldı
Hakkari Çukurca'da bulunan Irak sınırındaki Üzümlü Sınır Kapısı, 10 personelinden 5 gündür haber alınmaması üzerine gümrük hizmetini ikinci bir talimata kadar durdurdu.
Geçen yıl 9 Nisan'da hizmet vermeye başlayan Çukurca'nın Irak sınırındaki Üzümlü Sınır Kapısı'nda geçici olarak görevlendirilen 10 gümrük personelinden 5 gündür haber alınamıyor. Gümrükler Genel Müdürlüğü, Üzümlü Gümrük Müdürlüğü’nde verilen gümrük hizmetinin ikinci bir talimata kadar durdurulduğunu duyurdu.
Yüksekova ilçesindeki Esendere Sınır Kapısı'nda çalışan 10 gümrük personeli, bir süre önce hizmet vermeye başlayan Çukurca'nın Irak sınırında bulunan Üzümlü Sınır Kapısı'nda geçici olarak görevlendirildi. Çukurca ilçe merkezinde konaklayan personel, hafta sonu tatillerini evlerinde geçirmek için Yüksekova'ya gitti. Yüksekova'dan Çukurca'ya dönmek üzere 10 Ağustos Pazartesi günü yola çıkan personelden 5 gündür haber alınamıyor. 10 gümrük personelinden haber alınamaması üzerine Gümrükler Genel Müdürlüğü, Üzümlü Gümrük Müdürlüğü’nde verilen gümrük hizmetinin ikinci bir talimata kadar durdurulduğunu duyurdu.
Hakkari’nin Çukurca İlçesi’ne bağlı Irak sınırındaki Üzümlü Sınır Kapısı, 9 Nisan 2014 tarihinde açılmıştı.
12 Ağustos 2015 Çarşamba
İSTANBUL BELEDİYESİ VE İSKİ MÜDÜRLÜĞÜ BİZ İSTANBULLULARI KEKLEMİŞ BAKIN UZMANLAR NE DİYOR
AKPLİ BÜŞÜKŞEHİR İSTANBUL BELEDİYESİ VE ONA BAĞLI İSKİ MÜDÜRLÜĞÜ BİZİ KEKLİYOR KAÇ KERE ARADIM SORDUM YAZDIM CEVAP KALİTELİ SU DİYE YAZDILAR AMA BAKIN KONUNUN UZMANLARI NE YAZMIŞ
İstanbul’da musluk suları neden kokuyor?
facebookPaylaş twitterPaylaş
İstanbulluların geçen yılki şikayetleri suyun yosun koktuğu şeklindeydi. İSKİ, bunu barajların boşalmasına bağlamıştı
Geçen yıl İstanbul’da musluk sularından gelen yosun kokusu şikayetlerinin yerini bu yıl toprak kokusu aldı. Yeşilist yazarı Deniz Aytekin, İstanbul sularındaki toprak kokusunun “Trihalometan” adlı bileşikten kaynaklandığını yazdı.
Deniz Aytekin’in Yeşilist’te yayınlanan yazısı şöyle:
Geçtiğimiz yaz tüm İstanbul'un konuştuğu 'musluktan akan suyun yosun kokması' sorunu kentlileri telaşa sürüklemiş, İSKİ konu ile ilgili yaptığı açıklamada barajlardaki su seviyesinin azaltması nedeniyle suyun kokusunda değişim yaşanabileceğini, bu kokunun su kalitesine dair negatif bir etki oluşturmadığını ve bu değişikliğin 'estetik' olduğunu belirtmişti. Barajlardaki suyun neredeyse tamamen bittiği, bazı(!) ilçelerde yedi güne ulaşan su kesintilerinin yaşandığı kurak ve suya muhtaç bir yaz yaşarken suların yosun kokması nispeten kabul edilebilir gelmişti.
Bu yaz ise İstanbullu'ların su ile imtihanı 'toprak kokan musluk suları' biçiminde vuku buldu. Yaklaşık bir ay kadar önce şehrin belirli semtlerinden gelen 'suda tuhaf bir koku var' şikayetleri, kısa sürede yerini musluk suyu ile yapılan çayı içememe, yemekleri yiyememe ve hatta sabah diş fırçalarken veya duş alırken koku kaynaklı yaşanan mide bulantılarına kadar ulaştı. Bol yağışlı bir kışın ardından, barajlardaki su seviyesi hiç de fena değilken ilk bakışta sudaki bu kokuyu açıklamak zor. Ancak İstanbul'un su raporlarını, dünya çapında yapılan araştırma ve uygulanan regülasyonları yanyana koyduğumuzda İstanbul'un suyundaki kokunun hem akıbeti hem de oluşturduğu tehlikeyi görmek hiç de zor değil. Bu yazın suçlusu THM, yani Trihalometan.
EFKAN ALA TAYYİP ERDOĞANIN EN GÜVENDİKLERİNDENDİR,AMA PKKYA İÇ İŞLERİ BAKANIYKEN İNANILMAZ TAVİZLER VERDİ,GÖRMEZDEN GELDİ PKKYLA MÜCADELE EDENLERİ CEZALANDIRDI PKK BU KADAR BÜYÜDÜ,ŞİMDİ BİLE HALA 2,5 MİLYON DEVLETİN PARASINI DIŞ İŞLERİ KONUTUNA HARCATTIĞI LOJMANDA BAKAN OLMAMASINA RAĞMEN OTURUYOR ORDAN ÇIKMIYOR EFKAN ALA ÇOK SUÇLUDUR
19 MAYISTA STATTA BUNUN YAZILMASINA BİLE KARIŞMADINIZ,EFKAN ALA DENEN ESKİ İÇ İŞLERİ BAKANI OLAN KİŞİ HEYKELE NE DEMİŞTİ,FİBERGLAS,YANİ APONUN HEYKELİ OLMAS ONU RAHATSIZ ETMEDİ,PKKLILAR VARLIĞI ONU RAHATSIZ ETMEDİ AMA ANAYASA ONU RAHATSIZ ETMİŞ BAKANKEN BEN BU ANAYASAYI TANIMIYORUM DEDİ VE ŞU AN HALA İÇİŞLERİ BAKANLIĞI LOJMANINDA 2,5MİLYON DEVLETTEN HARCAYARAK OTURMAKTA,BUNLAR PKKYA O KADAR HAK VERDİLERKİ ÇOK AMA ÇOK SUÇLULAR
BARIŞSEVERLER GÖRÜN ARTIK PKKNIN GERÇEK NİYETLERİNİ,İYİCE ANLAYIN PKK SÖZDE KÜRT DEVLETİNİ KURMAK İÇİN HİÇ BİR ZAMAN SİLAHLARI BIRAKMAZ ÇÜNKÜ EMİRLERİ VEREN AMERİKA,İSRAİL,İNGİLTERE,RUSYA,AB.KANDİLİ PKKYI YOK EDER
HERKES ARTIK PKKYA KARŞI SAFINI VATANSEVERLER OLARAK BELİRLESİN
BARIŞ SEVERLER GÖRÜN BU İKİ YÜZLÜLERİ BUNLARIN AMACI SÖZDE KÜRT DEVLETİ KURMAK ONU KURANA KADAR BUNLAR BİZE HEP KALLEŞÇE SİLAH SIKACAKTIR ARTIK ANLAYIN
PKK'dan çok konuşulacak açıklamalar
PKK'lı terörist Cemil Bayık, "Geri çekilmek de silah bırakmak da yok, Kendi valilerinizi kaymakamlarınızı seçin..." çağrısında bulundu.
PKK'ya yakın Med Nuçe televizyonuna konuşan PKK'nın Kandil'deki liderlerinden Cemil Bayık, geçmişte militanlarının Türkiye'den çekildiğini ancak bunun hiçbir çözüme hizmet etmediğini ifade ederek “Bu sorunu çözmek istemeyenlerin geliştirdiği çabalardır. Artık bunlar geride kalmıştır. Kimse ne gerillanın Kuzeyden çekilmesini bize dayatabilir, ne öyle silah bırakmasını dayatabilir. Bunlar kesinlikle gerçekleşmeyecek hususlardır" dedi.
ÜÇÜNCÜ TARAF
Bayık ateşkes konusundaki şartlarını da şu sözlerle açıkladı:
“Eğer Türk devleti, Erdoğan ve AKP gözaltına alıp tutukladıklarını bırakırlarsa, siyasi soykırım operasyonlarını durdururlarsa, yine hava saldırıları dahil bütün operasyonlarını durdururlarsa, müzakereyle Kürt sorununu çözüleceğini kabul eder ve ilan ederlerse, tahkim edilmiş bir ateşkesi kabul ederlerse, Önder Apo’nun koşullarını düzeltirlerse, özgür şartlarda müzakerenin olmasını ve Önder Apo’nun da baş müzakereci olarak müzakereleri sürdürmesini kabul ederlerse, tahkim edilmiş ateşkesin izlenmesi için, izleme komitesini kabul ederlerse, yine müzakerelere derhal başlarlarsa, müzakerelerin sağlıklı yürüyebilmesi için üçüncü bir tarafı kabul ederlerse, biz bu koşullar yerine getirilirse hemen ateşkesi ilan etmeye hazırız.”
Cengiz Çandar da bugünkü yazısında ABD'nin 3. taraf olarak çözüm sürecinden devreye girmesini istemişti.
LOZAN'A GELMESİ TESADÜF DEĞİL
TSK'nın hava operasyonlarına başladığı tarih için de "24 Temmuz ilginç bir tarihtir" diyen Bayık "Çünkü Lozan antlaşmasının imzalandığı tarihtir. Bu tarihte Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı hava saldırılarının yapılması manidardır. Lozan’da Kürtler inkar edildi. Aynı tarihte Kürtlere karşı büyük bir saldırı başlatıldı" dedi.
OBAMA'YA MESAJ
Bayık ABD'ye de şu mesajı verdi:
"Umarım İncirlik anlaşmasıyla ABD Türklere PKK ye saldırma iznini vermemiştir. Böyle bir ittifak yapılmamıştır. Obama’nın açıklamalarından biraz bunu anlayabiliyoruz. Yani Türkiye’nin suiistimal ettiğini ortaya koymakta ve Türkiye’yi biraz uyarma gereği duyuyor. Bu olumlu bir açıklamadır."
KENDİ VALİLERİNİZİ KAYMAKAMLARINIZI SEÇİN
Bayık, parlamentoda çözümün tıkandığını söyleyerek Doğu ve Güneydoğu'daki yurttaşlara da özerklik çağrısı yaptı, kendi veli ve kaymakamlarını seçmelerini istedi:
"Artık merkezden Ankara’dan bu devletin bu hükümetin alanları yerelleri yönetmesi mümkün değil. Bu ortaya çıkmıştır. Yapılması gereken yerellerin kendi kendilerine yönetmeleridir. Kendi demokrasilerini geliştirmeleridir. Bu temelde kendilerine karşı geliştirilecek saldırılara karşı kendilerini savunmalarıdır. Kendi valilerini, kaymakamlarını sorumlularını seçmeleridir. Halkın şu anda yaptığı budur. En demokratik hakkını kullanıyor. Çünkü parlamentonun bu yolu açması gerekiyordu. Parlamentoda bu yol tıkatıldı. Parlamento dışında başka bir çözüm yeri kalmadı. Artık çözüm yeri yerellerdir. Halktır. Halkın kendine sahip çıkması gerekiyor, siyaseti üretmesi gerekiyor."
KILIÇDAROĞLU'NUN ADIMI DOĞRU
"Eskiden HDP ile ÖDP, ÖDP ile CHP arasında belki dirsek temasları vardı ama çok yakınlaşmalar yoktu. Demokrasi cephesi karşıtı güçlerin saldırılarını artırmasıyla birlikte, demokrasi güçleri daha fazla yakınlaşma ihtiyacı duydu. Çünkü tehlikeyi gördüler" diyen Bayık, Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorunu açıklamaları için ise şunları söyledi:
"Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘parlamento bu sorunu ele almalı, çözmeli’ demesi doğru yönde atılmış bir adımdır. Gerçekten Kürt sorunu bir anayasa meselesidir. Bir demokratikleşme meselesidir. Demokratik anayasa ve buna dayalı yasaların geliştirilmesiyle, parlamentoda Kürt sorununun demokratik yolla çözülmesi meselesidir. Önder Apo ve hareketimiz yıllardır bu sorunun çözülmesi için uğraş vermektedir. Onun için biz tüm demokrasi güçlerini parlamentoya taşırarak, parlamentoyu demokratik bir parlamento haline getirmek istedik. Bütün sorunları parlamentoya taşımak istedik. Parlamentoda demokratik anayasayı, yasaları geliştirerek Türkiye’nin sorunlarını çözmek istedik. Kılıçdaroğlu’nun buna sahiplik yapması olumludur. İsteriz ki diğer partilerinde bu çağrıya olumlu cevap vermesidir. Yani parlamento Kürt sorununun çözümünü üstlensin. Bunun için bir komite oluştursun. Gidip Önder Apo’yla görüşsünler, gelip bizimle görüşsünler. Uluslararası güçlereler görüşsünler. Herkesten parlamentonun bu sorunu çözmesi için destek vermelerini istesinler. Bu çözüme hizmet edecektir."
ORDU'YA ÇAĞRI
Bayık, Ordu'ya da çağrıda bulundu:
"Elbette askerler yoksul çocukları. Neden ölsünler? Erdoğan onları kullanıyor. Bu savaş ordunun da savaşı değil. Ordunun bunu bilmesi gerekir. Ordunun da Erdoğan’ın bu oyununa gelmemesi önemlidir. Erdoğan orduyu da kendi amacı için kullanmak istiyor. Erdoğan’ın oyunu bozulmalıdır. Çünkü Türkiye’nin çıkarı Erdoğan’ın çıkarlarında değildir, barış ve demokrasidedir."
ESKİ SAVCI YENİ AKPLİ VEKİL SÖYLEDİĞİ ŞEYİN SUÇ OLDUĞUNU VE ETİK OLMADIĞINI BİLE BİLE NASIL SÖYLER?İTİRAF EDER?
BİRDE SAVCILIK YAPMIŞTIN,ŞU DEDİĞİN BİLE SUÇ SAYILMIYORMU?AYNI ZAMANDA ETİKMİ?
AKP’li Reşat Petek’ten seçim rüşveti itirafı! Ağustos 12, 2015 |
AKP'li Petek: Çiftçiler için paraların seçimden önce dağıtılması gerekiyordu. Bürokrasi bize ihanet etti.
AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek Türk siyasi tarihine geçecek itiraflarda bulundu. Partisinin Burdur İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Reşat Petek, bölgedeki çiftçiler için Başbakanlık tarafından “seçim rüşveti” olarak 5 milyon lira ayrıldığını ancak paranın 7 Haziran seçimleri sonrası ödendiğini söyledi. Petek “Bürokrasi bize ihanet etti” diye konuştu.
“İHANET ETTİLER”
Bölgedeki don olayı nedeniyle zarar gören çiftçiye seçimden önce dağıtılması için Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından 5 milyon TL gönderildiğini belirten AKP Burdur milletvekili Reşat Petek “Bunun seçimden önce dağıtılması yönünde talimat vardı. Çiftçimizin parası 9 veya 10 Haziran’da dağıtıldı. Bürokrasi, bu noktada yapabileceği ihaneti yaptı” dedi.
“PARA SEÇİMDEN ÖNCE DAĞITILMADI”
Reşat Petek, 7 Haziran seçimlerinde bürokraside yaşanan sıkıntıların kendilerine pahalıya mal olduğunu savundu. Başbakan Davutoğlu’nun talimatıyla seçimden önce Burdur’da dondan zarar gören çiftçilere dağıtılmak üzere 5 milyon lira gönderildiğini ve Burdur Valiliği hesabına yatırıldığını belirten Reşat Petek “Bu paranın seçimden önce dağıtılması yönünde talimat verildiğini, ancak ödemelerin seçimden sonra yapıldığını anlattı. Petek, “Burdur’daki bürokraside bunun dağıtılmasını sağlayamadık. Çiftçimizin parası 9 veya 10 Haziran’da dağıtıldı. Bürokrasi bu noktada yapabileceği ihaneti yaptı. Buna ihanet diyorum, çünkü para Burdur Valiliği’nin kasasındaydı. Sorumluları kimse bunun da hesabını verecekler” dedi. (DHA)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)