AKP DÖNEMİNDE ATATÜRK'E,CUMHURİYETE SALDIRMAK BİR MARİFET,BİR MAHARET SAYILIR HALE GETİRİLDİ.! BU ŞEREFSİZ İFTİRACI,YALANCI MİLLETE ALGI YARATMAK BİRİLERİNE YAMANMAK İÇİN İFTİRA VE YALANLAR SÖYLÜYOR.! BE ŞEREFSİZ BE NANKÖR OSMANLIYI BİTİREN VAHDETTİN DEĞİLMİYDİ?! OSMANLIYI BİTİREN DEBDEBE,ŞAŞAA DEĞİLMİYDİ? OSMANLIYI BİTİREN TÜRKLERİ MEZHEP AYAĞIYLA KATLEDEN PADİŞAHLAR DEĞİLMİYDİ?! OSMANLIYI BİTİREN BATIYA BOYUN EĞEN,ONLARIN SÖZLERİNDEN ÇIKMAYAN,İNGİLİZLERİN GEMİLERİNE BİNİP KAÇAN PADİŞAHLAR DEĞİLMİYDİ?! CUMHURİYET İLAN EDİLEREK DÜNYADA YENİDEN ESARETTEN KURTULUP GÜÇLÜ DEVLET OLMADIKMI?! LAİKLİK İLE DİNİ,OKUMA YAZMAYI,HAKLARIMIZI,YAŞAMI DAHA İYİ ANLAYIP UYGULAMADIKMI?! BU GİBİ NANKÖR SATILIK İFTİRACI,YALANCI KALEMLERE İTİBAR ETMEYİNİZ.! Yusuf Kaplan Cumhuriyet rejimini hedef aldı Yenişafak yazarı Prof. Dr. Yusuf Kaplan, bugünkü köşesinde "Dikkat! ABD, Türkiye'nin altını oyuyor adım adım…" başlıklı bir yazı kaleme aldı.Hükümet'e yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak Gazetesi yazarı Prof. Dr. Yusuf Kaplan, bugün yayımlanan "Dikkat ABD, Türkiye'nin altını oyuyor adım adım... " başlıklı yazısına Cumhuriyet'i hedef aldı. Kaplan, " Yeni kurulan Türkiye’nin eli kolu bağlandı: Yeni Türkiye, bir iddiası olmadığını, Batılı yörüngeye girdiğini, medeniyet iddialarını terkettiğini (Türkiye’yi tepeden laikleşme sürecine girdirerek) ilan etti. Türkiye, dışardan fiilen işgal edilmedi, edilemedi ama Kale içerden ele geçirildi" dedi. Kaplan'ın yazısından ilgili kısım şöyle: OSMANLI DURDURULDU "Osmanlı durduruldu; Batılıların önündeki en büyük engel ortadan kaldırıldı. Yeni kurulan Türkiye’nin eli kolu bağlandı: Yeni Türkiye, bir iddiası olmadığını, Batılı yörüngeye girdiğini, medeniyet iddialarını terkettiğini (Türkiye’yi tepeden laikleşme sürecine girdirerek) ilan etti. TÜRKİYE DIŞARDAN DEĞİL İÇERDEN İŞGAL EDİLDİ Türkiye, dışardan fiilen işgal edilmedi, edilemedi ama Kale içerden ele geçirildi. Önce şunu bileceksiniz: Bir ülke, medeniyet değiştirerek toparlanamaz; hele de tepeden jakoben, monteleme yöntemlerle, mühendislik projeleriyle hiç bir zaman toparlanamaz; aksine, önce zihnî, sonra sosyolojik parçalanmanın ve kaosun eşiğine sürüklenirve sonunda yörüngesini yitirir, esen rüzgârların, fırtınaların önünde oraya buraya sürüklenir, yok olma felâketiyle karşı karşıya gelir… Yüzyıllık yok oluş serüvenimizin özlü bir özetidir bu bir cümle.