31 Mayıs 2017 Çarşamba
AKP SEÇİMLERDE 2002DEN BU YANA HEP ŞEHİTLERİMİZİ KULLANDI TERÖR BİTECEK DEDİ.!
OYSA HÜKÜMETE GELDİKLERİNDE TERÖR BİTME NOKTASINDAYDI.!
SÖZDE BARIŞ ADINA ÜST AKILIN İSTEĞİYLE TERÖR ÖRGÜTÜYLE TOPLANTILAR YAPTILAR,MÜSAMAHA GÖSTERDİLER,TERÖRİSTLER GÖRÜLMEDİ.!
TERÖRİSTLER HER TÜRLÜ HAZIRLIKLARI YAPTILAR.!
YİNE HER SEÇİMDE TERÖRÜ BİTİRECEĞİZ DİYE OY İSTEDİLER.! AMA GEL GÖRKİ TERÖR BİTECEĞİNE
HEP AZDI,KAHRAMAN ASKER,POLİS,KORUCU,SİVİLLERİMİZ
YİNE ŞEHİT DÜŞTÜ.!
AKP HÜKÜMETLERİ SEN MİLLETİNE YİNE YALANCI ÇIKTIN.!
FRANSA-ALMANYA ORTAK YAPIMI OLAN COUGAR
HELİKOPTER ÜLKEMİZDE 3.KEZ DÜŞÜYOR.!!!
BUGÜNE KADAR TOPLAMDA 28 ASKERİMİZ ŞEHİT DÜŞTÜ
TÜM ŞEHİTLERİMİZE ALLAH RAHMET ETSİN
İŞTE BİZE AİT UÇAK,HELİKOPTER OLMAZSA,KENDİMİZ
ÜRETEMEZSEK BÖYLE ŞAİBELİ KAZALAR MEYDANA GELEBİLİR.!!!
TESADÜF BU YA ALMANYA İLE İNCİRLİK ÜSSÜ YÜZÜNDEN
ÇOK KAVGALIYIZ.!
ACABA BİZE AİT ENVANTERDE OLAN TÜM UÇAKLARIMIZA,HELİKOPTERLERİMİZE HAKİMMİYİZ?
YANİ YAZILIMLARI MİLLİMİ?
YANİ DIŞARDAN ACABA UÇAKLARA,HELİKOPTERLERE
YAZILIM VEYA BAŞKA BİR ŞEKİLDE MÜDAHELE OLABİLİYORMU?
ZİRA ÜLKEMİZDE ASKERİ OLSUN,SİVİL OLSUN ÇOK SAYIDA
UÇAK VE HELİKOPTERLERİMİZ ŞAİBELİ OLARAK DÜŞTÜ.!!!
BUNLARA KAZA HEP DEDİLER AMA BEN VE BENİM GİBİ DÜŞÜNENLERİN KAFASINDA ACABA DIŞARDAN VEYA İÇERDEN MÜDAHELELER OLUYORMU?
BUNLAR KAZA İLEMİ.!
YOKSA SUİKAST İLEMİ.!
YOKSA DIŞARDAN MÜDAHELE İLEMİ DÜŞÜRÜLÜYOR
DİYE GEÇİYOR.!
BU ŞAİBELERİN GİTMESİ İÇİN KENDİMİZE AİT UÇAKLAR
HELİKOPTERLERİMİZİ BİZİM YAPMAMIZ GEREKİYOR.!
ŞU AN ENVANTERDE OLAN UÇAK VE HELİKOPTERLERİMZİDEDE TAMAMEN MİLLİ GİZLİ
YAZILIMLARIMIZ OLMALI.!
ŞIRNAKTAKİ KAZADA HELİKOPTERDEKİ ŞEHİT GENERAL KİM ÇIKTI.!
ALLAH TÜM ŞEHİTLERİMİZE RAHMET ETSİN
Odatv'nin aktardığı habere göre Şırnak'ta düşen askeri helikopterde şehit olan Tümgeneral Aydoğan Aydın, 15 Temmuz darbe girişiminde komutanlığını yaptığı tugayı arayarak "Bir tek er dahi dışarı çıkmayacak" emrini veren komutandı.
O dönem Tuğgeneral olan Aydın, darbe girişimi sonrasında Hakkari'nin Çukurca ilçesinde gözaltına alınmıştı.
Ancak Aydın Hakkari Çukurca'da birliklerine komuta ederken darbe girişimi ilgili gelişmeleri duyar duymaz komutanı olduğu Kayseri Komando Tugayı'nı arayarak, görev yapan komutanlara Tugayın dışına bir erin dahi çıkarılmaması talimatını verdiği öğrenildikten sonra serbest bırakılmıştı.
Tuğgeneral Aydoğan Aydın, gerçekleşen son Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında ise Tümgeneralliğe yükseltilmişti.
AKP İÇİNDEKİ FETÖCÜLER TEMİZLENECEK DENİLİYOR.!
SEÇİMDEN EVVEL SÖZDE TUZLADAKİ KURUMLARDAKİ
BELEDİYEDEKİ HAİN FETÖCÜLER TEMİZLENECEKTİ.!
OPERASYON YAPILACAKTI.!
ÇOK BEKLEDİK AMA FOS ÇIKMIŞTI.!
İNŞALLAH BU SEFER TUZLADA VE TÜM TÜRKİYEDEKİ HAİN FETÖCÜLER,AKP VE DİĞER PARTİLERDEN,
DEVLET KURUMLARINDAN,BELEDİYELERDEN İŞADAMLARINDAN TEMİZLENİR.!
BUNU MİLLET OLARAK BEKLİYOR VE DESTEKLİYORUZ
30 Mayıs 2017 Salı
İSMİNDE ADALET OLAN PARTİNİN ADALETSİZLİĞİNE
1 ÖRNEK DAHA.!
BU RESİMDE HAİN FETÖYLE YEMEK YİYENLERDEN BİRİ AKP VEKİLİ BURHAN KUZU.!
HANİ BU FETÖ İLE TANIŞMAMIŞTI?
NEDEN İÇERİ ALINMIYOR?
FEHMİ KORU HÜSEYİN GÜLERCE VE DİĞERLERİ NEDEN ALINMIYOR?
Kİ HÜSEYİN GÜLERCENİN KIZI İÇERDE.!
YANCILIK YAPANI İÇERİ ALIP YÖNETİCİLER VE ÜST
DÜZEYDEKİLER NEDEN ALINMAZ?!
BUMUDUR AKP'NİN ADALET ANLAYIŞI?!
27 Mayıs 2017 Cumartesi
AKP HÜKÜMETİ VE RTÜK SÖZDE MÜSLÜMANLIĞI KİMSEYE BIRAKMIYOR GÖRÜNÜYORLAR.!
AMA ASLINDA HİÇDE ÖYLE DEĞİLLER.!
ÖRNEK: ÇİZGİ FİLMLERDE,DİZİLERDE,FİLMLERDE,VB. YAYINLARDA MÜSLÜMANLIĞA,TÜRK'LÜĞE,ÖRF ADETLERE,İNSANLIĞA UYMAYAN O KADAR ÇOK YAYIN OLMASINA RAĞMEN.!
BİLİNÇALTI (SUBNİMAL ) MESAJLAR VERİLMESİNE RAĞMEN
BUNLARI GÖRMEZDEN GELİYOR.!
ACABA NEDEN?
KİŞİSEL DÜŞÜNCEM BUNLAR İÇİN SİYONİST AİLELERDEN
ÜST AKILDAN EMİR ALARAK TOPLUMUN BAĞ YAPILARINI,ÖRF ADETLERİNİ BİTİRMEK İÇİN SES ÇIKARMIYORLAR.!
BİRDE MADDİ YANI ÇOK AĞIR BASTIĞINDAN 1 TAŞLA 2 KUŞ VURMUŞ GİBİ OLUYORLAR.!
DİZİLERDE,ÇİZGİ FİLMLERDE,YARIŞMALARDA,FİLMLERDE
SUBNİMAL MESAJLAR ÇOK FAZLA LÜTFEN HERKES DİKKTLİ OLSUN,ÖZELLİKLEDE ÇOCUKLAR.!!!
26 Mayıs 2017 Cuma
RAMAZAN AYI GELDİ HERKES BİRDEN MÜSLÜMANLIĞINIMI HATIRLADI ACABA?
SANIRSIN RAMAZAN AYI GELİNCE GÜNAH İŞLEMEYECEKLER.!
KUL HAKKI YEMEYECEKLER.!
GIYBET ETMEYECEKLER.!
GÖSTERİŞ YAPMAYACAKLAR.!
SANKİ ZEKATLARINI SANKİ TASTAMAM VECEKLER.!
SANKİ FİTRELERİNİ TAM VERECEKLER.!
SANKİ ADALETSİZLİKLERE SE ÇIKARACAKLAR.!
V.B.ŞEYLER.
SANALDAN HERKES RAMAZAN AYINI MÜTHİŞ KARŞILAMIŞ
VE GÖSTERİŞE GİRMİŞLER.!
BUNLARA DİYECEĞİM ŞUDUR.!
NE YAPIYORSAN ALLAH HEPSİNİ GÖRÜYOR.!
MADEM MANEVİYATÇISIN ALLAHA GÖRE YAŞA
İNSANLARA DEĞİL YANİ.!
SAHTEKARLIK HAD SAFHADA.!
ADALETE BAK.!
HAİN FETÖCÜ,PATRONLAR,ARKASI KUVVETLİ OLANLAR
ELİNDE BİRİLERİNE KARŞI KULLANMAK ÜZERE BELGESİ
OLANLAR SERBEST KALIYORLAR.!
AMA GARİBAN OLAN,ARKASI OLMAYANLARSA
TUTUKLU YARGILANIYOR.!
ADALETSİZ ADALET DEDİKLERİ BUMU ACABA?
FETÖ'den tutuklanan patronlara art arda tahliye... İşte isim isim listesi
15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından tutuklanan patronların bir bir tahliye edilmesi dikkat çekti. İşte tahliye edilen patronların listesi...
15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlayan ‘FETÖ’ soruşturmaları kapsamında onbinlerce kamu görevlisi mesleklerinden atılıp tutuklanırken, bir yandan darbe girişiminden sonra tutuklanan patronların ard arda gelen tahliyeleri dikkat çekmeye başladı.
Son olarak işadamı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın AKP çevrelerinde de tepkiye yol açan tahliyesi, gözleri serbest bırakılan diğer patronlara çevirdi. 2016’daki darbe girişiminin ardından devam eden ‘FETÖ’ soruşturmaları kapsamında bugüne dek bir çok patron serbest kaldı.
Gazeteport‘ta yer alan habere göre, ‘FETÖ’ soruşturmalarında tutuklanıp sonradan tahliye edilen patronlar şöyle:
4 Ağustos 2016: Kayseri’de “FETÖ” soruşturması kapsamında gözaltına alınan Boydak Holding Yönetim Kurulu ve Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak ile Holding İnsan Kaynakları Yöneticileri Halit Bayhan adli kontrol ve yurt dışı yasağı şartıyla serbest bırakıldı.
12 Ağustos 2016: “FETÖ” soruşturması kapsamında, Kavuklar Şirketler Grubuna yönelik İzmir’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Mehmet Kavuk ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
2 Kasım 2016: Malatya’da “FETÖ” soruşturması kapsamında yargılanan ve MAKİAD üyesi olan patronlar Kubilay K. ve Ömer Fatin N. ameliyat ve tedavi olması raporu bulunduğu için hastalıkları nedeniyle tahliye edildi.
11 Kasım 2016: Aydın’da “FETÖ” soruşturması kapsamında tutuklanan patron Ahmet Tonkul tahliye edildi. Aydın’da darbe girişiminin ardından Türkiye çapındaki 65 şubesiyle Aydın’ın en önemli firmalarından olan Tuğba Kuruyemiş’in sahibi Ahmet Tonkul ve oğlu Fatih Tonkul, çok sayıda patronla birlikte gözaltına alınmıştı.
15 Kasım 2016: “FETÖ”ye finansal destek sağladıkları iddiasıyla Akfa Holding ve alt şirketlerine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmasına karar verilen İhlas Holding eski Üst Yöneticisi Cahit Paksoy, avukatının itirazı üzerine tahliye edildi.
20 Kasım 2016: Bursa’da “FETÖ” soruşturması kapsamında tutuklanan patronlar Şakir Umutkan, Hilmi Gülcemal, Davut Teke ve Emin Akça tahliye edildi. Bu patronların etkin pişmanlıktan tahliye oldukları açıklandı.
24 Kasım 2016: “FETÖ”ye finansal destek sağladıkları iddiasıyla tutuklanan Fi Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan’ın da aralarında bulunduğu 11 şüphelinin tahliyesine karar verildi. Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istenen 19 şüpheliden Fi Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, Veli Tan Kiriş, Rebii Metin Görgeç ve İsmail Aksoy’un ise “üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosyadaki mevcut delil durumu, tutuklamanın tedbir oluşu, suç vasfının değişme ihtimali ve tutuklama ile umulan faydanın adli kontrol tedbiri ile sağlanabileceği” gerekçeleriyle tahliyelerini kararlaştırdı.
16 Şubat 2017: Patron Metehan Kavuk, dosya üzerinden görülen dava ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
22 Şubat 2017: İzmir’de yürütülen “FETÖ” soruşturması kapsamında gözaltına alınan Küçükbay Şirketler Grubu’nun eski ortağı ve eski Genel Müdürü Halil Küçükbay, yurt dışına çıkış yasağı koyarak serbest bırakıldı.
Denizli’de 22 patron serbest
15 Mart 2017: Denizli’de “FETÖ” soruşturması kapsamında örgütün finans ayağı oluşturduğu için yargılanan işadamları Abdullah Asım Coşkun, Adem Oklu, Adnan Pekdemir, Ahmet Özkan Haybat, Ali Ayrancı, Bilal Gören, Cavit Özer, Habib Yıldız, Hüseyin Moralıoğlu, İshak Kalkan, İskender Damgacı, Mesut Gören, Mehmet Hilmi Yavaşlar, Mehmet Sağlam, Osman Kiriş, Osman Refik Esmek, Sezai Günalp, Veli Yağcı, Volkan Kartlı, Fehmi Demirsen, Özkan Atik ve Veli Aytuğ serbest bırakıldı.
Uğur Derin Dondurucu patronu da Serbest
30 Mart 2017: “FETÖ” ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle Nazilli’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Uğur Soğutma Makinaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi sahipleri Ali Takmaklı ve Mehmet Takmaklı kardeşler adli kontrol şartıyla tahliye edildi..
24 Nisan 2017: Adana’da “FETÖ” üyesi olduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan eski Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay tahliye edildi.
Topbaş’ın damadı Kavurmacı serbest
4 Mayıs 2017: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı tahliye edildi. Bir süre önce Kavurmacı’nın avukatları, müvekkillerinin sağlık sorunlarını gerekçe göstererek tahliye talebinde bulunmuştu. Kavurmacı’nın talebini değerlendiren nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tahliye kararı verdi.
Müebbetle yargılanan baklava patronu serbest
16 Mayıs 2017: “FETÖ” soruşturmasında tutuklanan Gaziantepli Habeş Seyitoğlu Baklava şirketinin Dış Ticaret Genel Müdürü Serdar Seyitoğlu tahliye edildi. Seyitoğlu ile tutuksuz yargılanan amcası Mustafa Seyitoğlu, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Terör örgütü üyeliği” ile suçlanıyordu. Savunmaların ardından ara kararını veren mahkeme heyeti tutuklu sanık Serdar Seyitoğlu’nun tutuklulukta kaldığı 7,5 aylık süreyi ve suç vasfının değişme ihtimalini dikkate alarak tahliyesine karar verdi. Serdar Seyitoğlu’nun “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ile “Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapsi isteniyordu.
18 Mayıs 2017: Samsun’da darbe girişiminin hemen ardından tutuklanan Uluslararası Yöneticiler Derneği’nin (YÖNETDER) üyesi Yavuz Düz, Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edildi.
Bank Asya yöneticisi serbest
24 Mayıs 2017: Sakarya’da hakkında “anayasayı ihlal” ve “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla dava açılan Bank Asya’nın eski yönetim kurulu başkanı Erhan Birgili adli kontrol şartı ve yurt dışı yasağı şartıyla tahliye edildi.
AKP 2002'DE İKTİDARA GELDİĞİNDE KALLEŞ PKK BİTME NOKTASINDAYDI.!
15 SENELİK İKTİDARDA KALLEŞ PKKYA SÖZDE BARIŞ VE GÖRÜŞMELERLE TAVİZ VERİLDİ,MUHATAP ALINDI.!
KAHBE PKK GÜÇLENDİ,MEVZİLENDİ,DEPOLANDI.!
ŞİMDİ YİNE HERGÜN ŞEHİT VERİR DURUMA GELDİK.!
MİLLETEDE HER SEÇİM EVVELİ OY UĞRUNA BİZE OY VERİN
TERÖR BİTSİN DEDİLER.!
AMA GEL GÖRKİ TERÖR BİTECEĞİNE HA BİRE ARTTI.!
İŞİN EN KÖTÜSÜ İSE TÜRK MİLLETİ ŞEHİTLERE ALIŞTIRILDI
ALIŞTI.!
EY TÜRK MİLLETİ SİLKİN ŞEHİTLERE ALIŞMA.!
TEPKİLERİNİZİ GÖSTERİN.
EY SİYASİ PARTİLER SİZ NE İŞ YAPARSINIZ?
ÇIKIN ŞEHİTLER İÇİN BİRŞEYLER YAPIN,TEPKİNİZİ YASAL YOLLARDAN GÖSTERİN.!
ŞEHİTLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM,NORMAL KARŞILAMAYALIM
ALIŞMAYALIM,UNUTMAYIN ŞEHİTLERİMİZ VATANIMIZI
MİLLETİMİZİ KORUMAK İÇİN ŞEHİT DÜŞÜYORLAR.!
25 Mayıs 2017 Perşembe
ÜLKEMİZİN VE İNSANLARIN EN BÜYÜK ŞANSIZLIKLARINDAN BAZILARI
BAZILARININ BAZILARINDAN AŞIRI KORKMALARI.!
BAZILARININ BAZILARINI AŞIRI YÜCELTMELERİ.!
BAZILARININ BAZI KİŞİLERE YALAKALIK YAPMALARI.!
BAZILARININ BİRİLERİNE DALKAVUKÇA DAVRANMALARI.!
BAZILARININ BİRİLERİNE ADALETSİZ,KÖTÜ,AYRIMCI,DAVRANMALARINI GÖRMELERİNE RAĞMEN MENFAATLERİ İCABI GÖRMEZDEN,DUYMAZDAN GELİP SUS PUS OLMALARI.!
BAZILARININ MAKAMLARA,MENFAATLERE,GÜÇLERE
TAPINMALARI.!
HİÇ KİMSEYİ GÖZÜNÜZDE NE BÜYÜTÜN,NEDE KÜÇÜLTÜN,NEDE KORKUN.!
HERKES İNSANDIR,SİZE SAYGILI OLMAYANA SİZDE SAYGILI OLMAYIN.!
ÇEVRENİZE DUYARLI,VİCDANLI,SORUMLU OLMAYI UNUTMAYIN.!
SAKIN BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN DEMEYİN TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR.!
O AN SİZE DOKUNMAYAN YILAN BÜYÜR VE İLERDE SİZEDE DOKUNUR.!
23 Mayıs 2017 Salı
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ (BOP) HIZLA DEVAM ETMEKTE,BUNUN İÇİN BÜYÜK MASON AİLELER DEVREDE
BUNLARIN EMRİNDEKİ AMERİKA,İNGİLTERE,AB,RUSYA
EMİRLE HAREKET EDİYORLAR.!
BUNLARIN'DA MAŞALARI,SATILMIŞ ,ARABİSTAN
MISIR,KATAR,ÜRDÜN,BİRLEŞİK ARAP DEVLETİ VE BAŞKA ARAP LİDERLERİ,YÖNETİCİLERİDE SİYONİZME HİZMET EDEREK ORTADOĞUDA BÜYÜK İSRAİLİN KURULMASI İÇİN
SÖZDE MEZHEPÇİLİKLE,IRKÇILIKLA,LİDERLİK SAVAŞIŞIYLA MÜSLÜMAN KANI DÖKMEYE DEVAM EDİYORLAR,EDECEKLER.!
SIRADA BÜYÜK İSRAİLİN KURULMASINDA EN BÜYÜK ENGEL 2 ÜLKE KALDI,İRAN VE TÜRKİYE.!
ŞİMDİ TÜRLÜ BAHANELERLE BU MEZHEPÇİ ARAPLAR
ARKALARINDAKİ EMPERYAL ÜLKELERDEN DESTEKLE BİRLEŞİP İRANI KARIŞTIRIP KAOS,VE İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK İÇİN UĞRAŞACAKLAR.! VE SONU SAVAŞ OLACAK.!
SONRASINDADA SIRA TÜRKİYEYE GELECEK.!
BİZİM ASLA NE İRAN NEDE BAŞKA BİR İSLAM ÜLKESİ
İLE SAVAŞ YAPMAMAMIZ GEREK.!
BU TUZAĞA DÜŞMEYELİM,KOMŞULUK VE DİN ORTAKLIĞIMIZLA,İTİDAL İLE DAVRANALIM,NE BÜYÜK İSRAİLE,NE SİYONİZME HİZMET ETMEYELİM.
19 Mayıs 2017 Cuma
14 Mayıs 2017 Pazar
DÜŞMANA İLK KURŞUNU SIKAN KAHRAMAN
HASAN TAHSİN'İ RAHMET VE ŞÜKRANLA ANIYORUM
İsim : HasanSoyad : TahsinMesleği : Gazeteci
Doğum Tarihi : 1888Ölüm Tarihi : 15.05.1919
Uyruğu : Türkiye
BİYOGRAFİSİ
Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres (1888, Selanik - 15 Mayıs 1919, İzmir), 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu'ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazeteci.
Biyografi
Eğitimi
Babasının adı Recep'tir. Tahsin, ilköğretimine Selanik'te bulunan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün de eğitim aldığı Şemsi Efendi Okulu'nda başlamış, daha sonra Selanik Feyziye Mektebi'ni bitirmiştir. Bu okulun ardından İttihat ve Terakki tarafından burslu olarak Paris Sorbonne Üniversitesi'nde siyasal bilimler öğrenimi görmüştür. Burada Monj sokağı 51 numaralı apartmanın bir dairesinde, daha sonra emekli olan Tümgeneral Doktor Mazlum Boysan ile birlikte kalmıştır. Öğrenim gördüğü esnada Trablusgarp'ı işgal eden İtalya'yı protesto etmek için, Mısır'lı öğrenci lideri Şeyh Dayef ile birlikte mitingler düzenlemiştir.
Bükreş
Tahsin, Paris'te İttihat ve Terakki Fırkası'nda ve Teşkilat-ı Mahsusa'da görev almıştır. İstanbul'a döndükten sonra, Osmanlı Devleti aleyhine Balkanları karıştıran İngiliz istihbarat teşkilatı adına çalışan Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirilmiştir.
Buxton kardeşlere Bükreş'te bir tünelde suikast düzenleyen Hasan Tahsin, 10 yıla mahkum edildi. 1916 yılında Almanya'nın Balkanlara girmesi nedeniyle Romanya'dan salıverilmiş ve İstanbul'a dönmüştür.
Adını değiştirmesi ve İzmir
Yurda döndükten sonra, Verem tedavisi için İsviçre'ye gitmek zorunda kalınca, tanınmamak için pasaportuna Hasan Tahsin'i yazdırdı ve daha sonra hep bu adı kullandı. Hasan Tahsin adı, ""Silah" gazetesini çıkartan ve bu nedenle "Silahçı hasan tahsin" olarak bilinen eski bir bahriye yüzbaşısının adıydı veya Hasan Tahsin Teşkilat-ı Mahsusa'nın silahşörü olarak biliniyordu.
Aydoğan Yavaşlı tarafından kaleme alınan, "Ben Hasan Tahsin (İzmirli Çocuk)" isimli kitapta ise bu olay şöyle anlatılmaktadır; 1914 yılı başları, Osman Nevres İstanbul’a döner. Hacı Adil Bey bir gün onu çağırır. Şişli’de bir apartman dairesinde görüşürler. Eşref Bey, Hacı Adil Bey ve Osman Nevres kalır odada, ötekiler dışarı çıkar. Eşref Bey Teşkilat-ı Mahsusa’nın reisi olarak tanıştırılır. Teşkilat-ı Mahsusa ile tanışması böyle olur. Osman Nevres, Hasan Tahsin adını Teşkilat-ı Mahsusa’ya girmesiyle alır. Çünkü yeni bir kimlik ile bir takım çalışmalar yapacağı söylenir. «Adınız Hasan Tahsin. Bükreş’e gideceksiniz ve… Balkan ülkelerini bize karşı kışkırtan bu iki belayı bir biçimde zararsız hale getireceksiniz.»
1918'de İzmir'e yerleşerek "Hatıra" isimli bir şirket kurar ve Osmanlı Sulh ve Selamet Cemiyeti'nin sözcülüğünü yapan Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) gazetesini yayımlamaya başlar. Gazetedeki yazılarında ise "Vatanperver Hasan Tahsin" lakabını kullanır. Tahsin, yazdığı yazılarla Türkiye'de kadın haklarının savunuculuğunu yapan "İlk erkek"tir. Ayrıca Tahsin, İzmir'e geldiği yıl Sudiye hanımla gizlice evlenmiş, bu evlilikten Mehmet Kemal isimli bir oğulları olmuştur.
İlk kurşun
İzmir'i Yunan'lılara teslim etmek istemeyenlerce "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" isimli bir dernek kurmuşlardı. 14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece binlerce İzmir'li eski musevi mezarlığında (Maşatlık meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi'nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa'ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin'di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.
Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi "Burayı Yunan'a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var" diyordu. Bu geceye yakın akşam üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin'in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" tarafından dağıtılan bildiride;
“ ...Ey bedbaht Türk!.. Yunan hakimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık'a koş. Ve Milli Kurul'un buyruğuna uy.. „
yazıyordu. 15 Mayıs 1919 sabahı saat yedibuçuk sıralarında Hasan Tahsin Konak Meydanı Kordonboyu'nda koyu renkli takım elbisesi ile bekliyordu. Önce Yunan gemilerinden Patris ve Atronitos isimli gemiler Pasaport'a yanaştı ve bir grup Yunan Efzon Alayı saat 08:55 sıralarında askeri gemiden inerek karaya çıktı. Temiastokles gemisi ise 5. Piyade Alayı'nı Punta iskelesine çıkardı. Bunlar Punta'dan ilerleyerek Kadifekale'yi işgal edeceklerdi. Bu esnada onbinlerce yerli Rum ellerindeki Yunan bayrakları ve çiçekler ile Kordonboyu'nu kaplamışlardı. İzmir'li Rumlar işgal haberini 13 Mayıs Salı günü öğleden sonra Aya Fotini Kilisesi'nde Yunan albay Mavrudis tarafından okunan Venizelos'un beyannamesiyle öğrenmişlerdi. Kalabalık inen Yunan askerlerine alkış tutuyordu. Gelen askeri tabur, İzmir Metropoliti Hristostomos tarafından takdis edildi. Metropolit Yunan bayrağını öptü ve bu esnada ağladığı görülüyordu. İlk Yunan taburu daha sonra buradan yaya olarak Hükumet konağı, kışla, kokaryalı istikametinden Karantina'ya doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra, Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılarak öne geçti. Tahsin'in sesli bir şekilde "Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler" diye söylendiği duyulmuştur. Tahsin daha sonra yanında bulunan revolver ile düşmana ilk ateşi açtı. Tahsin ilk anda isimleri Basile Delaris ve Jorj Papakostos olan iki Efzon askerini öldürmüştü. Bazı anlatımlara göre ise Tahsin sadece Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını öldürdüğü belirtilmekte ve bu görüş daha fazla kabul görmektedir. Tahsin tabancasındaki tüm fişekleri düşman askerine karşı ateşlemişti. Böyle bir direniş beklemeyen Yunan Alayı şaşırmıştı. Daha sonra ise yanında fazla yandaşı olmayan Tahsin, Yunan Alayı tarafından açılan ateş ve ardından süngüleme sonucunda, Kordonboyu'nda kalabalığın önünde henüz 31 yaşında yaşama veda etti. Hasan Tahsin'in cesedi ise İzmir Saat Kulesi'nin altında bulunmuştur.
Hasan Tahsin'in işgal askerlerine sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş mücadelesinde diğer yerlere de örnek teşkil etti. Aydın ve Balıkesir'de işgale karşı direniş baş gösterdi. Çerkez Ethem Yunan işgaline karşı efeleri toparladığı gün Demirci Efe ayağa kalkarak; "Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!" demiştir.
Günümüzde
Bazı görüş ve bilgiler
İbrani olduğu hakkında
Sosyalist yazar Yalçın Küçük 2006 yılında yayımladığı "Gizli Tarih" isimli kitabında, Hasan Tahsin'in İzmir'de ilk kurşunu sıkmadığını, bir kavmin kurşun sıkmak için Hasan Tahsin'i beklemeyeceğini yazmıştır. Ayrıca Küçük, Hasan Tahsin'in mezarının İstanbul ilinde sabetayistlerin mezarlığı olan Bülbül deresinde bulunduğunu, Hasan Tahsin'in İbrani olduğunu, Kazım Karabekir Paşa'nın evrakının buna yeterli delil olduğunu belirtmiştir. Küçük bu iddialarını, 2005 yılında yayımlanan İsyan 1 isimli kitabında da yinelemektedir.
Tetikçiliği ve İlk Kurşun hakkında
Araştırmacı, yazar Mustafa Armağan ise, sunumunu yaptığı Tarih Aynası isimli programında; Hasan Tahsin'in Bükreş'te İttihat ve Terakki Fırkası adına işlediği suikast üzerinde durarak, Tahsin'in hali hazırda bir suikastçı ve tetikçi olduğu üzerinde ağırlıkla durmaktadır. Ayrıca Tahsin'in planını işgale karşı direniş gösteren cemiyetlerin istemediği bir şekilde yaptığını, cemiyetlerin ilk kurşunu işgal askerlerinin sıkacağını öngördüğünü ve istediğini, bunun da direnişi daha da güçlendireceğini belirtmesine rağmen kız kardeşi Melek'i koruyarak, İzmir halkını katliama uğrattığını belirtmektedir. Armağan'a göre Tahsin, bir iş adamının çıkarttığı gazetedeki yazılarında ilk başlarda Mondros Ateşkes Anlaşması'nı tasvip eden ve onaylayan, uzlaşmacı türde yazılar yazdığını, ancak Yunan işgaline yakın, bu tavrının değiştiğini ve halkı neredeyse galeyana getirecek tarzda ağır yazılar yazdığını, işgalden bir gün önce Hasan Tahsin'in zengin bir kişi olan Moralızade Halit Beyin yazıhanesine gittiğini, ondan borç para istediğini, Hasan Tahsin'deki şüpheli durumu sezen Halit Bey'in durumu anladığını ve Hasan Tahsin'in üzerinde bulunan silahı alarak çekmecesine koyduğunu, Hasan Tahsin'e ilk kurşunu kendilerinin sıkmayacağını söyledikten sonra para verip eve gönderdiğini belirtmektedir. Ertesi gün yani işgal günü, Hasan Tahsin'in kız kardeşini evden çıkmaması yönünde uyardığını, evden çıktıktan sonra matbaadaki çıraklardan Albert isimli Yahudi bir çocukla kız kardeşine bir not gönderdiğini, bu notta evden asla çıkmamasını, kendisi gelinceye kadar beklemesini, şayet kendisi gelmez ise Mr. Van Der Zee (Henrick, İsveç fahri konsolosu, İstanbul ve İzmir'de bulunan deniz nakliyat şirketi sahibi) isimli şahsın gelerek kendisini alacağını belirtmektedir.
1970 öncesi kaynaklarda yer almaması
Atatürk ve döneminin yazarları ilk kurşunun Hasan Tahsin tarafından atıldığına hiç değinmemiştir. 27 Mayıs Darbesine kadar Hasan Tahsin'in adı dahi fazla anılmamıştır. İlk kurşun hadisesinin günümüzdeki şekli ile bilinirliği 1970 sonrası eserlere dayanmaktadır. 1972 yılında basılan Anıt Adam kitabında Zeynel Kozanoğlu bu durumu şu şekilde açıklamaktadır:
« Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, yakın tarihimizde cereyan etmiş birtakım olayların ve yürütülmüş faaliyetlerin açığa vurulması ve tartışılması sakıncalı görülmüştü. ... Dünya milletlerine, Yunanlıların İzmir'e çıkarken bir zulüm makinası gibi davrandıkları gerçeğini kabul ettirebilmek için çırpındığımız o sıralarda, onlara karşı ilk kurşunun tarafımızdan sıkıldığından da, elbette söz edemezdik. »
İlk Kurşun Balıkesir'de atıldı
Türk Milli Mücadelesinde bugüne kadar İlk Kurşun'un kim tarafından atıldığına dair çeşitli tezler ortaya atılmıştır. Bunlardan birisi 18 Mayıs 1919 tarihinde Balıkesir Alaca mescid'de, İzmir'in işgalini protesto amaçlı toplanan bir grubun ilk silahlı mücadeleyi başlattıkları yönündedir.
İlk Kurşun Hatay Dörtyol'da atıldı
Bir diğeri ise; araştırmacı ve yazar olan Kadir Aslan'ın yaptığı araştırma doğrultusunda, Mehmet Çavuş olarak bilinen ve daha sonradan Kara soyadını alan Mehmet Kara'nın, 19 Aralık 1918 tarihinde Fransızların Dörtyol'u işgal etmesinin ardından iki Ermeni ile kavga ettiği, bunun üzerine Mehmet Çavuş'u arayan ve köyüne gelen Fransız askerlerine karşı Mehmet Kara'nın silahıyla ilk ateşi açtığı ve vur emri vermesi ile 15 Fransız askerinin öldürüldüğüne dairdir. Kadir Aslan yaptığı araştırmayı Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı'na da gönderdiğini ve olayın canlı şahitleri ile birebir görüşerek kayıt altına aldığını da belirtmektedir. Genelkurmay Başkanlığı'nda Mehmet Kara'nın olayı ile ilgili bilgiler bulunduğu, ancak ilk kurşunu Mehmet Kara'nın sıktığına dair herhangi bir bilgi gelmediği belirtilmektedir. Bu araştırma doğrultusunda Hatay ili Dörtyol ilçesinde 1993 yılında yapılarak açılan "İlk Kurşun Anıtı" isimli bir anıt bulunmakta ve ilçede İlk Kurşun isimli bir İlköğretim okulu eğitim öğretim faaliyetine devam etmektedir.
Yılmaz Güney tarafından yapılacak olan film
Şair, yazar ve gazeteci olan Sunay Akın, sinema oyuncusu, senarist ve yönetmen olan Yılmaz Güney'in Hasan Tahsin'in yaşamını sinemaya aktarmak istediğini ve bunun Güney'in en büyük düşü olduğunu, gazeteci ve yazar olan Yaşar Aksoy'un ağzından aktarmıştır. Ayrıca yaptığı araştırmada, Hasan Tahsin ile ilgili o yıllarda film için yapılan tüm araştırmaların ilgisizlik yüzünden heba olup gittiğini belirtmiştir.
Okullar ve diğer eserler
Okullar
Şehit Gazeteci Hasan Tahsin İlköğretim Okulu , İzmir - Karabağlar - Yeşilyurt semti Refet Bele Mahallesi
İlk Kurşun İlköğretim Okulu, İzmir - Karabağlar - Yeni Çamlık semti Barış Mahallesi
Adına verilen ödül
Hasan Tahsin adına, İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl "Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Gazetecilik ve Gazetecilik Teşvik Yarışması" düzenlenmektedir. Yarışma Türkiye'de basın-yayın organlarının düzenlediği yarışmaların en eskisi olma özelliğini taşımaktadır.
Anıt heykel ve mezarı
İzmir ili Konak ilçesinde aynı zamanda İzmir Saat Kulesi'nin de bulunduğu Konak Meydanı'nda, meydanın kuzey bölümünde İzmir Büyükşehir Belediye Binasının güneyinde kalan alanda 1973 yılında yapılan Hasan Tahsin İlk Kurşun heykeli ve anıtı bulunmaktadır. Ölümünün yıldönümü olan 15 Mayıs tarihlerinde ve zaman zaman, bazı sivil toplum kuruluşlarınca anıtın önüne çelenk konularak, Hasan Tahsin anılmaktadır.
Ayrıca yazar Yaşar Aksoy'un bir ara başkanlığını yürüttüğü "Hasan Tahsin'i Yaşatma Derneği" isimli bir dernek te bulunmaktadır.
Kesin olmayan bilgilere göre, Hasan Tahsin'in cenazesi, ailesi tarafından Harmandalı'da bir yakınlarının çiftliğine gömüldü ve gıyabi mezarı İstanbul'da yapıldı.
Hasan Tahsin biyografisi
Hasan Tahsin kimdir?
Hasan Tahsin 1888 tarihinde doğmuş olup Gazetecilık yapmıştır.
Hasan Tahsin ne zaman ölmüştür?
Hasan Tahsin 1888 tarihinde doğmuş ve 15.05.1919 tarihinde 31 yaşında vefat etmiştir.
Hasan Tahsin nerelidir?
Hasan Tahsin Türkiye vatandaşıdır.
12 Mayıs 2017 Cuma
KAHRAMAN OLMAK BU KOMUTANIN GENLERİNDE VAR.!
HELAL OLSUN KOMUTANIM SANA ADAMIN KRALISIN.!
İncirlik'te ABD'li komutanın madalyasını kabul etmeyen Albay Orkun Özeller. Kosova'da görev yaparken de Alman askerleri tokatlamış.
İncirlik'te ABD'lilere posta koyan Kahraman subayın Albay Orkun Özeller olduğu öğrenildi. Albay Özeller'in adı Yüzbaşı rütbesindeyken Kosova'da da gündeme gelmişti. Kosova Barış Gücü Türk Taburu’nda görev yaptığı sırada Özeller, oradaki Alman askerlerini adeta 'madara' etmişti. İşte Albay Özeller'in baş aktörü olduğu o olay:
Yıl 2003... Süleymaniye’de 11 Türk askerinin ABD'lilerce gözaltına alınmasının yankıları sürerken 2003'te Kosova Prizen’de 4 Alman askeri bir Türk subayına saldırmıştı. Gece yaşanan olayda Alman askerleri, şehir merkezindeki Şadırvan Köprüsü'nden geçen Türk subayı Özeller’i sorgulamak istedi. Silahını zorla almak ve kendisini arabaya bindirmek isteyen Almanlara karşı çıkarak onlarla kavga eden Özeller'e kısa süre sonra Prizren halkı sahip çıktı. Yüzbaşı Özeller ile Kosovalılar, Alman askerlerini Prizren sokaklarında kovaladı. 4 Alman, sonunda kiliseye sığınmak zorunda kaldı.
10 Mayıs 2017 Çarşamba
AKP HÜKÜMETİ,DEVLETİ YÖNETENLER İLE ADALARIMIZIN
YUNANİSTAN TARAFINDAN İŞGAL EDİLMESİNE SESSİZ KALANLAR SİZLER İKİYÜZLÜSÜNÜZ.!
HANİ SİZİN İÇİN 1KARIŞ TOPRAK DEĞERLİYDİ?
HANİ 1 KARIŞ TOPRAK İÇİN ÖLÜRDÜNÜZ?
YUNANİSTAN BİZE AİT 8 ADA VE BİRSÜRÜ ADACIK,KAYALIKLARA GÖZ GÖRE GÖRE EL KOYARKEN NEDEN HALA SUSKUNSUNUZ?
NEDEN BUNA KARŞI ÇIKMIYORSUNUZ?
BUMU SİZİN VATAN SEVDANIZ?
HEPİNİZE YAZIKLAR OLSUN.!!!
ÜMİT YALIM İŞGALİ AÇIKLADI...
ANKARA'DA AĞIR DEPREM!..
ÜMİT YALIM: TEHDİT ARTIK YURT İÇİNDE
ÜMİT YALIM: SUBAYLARIN ELİ KOLU BAĞLI
ÜMİT YALIM: HÜKÜMET İŞGALDEN HABERDAR
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım'dan ağır iddia!
"Subaylar bu işgalden alabildiğine rahatsız. Onlar, adalarla ilgili her gelişmeyi hemen Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'ne anında rapor ettiklerini ama hiçbir şey yapılmadığını" savunan Yalım:
"SUBAYLARA ŞOK TALİMAT"
"Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda görevli subaylara, 'İşgal altındaki adalara yaklaşmayın' talimatı var. Subaylar da 'Burası bizim devriye alanımız. Eğer gitmemizi istemiyorsanız yazılı emir verin' diyor. Sahil Güvenlik Komutanı ve kurmay başkanı da yazılı emir veremiyor. Subaylar da işgal edilen adalar dahil o bölgede dolaşıyor" iddialarında bulundu.
"TEHDİT TÜRK TOPRAKLARINDA YANİ YURT İÇİNDE OLDUĞU İÇİN ASKER KIPIRDAYAMIYOR"
İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi değiştirildiği için Genelkurmay Başkanlığı'nın "elinin kolunun bağlandığını" savunan Yalım, "Yasaya göre asker, yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmakla yükümlü. Temmuz 2013'e kadar yurt içinde de tehditten sorumluydu. Bu tarihten sonra yurt içindeki tehdit ve tehlikelere karşı askerin sorumluluğu kalmadı. Yapılan bu kanun değişikliğiyle yurt içinde bulunan Yunan askerleri, kanunla TSK'ya karşı koruma altına alındı" görüşünü dile getirdi.
Saygı Öztürk'ün Sözcü gazetesinin bugünkü (10 Mayıs 2017)nüshasında yayımlanan "Askere, 'yaklaşmayın' talimatı var"
"YUNAN İŞGALİNDEN HERKES RAHATSIZ"
Kendisi de emekli kurmay albay olan Ümit Yalım, kaldığı orduevlerinde, dost ortamlarında eski meslektaşlarıyla konuşuyor. Yalım, “İnanın bütün subaylar bu işgalden alabildiğine rahatsız. Onlar, adalarla ilgili her gelişmeyi hemen Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'ne anında rapor ettiklerini ama hiçbir şey yapılmadığını” belirtiyor ve gelişmeleri şöyle aktarıyor:
'YAZILI EMİR' İSTİYORLAR
“Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda görevli subaylara, ‘işgal altındaki adalara yaklaşmayın talimatı' var. Subaylar da ‘Burası bizim devriye alanımız. Eğer gitmemizi istemiyorsanız yazılı emir verin' diyor. Sahil Güvenlik Komutanı ve kurmay başkanı da yazılı emir veremiyor. Subaylar da işgal edilen adalar dahil o bölgede dolaşıyor.Her gemide, ‘gemi jurnali' var. Bu jurnale, yapılan bütün seyirler kaydediliyor. Dolayısıyla o subaylar hem milli görev yapıyor, vatan toprağına sahip çıkıyor hem de ilerde doğabilecek yargılamalar karşısında kendilerini garanti altına alıyorlar.
"YUNAN ASKERİ KORUMA ALTINDA"
"Her ordunun savunmakla sorumlu olduğu vatan toprağı var. Ege'deki adalar da Ege Ordu Komutanlığı'nın sorumluluğu altında… Bunlar da, adalardaki gelişmeleri rapor ediyor ama üst taraftan bir sonuç alamıyor. Adaların içinde ise asayiş ve güvenlikten jandarma sorumlu… "
"TEHDİT ARTIK YURT İÇİNDEN GELİYOR"
"Adaların etrafındaki karasularının emniyetini sağlamak ise Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın görevidir. Hepsinin sorumlusu ise il valisidir.Genelkurmay Başkanlığı da kendilerine ulaşan adalarla ilgili olup bitenleri rapor ediyor. Ancak İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi değiştirildiği için onların da eli-kolu bağlandı. Yasaya göre asker, yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmakla yükümlü. Temmuz 2013'e kadar yurt içinde de tehditten sorumluydu. Bu tarihten sonra yurt içindeki tehdit ve tehlikelere karşı askerin sorumluluğu kalmadı. Yapılan bu kanun değişikliğiyle yurt içinde bulunan Yunan askerleri, kanunla TSK'ya karşı koruma altına alındı.
"ÖNLEME DE YAPILAMIYOR"
"Daha önceleri bir Yunan helikopteri adalarımıza gelmek isterse Çiğli'den kalkan uçaklar önleme yapar, helikopteri sokmazdı. Şimdi bu önleme yapılmıyor. Hem kanundan, hem de hükümetten kaynaklanıyor.Türk Hava Kuvvetlerimiz işgal edilen adalarımızın üzerinden uçup ‘egemenlik' gösteriyor. Çünkü hava sahası bize ait. Yunan Genelkurmay Başkanlığı, adalar üzerindeki uçuşları sanki kendi hava sahasını ihlal etmişiz gibi şikayet ediyor".
"2008'DE İŞGAL GÜN YÜZÜNE ÇIKMIŞTI"
"Ben, adalarımızın işgalini ilk kez 31 Aralık 2008'de öğrenmiştim. Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı ile Genelkurmay Başkanı Aydın'a bağlı Bulamaç Adası'na gitti. Hava Kuvvetleri, ‘hava sahası ihlali' verdi. ‘Bunların hava sahamızda ne işi var?' diye araştırınca olay ortaya çıktı. Bu olaydan sonra 6 Ocak 2009'da Yunan Cumhurbaşkanı Papulyas Aydın'ın Eşek Adası'na gitti."
"YUNAN İŞGALİNDEN HÜKÜMETİN BİLGİSİ VAR"
"Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı'ndaki diplomatları Genelkurmay'a davet ettik, müşterek bir toplantı yaptık. Bu toplantıda Genelkurmay yetkilileri adaların boşaltılmasını talep etti. Hükümet kanadı ise bu konuda ayak sürüdü. Verilen arada önemli bir isim ‘bu adaların AKP hükümetinin bilgisi dahilinde işgal edildiğini' itiraf etti."
"TÜRK BAYRAĞI O ADALARA DİKİLECEK"
Bugün işgal edilen ada sayısı 18'e ulaştı.”İşgal edilen adalardan biri Nergiscik. Ümit Yalım'ın annesinin adı da Nergis. Anne, “Oğlum Nergiscik Adası'na ne zaman gideceğiz” deyince Ümit Yalım, “Merak etme, Yunanlıları çıkaracağız, bayrağımızı mutlaka bir gün çekeceğiz. Seni de adını taşıyan adaya götüreceğim” diye söz veriyor. Bakalım, Nergis Hanım o günleri görebilecek mi?"
Yunanistan’ın Ege’de işgal ettiği 18’inci ada adımıza tescilli çıktı!
Yunan bayrağı çekilen Aydın’ın sınırlarındaki Marathi Adası’nın 1933’te CHP tarafından Milletler Cemiyeti’ne Türk adası olarak ve ismen tescil ettirildiği belgelendi.!
Ege Denizi'nde Yunanistan tarafından işgal edilen 18'inci ada olan Marathi Adası'nın, 1933'te CHP tarafından Milletler Cemiyeti'ne Türk adası olarak ve ismen tescil ettirildiği ortaya çıktı. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'ın ulaştığı belgede kayıt numaraları ile genel sekreterin imzası da var.
Uluslararası hukuka göre, Türkiye'ye bağlı olan Marathi Adası'nın 2004'ten beri Yunan işgali altında olduğu, adaya Yunan vatandaşlarının yerleştirildiği ve Yunan bayrakları asıldığı belirlenmişti. Adanın işgalini Ege'de Türkiye'ye ait 17 ada ve 1 kayalığın işgal edildiğini de gündeme getiren Ümit Yalım kamuoyuna açıkladı. SÖZCÜ'nün 16 Kasım 2016 günkü manşet haberinin ardından Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi ile temasa geçen Yalım, işgal altındaki 18'inci adanın tescil belgesini istedi. Ofis yetkilileri Marathi Adası'nın tescil belgesini Yalım'a iletti.
MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI İÇERİSİNDE
Marathi Adası'nın, 30 Ekim 1918 tarihinde işgal altında olmadığını, bu sebeple Misâk-ı Milli sınırları içinde bulunduğuna dikkat çeken Ümit Yalım, şunları kaydetti:
“4 Ocak 1932'de Türk-İtalyan Sözleşmesi imzalandı. Sözleşmenin onay süreci devam ederken Türkiye, 1932'de Milletler Cemiyeti'ne üye oldu. Türk-İtalyan Sözleşmesi, 14 Ocak 1933'de TBMM tarafından kabul edildi ve 25 Ocak 1933 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'de yayımlanan Türk-İtalyan Sözleşmesi'nin 1. maddesinde, Marathi Adası'nın Türkiye'nin egemenliği altında olduğu belirtilmiştir. Sözleşme, 24 Mayıs 1933'te Milletler Cemiyeti Sekreterliği'ne tescil ettirilmiştir. Bu belge arşivlerde…”
AB UĞRUNA EGE'DE ADALARI VERDİLER ŞİMDİ ‘AB OLMASA DA OLUR' DİYORLAR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ege'deki 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiği eleştirilerine verdiği “Adaların hukuki ve fiili durumunda hiçbir değişiklik olmamıştır” yanıtına Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım sert tepki gösterdi.
10yalimumit-ars
Yalım, hükümetin “adacık ve kayalık” diyerek bu konuyu geçiştirmeye çalıştığını kaydetti.Yalım şunları söyledi:
“Adacık ve kayalık diyorlar. Adacık değil ada. Uluslararası dokümanlarda da ada olarak kabul ediliyor. Amerikan ve İngiliz haritalarında da açıkça ada olarak geçiyor. Lozan Antlaşması'nın 15 maddesinde yer alan ‘adacık' ifadesine bağlayarak, verilen 18 adayı bu adacıkların arasına sokmaya çalışıyorlar. Hükümet 2004 yılında AB'den müzakere tarihi alabilmek için bu adaları alenen Yunanistan'a verdi. Şimdi de AB olmasa da olur diyorlar. İşlenen günah çok büyük.''
Özlem GÜRSES Sözcü
Başak KAYA/ANKARA
Kaynak: Ümit Yalım/ Saygı Öztürk/ Sözcü/ Yeniçağ
BÜYÜK DEVLET OLMAK VE BÜYÜK DEVLET YÖNETMEK NASIL OLMALI.!
DÜŞMAN VE SİNSİ ÜLKELERLE ASLA SIKI DOST OLMAMAKLA.!
DÜŞMANLARA ASLA ÜLKENDE ÜS AÇMAMAKLA.!
DÜŞMANLARIN ASKERLERİNİ ASLA ÜLKENDE BARINDIRMAMAKLA.!
MÜTTEFİK SANDIĞIN SİNSİ DÜŞMAN ÜLKELER SENİN
ÜLKENİ BÖLMEK İSTEYEN HAİN ÖRGÜTLERİ YARATTIĞINDA.!
VE BUNLARI SANA KARŞI KULLANDIĞINDA,TOPYEKÜN
ÜLKE OLARAK VE ÜLKEYİ YÖNETENLER OLARAK
HEMEN ASKERİ ANLAŞMALARI İPTAL ETMELİSİN.!
HİÇBİR SÖZLEŞME İPTAL EDİLDİMİ? (HAYIR)
ASKERİ ÜSLERİ KAPATMALISIN.!
KAPATTINMI? (HAYIR)
BİZİ SİNSİCE VE ALENEN İLERİDE BÖLMEK PARÇALAMAK İSTEYEN DÜŞMAN ÜLKELERE YAPTIRIM YAPTINMI? (HAYIR)
BÖYLE ÜLKE OLMAZ.!
BÖYLE YÖNETİM VE LİDERLİK OLMAZ.!
BİZİM ÜLKEMİZE KİM DÜŞMANLIK EDİYORSA ÜLKEMİZDEN DEFOLUP GİTMELİDİR.!
ANLAŞMALAR İPTAL EDİLMELİDİR.!
ÜSLERİ KAPATILMALI,ASKERLERİ GÖNDERİLMELİDİR.!
ONLARIN ÜLKELERİNE ZİYARETE DAHİ GİDİLMEMELİDİR.!
6 Mayıs 2017 Cumartesi
18'i kadın
ve çocuk
#21DoğuTürkistanlıMazlum
kardeşimiz niçin sınırdışı ediliyor?
ÜLKEMİZDE MILYONLARCA SURIYELI VARKEN DOĞU TURKISTANLI KARDESLERIMIZE YAPILAN ISLEMI KINIYORUZ.
Türkiye bu vebale girmesin!
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri İstanbul Zeytinburnun'da operasyon düzenledi. Operasyonda 21 Doğu Türkistanlı ''DEAŞ'' suçlaması ile gözaltına alındı. Operasyona ise kamuoyundan tepki geldi.
İstanbul Emniyet Müdürlülüğünün Terör örgütü DEAŞ ile mücadele kapsamında dün gece Zeytinburnu ilçesinde bulunan 6 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi.
Operasyonda ”Çatışma bölgelerine gideceği değerlendirilen” 21 Doğu Türkistanlı DEAŞ iddiası ile gözaltına alındı.
Fakat gözaltına alınan 21 kişiden 11 çocuk 7’si kadın ve 1 yaşlı Doğu Türkistanlı bulunuyor.
Karakola götürülenlerin çoğunluğunun Pasaportlu ve Türkiye’de oturma izni olan ikameti olan kişiler olduğuda öğrenildi.
Gözaltına alınan 21 Doğu Türkistanlının Despot işlemi yapılarak sınırdışı edileceği öğrenilirken, Sınırdışı edilecek 21 Doğu Türkistan’lının Türkiye’den çıkarak Çin’nin işgali altında bulunan Uygur Özerk bölgesine nasıl gireceği bilinmiyor.
Öte yandan Sosyal medya’da çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu Doğu Türkistan’lıların teslim edilmemesi için kampanya başlattı.
ŞEHİT ANNESİNİN EVİNİ YIKMAK SİZE NE KAZANDIRDI?
YAZIKLAR OLSUN BU PİS ZİHNİYETİNİZE.!
TÜM ŞEHİTLERİN LANETİ ÜSTÜNÜZE OLSUN.
Şehit annesi, ruhsatsız evinin yıkılmasına tepki gösterdi
Samsun'un 19 Mayıs İlçesi Yörükler mevkinde bulunan şehit annesi 63 yaşındaki Saadet Var'a ait bina, rusatsız olduğu gerekçesiyle Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldı.
Saadet Var, evinin yıkılmasına tepki göstererek, "Evim yıkılmadan önce yetkililer bana yer gösterileceğini söyledi. Ancak evim yıkıldı ortada kimse yok. Bir şehit annesi olarak isyanım buna" dedi.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, 19 Mayıs İlçesi Yörükler mevkiinde ruhsatsız yapıları tek tek yıkıyor. Bugüne kadar yaklaşık 200 binanın yıkıldığı bölgede, ekiplerin kaçak yapılara yönelik işlemleri sürüyor. Zaman zaman tartışmalara ve gerginliklere neden olan yıkımlardan biri de dün Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimler Derneği Bafra Şubesi Başkanı ve şehit annesi olan Saadet Var'ın evinde gerçekleşti. Yörükler mevkii Geleriç Mahallesi Hızır Sokak'ta bulunan şehit annesi Saadet Var'a 2 katlı evi kaçak olduğu gerekçesi ile Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldı.
Evinin yıkılmasına tepki gösterer şehit annesi Saadet Var, "Oğlum 1998 yılında Van'ın Çatak İlçesi'nde PKK terör örgütü tarafından çatışmada şehit edildi. Bafra İlçesi'nde yaşıyorum. Ancak Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin bulunduğu 19 Mayıs İlçesi Yörükler mevkiinde de evim var. Zamanında bütün köyün tapusu olmadığı halde bize yer sattılar, ev yaptık. Ben çocuklarımı orada yetiştirdim. Devlet elektriğimizi verdi, suyumuzu verdi. İki oğlumu birden buradan askere gönderdim. Bir oğlum şehit oldu. Bu yıkım kararı çıktığında ben yetkililerle görüştüm. Bize yer gösterileceği söylendi. Dün evim yıkıldı. Hiçbir yetkiliye ulaşamadım. Ben bir şehit annesi olarak bu şehirde bana bir yer gösterilemiyorsa diyecek bir şey bulamıyorum. Bu vatan için bu toprak için evladım şehit oldu. Bir şehit annesini sığdıramadılar bir tarafa. Ben onun için isyan ediyorum. Benim çocuğumun kemikleri sızlıyor şuanda. Ben oraya emek verdim. Benim gözyaşlarımı nasıl dindirecekler” dedi.
5 Mayıs 2017 Cuma
ÜLKEMİZDEKİ İNSANLARI SEN SAĞCISIN
SEN SOLCUSUN,SEN KOMİNİSTSİN,SEN FAŞİSTSİN
SEN DİNCİSİN DİYE CİA TARAFINDAN BÖLDÜLER.!
BU BÖLÜNEN İNSANLAR YAHU BİZİ KİM BÖLDÜ,DİYE SORACAKLARINA BİRBİRLERİNİN SİYASİ OLARAK GÖRÜŞLERİNE TAHAMMÜL EDEMEDEN BİRBİRİNE DÜŞÜRÜLDÜLER.!
OYSAKİ GENEL ANLAMDA HER GÖRÜŞTEN OLAN BU İNSANLAR VATANINI ÇOK SEVEN VE BU UĞURDA ÖLECEK İNSANLARDI.!
NE YAZIKKİ BU SİSTEM HALA DEVAM ETMEKTE SEN
ŞUCUSUN SEN BUCUSUN DİYE CİA VE BAŞKA EMPERYAL GÜÇLERCE BÖLÜNMEKTEYİZ.!
HALA KİMSE BİZİ BÖLENE BAKMIYOR,BÖLÜNENLERE
BAKIP KIZIP AYRIŞIP DÜŞMANLAŞIYORLAR.!
BİZİ YOK ETMEK İSTEYENLERİN AMAÇLARI BU DEĞİLMİ BİZLERİ BİRBİRİMİZE DÜŞÜRÜP
BİZİ BÖLÜP PARÇALAMAK DEĞİLMİ?
LÜTFEN KİMSE GEÇMİŞTE YAŞANAN ACILARA BAKIP HALA
SAĞ,SOL,FAŞİST,KOMİNİST,DİNDAR KAVGASI YAPMASIN
BUNLARDAN İNTİKAM ALMAYA ÇALIŞMASIN.!
DENİZ GEÇMİŞ VE ARKADAŞLARI AMERİKAYA VE EMPERYAL GÜÇLERE SAVAŞ AÇMIŞTIR,ONUN İÇİN İNTİKAM ALMAK İÇİN ASILMIŞLARDIR.!
HERKESİN İNANCI FARKLI OLABİLİYOR.!
ÖNEMLİ OLAN HERKES BİRBİRİNİN İNANÇLARINA SAYGILI
OLMAKTIR,BEN HIDIRELLEZE İNANANLARIN
HIDIRELLEZİNİ KUTLUYORUM
Hıdırellez nedir, ne zaman? (Hıdırellez'in ritüelleri nedir?)
Baharın gelişini simgeleyen Hıdırıllez, Türk geleneklerine göre her yıl çeşitli etkinlikler ile Mayıs ayında kutlanıyor. Peki, Hıdırellez nedir, ne zaman kutlanır? İşte merak edilen tüm detaylar...
Hıdırellez ne zaman kutlanacak sorusunu herkes merak ediyordu. Baharın gelişinin simgesi olan bu gün, Türk-İslam geleneklerine göre kutlanacak ve yörelere göre farklılık gösterecek.
Hıdırellez günü, Gregoryen takvimine (Miladi takvimi) göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir.
HIDIRELLEZ’DE NASIL DİLEK DİLENİR?
5 Mayıs akşam ezanı ile gül dallarına paralar asılır (Eskiden kese içine para dikilip gül dibine gömülürmüş) ya da açık cüzdan bırakılır. Böylelikle bolluk ve berekete ulaşmak, varlıklı bir kişi olmak hayal edilir. Asılan paralar ya da cüzdanlar 6 Mayıs sabah erkenden geri toplanır. Evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekilir, gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmesi dilenir.
HIDIRELLEZ'DE NEDEN ATEŞTEN ATLANIR?
Hıdırellez gecesi en çok yapılan etkinliklerden biri ateşten atlamadır. Bunun sebebi de ateşten atlanıldığında hastalıklardan korunulacağına inanılmasıdır. Hıdırellez'in en yaygın ritüelü budur ve ateşten atlamanın nazardan ve hastalıktan koruduğuna inanılır.
HIDIRELLEZ GÜNÜ GELENEKLERİ
5 Mayıs günü (Nişanlılar arasında) oğlan evi, kız evine Hıdırellez Kurbanı, olarak süslenmiş bir koç gönderir. Bu kurban ertesi gün kesilerek birlikte yenir. Yemeğe çağırılanlar, çarşaf, havlu yemeni ve gönüllerinden kopan armağanlar getirirler. Getirilen armağanlar ipler üzerinde sergilenir.Hıdırellez günü, erkenden kalkılıp kapılar açılır. Genç kızlar için hazırlanan sandıklar açılır. Açılır ki eve bereket dolsun, genç kızımız da iyi bir evlilik yapsın. Hıdırellez günü, bazıları sabah gün doğarken kırlara, bağlara, bahçelere çıkıp buralarda Hızır’ın ayak izlerine basarak bolluğa ulaşmayı düşler. Hıdırellez günü, doğa ve insan sevgisi çok önemlidir çünkü Hızır ve İlyas, insanları, doğayı, iyiliği ve cömertliği seven, bereketin simgesi olan, kutsallıklarına inanılan dinsel varlıklardır. Hıdırellez günü, hiçbir yeşil dalından koparılmaz. 6 Mayıs günü ikindi zamanı Hıdırellezin bittiğine inanılır. Ancak eğlenceler hava kararıncaya değin sürer.
HIDIRELLEZ'İN HİKAYESİ NEDİR?
Hızır ve İlyas, Hükümdarın ordusundaki iki askerdir. Hükümdar bir gün ordusuyla birlikte ölümsüzlük suyunu (Ab-u Hayat) aramaya çıkar. Yolculukta, Hızır ve İlyas diğer askerlerden ayrılırlar. Bir subaşında durup, yemek için kurutulmuş balık çıkarırlar. Tam bu esnada deniz suyu balığa sıçrar, balık canlanır ve suya atlar. Böylece Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulmuş olurlar. Bu sırada bir melek gelir. Hızır ve İlyas’ın kıyamete kadar yaşayacaklarını, fakat Hızır’ın karada, İlyas’ın denizde ihtiyacı olanlara yardım edeceklerini bildirir. Hıdrellez günü yani 6 Mayıs’ta Hızır ve İlyas’ın buluştuklarına, onların buluşmalarıyla ölü tabiatın canlandığına inanılır. Halk inanışına göre 6 Mayıs’ın yağmurlu geçmesi, Hızır ve İlyas’ın buluştuklarında sevinçlerinden ağlamalarının ve bulutların da onlara katılmalarının bir ispatıdır.
HIDIRELLEZ DUASI
Bismillahirrahmanirrahim
Bin bir adım bir adım/Allah bir adım adım/Kerim kerem Allah/Başımda bir duman var yardım eyle ya Allah/La ilaha illallah muhammeden resullullah yetiş imdadıma hızır ile Allah birsin sen kulla mişersin biz gibi kulların yardımcısı sensin hızır deryada erdim murada amin.
1 Mayıs 2017 Pazartesi
BİR ERKEK OLARAK İTİRAF ETMELİYİMKİ DÜNYANIN EN AĞIR İŞÇİLERİ ÇOCUKLU OLAN,HEM DIŞARDA HEM EVDE ÇALIŞAN EV HANIMLARIDIR.
2. OLARAK ÇOCUKLU EVDE OLAN EV HANIMLARIDIR
ÖNCE EŞİMİN,GELİNİMİN,DAHA SONRA TÜM EV HANIMEFENDİLERİN EMEKÇİ BAYRAMINI KUTLUYORUM
SİZLER İYİKİ VARSINIZ.!
SİZ OLMAZSANIZ BİZ EKSİĞİZ,SİZLER CANSINIZ CANNNN.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)