31 Aralık 2016 Cumartesi
Sosyal medyanın konuştuğu kahramanlık destanı için flaş açıklama
Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında 30 Aralık akşamı El Bab'da DEAŞ'lı teröristler Türk mevzilerine saldırdı. Saldırıyı püskürten iki Mehmetçik sayesinde onlarca terörist etkisiz hale getirildi. Sosyal medyada hızla yayılan detayları Genelkurmay kaynakları hurriyet.com.tr'ye doğruladı. Facebook, Twitter ve Ekşi Sözlük'te yüzlerce yorum alan "kahramanlık destanı" şöyle:
bugün saat 18:00 civarı el bab'da yaşananları müsadenizle sizlerle paylaşmak istiyorum. bugün saat 18:00 gibi ışid militanları özel görev kuvvetinin olduğu yere tüm gücüyle saldırmış. öyle sızma falan değil. bmp'lerle zırhlı araçlarla, bombalı araç ve yaya canlı bombalarla. resmen katliam yapmaya gelmişler. yaya canlı bombaları, bombalı araçları ve zırhlı araçları sayamadık bile dedi tabur komutanı. ilk başta bizimkiler şaşkınlık yaşayıp pozisyon almaya çalışmışlar. sonra iki m60 tankı mevzisinden fırlamış atış yapmaya başlamış. çıkar çıkmaz tow isabeti almış. atışa devam etmişler. birer birer tüm araçları ve hedefleri kimi görürlerse, vurulmuş olmalarına rağmen vurmaya başlamışlar.
ardından ikinci tow ile vurulmuşlar. tabur komutanı tankı tahliye et emri vermiş. teğmen biz bırakırsak arkada kimse sağ kalmaz demiş. tanktan çıkmamışlar. atış kontrol sistemlerle atışa devam etmişler. tabur komutanı çıkın diye emir vermesine rağmen tankta kalıp atışa devam etmişler. üçüncü tow ile vurulduktan sonra bile atışa devam etmişler. son isabetten sonra tankta atış imkanı kalmadığından mürettebatın tamamını yaralı olarak tahliye etmişler. bu arada diğer tank yanaşıp atışa devam etmiş. onu da vurmuşlar. bu sefer astsubay çavuş tank komutanı ben de çıkmıyorum demiş yaralı olarak atışa devam etmişler. nihayetinde ikinci kez onu da vurmuşlar. şükür şehit yok. iki tank toplam 5 kez vurulumuş.
tabur komutanı, manzarayı görmeliydiniz dedi. 'onlarca bombalı araç, zırhlı araçlar canlı bombalar iki tank ile bu kahramanlar sayesinde tamamen imha edildi. bir tane bile sağ kalan olmadı. yüzden fazla terörist önümüzdeki düzlükte cansız yatıyor. şehitlerimizin kanı yerde kalmadı' dedi. konuştuğum herkesin morali çok yüksek. bir tane genç asteğmen bir tane gencecik astsubay bugün destan yazmışlar."
hurriyet.com.tr'ye konuşan Genelkurmay Başkanlığı kaynakları, dün yaşanan saldırıyı doğrularken öldürülen DEAŞ'lı sayısının 50 civarında olduğunu, TSK'nın hiç şehit vermediğini bildirdiler. Muharebede yer alan komutan ve askerlerin isimlerinin ise şu aşamada açıklanmayacağı belirtildi.
Uğur Ergan
30 Aralık 2016 Cuma
SİYASİ OLARAK HERKES KENDİ FİKRİNİ AÇIKÇA KONUŞSUN
AMA HAKARET KÜFÜRDEN KAÇINSIN
PARTİLER İÇİN İNSANLARLA KÖTÜ OLMAYA GEREK YOK
PARTİLER AİLENİZ DEĞİL, SİZ PARTİ YÖNETİCİLERİNDEN
ÇOK PARTİLERİ NEDEN SAVUNMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?PARTİLER KENDİLERİNE GELEN ELEŞTİRİLERİ KENDİLERİ SAVUNABİLİR!
BOŞUNA BU YÜZDEN İNSANLARLA TARTIŞMAYIN,SİZLERDE
KENDİ SAYFALARINIZDAN FİKİRLERİNİZİ HAKARETSİZ
YAZIN ÇİZİN.
HER AN HER YERDE SİYASET OLMAL, İNSANLAR KONUŞMALI
PARTİLERDE DOĞALARI GEREĞİ HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIK OLMALI,ELEŞTİRİLERE CEVAP VERMELİDİR.
HANİ 70'Lİ YILLARDAKİ TÜP KUYRUĞUNA KIZAN,
BUNLA BAZI PARTİLERİ SUÇLAYAN,DALGA GEÇENLERE GELSİN,İNSANLAR ELEKTİRİK KESİNTİLERİNDEN BIKMIŞ
İŞ VE EVLERİ İÇİN KULLANDIKLARI JENARATÖRLERİNE
DURMADAN BENZİN ALMAK ZORUNDA KALMIŞLAR!
BİRÇOK BÜYÜK İŞYERİ ÇOK BÜYÜK ZARARDA YAZIK DEĞİLMİ?
ÇOCUKLAR,YAŞLILAR FENA DURUMDA YAZIK DEĞİLMİ?
EĞER BUGÜN İKTİDARDA BAŞKA PARTİ OLSAYDI ACABA
BU ELEKTİRİK KESİNTİLERİNİ BAZILARI YİNE BÖYLE SAKİN
VE SÜKUT İLEMİ GÖRECEKLERDİ?SUSARLARMIYDI?
MALUM HALA GEÇMİŞTEKİ TÜP KUYRUĞUNU HALA ISITIP ORTAYA SÜRÜYORLARDA!!!
Bazıları partilerini düşünücem,onlara laf söyletmiycem diye çocukları,yaşlıları,insanları görmezden geliyorlar!
Elektirik kesintilerini kaç gündür,kaç kez yaşıyoruz!
Çocuklar,Yaşlılar bu soğukta kaçıncı kez üşümek zorunda bırakıldı! kimi işyerleri işlerinden oldu! acaba kaç kişinin kombisi,elektirikli
eşyaları gel gitlerden bozuldu?
Evet biz büyük Ülkeysek ufacık soğuklarda bunu yaşamak zorunda değiliz! Demek daha büyük kışlarda,yada afetlerde
mahvolacağız!
Bunlar evvelden hesaplanmalıydı ona göre önlem alınmalıydı.
Bari bunu savunmayın sizlerinde yaşlıları,çocukları,işleri yokmu?
Bazı parti yandaşları partilerini parti yöneticilerinden daha fazla sahiplenip daha fazla savunuyorlar!
Ama inanın neden savunduklarını gerçek anlamda ne anlıyorar
nede olaylara vakıflar.
Mesela biz yıllardır pkk ile barış olmaz
müsamaha göstermeyin,görmezden gelmeyin dedik
sonuçları acı yaşadık yaşıyoruz biz haklı çıktık!
Fetocular hain dedik,her yeri sarıyor dedik
desteklemeyin,müsamaha göstermeyin dedik bize hain dediler,sonuçları acı yaşadık yine biz haklı çıktık!
Yıllarca ışide destek vermeyin müsamaha göstermeyin dedik hastaneleri kullandırmayın,geçişlerine izin vermeyin dedik
türkiyede açıkça geziyorlar,meydan okuyorlar dedik dinletemedik
şimdi acılarını yaşıyoruz Yine biz haklı çıktık!
Bir lider çıkıyor şu iyi diyor bunlarda iyi diyor!
sonra O Lider aynısına bu sefer kötü diyor bunlarda kötü diyorlar! ya ALLAH size aklı neden verdi? neden sorgulamıyorsunuz?
neden kendi kafanızla yaşamıyorsunuz?
İşte sizle bizim aramızdaki fark bu biz kimseye biat etmeden
düşünüp sorguluyoruz,kim yanlış yaparsa yapsın bu yanlış bu
doğru diyoruz, Eğer siz dürüstseniz çıkın lideriniz yanlış yaptığında
sen bunu yanlış yaptın desenize!
Neden her yapılanı kabullenip susuyorsunuz?
Mesela kıbrısta 18 TÜRK adasını ve birçok adacığı
neden kıbrısa verdiniz demiyorsunuz?
Mesela süleyman şah türbesinin olduğu TÜRK Toprağını neden kaçarcasına terk ettiniz,hemde ypg'den yardım aldınız desenize!
Hiç TÜRK toprağını ölmeden terk edermi desenize!
Madem 4 bakanın suçu yoktuda neden görevden alındılar desenize!
Neden bunlar suçsuzduda mahkeme yerine mecliste
aklanmaya çalıştılar desenize!
Deniz baykalın ve mhpli vekillerin kasetlerine inandınız,bu özel olamaz dedinizde,sizin partililerinizin tapeleri kasetleri çıkınca
neden inanmadınızda,tubitak başkanını değiştirip yeni başkan atadınız! ve bu atadığınızla tapeleri yalanladınız desenize!
Neden bylock listesini kamuoyu ile paylaşmıyorsunuz desenize!
Burda bylockçu siyasileri neden açıklamıyorsunuz desenize!
Bu siyasilerde Bakan,Milletvekilleri,Belediye başkanları
İl ve ilçe başkanları,Belediye meclis üyeleri ve birçok meclis üyesi var deniliyor bunlar varmı yokmu desenize!
Bylock listesi işte bunu için kamuoyu için önemli desenize!
Biz ülkede yapılan yol,köprü,tünel,havalimanına karşı olmadık!
bunları kimlerin ne şartlarda yaptığına,kaça yaptığına
kimlerin cebi dolduğuna baktık!
Vatandaşın göz göre göre yıllarca cebinin boşaltılmasına karşı çıktık!
Ama sizler sanki bizlerin hizmete karşı çıktığı yalanına başvurdunuz,ama gördükki hesaplar yine bizi haklı çıkardı!
Kimmiş ülkemizin,milletin çıkarını düşünen herşey ortada!
Şunu kimse unutmamalı ülkede hükümet kimse,hangi partidense
o sorgulanır,çünkü millet ona icra görevi vermiştir o sorumludur!
Hükümet şeffaf olarak kamuya hesap vermelidir!
Bazılarınız muhalefete hesap sorunca çok komik oluyor
hesap verici merci hükümettir bunu bari öğrenin.
Biz siyasi partilerin,siyasi liderlerin kulu değiliz,emrinde değiliz
biz ülkemizin askeriyiz,biatçı değiliz,sorguluyoruz bence sizde
artık sorgulayın,biatçı olmayın.
28 Aralık 2016 Çarşamba
Bİ TUTTURMUŞSUNUZ YILBAŞI KUTLAMAYIN!
YENİ YIL'A GİRMEYİ HRİSTİYANLARI TAKLİT ETMEK GİBİ
KABUL EDENLERE SORMAK GEREK,NEDEN CEP TELEFONU,TV,BİLGİSAYAR,ARABA,(ZENGİNLER YAT)
FOTORAF MAKİNESİ,GİYİM,LÜKS TÜKETİM İLE NEDEN
YAŞIYORSUNUZ DEMEZLERMİ İNSANA?
YENİ YIL KİMSENİN BAYRAMI DEĞİL!
NOEL 25 ARALIKTADIR!
KİMSE KİMSEYİ TAKLİT ETMİYOR!
SİZİN GİBİ KÖTÜ DÜŞÜNENLER ÖYLE GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR ÖNCE KENDİ YAŞAMINA BAK,EĞER DÜRÜSTSEN
ÖNCELİĞİN ÜLKEDEKİ DİNİ CEMAAT VE TARİKATLERİN
ÇOCUKLARA YAPTIKLARINA,HÜKÜMETİN İÇİNDEKİ ŞAŞAA VE LÜKS HARCAMALARA,YOLSUZLUKLARA,DİN'İN NASIL
BAZILARINCA (CEMAATLER,TARİKATLAR VB.),KENDİLERİNCE EVRİLDİĞİNE BAKMAN BUNLARA KARŞI OLMAN GEREKMEZMİ?NEDEN DÜNYAYI MASON AİLELERİN YÖNETMESİNE KARŞI ÇIKMAZSINIZ?NEDEN ÜLKEMİZDEKİ
MASON LOCALARINA,HER YERDEKİ MİSYONERLERE
KARŞI ÇIKMAZSINIZ? BOŞUNA ALGI YARATMAYIN
GÜNAHI SEVABI HERKES BİLİYOR,ANCAK KENDİNİZİ
VE SİZE İNANANLARI KANDIRABİLİRSİNİZ.
27 Aralık 2016 Salı
MİLLETVEKİLLERİ KENDİ GELECEKLERİNDEN KORKUP
YEDEK MİLLET VEKİLLİĞİNE HAYIR DEDİLER VE KOMİSYONDAN ÇIKARTTIDILAR!!
KEŞKE KENDİ ÇIKARLARINI KOLLAYIP KORUYACAKLARINA VATANIMIZ VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİ İÇİN BU KADAR
DUYARLI VE SORUMLU OLSALARDI.!!
Anayasa teklifinin dördüncü maddesi kabul edildi... Yedek vekillik tekliften çıkarıldı
AKP ile MHP'nin üzerinde uzlaştığı 'başkanlık' sistemini de içeren Anayasa değişiklik teklifinin seçimler beş yılda bir yapılmasını içeren dördüncü maddesi kabul edildi.
26 Aralık 2016 Pazartesi
YERLİ TOHUMU YASAKLAMAK NE DEMEK?
BU VATANA İHANET DEĞİLMİDİR?
AKP'YE MHP'YE,CHP VE DİĞER PARTİLERE OY
VERENLER VE BU PARTİDE GÖREVLİ
OLANLAR NEDEN BUNA KARŞI ÇIKMIYORSUNUZ?
VATANIMIZIN MİLLİ TOHUMU OLMASINMI?
BAŞKA ÜLKELEREMİ MUHTAÇ OLALIM?
NEDEN BUNDAN RAHATSIZ DEĞİLSİNİZ?YADA SIRF PARTİNİZ DİYE SES ÇIKARMIYORSANIZ SİZE YAZIKLAR OLSUN
BUNU SİZ,BİZ VE ÇOCUKLARIMIZLA ÇOK ACI YAŞAYACAĞIMIZI
ANLAMIYORMUSUNUZ?
BANU AVAR, ‘İŞİN BAŞLANGICI TOHUM
TOHUM YOKSA TARIM YOK’
·
10 bin yıllık tarım kültürünün sonu: Yerel tohumlar camiye sığındı!
Önce yasaklandı, ardından küresel tekellere bağımlı üretim dayatıldı, şimdi de ölüm fermanı çıkarıldı: Yerel tohumlar 2018’den itibaren desteklenmeyecek.
Yusuf Yavuz
Tarım devrimimin sonu: Babaannelerin tohumları için hükümetten ölüm fermanı çıktı. Anadolu’da halk bağımsız tarımsal üretimin ve biyoçeşitliliğin güvencesi olan yerel tohumlarını korumak için camilerde etkinlikler yaparken, Tarım Bakanı Faruk Çelik 2018 yılından itibaren sertifikalı tohum kullanmayan üreticilerin destek alamayacağını açıkladı. Bu karar, tarım devriminin başladığı Anadolu topraklarının binlerce yıldır gıda güvencesi sayılan ve kuşaktan kuşağa aktarılarak bugüne ulaşan yerel tohumların sonu anlamına geliyor. 2006 yılında çıkartılan kanun ile standardizasyon gerekçesiyle satışına yasaklama getirilen yerel tohumların yok oluşuna zemin hazırlanırken hükümetin ‘Milli Tarım Projesi’ çerçevesinde aldığı bu son kararla ekonomik gücü olmayan kırsaldaki milyonlarca üretici toprağından sökülerek ucuz işgücü kölesine dönüştürülecek.
Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan Milli Tarım Projesi’nin muğlaklığına ilişkin eleştiriler sürerken Tarım Bakanı Faruk Çelik, Antalya’da katıldığı çalıştayda, 2018'den itibaren sertifikalı tohum kullanmayan ve damlama sulama sistemi yaptırmayan üreticilere destek vermeyeceklerini açıkladı.
Bakan Çelik’in, Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş tarafından da dillendirilen açıklamalarına geçmeden önce yerel tohum konusunda kısa bir anımsatma yapmakta yarar var.
2006 YILINDA YEREL TOHUMLARIN SATIŞI YASAKLANMIŞTI
2006 yılında AKP hükümetince çıkartılan 5555 Sayılı Tohumculuk Kanunu, standardizasyon sorunu yarattığı gerekçesiyle yerel tohumların satışına yasaklama getirmişti. Yasa, ağırlıklı olarak küresel tohum tekellerinin denetimindeki hibrit tohumlar dışında atadan kalma yerel tohumları satanlar hakkında önce 10 bin lira para cezası, eylemin tekrarlanması durumunda ise hapis cezaları öngörüyordu.
YASAĞIN ARDINDAN ÜRETİCİLER TOHUMLARINI TAKAS ETMEYE BAŞLADI
Bu yasaklamanın ardından başta Ege ve Akdeniz bölgeleri olmak üzere pek çok il ve ilçede yerel tohumları korumak için üreticiler tohum takası etkinlikleri yapmaya başlamıştı: (http://odatv.com/kuresel-isgale-karsi-yerel-direnis-2909131…)
Yetiştirilen ürünlerden tohum alınamayan ve üreticilerce ‘kısır’ olarak anılan hibrit tohumların, ilaç ve gübre sektörüne bağımlı olması ekonomik gücü yetersiz olan üreticilerin tarımın dışına itilmesine neden olurken, geçtiğimiz aylarda yaşanan bir birleşme, dünya tarımını olduğu gibi Türk üreticisini de yakından ilgilendiriyordu.
DÜNYANIN İLAÇ DEVİ, TOHUM DEVİNİ SATIN ALDI
Tarım ilacı (zehir), tohum ve beşeri ilaçlar üreticisi Alman şirketi Bayer, GDO’lular başta olmak üzere tohum ve tarım ilaçları üreten Amerikan şirketi Monsanto’yu 66 milyar dolara satın aldı. Bayer, bu satın alma ile hem tarım ilacı, hem de tohum alanında dünyanın en güçlü şirketi olurken konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, söz konusu şirketlerin tek amaçlarının karlarını arttırmak olduğuna dikkat çekerek, “Bu birleşmelere karşı çıkılabilir. ABD’de bile bu çabalar gösteriliyor. Ancak temel çözüm şirketlerin egemen olmadığı, tarım kimyasallarının değil, agroekolojik tekniklerin uygulandığı adil ve sürdürülebilir (ama gereçten sürdürülebilir) bir gıda ve tarım sisteminin kurulmasıdır” görüşünü savunmuştu: (http://odatv.com/dunyanin-tohumu-da-ilaci-da-artik-tek-sirk…)
GÜBRE VE İLACA BAĞIMLI SULU TARIMA TEŞVİK
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın son yıllarda ardı ardına bilimsellikten uzak ve tamamen popülist bir tavırla inşa ettiği binlerce gölet ise, hibrit tohuma ve yüksek maliyetli sulama sistemlerine bağımlı sulu tarımın teşvik edilerek Türk üreticisinin küresel tohum, ilaç ve gübre tekellerinin kucağına itilmesinin zeminini hazırladı. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada daha önce 1000 günde 1000 gölet inşa ettiklerini anımsatarak, 1000 günde 1071 adet gölet inşa etmek için çalışmaları sürdürdüklerini belirtti. Bakan Eroğlu, “Biz 2019 yılı sonuna kadar yaklaşık 15 milyar TL harcayarak 1071 göleti tamamlamayı hedefliyoruz. Bu proje ile 1 milyar 800 milyon metreküp suyu depolayarak, 3 milyon 200 bin dekar tarım arazisini suya kavuşturacağız. Böylece kırsal kalkınmayı daha çok artırarak, ek istihdam alanları oluşturacağız” dedi: (http://www.ormansu.gov.tr/…/orman-ve-su-i-%C5%9Fleri-bakanl…)
TARIM BAKANI ÇELİK: ‘SERTİFİKALI TOHUM DIŞINDA DESTEK YOK’
Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği’nin (TSÜAB) düzenlediği ‘Milli Tarımda Tohumculuğun Rolü ve Geleceği’ konulu çalıştayın açılışında konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ise, 2018'den itibaren sertifikalı tohum kullanmayan üreticilerin destek alamayacağını açıkladı.22-23 Aralık tarihleri arasında Antalya Kundu’da gerçekleştirilen çalıştayda konuşan Bakan Çelik, “2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız” dedi.
‘İŞİN BAŞLANGICI TOHUM, TOHUM YOKSA TARIM YOK’
Konuşmasında 'Milli Tarım Projesi'nin önemine değinen Bakan Faruk Çelik, çalıştayda tarımın temel konularından birisi olan tohumu masaya yatırdıklarına dikkat çekerek özetle şunları söyledi: “Tohum yoksa tarımdan bahsedilemez, işin başlangıç noktası tohumdur. Günümüzde gerek gıda güvenliği gerek üretim alanlarının daralması, iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı neticesinde tohumculuk sektörü daha da önem kazandı. Türkiye, 147 milyar liralık tarımsal hasılaya ulaştı, 16,8 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirdi. Bunlar önemli başarılar. 2050 yılında yüzde 60 daha tarımsal hasıla artışı gerekiyor. Bunun için daha çok işler yapmalıyız.
‘GEREKLİ DÜZENLEMELER BAKANLAR KURULUNDAN ÇIKACAK’
Her dönemde tarım arazilerimizin daraldığını görüyoruz. Bunun için kalan ovalarımızı koruma konusunda çalışma yapıyoruz. 136 ova, tarımsal sit alanı ilan ediliyor. Araştırmalar devam ediyor. Koruma altına alınan ova sayısı 200'ü aşacak. 2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Her karış toprağı ekeceğiz. Gerekli yasal düzenleme Bakanlar Kurulundan çıkıyor.”
HALK TOHUMLARINI KORUMAK İÇİN CAMİDE PANEL DÜZENLEDİ
Bakan Çelik’in Antalya’daki bu açıklamalarından bir hafta önce Manavgat ilçesinin Ahmetler köyünde ise kadın örgütlerinin ve üreticilerin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen yerli malı ve yerel tohum etkinliği gerçekleştirilmişti. Havanın yağmurlu olması nedeniyle köy camisinde gerçekleştirilen yerel tohum panelini düzenleyen Ziraat Mühendisi Nihal Küpeli, amaçlarının bilinçli tüketiciler oluşturmak ve yerel pazarların açılmasına öncülük etmek olduğunu belirtiyor.
‘HİBRİT TOHUMLAR SUYU, TOPRAĞI VE İNSANI ZEHİRLİYOR’
Tohum ıslahı alanında çalışmalar yapan Küpeli, yerel tohumların kırsal kalkınma için bir kurtuluş olabileceğini ancak yerel yönetimlerce bu gözle bakılmadığını savunarak, şunları dile getirdi: “Çünkü hibrit tohumla kimyasal gübre ve ilaç ile yapılan tarımın merkezinde yaşıyoruz. Yerel tohum, Don Kişot’un yel değirmeni gibi görülüyor. Kimse hal sistemini aşmak istemiyor. Kontrolsüz bir şekilde tarımda hastalıklar artıyor. Pazarcılar, ihracatçılar ve yabancı sermaye ile beslenen ilaç ve gübreciler ne yapacak? Hibrit tohumların üretilebilmesi için kullanılan kimyasallar yeraltı sularını, toprağı ve insanımızı zehirliyor. Çiftçiler ipotek altındaki tarlasını da kaybediyor. Tarımda çok yalanlar var ancak bunları dile getirenler medyatik olmayınca duyulmuyor.
‘KÖYLER TERK EDİLİYOR, BİNDİĞİMİZ DALI KESİYORUZ’
Biz bu etkinlikte 17 kadın derneğini bir araya getirdik. Suyuna ve toprağına sahip çıkan Ahmetler köyündeki etkinliğimizde, Seferihisar’dan bize iletilen yerel tohumları buradaki üreticilere verdik. Çünkü tohum ekildikçe yaşar. Belediyelerden kırsal kalkınma bölümleri kurmalarını istiyoruz. Çünkü köylerimiz terk ediliyor. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Kontrol edilebilir pazarlar oluşturmazsak hep birlikte küresel tekellere bağımlı hale geleceğiz.”
https://www.facebook.com/yusuf.yavuz.7/posts/1068556273269840
23 Aralık 2016 Cuma
BAZI MAÇLARDA ATATÜRK YAZISI VAR DİYE,
MAÇLARDA HÜKÜMETE İSTİFA DİYEN TARAFTARLARA
CEZA VERENLER,NEDEN ŞEHİT VE GAZİLERE YARDIM
İÇİN DÜZENLENEN MAÇTA STATTA SİYASİ YAZILARA
BAŞKANLIĞA İZİN VERDİLER? NEDEN BU 2 YÜZLÜLÜK?
NEDEN ŞEHİTLER VE GAZİLER SUİSTİMAL EDİLDİ?
KİMLER BUNLARIN SORUMLULARI? BUNLARADA CEZA
İSTİYORUZ
21 Aralık 2016 Çarşamba
ÜLKEMİZİN BAŞKANLIĞA İHTİYACI YOK!!
BAŞKANLIK ÜLKEMİZİ BÖLMEK İÇİN TUZAKTIR!
ASLA VATANINI BÖLDÜRMEK İSTEMEYENLER
BAŞKANLIĞA EVET DEMEMELİDİR.
BİZİM 3 PARTİNİN MİLLİ MÜTABAKAT HÜKÜMETİNİ KURMASI
BU ACI GÜNLERDE HEP BERABER ELELE ÇIKMASI GEREKİR.
BAŞKANLIK SEVDASI KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRIR
MİLLETİ BÖLER,BAŞKANLIK ASLA BİZE UYMAZ.
İLLA BUNLARI YAŞAYINCAMI ANLAMANIZ GEREKİYOR!!
BİZİM YILLARDIR NE SÖYLEDİYSEK ORTAYA ÇIKMADIMI?
HÜKÜMETTEKİLERDE HEP KANDIRILMADIMI?
YARIN YİNE BİZİ KANDIRMIŞLAR DERLERSE NE OLACAK?
AMA BUNUN ASLA TELAFİSİ OLMAZ,GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ!
HERKES BAŞKANLIK NE DEMEK ARAŞTIRSIN,KMSE ARTIK BİAT ETMESİN,BİRİLERİNİN DEDİĞİNE HEMEN KANMASIN
YETER ARTIK KAFANIZI MANTIĞINIZI KULLANIN ARAŞTIRIN
ACILAR YAŞAMAYALIM,ZATEN HER YANIMIZ HAİNLERLE DOLU
İYİ NİYETLE DÜŞÜNÜRKEN SİZDE BU ŞEKLE DÜŞMEYİN.
HEPİPİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİMİZE,MECLİSİMİZE
MİLLETİMİZE,BAYRAĞIMIZA SAHİP ÇIKALIM,BÖLÜNMEYELİM.
20 Aralık 2016 Salı
ÜLKEMİZDE KAN,ACI,GÖZYAŞLARI VAR,AMA HALA
BAŞKANLIK DİYE TUTTURANLAR VAR,BAŞKANLIK GELİNCE BUNLAR BİTECEKMİ?TAM TERSİ DAHADA ARTIP ÜLKEMİZ BÖLÜNMEYEMİ GİDECEK?
ÜLKEMİZİN BAŞKANLIĞA DEĞİL MİLLİ HÜKÜMETE İHTİYACI VAR! TERÖRÜ,AYRIMCILIĞI,DÜŞMAN VE HAİNLERİ ANCAK MİLLİ MÜTABAKAT HÜKÜMETİ (AKP,CHP,MHP)
KURULUNCA BİTİREBİLİRİZ.
Anayasa Komisyonu'nun 'başkanlık' görüşmeleri başladı
TBMM Anayasa Komisyonu'nda, başkanlı sistemi ve Erdoğan'a geniş yetkiler veren Anayasa'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde görüşmelere başlandı.
AKP ve MHP’nin desteklediği, CHP ile HDP’nin ise muhalefet ettiği başkanlık sistemini içeren 21 maddelik anayasa değişiklik teklifi TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı.
Anayasa değişikliğinin görüşülmeye başlandığı Anayasa Komisyonu Toplantı Salonu'nda çok sayıda milletvekili ayakta kalınca, Başkan Mustafa Şentop, görsel basın mensuplarının ve danışmanların salondan çıkarılmasıyla sorunun çözüleceğini dile getirdi. Muhalefet milletvekilleri ise salonun değiştirilmesi talebinde bulunarak, basın mensuplarının toplantıda kalması gerektiğini söyledi.
AKP'nin MHP ile uzlaşarak hazırladığı başkanlık sistemine geçişi esas alan anayasa değişikliği teklifi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. 316 AKP milletvekilinin tamamının imzasıyla verilen teklif TBMM ve halkoylamasında kabul edilirse, 1876 tarihli Kanuni Esasi'den itibaren yaklaşık 150 yıllık bir tarihi olan parlamenter sistem terk edilecek. Teklifte mevcut anayasadaki "Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, varsa siyasi partisi ile ilişiği kesilir" hükmünün kaldırılması öngörülüyor. Anayasa değişikliği teklifinde Başbakanlık makamı ile Bakanlar Kurulu kaldırılıyor; yürütme organı "partili cumhurbaşkanı", "cumhurbaşkanı yardımcılığı", "cumhurbaşkanlığı kararnamesi", "cumhurbaşkanlığı yönetmelikleri" mekanizmaları ve cumhurbaşkanına parlamentoyu feshetme yetkileriyle inşa ediliyor.
Öngörülen sistemde cumhurbaşkanı yardımcılarının yanı sıra bakanları da atayacak ve azledecek, TBMM içinden seçilen bakanları milletvekillikleri sona erecek. Cumhurbaşkanı Meclis dışından da bakan atayabilecek. Teklifle mevcut sistemde yasama organının yürütme organını denetiminde temel yollardan olan 'gensoru' ve 'meclis soruşturması' yetkilerinin kaldırılması da öngörülüyor.
CHP'Lİ TEZCAN: DEMOKRASİ VE DİKTATÖRLÜK ARASINDA SEÇİM YAPILACAK BİR TARTIŞMA
CHP'li Anayasa Komisyonu üyesi Bülent Tezcan, anayasa değişikliğinin önemli bir konu olduğunu belirterek, "TBMM'yi tabuta koyup üzerine çivi çakacak mıyız yoksa TBMM'yi güçlendirecek miyiz? Bizim için tartışma budur. Bu işin çözümü milletin egemenliği devam edecek mi yoksa egemenlik tek kişinin emrine verilecek mi? Bende başkası da olsa Türkiye'de demokrasi ve diktatörlük arasında seçim yapılacağı bir tartışma bu" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şöyle konuştu: "Önemli olan Türkiye tarihinin belki de anayasa komisyonunda görüşülebilecek en kritik en önemli, CHP ve diğer muhalefet partilerinin de görüşlerini ifade edebileceği bir toplantıdayız. CHP'den 68 milletvekili arkadaşımız yer bulamadığı için ayakta yada kapının önündeler. Bu binada yada ana binada toplantıyı yapacağımız salonlar mevcut. Salonun değiştirilmesi için grup başkanvekilleriyle toplantı yapılmasını talep ediyoruz"
HDP'Lİ BEŞTAŞ: GENEL KURULUN BİR HAFTA TATİL EDİLEREK TARTIŞILMASINI İSTİYORUZ
Başkan Mustafa Şentop ise muhalefetin, salona ilişkin eleştirilerine yönelik danışmanların ve görsel basın mensuplarının dışarı çıkması durumunda salonda yer açılacağını bildirdi. HDP'li Anayasa Komisyonu üyesi Meral Danış Beştaş da dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik teklifin de aynı salonda görüşüldüğünü anımsatarak, "Danışmanların çıkmasıyla basının çıkması burayı rahatlatmayacak. Bu kadar hayati bir meselenin genel kurulun bir hafta tatil edilerek tartışılmasını istiyoruz. Sadece anayasa tartışalım. Dokunulmazlıkların kaldırılmasında da sağlıklı bir tartışma yapamadık" dedi. Öte yandan muhalefet, görsel basın mensuplarının ve danışmanların dışarı çıkarılmaması konusunda ısrarlarını sürdürdü.
17 Aralık 2016 Cumartesi
ACILIYIZ,KEDERLİYİZ,AMA LÜTFEN SAKİN OLALIM
GALEYANA GELMEYELİM,TERÖRE,TERÖRİSTLERE KIZIP
PARTİ BİNALARINA,TEMSİLCİLERİNE ZARAR VERMEYELİM BİRBİRİMİZE DÜŞMEYELİM!
ZATEN AMAÇLADIKLARI BU,BİZİM KIZGINLIKLA BİRİLERİNE
ZARAR VERMEMİZ KAOSU ATEŞLER KARŞILIKLI ZARAR VERMELER TOPLUMDA BÜYÜRSE ÖNÜNE GEÇMEK ZORLAŞIR
HEPİMİZ SİNİRLİYİZ UFACIK BİR ATEŞLENMENİN SONUCU HEPİMİZE ÇOK BÜYÜK ACILAR HALİNDE GERİ DÖNEBİLİR!
KİMSENİN PROVAKASYONUNA,GALEYANINA GELMEYELİM
DÜŞMANLARIN OYUNUNA GELMEYELİM,ONLARI SEVİNDİRMEYELİM.
14 Aralık 2016 Çarşamba
12 Aralık 2016 Pazartesi
Cumhurbaşkanı şöyle demişti siyasi iktidarlar vatandaşları tarafından milletin can güvenliğini korumaları için seçilirler!
İktidar partisi ve buna bağlı mit,emniyet kurumların görevide
istihbarat toplamak ve halkın can güvenliğini sağlamakken
peki nasıl oluyorda bu kadar acı patlamalar oluyor?
neden istihbaratlar alınmıyor? önlenemiyor? peki görevlerini
yeterince yapamayan siyasiler,mit,emniyettekiler neden hala görevdeler? ve nedense ya seçim evveli,ya önemli zamanlar
ya başkanlık,yada algı değiştirilmek istendiğinde böyle
patlamalar oluyor? milletin kafasında çok sorular var!!!
7 Aralık 2016 Çarşamba
HADİ BAKALIM KİMLER F,G PLAKA KULLANIYORDU?
Sarayın ‘FG’ plakası taşıyan 11 aracı var
Kasko ve trafik sigortası ihalesine çıkıldı, plakalar ortaya döküldü
Darbe girişiminin ardından FG harfleri taşıyan çok sayıda plaka sökülüp yenisiyle değiştirildi araç sahipleri soruşturuldu. Cumhurbaşkanlığı'na ait araçlara ise dokunulmadığı belirlendi…
15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin ardından terör örgütünün elebaşı Fetullah Gülen'in isminin baş harflerinden oluşan ‘FG' plakaları için Türkiye genelinde başlatılan ‘temizlik' operasyonunun kamu araçlarına işlemediği ortaya çıktı.
ARAÇ SAHİPLERİNE SORUŞTURMA
Ağustos ayında, ‘FG' plakaların toplatılacağı duyuruldu. Türkiye genelinde kullanılan tüm sivil ve kamu araçlarındaki FG plakalar incelenerek, sahiplerinin terör örgütüyle bağlantılı olup olmadığı araştırıldı. O kanlı gecenin üzerinden neredeyse 5 ay geçmesine rağmen Cumhurbaşkanlığı'na ait 11 taşıtın plakasında “FG” harfleri bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Elektronik Kamu Alımları Platformu'nda (EKAP) Cumhurbaşkanlığı'na ait araçların kasko ve zorunlu trafik sigortası yaptırılmasına ilişkin çıkılan ihalede, araçların plakaları paylaşıldı. Listede “FG” kodlu saraya ait farklı marka ve modellerde 11 taşıt bulunduğu anlaşıldı.
BEŞTEPE'NİN ENVANTERİNE 92 ARAÇ DAHA İLAVE EDİLDİ
Cumhurbaşkanlığı'nın 2016 yılı bütçesinde sarayın 50 araç alacağı açıklanmıştı. Ancak belirlenen sayının üzerinde satın alma yapıldı. Bu yıl sarayın envanterine 92 taşıt daha eklendi. Cumhurbaşkanlığı bu araçların kaskosu için ihaleye çıktı. İhale envanterinde “268 araç için kasko” bilgisi yer aldı. Saray 2014 yılında 136, 2015'te 176, 2016'da ise 268 araç için kasko alım ihalesine çıkmış oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada; “Bir ailede 2-3 araba olması israf ekonomisidir” demişti
Taşıtların 10'u her biri 144 bin lira olan makam otomobili, 2'si zırhlı otomobil, 6'sı cinsi ve fiyatı Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenecek özel araçlar, 20'si binek otomobil, geri kalanı da servislerde kullanılmak üzere minibüs ve otobüs türü araçlar.
BORA ERDİN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)