30 Ekim 2016 Pazar

GENELKURMAY BAŞKANINA Bİ HALLER OLMUŞ! TSK DARMA DUMAN,SUBAY VE AST SUBAYLAR ARANIR OLMUŞ ASKERİ OKULLAR KAPANMIŞ HİÇ ORALI DEĞİL! ERGENEKON DÜZMECELERİ YAPANLARLA SELFİ ÇEKİYOR! TARİKATÇİLERLE RESİM VERİYOR! ENTERESAN! Ergenekon düzmecelerinde 5 yıl boyunca askerlerin, masum sivillerin üzerinde tepinmiş Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar ile mutlu bir anında görüyoruz. Hulusi Akar Nurcuların simge isminden ne istedi Cumhurbaşkanlığı Saray'ında gerçekleşen 29 Ekim resepsiyonunda dikkat çeken bir buluşma gerçekleşti... Cumhurbaşkanlığı Saray'ında gerçekleşen 29 Ekim resepsiyonunda dikkat çeken bir buluşma gerçekleşti. risalehaber.com'un haberine göre Said Nursi'nin öğrencisi Hüsnü Bayramoğlu resepsiyonda yer alan isimler arasındaydı. Bir çok isimle görüşen Hüsnü Bayramoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile de kısa bir görüşme yaptı. Hulusi Akar, Bayramoğlu'ndan dua etmesini istedi. Hüsnü Bayramoğlu da Akar'a, "Ben Bediüzzaman'ın talebesiyim. Ordu ile alakadarız. Sizin bu nazik zamanda vazifeniz gayet ehemmiyetli, biz de hariçte ve dahilde 'Cenab-ı Hak sizi muzaffer etsin, küffarı perişan etsin ve sizleri de muhafaza etsin' diye hep Peygamber Ocağına ve Mehmetçiklerimize dua ediyoruz" ifadelerini kullandı. Habere göre Bayramoğlu, resepsiyonda TBMM Başkanı İsmail Kahraman, eski Başbakan Ahmed Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile de görüştü. Odatv.com

29 Ekim 2016 Cumartesi

İSTERDİMKİ CUMHURİYET BAYRAMIMIZI PARTİ AYRIMSIZ HER KESİMDEN HALK OLARAK HEPİMİZ ORTAKLAŞA ÇOK GÜZEL ŞEKİLDE GÜNDÜZ VE AKŞAM BERABERCE KUTLASAYDIK! AMA NE YAZIKKİ NEDENSE BU GERÇEKLEŞMİYOR ACABA PARTİLERİNİZİ BİR KENARA BIRAKSANIZDA EN BÜYÜK MİLLİ BAYRAMIMIZA HEP BERABER SAHİP ÇIKSAK. CUMHURİYET,VE CUMHURİYET BAYRAMI HİÇ BİR PARTİNİN VE HİÇBİR ŞAHSIN TEKELİNDE DEĞİLDİR! NEDEN SİZDE BUNA SAHİP ÇIKMIYORSUNUZ? NEDEN BİR OLAMIYORUZ? BİLİYORMUSUNUZ BELKİDE BU SON CUMHURİYET BAYRAMI OLABİLİR!!!!(İNŞALLAH SON OLMAZ) AMA NE YAZIKKİ GİDİŞAT BUNA GİDİYOR!!!! AMA HEPİMİZ BİR OLURSAK BUNA ENGEL OLURUZ,LÜTFEN AYRIŞMAYALIM BİR OLALIM,YOKSA HEPİMİZ ZARAR GÖRÜRÜZ DÜŞMANLAR SEVİNİR VE AMAÇLARINA ULAŞIR!!! HAYDİ ARTIK VATANIMIZ CUMHURİYETİMİZ İÇİN ELELE VERELİM.

27 Ekim 2016 Perşembe

GARNİZON KOMUTANLARI VE TSK ÇELENKLERİ ARTIK PROTOKOLDEN ÇIKARILDI!!! RESMEN TSKYI HER YERDEN SİLİYORLAR! Ulusal ve resmi bayramlar ile tarihi günlerde yapılacak tören ve kutlamalara dair yönetmelik değiştirildi. Buna göre, garnizon komutanları tören protokolünden çıkarıldı. AA’nın haberine göre ulusal ve resmi bayramlarla mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve tarihi günlerde yapılacak tören ve kutlamalara ilişkin yönetmelikte yapılan değişiklik, Resmi Gazete’nin bugünkü mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Değişikliğe göre yönetmeliğin 2’nci maddesinin dördüncü fıkrasının b,c ve ç bentlerinde yer alan “garnizon komutanı” ve aynı yönetmelikte 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “garnizon komutanlığı” ibareleri yürürlükten kaldırıldı. Yönetmeliğin 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan “garnizon komutanı” ve “türk silahlı kuvvetlerine ait çelenk onun sağına” ibareleri, 3 numaralı alt bendindeki “garnizon komutanı ve” ibaresiyle 5 numaralı alt bendinde yer alan “garnizon komutanı” ibaresi de metinden çıkarıldı. Aynı yönetmeliğin 4’üncü maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan “Garnizon komutanı” ve “Türk Silahlı Kuvvetlerine ait çelenk onun sağına” ibareleri, 3 numaralı alt bendindeki “Garnizon komutanı ve” ibaresi ile 5 numaralı alt bendinde yer alan “Garnizon komutanı” ibaresi de çıkarıldı.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ ÇOK DOĞRU BİŞEY SÖYLEDİ SİZ BİZİM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA TERÖRE DESTEK VERİYOR DİYORSUNUZ YA! PEKİ KADİR TOPBAŞ,MELİH GÖKÇEK BAŞTA KAÇ TANE BELEDİYE BAŞKANI HAİN FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK VERMEDİMİ?NE İSTEDİLERSE VERMEDİLERMİ DEDİ..! BENCE ÇOK DOĞRU EĞER HDPLİ BAŞKANLAR TERÖRDEN ALINIYORSA FETÖYE YARDIM,DESTEK VEREN AKPLİ BAŞKANLARDA TERÖRE DESTEK VE YATAKLIKTAN ALINMALI.
YARIN VE CUMARTESİ HERKES YANINDAKİNE DİKKAT ETSİN! AMERİKA KENDİ VATANDAŞLARINI YİNE UYARDI!! EN SON UYARDIĞINDA ANTALYADA BOMBA PATLAMIŞTI!! ABD'den dikkat ve tepki çeken Türkiye uyarısı ABD Büyükelçiliği vatandaşlarına 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle güvenlik uyarısı yaptı. ABD'nin alışılageldik uyarılarının aksine bu kez ABD Büyükelçiliği vatandaşlarına bir kez daha güvenlik uyarısı yaptı. Bu kez adres 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları. ABD'nin alışılageldik uyarılarının aksine bu kez ‘Barışçıl gösterilerin çatışma ve şiddete evrilebileceği' ifadesi ise dikkat ve tepki çekti. KORDONBOYU VE CUMHURİYET MEYDANI Ankara'daki ABD Başkonsolosluğu'ndan yapılan 'ABD Vatandaşları İçin Güvenlik Mesaji' başlıklı iletide İzmir'de Kordonboyu ve Cumhuriyet Meydanı'nda yapılacak 29 Ekim etkinlikleri için ‘Barışçıl gösterilerin çatışma ve şiddete evrilebileceği' uyarısına yer verildi. KALABALIKTAN UZAK DURUN Mesajda ABD vatandaşlarının ‘kalabalık yerlerden uzak durması, eylem ve etkinliklerin toplanma alanlarında dikkatli davranması' istendi. Geçen ay ABD'nin Adana Konsolosluğu kentte ‘terör tehdidi' bulunduğunu, ABD Dışişleri Bakanlığı da ‘Türkiye'nin güneydoğusuna seyahat edilmemesi gerektiğini' belirtmişti.
125 vekilden By Lock çıktı FETÖ'nün gizli yazışmalarında kullandığı ByLock programını 125 milletvekilinin kullandığı ortaya çıktı. ByLock'çu vekillerden 82'si AKP'li. Geri kalan 43 vekilin ise CHP, MHP ve HDP'li olduğu belirtiliyor AKP’li, CHP’li, MHP’li, HDP’li toplam 125 milletvekilinin telefonuna ByLock programı yüklendiği ortaya çıktı. FETÖ’nün gizli haberleşmeler için kullandığı ByLock programı ile ilgili soruşturmalar derinleştiriliyor. Bu programı kullanan polisler ve yargı mensupları hakkında gözaltılar sürerken, ByLock kullananlar arasında 125 milletvekilinin de olduğu bildirildi. Aydınlık’ın ulaştığı kaynaklar, telefonunda ByLock çıkan milletvekilleri arasında ilk sırayı 82 milletvekili ile AKP’nin aldığını ifade etti. Geri kalan 43 milletvekilinin de CHP, MHP ve HDP’li olduğu belirtildi. Milletvekili listelerinin ortalıkta dolaşmaması için önlem alındığını da vurgulayan kaynaklar, “Ancak MİT ham listeyi verdi. Bu listeler de emniyet içinde birçok birime dağıtıldı. Adı listede olanlar da okudu. Bu nedenle listelerde kimlerin olduğunu birçok kişi biliyor” diye konuştu. Telefonunda ByLock çıkan milletvekillerinin isimlerinin “bilmesi gerekenlere ulaştırıldığını” kaydeden kaynaklar, “Bu milletvekillerinin tamamı FETÖ’cü müdür araştırmak lazım. Çünkü FETÖ bu sistemi daha çok AKP ile arasının bozulduğu 2014 yılından sonra kullanmaya başlamış. Bazı milletvekilleri telefonlarına bu tarihten önce bu programı yüklemişler. Ama çoğunluğun 2014’ten sonra yüklendiği ortada” dedi. DELİL OLMAKTAN ÇIKARMA GAYRETLERİ FETÖ soruşturmasını yürüten emniyet ve yargı yetkilileri ByLock’un FETÖ soruşturmalarının en önemli delili olduğunu bildiriyorlar. MİT’in ByLock listelerini ham olarak vermesi nedeniyle incelemelerin zaman aldığını vurgulayan kaynaklar, bu durumun FETÖ’yü koruma çabası olup olmadığı konusunu araştırmaların sürdüğünü ifade etti. Bu arada, “listelerden bazı isimlerin çıkarıldığı ve bazı eklemeler yapıldığı” iddiası gündemde. Bu konuda önemli ipuçlarına ulaşılması gözleri MİT’e çevirirken, önümüzdeki günlerde yeni gelişmelerin yaşanabileceğine dikkat çekiliyor. Öte yandan zor durumda kalan FETÖ’nün ByLock’u delil olmaktan çıkarmak için yoğun bir çaba içine girdiği gözleniyor. FETÖ’nün kripto elemanları eliyle ByLock listeleri ile oynamaya çalıştığı ve listelere güveni sarsarak delil olmaktan çıkarma gayreti içinde olduğu bildiriliyor. Balyoz davası sanıklarından emekli askeri savcı Ahmet Zeki Üçok da Aydınlık’a yaptığı açıklamada ve katıldığı televizyon programlarında FETÖ’nün bu çabalarına dikkat çekerek, “Sıkışan FETÖ’nün bütün gücüyle ByLock’u delil olmaktan çıkarmaya çalıştığını söyledi. FETÖ sosyal medya üzerinden de ByLock listelerini etkisiz hale getirme kampanyası yürütüyor. ulusalkanal.com.tr

25 Ekim 2016 Salı

BAŞBAKAN BANA GÖRE BU SÖYLEM İLE ÇOK BÜYÜK HATA YAPMIŞTIR! IRAK BİR BÜTÜNDÜR! PEKİ YARIN TÜRKİYEDE EYALET OLURSA EYALETTEKİLER AYNI BARZANİ GİBİ BİZDE ÖZERKLİK İSTİYORUZ DERLERSE VE BİZ HARİÇ HERKES ONLARI TANIR VE BÖLGENİN ASIL SAHİBİ BUNLAR DERLERSE BU SÖZÜNÜZÜN KARŞILIĞI OLMAZMI? ONUN İÇİN ASLA BÖYLE LAFLAR ETMEYİN IRAK BÜTÜNDÜR SEVSEKDE SEVMESEKDE IRAK HÜKÜMETİ MUHATABIMIZDIR. EYALETLEREDE BAŞKANLIĞADA BUNUN İÇİN KARŞIYIZ.

23 Ekim 2016 Pazar

BAŞKANLIK BU ÜLKEDE MİLLETE NE KAZANDIRACAK? ZATEN HÜKÜMET VE CUMHURBAŞKANLIĞI AYNI YERDEN YÖNETİLMİYORMU?NE İSTİYORLARSA YAPILMIYORMU? PEKİ NEDEN BU ISRAR DÜŞÜNDÜNÜZMÜ? MASON PATRONLAR TÜRKİYENİN EYALETLERLE PARÇALANMASINI İÇİNDEN BİRÇOK ÜLKELER ÇIKMASINIMI İSTEDİ ACABA? ÜLKENİN ÇOĞU BAŞKANLIĞIN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMEDEN TARAF OLUP EVET YADA HAYIR DİYECEK! BAŞKANLIK TÜRKİYE İÇİN EYALETLERE BÖLÜNMEKTİR SONRASINDA BAZI EYALETLERDEKİLER BİZ ARTIK KENDİMİZİ YÖNETECİĞİZ DİYECEKLER VE FEDARASYON İLAN EDECEKLER! BUNA AB. VE BM. MÜDAHİL OLACAK TÜRKİYE KARIŞAMIYACAK BİLE! DÜŞÜNÜN ÜLKEDE KAÇ TANE DEVLET KURULABİLİR! MESELA KÜRDİSTAN! MESELA LAZİSTAN MESELA SURİYEDEN GELENLER ARAP DEVLETİ! PONTUS DEVLETİ! ERMENİ DEVLETİ! VB. BUNLAR ANCAK BAŞKANLIKLA GELEN EYALET SİSTEMİYLE OLABİLİR! KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN AMAÇLARI BUDUR DÜNYA DÜZENİNİN AMACI BUDUR VE BUNU BİR OLMAZSAK YAPACAKLAR! BAŞKANLIK ÜLKEMİZİ BÖLER HERKES HAYIR DEMELİDİR! TARAF OLMAYALIM CUMHURİYET!İMİZE SAHİP ÇIKALIM,BÜYÜK İSRAİL PROJESİNE ALET OLMAMAK İÇİN BAŞKANLIĞA EYALET SİSTEMİNE HAYIR.

18 Ekim 2016 Salı

BİZDEKİ HÜKÜMET VE BAZILARI DİYORKİ BİZE IRAKTAKİ AŞİRETLERDEN IRAK İÇİN DAVET VAR!! BİR ÜLKEYE EĞER DAVET AŞİRETLERDEN KABUL OLMAYA BAŞLARSA BU UCU AÇIK ÇOK BÜYÜK TEHLİKEYE YOL AÇAR! YARIN BİR GÜN DOĞU VE GÜNEYDOĞUDAKİ AŞİRETLERDEN HALKTAN,BELEDİYELERDEN,VEYA PARTİLERDEN BAŞKA ÜLKELERE,AB.YE,BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE DAVET GÖNDERİRLERSE SİZ BUNA KARŞI ÇIKTIĞINIZDA SİZE ŞUNU DERLERSE SİZDE IRAKTAKİ AŞİRETLERDEN DAVET ALINCA IRAK'A GİRMEK İSTEMEDİNİZMİ DERLERSE SİZİN SÖZ SÖYLEME HAKKINIZ KALIRMI? BAŞKA ÜLKELERE GİRMEDEN EVVEL ÇOK İYİ HESAPLAMAK PLANLAMAK GEREKİR.

17 Ekim 2016 Pazartesi

AKP HÜKÜMETİ IRAK'TA İSTENMEDİĞİNİ UNUTTURMAK İÇİN GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK VE ZATEN HİÇ SEVMEDİĞİ CUMHURİYET BAYRAMI İLE 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA TÖRENLERİNİ ENGELLEMEK İÇİN ORTAYA ALGI YARATTI! SONUÇ NE OLURSA OLSUN BİZLER 28-29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINI VE 10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA MERASİMLERİNİ BÜYÜK COŞKUYLA KUTLUYACAĞIZ!!! HÜKÜMETE VE VALİLİKLERE DÜŞEN YASAKLAMALAR DEĞİL VATANDAŞLARINI YENİKAPIDAKİ GİBİ KORUMAK KOLLAMAKTIR, BİZ KORKMADAN MEYDANLARDA OLACAĞIZ!
BU NEDİR ŞİMDİ? YAZIK GÜNAH ÇOCUKLARA POLİS ZORUYLAMI OKULLARINI DEĞİŞTİRTECEKSİNİZ? BUMU SİZİN İSMİNİZİN BAŞINDAKİ ADALETİNİZ? ZORLAMAYLA OKUMA OLMIYACAĞINI TÜRBAN OLAYINDA SİZ KARŞI ÇIKMADINIZMI? NEDEN SİZ ŞİMDİ ZORLA ÇOCUKLARA OKUMAK İSTEMEDİKLERİ SİSTEMİ DAYATIYORSUNUZ? Kadıköy Anadolu Lisesi ablukaya alındı: Ellerinde makineli tüfekleri olan polisler okul önünde Polisler ellerinde silahla 'proje okul' Kadıköy Anadolu Lisesi önünde bir süre bekledikten sonra okuldan ayrıldı. 'Proje okul' kapsamına alınan Kadıköy Anadolu Lisesi (KAL) önüne bu sabah eli silahlı polisler geldi. İleri'ye konuşan bir öğrenci "Okul önünde polis otobüsü içinde sivil polisler ve uzun namlulu tüfeklerle polisler var. Okul abluka altında" dedi. Öğrencilerin derste oldukları sabah saatlerinde gelen polisler daha sonra okuldan ayrıldı. Okulda herhangi bir protesto ya da eylem çağrısı yapılmadığı, polislerin öğrencilerin ders saatinde okulun önüne geldiği öğrenildi. 'Proje okul' uygulamasını protesto etmek isteyen Kadıköy Anadolu Lisesi velileri üç gün önce okul önüne eylem çağrısı yapmış, polis ve toma velilerden önce okula gelmişti.

15 Ekim 2016 Cumartesi

ALLAH BU BÖLGENİN YARDIMCISI OLSUN! *** HATIRLAYALIM... Banu AVAR 2005’de Pentagon, Irak’da Amerikan işgaline direnen kim varsa yokedildiğini şu sözlerle onaylayacaktı: ” Kürt ve Şii savaşçılardan oluşan vurucu timler oluşturularak, Irak’da direnen grupların liderlerinin hedefe konması, 20 yıl önce Orta Amerika’da solcu gerillalara karşı ABD’nin verdiği mücadeleden örnek alınmıştır..” Honduras'daki katliamlarıyla ünlü Albay James Steele 2003’de işgal altındaki Bağdat’a geldi. Kısa bir süre bir Amerikan enerji şirketinde konuşlandırıldı. Irak’a gelişi meşrulaştı. Sonra Irak İçişleri Bakanlığı’nın Irak Güvenlik Güçleri’ne ‘danışman’ oldu. Özel Polis Komando Gücü oluşturacaktı. İşe Şii milis gücü, ‘Bedir Örgütü ve Mehdi Ordusu’nu örgütleyerek başladı. . Örgütlediği ‘ölüm mangaları’ kısa zamanda kontrolden çıkacak, serbest kalan zemberek yayı ölüm saçacaktı. Albay Steele, Irak İçişleri bakanlığına bağlı olarak örgütlediği ‘Kurtlar Taburu’ (Wolf Brigade) sayesinde Irak’da sonu gelmeyecek bir mezhep savaşına imza atmış, IŞİD ve benzeri yapıların doğup güçlenmesini sağlamıştır. Önce Şii güçleri oluşturup Sünnileri katlettirmiş sonra sünni polis gücü şiileri yoketmiştir. Her katliam, Paul Bremer’e, General Petraeus’a rapor olarak geçilmiş ve bunlar doğrudan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e iletilmiştir. ‘İş’ başında olduğu dönemde ayda ortalama 3000 Iraklı katledilmiştir! 29 Kasım 2005’de yapılan bir basın toplantısında, bir gazetecinin Irak’daki toplu katliamlar konusundaki sorusuna Savunma Bakanı Rumsfeld, şu yanıtı vermiştir: ‘Ben herhangi bir rapor görmedim. Oradan gelen herhangi bir belge yok.’ Sonraki yıllarda Irak’da işlenen toplu cinayet ve işkencelerle ilgili 400.000 ABD Ordusuna ait belge basına sızdırılmıştır. Irak işgal sürecinde belki de dünyada ilk kez bu büyüklükte bir kiralık ordu ile sarılmıştır. ‘Terör şirketleri’nin kiralık askerlerinin sayısı 2003’de 10 bin iken 3 yıl içinde 48bin kişiye ulaşmıştır. Black Waters bu işi yapan şirketlerden en ünlüsüdür. Tüm işkence ve toplu cinayet belge ve kayıtlarına rağmen sessiz kalan ‘sistem’ 10 yıl sonra ellerini yıkamak istemiş, ve Irak’da kitle katliamını, İnsan hakları Komisyonlarından, Birleşmiş Milletlere, ana akım medya bültenlerinden belgesellere hatta bilgisayar oyunlarına kadar heryere taşımıştır. Amerika’nın Irak SOYKIRIMI asla unutulmamalıdır! O günden beri Irak’da insanlar ‘ölüm’le içiçedir. Durmayan bir nehirdir kan! Sorumlular ise Suriye’de, Yemen’de ve daha bir çok ülkede yeni kan nehirleri peşindedir! (Kasım 2016'da çıkacak olan yeni kitaptan) BANU AVAR'ın fotoğrafı. BANU AVAR'ın fotoğrafı. BANU AVAR, 2 yeni fotoğraf ekledi. 6 saat · ALLAH BU BÖLGENİN YARDIMCISI OLSUN! *** HATIRLAYALIM... Banu AVAR 2005’de Pentagon, Irak’da Amerikan işgaline direnen kim varsa yokedildiğini şu sözlerle onaylayacaktı: ” Kürt ve Şii savaşçılardan oluşan vurucu timler oluşturularak, Irak’da direnen grupların liderlerinin hedefe konması, 20 yıl önce Orta Amerika’da solcu gerillalara karşı ABD’nin verdiği mücadeleden örnek alınmıştır..” Honduras'daki katliamlarıyla ünlü Albay James Steele 2003’de işgal altındaki Bağdat’a geldi. Kısa bir süre bir Amerikan enerji şirketinde konuşlandırıldı. Irak’a gelişi meşrulaştı. Sonra Irak İçişleri Bakanlığı’nın Irak Güvenlik Güçleri’ne ‘danışman’ oldu. Özel Polis Komando Gücü oluşturacaktı. İşe Şii milis gücü, ‘Bedir Örgütü ve Mehdi Ordusu’nu örgütleyerek başladı. . Örgütlediği ‘ölüm mangaları’ kısa zamanda kontrolden çıkacak, serbest kalan zemberek yayı ölüm saçacaktı. Albay Steele, Irak İçişleri bakanlığına bağlı olarak örgütlediği ‘Kurtlar Taburu’ (Wolf Brigade) sayesinde Irak’da sonu gelmeyecek bir mezhep savaşına imza atmış, IŞİD ve benzeri yapıların doğup güçlenmesini sağlamıştır. Önce Şii güçleri oluşturup Sünnileri katlettirmiş sonra sünni polis gücü şiileri yoketmiştir. Her katliam, Paul Bremer’e, General Petraeus’a rapor olarak geçilmiş ve bunlar doğrudan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e iletilmiştir. ‘İş’ başında olduğu dönemde ayda ortalama 3000 Iraklı katledilmiştir! 29 Kasım 2005’de yapılan bir basın toplantısında, bir gazetecinin Irak’daki toplu katliamlar konusundaki sorusuna Savunma Bakanı Rumsfeld, şu yanıtı vermiştir: ‘Ben herhangi bir rapor görmedim. Oradan gelen herhangi bir belge yok.’ Sonraki yıllarda Irak’da işlenen toplu cinayet ve işkencelerle ilgili 400.000 ABD Ordusuna ait belge basına sızdırılmıştır. Irak işgal sürecinde belki de dünyada ilk kez bu büyüklükte bir kiralık ordu ile sarılmıştır. ‘Terör şirketleri’nin kiralık askerlerinin sayısı 2003’de 10 bin iken 3 yıl içinde 48bin kişiye ulaşmıştır. Black Waters bu işi yapan şirketlerden en ünlüsüdür. Tüm işkence ve toplu cinayet belge ve kayıtlarına rağmen sessiz kalan ‘sistem’ 10 yıl sonra ellerini yıkamak istemiş, ve Irak’da kitle katliamını, İnsan hakları Komisyonlarından, Birleşmiş Milletlere, ana akım medya bültenlerinden belgesellere hatta bilgisayar oyunlarına kadar heryere taşımıştır. Amerika’nın Irak SOYKIRIMI asla unutulmamalıdır! O günden beri Irak’da insanlar ‘ölüm’le içiçedir. Durmayan bir nehirdir kan! Sorumlular ise Suriye’de, Yemen’de ve daha bir çok ülkede yeni kan nehirleri peşindedir! (Kasım 2016'da çıkacak olan yeni kitaptan)Banu AVAR
DEVLETİN RESMİ SAYIŞTAYA GÖRE İNANILMAZ SKANDALLAR! Bu Sayıştay raporu AKP'yi duman eder! Sayıştay'ın 2015 Yılı Faaliyet Raporu skandalları ortaya çıkardı. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'a ait olduğu öne sürülen ve Sayıştay’ın 2012 raporlarıyla ilgili bir konuşma internette yayınlanmıştı. Sızdırılan tapelerde Hasan Doğan olduğu öne sürülen kişinin 'Sayıştay raporları meclise gelirse, Bizi Meclis'te duman ederlerdi' ifadelerini kullandığı ortaya çıkmıştı. Doğan'ın AKP'yi 'duman edeceğini' öne sürdüğü o yolsuzluklar 2015 Yılı Faaliyet Raporu'nda ortaya çıktı. Odatv'de yer alan habere göre, Sayıştay raporda, bazı üniversitelerde öğrencisi olmayan fakülte, yüksekokul ve enstitülerde öğretim üyeleriyle diğer görevlilere maaş ödendiğini belirterek durumu eleştirdi. Sayıştay'ın 2015 değerlendirmelerine göre YÖK Kanunu "üniversitelerin görevleri arasında; ihtisas gücü ve maddi kaynaklarını rasyonel, verimli ve ekonomik şekilde kullanarak, milli eğitim politikası ve kalkınma planları ilke ve hedefleri ile Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılan plan ve programlar doğrultusunda, ülkenin ihtiyacı olan dallarda ve sayıda insan gücü yetiştirmelerini" sayıyor. Kanun’un 13’üncü maddesinde de üniversitenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilrnesinde, eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetlerinin devlet kalkınma plan, ilke ve hedefleri doğrultusunda planlanıp yürütülmesinde rektörlerin birinci derecede yetkili ve sorumlu olduğu hükme bağlanıyor. Sayıştay "adı var kendi yok" fakülteler hakkındu şu tespiti yaptı: "Yapılan denetimler sonucunda, bazı üniversitelerde yukarıda belirtilen hükümlerde yer alan ilke ve esaslara riayet edilmeden fakülte, yüksek okul ve enstitülerin açıldığı, hali hazırda öğrencisi bulunmayan bu eğitim birimlerinde öğretim üyesi ve idari personel istihdam edildiği ve maaşlarının bütçeden ödendiği tespit edilmiştir." "UZMANLIK" GEREKTİREN GÖREVLERE "HİZMETLİLER" GETİRİLDİ Önemli başarılara imza atan bölge kalkınma örgütlerinde çalışan yönetici ve personel görevlerini zor koşullar altında yerine getirmeye çalışıyor. Mevzuattaki yetersizlik ve çelişkilere, parasal anlamdaki güçlükler de ekleniyor. DOKAP (Doğu Karadeniz) Bölge Kalkınma İdaresi'nde uzmanlık gerektiren görevlerde temizlik ve kalorifer gibi alanlarda çalışmak üzere "hizmetli" ihalesi sonucu kuruma alınan kişilerin görevlendirildiği saptandı. Sayıştay ilginç durumu raporuna "DOKAP'ta memurlar veya sözleşmeli personel tarafından yerine getirilmesi gereken görevler için, 2015 yılında, 13 kişi temizlik ve yardımcı personel hizmet alımı ihalesi kapsamında çalıştırılmıştır" diye yansıttı. Sayıştay DOKAP 2015 raporu benzer yöresel kalkınma kuruluşlarında sıkça rastlanan "uzman" personel sıkıntısını ortaya koydu. Sayıştay, DOKAP'ın 37 adet boş kadrosu olduğu halde, bölgesel kalkınma konularında uzmanların bulunması gereken bu kadrolara naklen ve açıktan atama yapılması yerine, hizmet alınır ihalesi kapsamında görevlendirme yapıldığı belirtildi. Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt'ta DOKAP'ın "Turizm ve Çevresel Sürdürülebilirlik, Ekonomik Kalkınma, Altyapı ve Kentsel Gelişme, Sosyal Gelişme, Yerel Düzeyde Kurumsal Kapasiteler" 325 proje paketi gerçekleştirmekle sorumlu olduğunu anlatan Sayıştay ilginç durumu şöyle anlattı: "Doğaldır ki, DOKAP Eylem Planı'nın gereklerinin yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan ve öngörülen elamanlarırı, 642 KHK’nin 5 inci maddesinde düzenlenen istihdam şekline bağlı kalınarak, DOKAP BKİ’nin bünyesine asli ve sürekli olarak katılması gerekmektedir. Özellikle, Kurumda sektör uzmanlarının çalıştırılması önem arz etmektedir. 28.11.2014 tarihinde ihale edilen 'Malzemli 7 Adet Temizlik Personeli, 8 Adet Destek ve Yardımcı Hizmetler Personeli, 2 Adet Kalorifer Personeli ile 5 Adet Bilişim ve Veri Hazırlama Personeli ve İlaçlama Hizmeti Alımı' işi kapsamında, 2015 yılında Destek ve Yardımcı Hizmetler Personeli Alımı ile 8 kişinin, Bilişim ve Veri Hazırlama Personeli Alımı ile 5 kişinin Kurumun görevlerinde çalıştırıldığı tespit edilmiştir. 26.11.2015 tarihinde de '2016-2017 ve 2018 yılları için (3 Yıllık) Malzemeli 7 Adet Temizlik Personeli, 8 Adet Destek ve Yardımcı Hizmetler Personeli, 2 Adet Kalorifer Personeli ile 5 Adet Bilişim ve Veri Hazırlama Personeli ve İlaçlama Hizmet Alımı' ihalesi gerçekleştirilmiş olup, ayrıı uygulama devam etmektedir. Memurlar veya sözleşmeli personel tarafından yerine getirilmesi gereken görevler için, 2015 yılında, 13 kişi temizlik ve yardımcı personel hizmet alımı ihalesi kapsamında çalıştırılmıştır. İdareye kanunla verilen kadro sayısı 70 adet olup, bunun 33 adedinin dolu, 37 adedinin boş olduğunu anlatan Sayıştay, durumu şu sözlerle eleştirdi: "Anayasa'nın 128’inci maddesinde, 'Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.' denilmekte olup, buna bağlı olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun İstihdam şekilleri başlıklı 4’üncü maddesinde de, kamu hizmetlerinin, memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle görüleceği hükme bağlanmıştır. Mevcut istihdam şeklinin, başta Anayasa olmak üzere, 657 sayılı DMK ile 642 sayılı KHK hükümlerine uygun olmadığı ve mevcut uygulamanın bahsi geçen KHK’de sayılan görevler ile DOKAP Eylem Planı’nda öngörülen proje ve faaliyetlerin yürütülmesini zorlaştıracağı değerlendirilmektedir." Sayıştay DOKAP'ın mevzuatı gerekçe gösteren itirazlarına karşı, "Yerinde yapılan denetimlerde memurlara gördürülmesi gereken bir kısım işlerin de hizmet alımı suretiyle çalıştırılan personele gördürüldüğü anlaşılmaktadır" derken şu saptamayla noktaladı: "DOKAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına verilen görevlerin, hizmet alımı ihalesi kapsamında çalıştırılan personele gördürülmesinin mevcut yasal düzenlemelere uygun olmadığı ve belirtilen uygulamaların bahsi geçen KHK'da sayılan görevler ile DOKAP Eylem Planı'nda öngörülen proje ve faaliyetlerin yürütülmesini olumsuz etkileyeceği değerlendirilmektedir." EMNİYET'İN KİME YARDIM ETTİĞİ BELLİ DEĞİL Emniyet Genel Müdürlüğünün 2015 Faaliyet Raporunda, yardım yaptığı birlik, kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin bilgilere ve iç ve dış denetim sonuçları hakkında özet bilgilere yer vermediği ortaya çıktı. Sayıştay Emniyet Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Performans Denetim Raporunda, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2015 Faaliyet Raporunda yardım yapılan birlik, kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin bilgilere ve iç ve dış denetim sonuçları hakkında özet bilgilere yer verilmediği görüldü. Faaliyet raporları yönetmeliğine göre, mali bilgiler ile performans bilgilerine detaylı olarak raporda yer verilmesi gerekirken, Emniyet Genel Müdürlüğü; kullanılan kaynaklara, meydana gelen sapmaların nedenlerine, varlık ve yükümlülükler ile yardım yapılan birlik, kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin bilgilere, ayrıca, iç ve dış mali denetim sonuçları hakkındaki özet bilgilere yer vermedi. Sayıştay raporunda, bu idare raporunun yönetmeliğe uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtilirken, bu konunun 2014 yılı Sayıştay Performans Denetim Raporuna alınarak TBMM’ye sunulduğu ifade edildi. 2015 yılı Sayıştay Performans Denetim Raporunda ise, 2014 raporunda yer alan bulguya “İç ve Dış Mali Denetim Sonuçları Hakkında Özet Bilgilere Yer Verilmemesi” hususunun eklendiği de kaydedildi. "Hatalı olan bu uygulamanın" 2015 yılı denetimlerinde de aynı şekilde devam ettiği belirtilen raporda, Emniyet’in 2016 yılından itibaren hazırlayacağı faaliyet raporlarında eksik bilgilere detaylı şekilde yer vereceğini bildirdiği, Sayıştay’ın da denetimlerinde bu hususu izlemeye alacağı ifade edildi. DEVLETİN ALİ SAMİ YEN'DEN ALACAĞI 132 MİLYON GÖRÜNMÜYOR Sayıştay Spor Genel Müdürlüğü ile TOKİ arasında akdedilen protokole istinaden Ali Sami Yen Stadyumunun bulunduğu gayrimenkulün gelir paylaşımı usulü ile satışından doğan 132 milyon TL'lik alacağın Genel Müdürlük muhasebesine intikal ettirilmediğini belirterek durumun düzeltilmesini istedi. Sayıştay'ın Spor Genel Müdürlüğü (SGM) 2015 Denetim Raporu yayımlandı. Raporda Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin Gelirlerden alacaklar hesabının işleyişi ile ilgili 139’uncu maddesinde; Gelirlerden alacaklar hesabının borcuna, bir yıldan daha uzun bir sürede tahsili öngörülen gelir tahakkuklarının kaydedileceğinin öngörüldüğü hatırlatıldı. Sayıştay raporunda; SGM ile TOKİ arasında 28.08.2006 tarihinde akdedilen protokol ve ek protokoller gereğince Ali Sami Yen Stadyumunun bulunduğu gayrimenkulün Gelir Paylaşımı Usulü ile satışından elde edilecek gelirden 52.000 seyircili Seyrantepe Spor Kompleksi’nin inşasında kullanılacak bir tutarın ayrılacağı ve kalan tutarın SGM payı olan yüzde 61’inin ise TOKİ tarafından spor salonu ve stadyum yapımında kullanılacağı, sonrasında ise mahsuplaşılacağının kararlaştırılacağı belirtildi. Bahse konu taşınmazın satışından elde edilen gelirden 52.000 seyircili spor kompleksinin yapım maliyetinin düşülmesinden sonra kalan tutarın yüzde 61’lik SGM payı olan 140.009.568,51 TL’nin 7.154.320,68 TL’sinin 2014 yılında tahsil edildiği belirtildi. Kalan 132.855.148,86 TL’lik alacağın tutarının muhasebe kayıtlarına yansıtılmadığı belirtilen Sayıştay raporunda, "Akdedilen protokoller çerçevesinde TOKİ’ye yapılacak ödemelerden mahsup edilmek üzere bekletilecek bu tutarın muhasebe kayıtlarında izlenmesi gerekmektedir" denildi. Sayıştay saptamasına şöyle devam etti: "Anılan yönetmelik hükmü uyarınca '220 Gelirlerden Alacaklar Hesabına' kaydedilmesi gereken 132.855.148,86 TL’lik alacak tutarına ilişkin muhasebe kaydı yapılmamıştır. Dolayısıyla söz konusu tutar kurumun bilançosunda görülmemektedir. Kamu idaresi cevabında; Kamu idaresi cevabında özetle; TOKİ tarafından Genel Müdürlük alacağının 7.154.320,65 TL'lik bölümü 15.04.2014 tarihinde Genel Müdürlük hesabına yatırıldığı belirtilmiştir. Sonuç olarak Kurum cevabında bulgu konusu alacağın 7.154.320,65 TL'lik kısmının 15.04.2014 tarihinde tahsil edildiği belirtilmiştir. Bu husus bulguda da ifade edilmişti. Bulgu konusu edilen 132.855.148,86 TL’lik alacağın muhasebe kaydı hala yapılmamıştır. Bu itibarla, '220 Gelirlerden Alacaklar Hesabına' kaydedilmesi gereken 132.855.148,86 TL’lik alacak tutarına ilişkin muhasebe kaydı yapılmadığından bu tutar kurumun bilançosunda görülmemektedir." ADLİ TIP YERİNE "CAFE" Adli tıp hizmetlerinde kullanılmak kaydıyla Adalet Bakanlığına tahsisi yapılan bir mülkte adi tıp tesisi yerine bir "cafe"nin faaliyet gösterdiği saptanınca Sayıştay itiraz etti. Sayıştay'ın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 2015 Yılı Sayıştay Denetim Raporu yayımlandı. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 09.09.2004 tarih ve 2004/79 nolu kararıyla bazı taşınmazların mülkiyetinin, adli tıp hizmetlerinde kullamlmak kaydıyla Adalet Bakanlığına tahsis edilmek üzere Maliye Hazinesine devredilmesine karar verildiği belirtildi. Sayıştay raporunda, "Ancak yapılan incelemede; adli tıp hizmetlerinde kullanılmak kaydıyla Adalet Bakanlığına yapılan tahsisin kaldırıldığı ve gayrimenkul üzerinde özel bir şirkete ait kafenin yer aldığı tespit edilmiştir" saptaması yer aldı. Sayıştay şöyle dedi: "Yukarıdaki uygulama örneklerinde mezkur Özelleştirıne Yüksek Kurulu kararlarına aykırılığın giderilmesi ya da devir amacının yeni bir Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile değiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca devredilen taşınmazların devir amacına aykırı olarak kullanılmasının veya üçüncü kişilere devredilmesinin önlenmesi için devir sonrası idarenin hak ve menfaatlerini koruyacak düzenlemelerin ve devredilen taşınmazlarla ilgili olarak periyodik kontrollerin yapılması gerekir. Bu husus 2014 yılı Sayıştay Denetim Raporunda konu edilmiş ve İdare de savunmasında bulguda belirtilen 04.07.2005 tarihli ve 2005/79 sayılı, 06.06.2007 tarihli ve 2007/35 sayılı, 19.06.2009 tarihli ve 2009/28 sayılı Özelleştirıne Yüksek Kurulu Kararlanna ilişkin aykırılıkların giderilmesi amacıyla gerekli çalışmalara başlanacağını bildirmiş olmasına rağmen, bu konuda 2015 yılında herhangi bir çalışma yapılmadığı anlaşılnnştır. Kamu idaresi cevabında; özetle, Sayıştay Denetim Raporunda belirtilen eleştirilerin ortaya çıkması üzerine, bundan sonraki devirlerde kullanım amacını tapuya şerh verilmek suretiyle, Özelleştirıne Yüksek Kurulu onayı dışında amacın değiştirilmesinin engellendiği, Taşınmazın devir amacına aykırı bir şekilde kullanımının tespiti halinde devre konu taşınmazın devrinin iptal edildiği, Ayrıca bulgu maddesinde yer alan hususlar ile ilgili olarak gerekli çalışmaların yapılacağı, ifade edilmiştir. Sonuç olarak; Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile kamu yararına kullanılması kaydıyla bedelli/bedelsiz olarak kamu idarelerine devredilen bazı taşınmazların amacı dışında kullanılması ile ilgili olarak bulguda belirtilen hususların denetlenen kurumca ne ölçüde yerine getirildiğine ilişkin denetim sonucunun izlenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir."
MİLLETİN EŞLERİNE KÖTÜ LAF SÖYLEYEN BU ŞEREFSİZİ KİMLER ÖDÜLLENDİRDİYSE BUNUN SÖYLEDİKLERİ LAFLARDA ONLARIN EŞLERİNE GİTSİN O ZAMAN! 'Süslenen kadın zina yapmış gibidir' diyen müdür asaleten göreve atandı! “Süslenen kadın erkekle zina yapmış gibidir” sözlerini paylaşan Burdur Milli Eğitim Müdür Vekili Mahmut Bayram’ın bu açıklamalarının ortaya çıkması üzerine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz soruşturma başlattı. Müdür vekilinin görevden alınması beklenirken tam tersi oldu, ödüllendirilip Milli Eğitim Müdürlüğüne asaleten ataması yapıldı. Burdur Milli Eğitim Müdür Vekili Mahmut Bayram, “Bir kadın evinden süslenip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmış gibidir” sözlerini Facebook sayfasında paylaşmıştı. Bu paylaşım ili ayağa kaldırmış, CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker bu durumu TBMM'ye bir soru önergesiyle taşımıştı. Müdürün soruşturma sonucu görevden alınması beklenirken, Milli Eğitim Müdürlüğüne asaleten ataması yapıldı. Atama “skandal” olarak nitelendirildi. Ancak, AKP Milletvekillerinin desteğini alan ve bu sözleri nedeniyle kınanmayıp tam tersi ödüllendirilen Mahmut Bayram'ın atamasına ilişkin kararname de Resmi Gazete'de yayımlandı.

14 Ekim 2016 Cuma

O.Ç FRANSIZLAR İSVİÇREDEN DERS ALMAMIŞ DOĞU PERİNÇEK DEMEK TEK TEK BUNLARLA UĞRAŞACAK!! NEDEN BAŞKA SİYASİ PARTİLER BU DAVALARLA UĞRAŞMIYOR? BU ÜLKE MESELESİ DEĞİLMİ? BARİ KÖSTEK OLMAYIN! Fransa'dan 'Ermeni soykırımı' kararı Fransa’da 'Ermeni soykırım' inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa Senato’da kabul edildi. Fransa’da 'Ermeni soykırımını'nı inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısı Senato’da kabul edildi. Tasarıya 146 senatör ‘hayır’ oyu verirken 156 senatör ise kabul edilmesi yönünde oy kullandı. Fransa’da Ermeni lobisinin 2006 soykırım iddialarını inkâr edenleri cezalandırmak için başlattıkları siyasi mücadele de François Hollande döneminde hedefine ulaşmış oldu. Senato da kabul edilen tasarının yeniden meclise gönderilecek tartışma yapılmayacak değişikliklerle 3 hafta sonra yasallaşacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, Fransa Senato Başkanı Gerard Larcher ile Senato Başkanı resmi konutunda akşam yemeğinde bir araya gelmişti. Oylamada Senato Başkanı Larcher çekimser oy kullandı. Fransa’da Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı döneminde kabul edilen inkar tasarısını Anayasa Konseyi, ifade hürriyetini sınırlandırdığı gerekçesiyle iptal etmişti. Tasarının yeniden Anayasa Konseyi’ne taşınması için Senato veya Meclis Başkanı’nın itirazı veya en az 60 senatör veya vekilin imzası gerekiyor. Üçüncü olarak bu konuda her hangi bir vatandaş bir yıl hapis ve 40 bin Euro ceza alırsa bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne dava açarak bu konuda yasaya karşı olan senatörler olduğunu belirterek iptal isteyecek. Fransa Türk tarihini koruma mücadele derneği karşı görüş olarak yasa onaylandıktan sonra dava açmaya hazırlanıyor.
BU NEDEN MİLLETTEN GİZLENDİ? AMERİKA VE ONUN ÜLKEMİZDEKİ MAŞALARI ÜLKEMİZDEN DEFOLSUN GİTSİN. Gömülü savaş uçakları çıkıyor! 70 yıldır kamuoyundan saklanıyordu... Kayseri’de 50’den fazla gömülü savaş uçağı tespit edildi. Focke-Wulf FW-190 tipi uçakların ABD’nin dayatması ile ortadan kaldırıldığı 70 yıldır da kamuoyundan saklandığı belirtiliyor. Türk savunma sanayisinin en gizemli olaylarından biri gün yüzüne çıkmaya hazırlanıyor. 70 yıldır Türk kamuoyundan gizlenen kayıp savaş uçakları skandalında yeni belgeler ortaya çıktı. Sabah'tan Metin Can'ın haberine göre, 1947'de ABD'nin Türkiye'ye yardım planı ile bir anda ortadan kaybolan, envanterlerden silinen 72 adet Focke-Wulf FW-190 tipi uçaklardan 50'si Kayseri Eski Havalimanı'nın altında (2. Hava İkmal Komutanlığı ön cephesi) gömülü. Uçakların ortaya çıkarılması ile ilgili ilk resmi çalışma 2015'te gerçekleşti. Bu kapsamda yapılan metal dedektör testleri de uçakları tespit etti. Ancak uzayan bürokrasi ve araya giren 15 Temmuz darbe girişimi uçakların gün yüzüne çıkmasını engelledi. SABAH'ın Kaynaklar, konuyla ilgili çalışmaların en yakın zamanda yeniden başlayacağını ifade etti. YERLİ ÜRETİMİ BİTİRDİ FW-190 A3'ler yerlilik açısından ayrı bir öneme sahip. Zira 1. Dünya Savaşı'nda başlayan Alman işbirliği Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Junkers ile üretim işbirliğine dönüşmüştü. Türkiye'de TOMTAŞ kurulmuş ve A-20'ler ülkemizde üretilmişti. Ortak üretimin devamı amacıyla 1941'de Alman büyükelçisi, eski şansölye Franz von Papen'in gayretleri sonucu bir ticaret antlaşması imzalandı. Bu anlaşma gereği Türkiye Almanya'ya demir ve krom cevheri sattı. Karşılığında da 72 adet FW-190A3 tipi savaş uçağı aldı. Parçalarının önemli kısmı Anadolu'daki tesislerde üretilen uçaklar 1943'te Türkiye'ye getirildi. İlk uçuşunu 10 Temmuz 1943'te yapan bu uçaklar 5 farklı ile dağıtıldı. 50 adet uçak da Kayseri'ye gitti. Türk-Alman yapımı savaş uçaklarının kaderi 1947'de son buldu. Ortaya çıkan gizli belgelere göre olay şu şekilde gelişti: ABD, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından elinde kalan binlerce uçağı müttefiklerine dağıtmak üzere çalışma başlattı. Ankara ile uzun süren görüşmeler gerçekleşti. Nihayetinde ABD'li yetkililer ile 1947'de anlaşmaya imza atıldı. Anlaşma gereği Türk ordusunun envanterdeki tüm Alman FW-190'lar imha edilecekti. O tarihten sonra uçaklar hiç görülmedi. YAĞLI BRANDALARA SARDILAR Konuyu 25 yıla yakın süredir araştıran Hasdal Kışlası'na adı verilen komutanın torunu olan Uluhan Hasdal, "ABD kendi uçaklarını ücretsiz vermek istedi. Ancak bir şartı vardı. Alman uçaklarının yok edilmesi. 50'ye yakın uçak Kayseri Havalimanı'na getirildi. Envanter dışı bırakıldı. Hatta belgelere göre, uçaklar yağlı brandalara sarılarak gömüldü. Alman havacılık temsilcileri ile görüştüm. Bu model uçakların korozyana dayanıklı olduğunu ve çıkarılması halinde uçurulabileceğini söyledi" dedi. HİÇBİR MÜZEDE ÖRNEĞİ YOK Uçakların gün yüzüne çıkması için sanat düşkünü işadamları da yoğun çaba sarf ediyor. Bu isimlerden biri olan Hisart Müzesi'nin kurucusu Nejat Çuhadaroğlu, yakın zaman önce Kayseri'deki görevli komutanlarla birçok görüşme yaptığını ifade ediyor. Uçakların çıkarılması konusunda önemli mesafe alındığını belirten Çuhadaroğlu, "Ancak araya 15 Temmuz darbe girişimi girdi ve çalışmalar rafa kalktı. Bu model uçaklar şu an dünyada hiçbir müzede yok" dedi. İstanbul'da 'İsmail Akbay Havacılık ve Uzay Bilimleri' adlı bir müze kurmayı hedefleyen araştırmacı Stuart Kline da konuyu takip eden isimlerden. 14 yıldır Türk havacılık tarihi üzerine 2 önemli kitap yazan Kline, "Konuyla ilgili bürokratik çalışmaların tamamlanmasını bekliyoruz. Ayrıca bir müze projemiz var. Hükümet tarafından da projemiz ilgi gördü" dedi. İLK UÇUŞU 1939'DA YAPTI Focke-Wulf FW-190 ilk uçuşunu 1 Haziran 1939'da yaptı ve 1941'de hizmete girdi. İlk olarak Eylül 1941'de Kuzeybatı Fransa üzerinde görüldü ve kısa sürede RAF'ın en iyi av uçağı olan Spitfire Mk.V'ye karşı üstünlüğünü ispatladı. Tanınmış Alman tasarımcısı Kurt Tank tarafından projelendirilen Fw-190 esas itibariyle tek kişilik bir av uçağı olup kara-taarruz ve gece av uçağı olarak da savaş sonuna kadar kullanıldı.

9 Ekim 2016 Pazar

CHP'den çok kritik ByLock raporu! CHP Bilgi ve İletişim Teknolojileri Genel Başkan Yardımcılığı, FETÖ'nün haberleşme programı ByLock'la ilgili kritik bir rapor hazırladı. Rapora göre programı tam 1 milyon kişinin kullandığı ortaya çıktı.CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, FETÖ'cülerin kullandığı belirlenen Bylock sistemi hakkında bir rapor hazırladı. Raporda, Bylock'un özellikleri hakkında bilgi verilirken, "Sadece ByLock kurmuş olmak, terör örgütü üyeliği için yeterli görülemez. Tek başına ByLock veya hukuka uygun olmayan deliller üzerinden suçlama yapılması, darbe girişiminde rolü olan gerçek FETÖ üyelerinin işine gelir, onların kurtuluş yolu haline gelebilir" denildi.Habertürk'ten Ahmet Küçükün haberine göre yazılım sisteminin kullanımdan kaldırılması hakkında, programın yazılımcısı David Keynes'in açıklamalarına dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi: "1 milyon civarındaki 'beklenmedik sayıdaki' kullanıcının yüküyle başa çıkmakta zorlandığını, Orta Doğu kaynaklı zararlı trafiği önlemek amacıyla bu bölgeden gelen bağlantıları engellediğini, Bağlantı sorunları yaşayan kullanıcıların VPN (Sanal Özel Ağ) üzerinden bağlanmaları gerektiğini, ByLock++ adını verdiği yeni uygulama üzerinde çalıştığını açıklamıştır."Raporda 1 milyon kişinin kullanmasına rağmen programın geri çekilmesinin dikkat çekici olduğu vurgulanırken, "Büyük bir iddiayla ortaya çıkan ve kısa sürede 1 milyona yakın kullanıcıya hizmet verdiği söylenen bir uygulamanın, kişisel çabayla sürdürülmesi ve finanse edilmesi, bu işin doğasına aykırıdır. Normal şartlarda ByLock’un bu alanda hizmet veren bir şirket tarafından satın alınması veya yatırımcı alarak büyüme yoluna gitmesi beklenirken, uygulama mağazalarından çekilmiş ve küçülmek amacıyla çeşitli teknik önlemler alındığı söylenmiştir. Bu durum sıradışıdır, dikkat çekicidir" denildi."HALA YÜKLENEBİLİR, KURULABİLİR"Raporda Bylock'un teknoloji marketlerden kaldırıldığına dikkat çekilirken, uygulamanın halen bilgisayar üzerinden veya kullanıcının bilgisi dışında, dışarından yüklenebileceğini vurgulandı.Raporda, "Uygulamanın Google Play ve AppleApp Store’dan kaldırılması sonrasında, kurulum dosyaları birçok internet sitesinde yayımlanmaya devam etmiştir, halen indirip kurmak mümkündür. Nitekim Apple kullanıcı forumlarında uygulamayı bu yöntemle iPhone6 cihazına kurmakta zorluk çeken birçok kişinin yardım talepleri, hatta kuruluma yardım edenlere maddi yardım vaatleri bulunmaktadır" ifadeleri dikkat çekti. BYLOCK SORUŞTURMASICHP Genel Başkan Yardımcısı Aksünger, raporun sonuç bölümünde, Bylock kullandığı iddiasıyla tutuklananların durumuna dikkat çekerek, "ByLock uygulaması, uzunca bir süre uygulama marketlerinde bulunduğu için, herkes tarafından kurulmuş olabilir. Ayrıca uzaktan yükleme yöntemiyle bazı kullanıcılara kendi iradeleri dışında kurulmuş olması da mümkündür" dedi."ByLock kurmuş olmak, terör örgütü üyeliği için yeterli görülemez" diyen Aksünger şu değerlendirmeleri yaptı:"Tek başına ByLock veya hukuka uygun olmayan deliller üzerinden suçlama yapılması, darbe girişiminde rolü olan gerçek FETÖ üyelerinin işine gelir, onların kurtuluş yolu haline gelebilir.Medyada yer alan haberler, sızdırılmış veya servis edilmiş bilgiler üzerinden yapılmaktadır. Hükümet veya devlet kurumları tarafından inandırıcı açıklama ve bilgilendirme yapılmasını bekliyor ve yüksek sesle talep ediyoruz.Kaynak: CHP'den çok kritik ByLock raporu

8 Ekim 2016 Cumartesi

AKP'DEN EVVEL TÜRK ADALARI OLAN YERLER AKP GELİNCE YUNANLILARA PEŞKEŞ ÇEKİLİRSE TABİ YUNAN BAKAN GELİR TÜRK'LERE AİT ADALARDA BÖYLE TATBİKAT YAPAR! İŞİN İLGİNCİ AKPYE OY VERENLERİN VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR BİR KARIŞ BİLE TOPRAK VERMEYİZ DİYİP AKPYİ YÖNETENLERİN 120 ADA VE ADACIĞI YUNANLILARA PEŞKEŞ ÇEKMESİNE HİÇ LAF ETMEMELERİDİR!! DEMEK TOPRAĞI ADALARI AKP VERİNCE SORUN OLMUYOR! Yunanistan’ın 2004 yılında 3 adayla başlattığı işgal, 17’ye yükseldi. Yunan Savunma Bakanı Kammenos, ülkesinin Ege Denizi’nde yaptığı tatbikatı Türk adası Bulamaç’tan izledi.Haber metni: Lozan’ın zafer mi hezimet mi olduğu gündemi meşgul ederken, Yunanistan Türk adalarına kendi bayrağını dikmeye devam ediyor.YUNAN BAKAN TATBİKATI TÜRK ADASINDAN İZLEDİYunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos’un, Yunan donanmasının 2016 tatbikatını Bulamaç Adası’ndan (Farmakonisi) izlediği belirtildi. Yunan basını ayrıca, Kammenos’un Bulamaç’taki askeri birliği ziyaret ettiğini de açıkladı.AKP’nin işgali görmezden gelmesi basında ve sosyal medyada büyük tepki toplarken, hükümet kanadı konuyla ilgili sessizliğini koruyor.ÜMİT YALIM VE YENİÇAĞ AÇIKLAMIŞTIEski Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ve Yeniçağ Gazetesi Yazarı Ahmet Takan konuyla ilgili belgeleri ortaya koyarak AKP iktidarından sonra işgal edilen adalar konusundaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmıştı.İŞGALİ DAVUTOĞLU DA KABUL ETTİİşgal olayı, 31 Aralık 2008’de Yunan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın helikopterle Aydın/Bulamaç Adası’na gelmesiyle ortaya çıktı. Müteakiben Yunan Cumhurbaşkanı da Aydın/Eşek Adası’na gelerek ve adada yapılan törenlere katıldı. Bu olaylar üzerine Genelkurmay Başkanlığı’na davet edilen Dışişleri Bakanlığı diplomatları, anılan adaların Türkiye’ye ait olduğunu beyan etti ve diplomatlardan birisi ’işgalin hükümetin bilgisi dahilinde yapıldığını’ itiraf etti. 2004 yılından itibaren Yunan askerine teslim edilen adalar ile ilgili olarak, 2011-2016 yılları arasında, 5 yılı aşkın süredir, görsel ve yazılı basında yüzlerce haber çıktı. Erdoğan ve AKP hükümetine destek veren Akit, TRT ve Yeni Şafak gibi basın kuruluşları da işgal konusunu haber yaptı. Erdoğan ve AKP iktidarları tarafından haberler sessizlik ile geçiştirilirken, bir kez bile açıklama yapılmadı. Böylece Erdoğan ve AKP iktidarları suçlamaları zımnen ve hukuken kabul etmiş oldu. Ayrıca CHP ve MHP Milletvekillerinin soru önergelerine verilen cevaplarda, bizzat Davutoğlu tarafından işgal kabul edilmiştir. TBMM’de 26 Mart 2015’te yapılan oturumda, dönemin Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından, ‘Lozan ve Paris Antlaşmalarına göre adaların hukuken Türkiye’ye ait olduğu ve adaların fiili olarak Yunan işgali altında olduğu’ beyan edildi.Kaynak: Yunan Savunma Bakanı, ülkesinin tatbikatını Türk adasından izledi
ORTA DOĞUNUN ASIL KATİLİ İSRAİLE,AMERİKAYA,AB,YE KÖPEKLİK EDEN SUUDİ ARABİSTANDIR! TERÖRE ALLTAN DESTEK VERİYORLAR,BÜYÜK İSRAİLİN KURULMASI İÇİN EMİRLERİ DİNLİYORLAR! VAHABİLİKLE İSLAMIDA YOZLAŞTIRMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPIYORLAR! MEZHEPÇİLİK YAPAP DURDUK YERE YEMENE SALDIRIRSAN OLACAĞI BUDUR. Yemen birliklerini gören Suud askerleri üssü boşaltıp kaçtılar! Suudi Arabistan birlikleri işgale kalktıkları Yemen birliklerinin kendi ülkelerine girmelerinin ardından birbiri ardına bozguna uğruyor. Husi kuvvetlerinin Necran'daki taarruzu sonrasında Suudi askerleri bir üssü terk etmek zorunda kaldı. Yemen'i işgal etme girişiminde bulunan Türkiye'nin de desteklediği Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonuna karşı direniş sürüyor. Suudi topraklarında Necran vilayetinde savaşı sürdüren Husiler, bir askeri üsse taarruz başlattı. Üsten kaçmak zorunda kalan Suudiler, çok sayıda mühimmat ve zırhlı aracı da arkalarında bıraktılar. Suudi Arabistan'ın güneyindeki Necran vilayetinde, Husiler ve Ali Abdullah Salih'e bağlı Yemen Cumhuriyet Muhafızları Suudilere kök söktürüyor.

7 Ekim 2016 Cuma

KOLTUK İŞTE BÖYLE TATLI VE TEHLİKELİ! İSMAİLAĞADA DAHA EVVELDE ACIMASIZ İÇ SAVAŞLAR OLMUŞTU ŞİMDİDE İSMAİLAĞA CEMAATİNİN GELECEKTE KİM BAŞINA GEÇECEK SAVAŞI VAR! İsmailağa Cemaati'nde gerginlik... Cübbeli Ahmet isyan etti Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Marifet Derneği Başkanı Muhammmed Keskin ile bağlantısını kestiğini açıkladı. Keskin, "Şefik Kocaman ve ekibine yaptığım tüm övgülerden geri dönüyorum. Frenleri patlamış. Yarın ne olacağı belli değil” dedi. Yeni Şafak'ta yer alan haberde, Cübbeli Ahmet, Marifet Derneği hakkında daha önce yaptığı methiyelerden geri döndüğünü duyurdu. Cübbeli Ahmet, "Benim Marifet Derneği ile ilişkim kesilmiştir. Muhammed Keskin, Şefik Kocaman ve ekibine yaptığım tüm övgülerden geri dönüyorum. Frenleri patlamış. Yarın ne olacağı belli değil. Benbunlardan korkmuyorum. Bunların ağa babalarından korkmadım, bunlardan mı korkacağım" dedi. 'HOCAEFENDİ'Yİ ZİYARETİME İZİN VERMİYORLAR' Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmesine izin verilmediğini söyleyen Cübbeli Ahmet, "Efendi Hazretleri'ni ziyarete gittiğimde kapıyı suratıma kapatıp içeri dahi almadılar. Bu zamana kadar böyle bir şeyi size söyledim mi? Yine söylemezdim, ama hakiki yüzleri ortaya çıktı" şeklinde konuştu. Muhammed Keskin'in avukatını aradığını belirten Cübbeli Ahmet, "1 saate yakın konuşmuş. Sonunda 'Allah'ın tokadı gelecek' demiş. Göreceğiz bakalım kime gelecek Allah'ın tokadı" diye konuştu. USTAOSMANOĞLU'NUN BACANAĞI Marifet Derneği Başkanı Keskin, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun bacanağı. Keskin daha önce de Beykoz Çavuşbaşı'nda yaptırılan kaçak inşaat ile gündeme gelmişti. Marifet Derneği tarafından Beykoz Çavuşbaşı'ndaki orman arazisine kaçak olarak yaptırılan inşaat geçtiğimiz şubat ayında belediye ekipleri tarafından yıkıldı. Binayla ilgili "Mahmud Efendi Külliyesi yıkılıyor" haberlerine ise İsmailağa Vakfı'ndan tepki gelmişti. Yapılan açıklamada "Külliyenin ne yapımında, ne de yapılan müdahalede, İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı'nın ilgisi de dahli de söz konusu değildir" denilmişti.

4 Ekim 2016 Salı

EVET TÜM DÜNYA ÜLKELERİ KENDİ MİLLİYETLERİNİ GÖĞÜSLERİNİ GERE GERE SÖYLÜYOR,YETMİYOR BAŞKA ÜLKELERİ SÖMÜRGELERİ ALTINA ALIP DİLLERİNİ KÜLTÜRLERİNİ GÖTÜRÜYOR BUNLA ÖVÜNÜYOR SORUN OLMUYORDA,BİZ TÜRK'ÜZ DİYİNCEMİ IRKÇI OLUYORUZ? ASLA IRKÇI DEĞİLİZ ASLANLAR GİBİ TÜRK OLMAMLA GURUR DUYUYORUM ÇÜNKÜ BEN BÖYLE DOĞDUM NEDEN BİRİLERİ İÇİN DEĞİŞEYİM,UTANAYIM AMAÇ TÜRK'LÜĞÜ SİLMEK BİZLERDE BUNA İZİN VERMİYCEZ,NE İNANCIMDAN DOLAYI ARAPLAŞIRIM,NE MODERNLİĞİMDEN DOLAYI AVRUPALILAŞIRIM,BEN TÜRK'ÜM TÜRK'LERİN KENDİ ÖRF ADET GELENEK GÖRENEKLERİ YAŞAMLARI VAR BİZ BUNLARA SAHİP ÇIKALIM HER MİLLETİN KENDİ MİLLİYETLERİNE SAHİP ÇIKTIKLARI GİBİ!
NASILDA ALGI YARATIYOR! NEDEN ARABİSTAN VATANDAŞLIĞINA GEÇMEDİNDE İNGİLİZ VATANDaŞI OLDUN? NEDEN İNGİLİZ KRALİÇESİNİN ÜSTÜNE YEMİN EDEREK ONUN EMRİNE GİRDİN? NEDEN İNGİLİZ BAYANLA EVLENDİN? KİME HİZMET EDİYORSUN? Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, sosyal medyada açılan " #MiladımızHicriOlsun" başlığına "Hicret, ümidin bittiği noktada yeniden doğuşun timsali ve müjdesidir. Ümitvarız" yazdı. Yıllardır dış ticaretteki açığı Suudi ve Katar paras ile finanse eden AKP iktidarı, Suudilerin sadece parasına değil takvimine de talip! Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek "Hicretin 1438. yılı" nedeniyle sosyal medyada açılan "#MiladımızHicriOlsun" başlığına yazdı. Şimşek'in, "Hicret, ümidin bittiği noktada yeniden doğuşun timsali ve müjdesidir.. Ümitvarız #MiladımızHicriOlsun mübarek olsun" paylaşımı sosyal medyada büyük tepkiler çekti. Fakir ve Öfkeli ‏@fakir_bey Koskoca bakanın yazdığı taga bak. Para birimimiz de Riyal olsun mu?

2 Ekim 2016 Pazar

ALKOLLÜ RÜZGAR ÇETİNİN ŞEHİT ETTİĞİ POLİSİN EŞİ KONUŞMUŞ! HANGİ BÜROKRATLAR ARAYA GİRİP POLİS EŞİNE DAVADAN VAZGEÇİN DEDİLER? HANGİ HAKLA ARAYA GİRDİLER? POLİS EŞİNE BİR SÜRÜ VAATLER VERİLMİŞ,KORKU VERİLMİŞ! BU BÜROKRATLARIN DEŞİFRE OLMASI GEREKİR! DEVLET ŞEHİT POLİSİNİ KORUYACAĞINA ALKOLİK TOPLUMA ZARARLI KİŞİLİKSİZ RÜZGARIMI KORUYACAK? DAVA BUGÜN GÖRÜLECEK! ŞİMDİ BU ZARARLI NEŞRİYAT SOKAKLARA TEKRAR DÖNECEK,YA ŞEHİT POLİS!!!
SURİYE İLE SINIRIMIZ TEMİZLENDİĞİNE GÖRE HALA KİLİS'E ROKETLERİ BİLEREK BARİZCE KİM ATIYOR? A)AMERİKA B)İNGİLTERE C)NATO D)AB E)RUSYA F)ORTAKLAŞA KİŞİSEL KANAATİMCE HEPSİDİR,ZİRA AMAÇLARI ÜLKEMİZİ ORTADOĞU BATAKLIĞININ SAVAŞINA ÇEKMEKTİR PKK,YPG,IŞİD,VB TERÖR ÖRGÜTLERİ BUNLARIN MAŞALARIDIR Suriye’den Kilis’e 3 roket atıldıSuriye’de DEAŞ terör örgütü kontrolündeki bir bölgeden Kilis civarına yakın önce 2, sonra 1 adet roket atıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), roketin atıldığı mevzileri tespit ederek teröristlerle birlikte imha etti.