28 Ağustos 2016 Pazar

ŞİMDİDE DEVLETİ BAŞKA CEMAATLER VE MİLLİ DAMARCI DENİLEN GİZLİ GÜÇLERMİ ELE GEÇİRİYOR? Hanefi Avcı'dan ‘Milli Damar Grubu’ iddiası Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yapılanmaya başladığını iddia ettiği ‘Milli Damar Grubu’ ile ilgili olarak ifade verdi. Bu kişiler 2006 yılında C.A isimli şahsın liderliğinde örgütlenmişlerdir. Milli Damar suç örgütünün yönetici ve üyelerinin bilebildiklerimin isimlerini yazdım. Bu kişilerin Milli Damar suç örgütü içerisindeki konumlarını ve yaptıkları eylemleri bizzat bilmiyorum. Ancak bu kişilerden ikisinin çok etkili olduklarını biliyorum. Bunlar çeşitli kurumlara gönderilerek görevli olmadıkları, kendilerini ilgilendirmeyen sahalarda militanlık yapmaktadırlar. Bunlardan biri Ankara eski İstihbarat Şube Müdürü C.U, diğeri ise İstihbarat Daire Başkanlığı Şube Müdür K.Ö’dür. Sabah gazetesi yazarı Ferhat Ünlü, bugünkü yazısında kamuoyunun adını ilk kez duyduğu bir yapılanmadan söz etti. "Milli Damar" isimli yapılanma iddiaya göre Cemaat tasfiyesinin ardından oluşan boşluğu dolduruyor. Grubun "yeni Türkiye" gibi kavramların kendi buluşları olduğunu iddia ettiğini, Erdoğan'ı savunan bir görüntü çizdiklerini ancak Cemaat'le de işbirliği yaptığını söyleyen Ünlü, "Milli Damar" yapılanmasının savcılık kayıtlarına girdiğini, Türk yargısının gündeminde olduğunu söyledi. Ünlü, söz konusu grubun bürokrasi ve polis içinde örgütlü olduğunu ve birçok ismi "paralelci" ilan edip tasfiye ettirerek yol aldıklarını söyledi. İşte Ünlü'nün yazısında "Milli Damar"ı anlattığı o bölüm: YENİ TÜRKİYE'NİN MİMARLARIYMIŞ! Bu yeni Paralel Devlet, daha doğrusu devletçik yapılanmasının adı Milli Damar. Onlar kendilerine böyle diyorlar. 2006 yılından beri devlette örgütlendiklerini iddia ediyorlar. Hatta yapının mensuplarından olan bir şahıs görüştüğü kişilere bir kuruluş tarihi de veriyor: 14 Mayıs 2006. Pek yaygınlaşmayan 'Yeni Ankara' ve neredeyse Paralel Devlet kavramı kadar dolaşımda olan 'Yeni Türkiye' kavramlarının mucidinin ve daha ötesi 'Yeni Türkiye' projesinin mimarının da kendileri olduğunu öne sürüyorlar. Hatta "Tayyip Erdoğan bizim projemizi uyguluyor" bile diyebiliyorlar, ki bunun hilaf-ı hakikat olduğu izahtan vareste. Hatta ve hatta Cumhurbaşkanlığı makamından başlayarak devletin üst yönetimini yönlendirdikleri yalanını bile dile getiriyorlar. Milli Damarcılar, devlette etkili konumlarda görev yapan bürokratları kendi saflarını çekmek için lobi faaliyetleri yürütüyorlar, muvaffakiyet sağlayamadıklarında, bürokratlar işbirliğini reddettiklerinde onlar hakkında Paralelci, imam gibi aslı astarı olmayan söylentiler yayıyorlar. Görüştüğüm kaynaklar, Paralel Yapı ile Milli Damar'ı birleştiren bir üst akıl olduğu bilgisini veriyor. Milli Damarcılar'ın, Paralel Yapı'yla derin mahfillerde kuruluş tarihi olarak telaffuz ettikleri dönemden bu yana da ilişkileri var. Öyle olmasa 2007-2013 arasında PDY'nin devlete büyük oranda hakim olduğu hesaba katılırsa Milli Damar, Paralel Yapı'ya rağmen faaliyet yürütemezdi. Tahşiye gibi küçük gruplara bile kumpas kuran Paralel Yapı'nın, kendisini derin devlet olarak lanse edilen Milli Damar'a o dönemde hiç dokunmamış olması manidar. Üstelik edindiğim bilgilere göre Osman Hilmi Özdil'in talimatı ile bu gruba yakın isimlerin telefon trafiği sürekli izlenmesine rağmen… 'KOZANLI'YI SORGULADIK' İDDİASI Milli Damarcılar ise aksi yönde propagandalar yaymaya çalışıyorlar. Cemaatin Emniyet İmamı Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil ve MİT İmamı Sinan kod adlı Murat Karabulut'u fareli bir odada sorguladıklarını bile sürüyorlar. (Cemaatin imamları SABAH'ın haberlerinden sonra yurtdışına kaçmışlardı.) Bu tür dezenformasyonlarla Paralel Yapı'dan kuvvetli oldukları izlenimini yaymaya çalışıyorlar. Ancak Paralel Yapı ile en güçlü olduğu dönem şöyle dursun zayıfladığı şu süreçte bile savaşacak güçleri yok. Aksine devlette hizip yaratarak Paralel Yapı'nın amaçlarına hizmet ediyorlar. Paralel Yapı'nın devlete hâkim olduğu süreçte Kozanlı Ömer'in yardımcısı, Milli Damar hakkında teknik takip faaliyetleri ile epey istihbarat toplamış. Kozanlı Ömer de bu bilgileri Milli Damar'a karşı kullanarak yapıya mensup kişilerin kendi kontrolüne girmesini sağlamış. Bu istihbarat çalışmasını yapan kişide grubun yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler var. Hatta yapılanmanın arşivi bu kişide bile denilebilir. Paralel Yapı; Emniyet'te 'Yazıcı', 'Okuyucu', 'Hakyolcu' şeklindeki paralel devletçikler olduğu şayiasını yayarak kaos ortamında yeniden devlete hâkim olmayı amaçlıyor. Bu tür gruplar yok değil. Ancak devletin tehdit kabul edeceği niyet ve güce sahip değiller. Örgütlenme mazisi 40 yıllık bir geçmişe dayanan Paralel Yapı'nın tasfiyesinin ardından devlette güçlü örgütlenme ağı olmayan başka grupların böyle birden bire kontrolü ele geçirmesi mümkün değil. Ama Paralel Yapı ve ona hizmet eden Milli Damarcılara bakılırsa kendileri dışında herkes 'Yazıcı', 'Okuyucu' ya da 'Hakyolcu'. Emniyet'te Kemalettin Özdemir'e bağlı bir ekibin olduğu yönündeki spekülasyonlar da cemaate hizmet eden Psikolojik Harekât operasyonlarının bir parçası. Bu ekibe KÖZ grubu diyorlar, bu arada KÖZ sözünü ilk kullanan da Önder Aytaç. Hâlbuki Emniyet'te böyle bir ekip yok. Sosyal medyada devlet hesabına çalıştığı izlenimini yayan troll hesaplar da bu yanlış bilgiyi servis ediyor, hatta KÖZ ekibinin cemaatin denetiminde olduğunu ileri sürebiliyor. Milli Damarcılar denilen ekip de Kemalettin Özdemir'i kendilerinden uzak durduğu için hedef seçmiş durumdalar. Bu dezenformasyonlar onların da işine geliyor. Bir dönem Polis Akademisi imamlığı yapmış bir ismin, Milli Damar adına bürokratlarla görüşme yaptığı ve bürokratları yapılanma saflarına çekmeye çalıştığı belirtiliyor. Milli Damar, Eski İçişleri Bakanı Efkan Âlâ'ya nüfuz edemedi, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'e de nüfuz edemiyor. İstanbul Emniyeti'nin üst yönetimine de... Ancak Başbakanlık'ta görev yapmış, aforoz edilmiş bir müşavirin Milli Damar'ın kontrolünde olduğu bürokrasi camiasında bilinen bir gerçek. Milli Damarcılar, yargıda kendilerine yakın isimler üzerinden sahte tanıklıklarla yeni soruşturmalar açtırmaya çalışıyorlar. Cemaatle ilgisi olmayan insanları cemaatçilikle suçluyor, hatta onlara imam diyorlar. Bu amaçla kullanılan yalancı tanıklardan birine cemaatin eski Ankara imamının ev aldığı yönünde bir bilgi de var. Bu yalancı tanıklar üzerinden cemaatin zaten deşifre olmuş isimlerine cemaatle alakası olmayan isimleri de ekleyerek fişleme yapıyorlar. Bu da yine eski bir cemaat yöntemi. Bir diğer önemli detay ise şu: Milli Damarcılar PDY'nin Lideri Fethullah Gülen'in de Milli Damar üyesi olduğunu iddia ediyorlar. Ancak 2006 yılından beri -1999'dan bu yana Pensilvanya'da yaşayan- Gülen'in ABD kontrolünde, hatta esir olduğu söylentisini de yayarak "Kontrolü biz ele geçirmeliyiz" diyorlar. Grup kendilerinin başında da sözüm ona her şeyi önceden bilen Gülen gibi bir liderlerinin olduğu ve devletin üst yöneticilerinin bu kişiye fikir danıştığı yönünde algı yaratmaya çalışıyor. Yapılanmanın Emniyet'in İstihbarat, Terör, KOM gibi kritik birimlerinde adamları var. Ankara gibi önemli illerin istihbarat birimlerinde küçük çaplı örgütlenmeye gitmişler. Yapı içinde bazı emniyet müdürleri, daire başkanları var. Ayrıca Adalet Bakanlığı'nda da adamları bulunuyor. Grubun askeriyeye de kısmen sızdığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra bir medya ve ayrıca sivil toplum kuruluşu üzerinden de kamuoyu oluşturma faaliyeti yürütüyorlar. DEVLET BU YAPIYI BİLİYOR Devletin gücünü kullanarak korku imparatorluğu yaratma stratejisi ile de Paralel'den ilham alan bir yapılanma Milli Damar. Henüz devlet için büyük bir tehdit değil. Gücü ve etkinliği Paralel Yapı'ya kıyasla çok sınırlı olsa da Milli Damar'ın amaç ve yöntemleri PDY'nin amaç ve yöntemlerine fevkalade benziyor. Devlet hiyerarşisine paralel bir hiyerarşi tesis etme amacı ve bürokrat fişleme/ayağını kaydırma gibi artık klişeleşmiş cemaat metotları Milli Damar'da da mevcut. Devletin bu yapılanmanın farkında olduğunu ve ancak üç cephede devlet dışı örgüt yapılanmaları ile (PYD, PKK, IŞİD) mücadele içinde olduğu için şimdilik çok daha önemsiz görünen bu yapıyı sadece izlemekle yetindiğini ekleyelim. Yargı şu anda terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonların dosyaları ile meşgul. Ancak tıpkı Paralel Yapı gibi yargıyı önemseyen ve burada örgütlenmeye çalışan Milli Damar'ın devletin yargısının gündeminde olduğunu belirtelim. Devlet, yapılanmaya yakın duran kişilerin isimlerini de biliyor. Milli Damar yapılanması, çalışma arkadaşım SABAH Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek'in ifadeleriyle savcılık kayıtlarına da girmiş durumda. Araştırılması gereken hususlar; bu yapının da tıpkı Paralel Yapı gibi imamlarının bulunup bulunmadığı, devlet hiyerarşisine dışarıdan müdahale edip etmediği, nihai amacının ne olduğu gibi hususlardır. Milli Damar'a oportünist komploculardan müteşekkil ve PDY'ye kıyasla son derece zayıf bir marjinal grup olarak da bakılabilir ama devletin, Paralel Yapı'nın boşluğuna, onun varisi gibi yerleşmek isteyen bu gruba fırsat vermemesi gerekiyor. Bu tür yapılar, Paralel Devlet gibi tasfiye oldukça "Devlet zaafa uğruyor" diye propaganda yapıyorlar. Ancak devletin bu yapılarla mücadele etmesi elzem. Zira bizatihi varlıkları ile devlette zaaf yaratan kendileri. Odatv.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder