31 Ağustos 2016 Çarşamba

KİM KİMLE?KİM KİME HİZMET EDİYOR? AKP'li Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş ile Tokcanlar arasındaki kavgada, Keleş'in yardımcısının FETÖ'cü olduğunu ddia eden Ali Tokcan bu kez de Keleş'in ABD'deki şüpheli temaslarını gündeme getirdi. ABC Gazetesi Audi marka makam aracı olmadığı için ettiği sitemle Türkiye'nin gündemine gelen AKP'li Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş'in Avrasya Feribotu eyleminin lideri Muhammet Emin Tokcan'ın kardeşi Ali Tokcan ile girdiği polemik giderek büyüyor. Daha önce Keleş'in yardımcısı Ali Güney'in FETÖ'cü olduğunu iddia eden Ali Tokcan, bu kez de Keleş'in FETÖ ile ilişkili olduğunu idda etti ve AKP'li Başkan'ın ABD ziyareti sırasında yaptığı görüşmeleri gündeme getirdi. Düzce Belediyesi'nde mafyatik FETÖ kavgası 7 Haziran seçimlerinde AKP'den adaylık başvurusu yapan ancak eksik belgeler olduğu gerekçesi ile başvurusu kabul edilmeyen Avrasya Feribotu ve Swissotel baskını eylemlerinin bir numaralı faili Muhammet Emin Tokcan'ın kardeşi Ali Tokcan, geçtiğimiz günlerde Düzce Belediyesi'ndeki FETÖ'cü yapı hakkında bazı iddialarda bulunmuştu. Tokcan'ın bu iddialarına yanıt veren AKP'li Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş ise, 'Hesabını verecekler' dediği Ali Tokcan ve ailesine gözdağı vermiş ve FETÖ'cü olduğu iddia edilen yardımcısı Ali Güney'i 'yedirmeyeceğini' açıklamıştı. Bu restlemenin ardındn Tokcan ailesinin evleri ve işyerleri polis tarafından basılmış ve Ali Tokcan'ın kardeşi gözaltına alınmıştı. TOKCAN'DAN KELEŞ'İ ZORA SOKACAK İDDİA Sosyal medya hesabından yeni açıklamalarda bulunan Ali Tokcan, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş'in ABD ziyareti sırasında Fethullah Gülen'e 2011 yılında 'Barış Ödülü' veren ve 2003 yılında Süleymaniye'de Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayının sorumlularından ABD'li emekli asker Michael Barbero ile birlikteki fotoğraflarını paylaştı ve çeşitli iddiaları gündeme getirerek cevap vermesi için Keleş'e çağrıda bulundu. Tokcan'ın paylaşımı şöyle: HESAP VER KELEŞ Aşağıda birinci fotoğrafta en sağdaki kişi Allen Collinsworth. East & west institute adlı düşünce kuruluşunun mütevelli heyetinde olab bu kişiyle darbeden iki ay önce Amerikada neler görüştün neyin pazarlığını yaptın, East & west instituteyi yakından inceleyelim şimdi, dünyada sorunlu coğrafyalarda çözüm önerileri üreten CIA' nın gölge kuruluşu olarak çalışan bu örgütün şok olacağınız bi icraatını açıklayacağım, sıkı durun şimdi. Rockefellerların kurucusu olduğu bu örgüt 2011 yılı barış ödülünü durduk yerde Fethullah Gülen'e vermiştir ve Amerikadaki hamiliğini üstlenmiştir ve çok büyük ihtimal 15 temmuz darbesinin fikir babaları ve teşvik edicileridir. Gelelim ikinci fotoya; burada Keleşle gayet samimi poz veren kişi Amerikan ordusundan General Michael Barbero'dur kendisi ırak işgalinin başındaki ( aynı zamanda türk askerinin başına çuval geçiren )General Petrausun yardımcısı olarak işgalde görev almıştır Petraus şu anda CIA genel koordinatörlük görevini yürütmektedir, Barbero darbeden iki ay önce basına verdiği mülakatta Nato ve ABD'nin Türkiyeye karşı tavrını sertleştirmesi gerektiğini söyleyerek darbenin ilk işaret fişeğini veren kişidir, ve ilerde ortaya çıkacaktır mutlaka türkiyenin işgalini de organize etmesi düşünülen kişi bu adamdır. Şimdi soruyorum darbeden iki ay önce, Amerikaya giderek bu adamlarla ne görüştün sana neler vaad ettiler, Seyahate çıkarken beraberindeki heyeti önden göndererek son dakka pasaportunu kaybettiğini iddia ederek bir gün gecikmeli gittin mi, o bir günde istanbulda eski başkonsolosla görüştün mü? Evet keleş efendi çık şimdi bunların izahatını ver bakalım bu CİA ajanlarıyla ne işin var senin. Her zaman yaptığın gibi pişkin pişkin gülerek yaw ne var bunda resepsiyona davet edildim ben de gittim facebookada koydum zaten deme, kimse yemez bunları bu darbe planlayıcılarıyla herkes oturup kalkamaz herkezi toplantılarına davet etmezler bunlar, bu bilgi ve belgeleri Ankarada tüm yetkili mercilere iletiyorum ve hakkında suç duyurusunda bulunuyorum haberin olsun. (Herkes paylaşsın ki bu adamın gerçek yüzünü herkes görsün) AKP'DEN ADAYLIK BAŞVURUSUNDA BULUNMUŞTU Çeçen-Rus savaşı sırasında Çeçenistan'da destek için yanındaki arkadaşları ile birlikte Avrasya Feribotunu kaçıran, tahliye olduktan sonra da bu kez İstanbul'da Swissotel baskınını gerçekleştiren ekibin başında yer alan Muhammet Emin Tokcan, 7 Haziran seçimlerinde AKP'den milletvekili olmak için başvuruda bulunmuştu.AKP’den aday adayı olmak isteyen Muhammet Emin Tokcan’ın başvuru dosyasını bizzat teslim etmediği için başvurusunun geçerli olmadığı AKP İl Başkanlığı tarafından açıklanmıştı. AKP'den milletvekili adayı olmak isteyen Muhammet Emin Tokcan’ın adaylık başvuru dosyasını Ali Tokcan teslim etti fakat Tokcan teslim makbuzunu almadı. Tokcan’ın başvuruda çıkan eksik evraklarını ertesi gün tamamlayacağını söyleyerek ayrıldığı açıklanmış,Muhammet Emin Tokcan’ın başvurusunun bizzat parti binasına gelerek teslim etmediği için geçerli kabul edilmemişti. AKP İl Başkanlığı ise yaptığı yazılı açıklamada şunları ifade etmişti: "7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan ve ülkemiz için çok önemli bir sürecin başlangıcı olacak olan 7 Haziran Milletvekilliği seçimleri aday adaylığı başvuru süreci 20 Şubat 2015 Cuma günü saat 19.00’da sona ermiştir. Saat 18.00’da Muhammet Emin Tokcan isimli aday adayı başvurusunu Ak Parti İl Teşkilatı sekretaryamıza gelmiştir. Ancak şahsın kendisinin bizzat gelip aday adaylığı başvurusunu yapmamasından dolayı ‘Alındı Belgesi’ verilmemiştir. Başvuru saatimiz 20 Şubat 2015 saat 19.00’da tamamlandığından böyle bir aday adaylık başvurusu yoktur. Başka bir şahsın dosyayı getirmesi, ‘Alındı Belgesi’nin verilmemesi sebebiyle şahsın aday adalığı söz konusu değildir ve Ak Parti ile hiçbir alakası yoktur.” abcgazetesi.com

29 Ağustos 2016 Pazartesi

ÜLKEMİZDE BAYRAK SATICISINI BİLE TUTUKLAYAN BAZI ZİHNİYET TABİKİ MİLLİ BAYRAMLARIMIZI LAYIKIYLA KUTLAMAZ KUTLATMAZ!! KORKU DAĞI YARATIP HER GÜN BİNLERCE İNSANA SOKAĞA ÇIKIN,NÖBET TUTTUN DENMİŞTİ PEKİ NEDEN BU İNSANLARA AYNI ŞEKİLDE MİLLİ BAYRAMIMIZDA SOKAKLARA ÇIKIN DENMEDİ! NEDEN HEP MİLLİ BAYRAMLARDA BİRİLERİNİN BAHANELERİ VAR?NEDEN SAVUNMA BAKANI BENİM İÇİN BAYRAMIN ÖNEMİ YOK DER?BU KEYFİYETMİDİR?EĞER ÜLKEMİZDE MİLLİ BİRLİK DİRLİK İSTENİYORSA ÖNCE MİLLİ BAYRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKACAKSINIZ!! TEHLİKEYİ BAHANE ETMİYECEKSİNİZ BU MİLLETE TEHLİKE VIZ GELİR GEÇER ÖRNEĞİ DARBE GÜNÜ VERİLMİŞKEN İNSANLARI KANDIRMAYIN ARTIK.

28 Ağustos 2016 Pazar

AKPLİ BELEDİYELERİN ÇOĞU FETOCU OLDUĞUNDAN AKP SIKIŞMIŞ DURUMDA,ACİL SEÇİME GİTMEK ZORUNDALAR EĞER AKP ŞİMDİ BELEDİYE BAŞKANLARINI,YARDIMCILARINI GÖREVDEN ALACAK OLSA AKP DARMADAĞIN OLACAK!! ŞUANDA BİÇARELER,AYNI ŞEY MİLLETVEKİLLERİ İÇİNDE ÖYLE BELKİDE MİLLETVEKİLİ VE BELEDİYE SEÇİMLERİNİ BİR ARADA 7,8 AYA YAPABİLİRLER DEMEDİ DEMEYİN!! AK Parti'den CHP ve MHP'ye sürpriz seçim önerisiAnayasa paketi görüşmeleri sürerken, Ak Parti’nin CHP ve MHP’ye, ‘Yerel seçim öne alınsın, genel seçimler yeniden 5 yılda bir yapılsın’ şeklinde öneri sunduğu ortaya çıktı. Ak Parti’nin mini Anayasa paketi görüşmelerinde CHP ve MHP’ye yerel ve genel seçimlerle ilgili sürpriz öneriler sunduğu ortaya çıktı. Ak Parti’den Genel Sekreter Abdülhamit Gül, CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve MHP’den afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak’ın katılımıyla oluşturulan üçlü komisyon, 12 Ağustos’ta start verdikleri çalışmalarının ilk tur görüşmelerini 19 Ağustos’ta tamamladı. Beş toplantılık ilk tur müzakerelerde partiler mini anayasa paketinde yer almasını istedikleri önerilerini “başlıklar” halinde birbirine sundu. Üzerinde üçlü mutabakat sağlanabilecek başlıkların, her partinin yetkili kurullarında tartışılıp netleştirilmesi için çalışmalarına ara veren komisyonun 31 Ağustos’ta pakette yer alacak maddeleri kesinleştirip hemen ardından sözkonusu maddelerin metin yazımları için yeniden biraraya gelmesi bekleniyor. Üçlü komisyonda görev yapan parti kurmayları toplantılar süresince çalışmaların içeriği ve gelinen noktaya ilişkin “ser verip, sır vermeme” tavrı sergilerken, parti yetkili kurullarına yapılan sunumlar, görüşmelerde “seçim” başlığının da ele alındığını ortaya koydu. Mevcut anayasa uyarınca cumhurbaşkanının halk tarafından seçimi, milletvekili genel seçimleri ve mahalli idareler seçimleri 5 yılda bir yapılıyor. Milletvekili genel veya ara seçiminden önceki ya da sonraki 1 yıl içinde yapılması gereken yerel seçimler ise yine anayasa hükmü uyarınca genel seçimle birlikte gerçekleştiriliyor. Bu hüküm nedeniyle Mart 2019’da yapılması gereken yerel seçimler, genel seçimle birleştirilerek yapılacak. Anayasada herhangi bir değişikliğe gidilmezse bu çerçevede Türkiye’yi Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı, erken seçim sürprizi yaşanmazsa Ekim’de de genel ve yerel seçimler olmak üzere 2019’da üç seçim bekliyor. Türkiye üç kritik seçim için 2019’da sandık başına gitmeyi beklerken, iktidar ve muhalefet kaynaklarından edinilen bilgiye göre Ak Parti, mini anayasa paketi görüşmelerinde yerel ve genel seçimlerle ilgili önerileri de masaya getirdi. Üç yılda üç sandık Görüşmelerde Ak Parti’nin yerel seçimlerin Ekim 2018’e çekilmesini, genel seçim döneminin de yeniden 5 yıla çıkarılmasını önerdi. 2011 seçimleri öncesi Anayasa değişikliğiyle genel seçim süresi 5 yıldan 4 yıla indirilmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde 2013’te yaptığı bir konuşmada bu değişikliği “hata” olarak nitelendirip, pişmanlığını ifade etmişti. Erdoğan, “Bir yanlış yaptık 5 yıl olan seçim süresini 4 yıla indirdik, o zamanki bizimle cumhurbaşkanlığı seçimleri, seçimlerin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi gibi muhalefette olan bir partinin teklifini, biz bunlar ‘ciddidir dürüsttür’ diyerek, ona aldandık, ona kandık ve maalesef 4 yıla indirilmesiyle ilgili değişikliği yaptık. Yanlış yaptık, çünkü 4 yıl bir hizmet süresi için yeterli değil. Bunun 5 yıl olması lazım” demişti. Ak Parti’nin Erdoğan’ın da istediği seçimlerin 5 yılda bir yapılması önerisi kapsamında, bu uygulamanın 1 Kasım 2015’te 4 yıllığına oluşan 26. dönem parlamentosunu da kapsamasını istediği belirtildi. Ak Parti’nin bunun için Anayasa’ya geçici madde eklenmesi formülü üzerinde durduğu kaydedildi. Muhalefetin kabul etmesi halinde 2019’da sadece Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirilecek. Yerel seçimler Ekim 2018’de, genel seçimler ise Ekim 2020’de yapılacak. ‘Şık olmaz’ Ancak Ak Parti içinde 4 yıllığına seçilen 26. dönem parlamentosunun görev süresinin 1 yıl uzatılmasının şık olmayacağı eleştirilerinin dillendirildiği öğrenildi. Muhalefetin genel seçimlerin 5 yılda bir yapılmasına onay verebileceği ancak mevcut parlamento için uygulanmasına sıcak bakmayabileceği değerlendirmeleri de yapılan Ak Parti’de, seçim döneminin 5 yıla çekilmesinin 27. dönem parlamentosundan itibaren geçerli sayılmasının CHP ve MHP’nin bu öneriye daha sıcak bakmasını sağlayabileceği ifade ediliyor. Şebnem Hoşgör - Milliyet gazetesi
ŞİMDİDE DEVLETİ BAŞKA CEMAATLER VE MİLLİ DAMARCI DENİLEN GİZLİ GÜÇLERMİ ELE GEÇİRİYOR? Hanefi Avcı'dan ‘Milli Damar Grubu’ iddiası Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yapılanmaya başladığını iddia ettiği ‘Milli Damar Grubu’ ile ilgili olarak ifade verdi. Bu kişiler 2006 yılında C.A isimli şahsın liderliğinde örgütlenmişlerdir. Milli Damar suç örgütünün yönetici ve üyelerinin bilebildiklerimin isimlerini yazdım. Bu kişilerin Milli Damar suç örgütü içerisindeki konumlarını ve yaptıkları eylemleri bizzat bilmiyorum. Ancak bu kişilerden ikisinin çok etkili olduklarını biliyorum. Bunlar çeşitli kurumlara gönderilerek görevli olmadıkları, kendilerini ilgilendirmeyen sahalarda militanlık yapmaktadırlar. Bunlardan biri Ankara eski İstihbarat Şube Müdürü C.U, diğeri ise İstihbarat Daire Başkanlığı Şube Müdür K.Ö’dür. Sabah gazetesi yazarı Ferhat Ünlü, bugünkü yazısında kamuoyunun adını ilk kez duyduğu bir yapılanmadan söz etti. "Milli Damar" isimli yapılanma iddiaya göre Cemaat tasfiyesinin ardından oluşan boşluğu dolduruyor. Grubun "yeni Türkiye" gibi kavramların kendi buluşları olduğunu iddia ettiğini, Erdoğan'ı savunan bir görüntü çizdiklerini ancak Cemaat'le de işbirliği yaptığını söyleyen Ünlü, "Milli Damar" yapılanmasının savcılık kayıtlarına girdiğini, Türk yargısının gündeminde olduğunu söyledi. Ünlü, söz konusu grubun bürokrasi ve polis içinde örgütlü olduğunu ve birçok ismi "paralelci" ilan edip tasfiye ettirerek yol aldıklarını söyledi. İşte Ünlü'nün yazısında "Milli Damar"ı anlattığı o bölüm: YENİ TÜRKİYE'NİN MİMARLARIYMIŞ! Bu yeni Paralel Devlet, daha doğrusu devletçik yapılanmasının adı Milli Damar. Onlar kendilerine böyle diyorlar. 2006 yılından beri devlette örgütlendiklerini iddia ediyorlar. Hatta yapının mensuplarından olan bir şahıs görüştüğü kişilere bir kuruluş tarihi de veriyor: 14 Mayıs 2006. Pek yaygınlaşmayan 'Yeni Ankara' ve neredeyse Paralel Devlet kavramı kadar dolaşımda olan 'Yeni Türkiye' kavramlarının mucidinin ve daha ötesi 'Yeni Türkiye' projesinin mimarının da kendileri olduğunu öne sürüyorlar. Hatta "Tayyip Erdoğan bizim projemizi uyguluyor" bile diyebiliyorlar, ki bunun hilaf-ı hakikat olduğu izahtan vareste. Hatta ve hatta Cumhurbaşkanlığı makamından başlayarak devletin üst yönetimini yönlendirdikleri yalanını bile dile getiriyorlar. Milli Damarcılar, devlette etkili konumlarda görev yapan bürokratları kendi saflarını çekmek için lobi faaliyetleri yürütüyorlar, muvaffakiyet sağlayamadıklarında, bürokratlar işbirliğini reddettiklerinde onlar hakkında Paralelci, imam gibi aslı astarı olmayan söylentiler yayıyorlar. Görüştüğüm kaynaklar, Paralel Yapı ile Milli Damar'ı birleştiren bir üst akıl olduğu bilgisini veriyor. Milli Damarcılar'ın, Paralel Yapı'yla derin mahfillerde kuruluş tarihi olarak telaffuz ettikleri dönemden bu yana da ilişkileri var. Öyle olmasa 2007-2013 arasında PDY'nin devlete büyük oranda hakim olduğu hesaba katılırsa Milli Damar, Paralel Yapı'ya rağmen faaliyet yürütemezdi. Tahşiye gibi küçük gruplara bile kumpas kuran Paralel Yapı'nın, kendisini derin devlet olarak lanse edilen Milli Damar'a o dönemde hiç dokunmamış olması manidar. Üstelik edindiğim bilgilere göre Osman Hilmi Özdil'in talimatı ile bu gruba yakın isimlerin telefon trafiği sürekli izlenmesine rağmen… 'KOZANLI'YI SORGULADIK' İDDİASI Milli Damarcılar ise aksi yönde propagandalar yaymaya çalışıyorlar. Cemaatin Emniyet İmamı Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil ve MİT İmamı Sinan kod adlı Murat Karabulut'u fareli bir odada sorguladıklarını bile sürüyorlar. (Cemaatin imamları SABAH'ın haberlerinden sonra yurtdışına kaçmışlardı.) Bu tür dezenformasyonlarla Paralel Yapı'dan kuvvetli oldukları izlenimini yaymaya çalışıyorlar. Ancak Paralel Yapı ile en güçlü olduğu dönem şöyle dursun zayıfladığı şu süreçte bile savaşacak güçleri yok. Aksine devlette hizip yaratarak Paralel Yapı'nın amaçlarına hizmet ediyorlar. Paralel Yapı'nın devlete hâkim olduğu süreçte Kozanlı Ömer'in yardımcısı, Milli Damar hakkında teknik takip faaliyetleri ile epey istihbarat toplamış. Kozanlı Ömer de bu bilgileri Milli Damar'a karşı kullanarak yapıya mensup kişilerin kendi kontrolüne girmesini sağlamış. Bu istihbarat çalışmasını yapan kişide grubun yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler var. Hatta yapılanmanın arşivi bu kişide bile denilebilir. Paralel Yapı; Emniyet'te 'Yazıcı', 'Okuyucu', 'Hakyolcu' şeklindeki paralel devletçikler olduğu şayiasını yayarak kaos ortamında yeniden devlete hâkim olmayı amaçlıyor. Bu tür gruplar yok değil. Ancak devletin tehdit kabul edeceği niyet ve güce sahip değiller. Örgütlenme mazisi 40 yıllık bir geçmişe dayanan Paralel Yapı'nın tasfiyesinin ardından devlette güçlü örgütlenme ağı olmayan başka grupların böyle birden bire kontrolü ele geçirmesi mümkün değil. Ama Paralel Yapı ve ona hizmet eden Milli Damarcılara bakılırsa kendileri dışında herkes 'Yazıcı', 'Okuyucu' ya da 'Hakyolcu'. Emniyet'te Kemalettin Özdemir'e bağlı bir ekibin olduğu yönündeki spekülasyonlar da cemaate hizmet eden Psikolojik Harekât operasyonlarının bir parçası. Bu ekibe KÖZ grubu diyorlar, bu arada KÖZ sözünü ilk kullanan da Önder Aytaç. Hâlbuki Emniyet'te böyle bir ekip yok. Sosyal medyada devlet hesabına çalıştığı izlenimini yayan troll hesaplar da bu yanlış bilgiyi servis ediyor, hatta KÖZ ekibinin cemaatin denetiminde olduğunu ileri sürebiliyor. Milli Damarcılar denilen ekip de Kemalettin Özdemir'i kendilerinden uzak durduğu için hedef seçmiş durumdalar. Bu dezenformasyonlar onların da işine geliyor. Bir dönem Polis Akademisi imamlığı yapmış bir ismin, Milli Damar adına bürokratlarla görüşme yaptığı ve bürokratları yapılanma saflarına çekmeye çalıştığı belirtiliyor. Milli Damar, Eski İçişleri Bakanı Efkan Âlâ'ya nüfuz edemedi, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'e de nüfuz edemiyor. İstanbul Emniyeti'nin üst yönetimine de... Ancak Başbakanlık'ta görev yapmış, aforoz edilmiş bir müşavirin Milli Damar'ın kontrolünde olduğu bürokrasi camiasında bilinen bir gerçek. Milli Damarcılar, yargıda kendilerine yakın isimler üzerinden sahte tanıklıklarla yeni soruşturmalar açtırmaya çalışıyorlar. Cemaatle ilgisi olmayan insanları cemaatçilikle suçluyor, hatta onlara imam diyorlar. Bu amaçla kullanılan yalancı tanıklardan birine cemaatin eski Ankara imamının ev aldığı yönünde bir bilgi de var. Bu yalancı tanıklar üzerinden cemaatin zaten deşifre olmuş isimlerine cemaatle alakası olmayan isimleri de ekleyerek fişleme yapıyorlar. Bu da yine eski bir cemaat yöntemi. Bir diğer önemli detay ise şu: Milli Damarcılar PDY'nin Lideri Fethullah Gülen'in de Milli Damar üyesi olduğunu iddia ediyorlar. Ancak 2006 yılından beri -1999'dan bu yana Pensilvanya'da yaşayan- Gülen'in ABD kontrolünde, hatta esir olduğu söylentisini de yayarak "Kontrolü biz ele geçirmeliyiz" diyorlar. Grup kendilerinin başında da sözüm ona her şeyi önceden bilen Gülen gibi bir liderlerinin olduğu ve devletin üst yöneticilerinin bu kişiye fikir danıştığı yönünde algı yaratmaya çalışıyor. Yapılanmanın Emniyet'in İstihbarat, Terör, KOM gibi kritik birimlerinde adamları var. Ankara gibi önemli illerin istihbarat birimlerinde küçük çaplı örgütlenmeye gitmişler. Yapı içinde bazı emniyet müdürleri, daire başkanları var. Ayrıca Adalet Bakanlığı'nda da adamları bulunuyor. Grubun askeriyeye de kısmen sızdığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra bir medya ve ayrıca sivil toplum kuruluşu üzerinden de kamuoyu oluşturma faaliyeti yürütüyorlar. DEVLET BU YAPIYI BİLİYOR Devletin gücünü kullanarak korku imparatorluğu yaratma stratejisi ile de Paralel'den ilham alan bir yapılanma Milli Damar. Henüz devlet için büyük bir tehdit değil. Gücü ve etkinliği Paralel Yapı'ya kıyasla çok sınırlı olsa da Milli Damar'ın amaç ve yöntemleri PDY'nin amaç ve yöntemlerine fevkalade benziyor. Devlet hiyerarşisine paralel bir hiyerarşi tesis etme amacı ve bürokrat fişleme/ayağını kaydırma gibi artık klişeleşmiş cemaat metotları Milli Damar'da da mevcut. Devletin bu yapılanmanın farkında olduğunu ve ancak üç cephede devlet dışı örgüt yapılanmaları ile (PYD, PKK, IŞİD) mücadele içinde olduğu için şimdilik çok daha önemsiz görünen bu yapıyı sadece izlemekle yetindiğini ekleyelim. Yargı şu anda terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonların dosyaları ile meşgul. Ancak tıpkı Paralel Yapı gibi yargıyı önemseyen ve burada örgütlenmeye çalışan Milli Damar'ın devletin yargısının gündeminde olduğunu belirtelim. Devlet, yapılanmaya yakın duran kişilerin isimlerini de biliyor. Milli Damar yapılanması, çalışma arkadaşım SABAH Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek'in ifadeleriyle savcılık kayıtlarına da girmiş durumda. Araştırılması gereken hususlar; bu yapının da tıpkı Paralel Yapı gibi imamlarının bulunup bulunmadığı, devlet hiyerarşisine dışarıdan müdahale edip etmediği, nihai amacının ne olduğu gibi hususlardır. Milli Damar'a oportünist komploculardan müteşekkil ve PDY'ye kıyasla son derece zayıf bir marjinal grup olarak da bakılabilir ama devletin, Paralel Yapı'nın boşluğuna, onun varisi gibi yerleşmek isteyen bu gruba fırsat vermemesi gerekiyor. Bu tür yapılar, Paralel Devlet gibi tasfiye oldukça "Devlet zaafa uğruyor" diye propaganda yapıyorlar. Ancak devletin bu yapılarla mücadele etmesi elzem. Zira bizatihi varlıkları ile devlette zaaf yaratan kendileri. Odatv.com

27 Ağustos 2016 Cumartesi

NE KADAR ACI! LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN NE KADAR SAÇMA BİR ANLAYIŞLA İNSANLAR GERÇEK KİMLİKLERİNİ.DİNLERİNİ SAKLAMAK ZORUNDA KALIYORLAR NE HAKLA,NE MANTIKLA KENDİNİ BİLMEZLER İNSANLARA KİMLİK VE DİNLERİNDEN SALDIRIRLAR? İNSANLAR MECBUR KALIP KİMLİKLERİNİ DİNLERİNİ GİZLEYEREK TOPLUMDA YAŞAMAK ZORUNDA BIRAKILMIŞLAR BU GERÇEKTEN ÇOK ACI,UNUTMAYIN AYNILARINI BULGARİSTANDA YAPILINCA NASILDA KIZMIŞTIK TEPKİ GÖSTERMİŞTİK,ŞU ANDA IRAK VE SURİYEDE YAPILAN SOYDAŞLARIMIZA YAPILINCADA KIZIYORUZ,DEMEKKİ KİMSENİN KİMSEYE BUNU YAPMAMASI GEREKİR!! BAKIN SEVDİĞİMİZ KARAKTERLER MEĞERSE BAŞKA ETNİK VE DİNDENMİŞ!! BEN ONLARI KEŞKE KENDİ KİMLİKLERİNDE TANIYIP SEVSEYDİM BEN BU GÜZEL İNSANLARI KARAKTERLERİYLE SEVDİM NE DİNİ NE ETNİĞİ BENİ ASLA İLGİLENDİRMİYOR HEPSİNE ALLAH RAHMET ETSİN HEPSİ ÜLKEMİZİN ZENGİNLİKLERİYDİ. Öleyim, ondan sonra yaz Ermeni olduğumu Sadece oyuncu değil, sıra dışı bir sinema emekçisiydi. Çok sayıda filmin müziğini yaptı. Şarkılar yazdı, ona ait olduğunu bilmeden dinledik. Ömrünü Sami Hazinses olarak yaşadı. Sonra doğduğunda verilen adla Samuel Agop Uluçyan olarak ayrıldı aramızdan. sami ic 27 Ağu `16 08:39 (Son Güncelleme 27 Ağu `16 10:18) Süleyman Çeliker sceliker@gazeteduvar.com.tr DUVAR – 1925 yılında Diyarbakır’ın eski adı Pîran olan Dicle ilçesinin, eski adı Herêdan olan Kırkpınar köyünde, dünyaya geldi. Eski adı Samuel Agop Uluçyan’dı! 1927 yılında, şimdi yerle bir olan Sur’un, eski adı Hançepek olan Hasırlı mahallesine yerleşti. Hançepek, Mıgırdiç Margosyan’ın kitabına adını veren Gavur mahallesidir. İlkokulu bitirdikten sonra okumadı. Kentteki Ermenilerin çoğu gibi puşicilik yapmaya başladı. Ufak tefek, ele avuca sığmaz, yanık sesli bir delikanlıydı. Müzikteki yeteneği kısa sürede dikkatleri çekti. 20’li yaşlarında Celal Güzelses’in yönettiği Diyarbakır Musiki Cemiyeti’nin bir üyesiydi. GÜL VE VİKTORYA Sonra Diyarbakır ona dar geldi. Buraya kadar olanları anlatan Şeyhmus Diken’in aktardığına göre imkansız aşkı Gül’e kavuşma umudu kalmadığı, başka bir rivayete göre de kız kardeşi Viktorya’nın sevdiğiyle evlenmesine izin vermeyen babasına kızdığı için İstanbul’un yolunu tuttu. Yıl 1950’ydi. İmkansız aşkı Gül’ü hiç unutmadı. Daha sonra yazacağı bütün şarkıları Gül için olacaktı… Diyarbakır’dan İstanbul’a gelen hemen herkes gibi hemşerilerini bulup onların kaldığı eve yerleşti. Kendisi gibi asıl adlarını kullanmayan Danyal Topatan, Vahi Öz’dü bu hemşerileri. DOKUMA MAKİNASINDAN ZEKİ MÜREN’E BESTE Sonra bir kumaş fabrikasında işe başladı. Dokuma makinasının gürültüsü bir metronom olup takılmıştı kulağına. O metronomu melodilere aktarıp ‘Bir Dilbere Müptelâdır Gönlüm’ şarkısını besteledi. Şarkıyı ilk seslendiren o dönem yıldızı yeni yeni parlamakta olan Zeki Müren’di. O günlerde, hemşerisi olan film yapımcısı Mümtaz Alpaslan’ı bulunca hayatının seyri değişecekti. Alpaslan’ın filmlerinden birinin müziğini yaptı. Bu filmde canlandırdığı kısa bir rolle de oyunculuk alemine adım atmış oldu. Bir kere girmişti Yeşilçam’ın büyüleyici, bir o kadar da çileli kapısından. Kısa süre sonra Mahir Canova’nın yönettiği Kara Davut filminde boy gösterdi. Rolü küçüktü ama filmin oyuncuları arasında dönemin starları Cüneyt Gökçer, Altan Karındaş, Atıf Kaptan ve Muhterem Nur vardı. Yeşilçam’da hatta dünya sinemasında benzerine pek rastlanmayan bir figür olarak kalacaktı 40 yıl boyunca. Bir yandan küçük rollerle ekmeğini kazanırken bir yandan da film müzikleri yapıyor, şarkı sözleri yazıyor, besteler yapıyordu. Bestelediği eserlerin bir çoğu kısa sürede popüler oluyordu. ‘YETER AĞLATMA BENİ’ Bunlardan bugün en bilinenleri Sevim Tanürek’in seslendirdiği, ‘Derdimi Kimlere Desem’ ile Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses’in de söylediği ‘Yeter Ağlatma Beni’dir. 1960 yılında çekilen Şoför Nebahat filminde daha dişe dokunur bir rolü vardı. Filmin adını taşıyan şarkıya yaptığı beste dilden dile dolaştı o dönem. Müzisyen yanıyla kısa sürede yapımcı ve yönetmenlerin dikkatini çekti. Sonraki yıllarda 100’den fazla filme müzik yapacaktı. Şoför Nebahat 40 yılı aşkın sinema yaşamında kaç filmde imzası olduğu tam olarak bilinmiyor. Bine yakın filmi olduğunu söyleyen bile var. KUPÜRLER VE MESAM ÜYE LİSTESİ Ancak bu 40 yıl boyunca hep yalnız yaşadı, çok az kişi çalıyordu kapısını. Gazetelerde de fazla boy gösteren biri değildi. Bu yüzden midir bilinmez, ömrünün son yıllarında ceplerinde gazetelerde çıkan kendisiyle ilgili haberlerin kupürleriyle dolaştı hep. Bir de MESAM üyelerinin listesinin olduğu bir broşürü hiç ayırmazdı yanından. Listede adının olduğu satırı kalemle işaretlemişti. Bu kupürlerle, adının yer aldığı MESAM listesini, oyuncağını gösteren bir çocuğun heyecanlı sevinciyle gösterirdi yanındakilere. ‘ÖLDÜKTEN SONRA YAZ, ŞİMDİ BOŞ VER’ Kendisiyle yapılan ender söyleşilerden biri 1995 yılına ait. Ancak söylediklerinin öldükten sonra yazılmasını istiyor. Öyle skandal yaratacak sözler söylediği için falan değil. Sadece Ermeni olduğunun bilinmesini istemiyordu. Gerçek kimliğinin bilinmesini neden istemediği sorusuna önce öfkeyle “Ermeni değilim ben” diye yanıt vermişti. Sonra durumu kabullenmiş, başını yana eğerek, “Eski sempati kalmıyor. Onun için istemiyorum. Yazma bunları. Öleyim, ondan sonra. Öldükten sonra yaz, şimdi boş ver” demişti. sami1 Sami Hazinses & Münir Özkul ~ Don Kişot (Sahte Şövalye) 1971 Ama bir yandan da deli doludur. 1959 yılında Atıf Yılmaz’ın yönettiği ‘Karacaoğlan’ın Kara Sevdası’ filminin çekimleri için gittiği Adana’da aşka tutulur. Filmi çektikleri çiftlikte karşılaştığı bu kızdan da sevgisine karşılık bulamayınca kendini kaybeder, “Ben bu kızı kaçıracağım” diye tutturur. YOL KENARINDA HÜNGÜR HÜNGÜR Danyal Topatan, Vahi Öz ve Kadir Savun zor tutarlar. Sonra kayıplara karışır. Çekimler bitmiş yola çıkacaklardır ama o ortalarda yoktur. Sonra yol kenarına oturmuş hüngür hüngür ağlar halde bulurlar. Zor ikna edip alırlar otobüse. Bildiğimiz ‘son aşkı’ ise sadece karşılıksız kalmayacak, işini kaybetmesine de neden olacaktır. Setlerde gördüğü Yeşilçam’ın bir oyuncusuna aşık olmuştur bu kez. İçli gecelerinde bir şiir yazar. Dayanamaz aşkını anlatır, bu şiiri okur arkadaşlarına. Aşık olduğu kadın ise Yeşilçam’ın o dönem en çok film üreten yapımcılarından birisinin sevgilisidir. Olayı duyan yapımcı onu kara listeye alır ve bir daha onun setlerin kapısından içeri adım atmasına izin vermez. DAĞLARA TEPELERE GAZEL Derdini, duygularını kimseye anlatamaz. Yalnızlığını paylaşmak için dağlara tepelere çıkıp gözü yaşlı gazeller okuduğu rivayet edilir. O kadar derin bir yara açmıştır ki bu yalnızlık onda ömrünün son yıllarında Okmeydanı SSK Hastanesi’nde yatarken, sevenlerinin ricasıyla, daha rahat etsin diye 7 kişilik bir odadan özel odaya alınınca kıyameti koparır. “Ben eski odamda mutluydum. Ömür boyu yalnız yaşadım. Bari burada yalnız bırakmayın” diye tutturunca tekrar yerleştirirler 7 kişilik hasta odasına. 1990’lı yıllardan sonra Yeşilçam unutur onu. Ne bir rol teklif eden ne de film müziği isteyen vardır. Zor günler yaşamakta, kiralık bir evde, tek başına hayata tutunmaya çalışmaktadır. Yaşı ilerledikçe birbiri ardına hastalıklar çalmaya başlar kapısını. Hafıza kaybı, yüksek tansiyon, prostat, şeker hastalığı… SOKAK ORTASINDA DÜŞÜP KALINCA Üzerinde neredeyse yerlerde sürünen siyah bir palto, ayağında eski bir ayakkabı, soğuk bir kış günü sokakta yürürken, düşüp kalça kemiğini kırar. Çevreden geçenler tarafından hastaneye kaldırılır. Uzun süre hastanede yatar. Ameliyatla protez bir kalça kemiği takılır ancak sinir sistemi iyiden iye bozulmuştur. Hastaneden gitmek için ortalığı yıkar, serumları parçalar. Sürekli sakinleştirici verip ellerini ayaklarını yatağa bağlarlar. Bir kaç eski dost dışında hastane günlerinde de kimse çalmaz kapısını. Taburcu olunca Göztepe Semiha Şakir Huzurevi’ne yerleştirirler. Artık tekerlekli sandalyeyle sürdürmektedir hayatını. Güçlükle konuşabilmekte, sorulara kısa yanıtlar vermektedir. sami2 Sami Hazinses ömrünün çoğu gibi, son yıllarını da yalnız yaşadı. Bir süre sonra tekrar rahatsızlanır ve Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırılır. 77 yıllık hayat yolculuğunun sonuna gelmiştir. 22 Ağustos 2002’de hayata gözlerini yumar. Kaldığı huzurevinde bir cenaze töreni yapılır önce. Cenazede sadece ölüm için sırasını bekleyen huzurevi sakinleri saf tutar. Sonra Kadıköy Surp Takavor Kilisesi’nde yapılan törenin ardından Hasanpaşa Ermeni Mezarlığı’na defnedilir. Mezarlıktaki törende Yeşilçam’daki bir kaç dostu dışında kimseler yoktur. DANYAL TOPATAN’IN ACISI Yallar önce bir gün bir arkadaşıyla konuşurken 1975’te ölen Danyal Topatan gelmişti aklına: “Yapayalnız açlık içinde öldü. Cenazesi bile bomboştu. Nasıl da üzülmüştüm. Bu vefasızlığa çok Kahroluyorum. Olur mu böyle şey, olur mu? Biz vatan haini miyiz.” Onun son yıllarıyla cenaze töreni de eski ev arkadaşı Danyal Topatan’dan farksız olmuştu. Ve yıllar sonra aynı sözleri bir başka Yeşilçam emektarı onun için söyleyecekti belki de. Gavur Mahllesi’nin yazarı Migirdiç Magrosyan’ın hemşerisiydi. Magrosyan, Gavur Mahallesi adlı kitabında onun ailesinden de söz eder. Bebası Tasci Zifkar, annesi Enna Uluçyan’dır. İki kardeşi daha vardır Viktorya ile Niso. Viktorya, babasının sevdiği adamla evlenmesine izin vermediği, başkasıyla evlendirildikten bir süre sonra da hastalanıp ölen kardeşidir. Niso ise annesi ve babasıyla Beyrut’a göçmüştür. Sami Hazinses, Diyarbakır’ı terk ettikten sonra, annesi babası ve kardeşlerini bir daha görmemiştir. Ermeni kimliğini öldüğü güne kadar gizleyerek gülümsedi bize. Gerçek adını hiç öğrenemeden sevdik onu. Tıpkı Vahi Öz (Vahe Öz), Kenan Pars (Kirkor Cezveciyan), Danyal (Danyel) Topatan ve babası Komik-i Şehir Naşit Özcan annesi ise daha sonra Emel adını alan Amelya Hanım olan Adile Naşit gibi… Ya da Umut Tümay Arslan’ın Mazi Kabrinin Hortlakları /Türklük, Melankoli ve Sinema kitabında söylediği gibi: “Yeşilçam’ın Türklüğünden, patriarkisinden, ahlakçılığından ve arsız gözünden, hoyratlığından ve vefasızlığından payını almış pek çok kadın ve erkek. Ama bakışımızı kayıp ve yokluğun gerçeğine çeken, Yeşilçam’ın bize dönüp baktığı bu yerde en çok Sami Hazinses’i görüyorum ben. Gerçek adıyla Samuel Agop Uluçyan.” VİKTORYA ÖLDÜ, NİSO BEYRUT’A GİTTİ Yıllar sonra 1995’te bir gün konu ailesinden açılınca “Viktorya öldü. Niso annesi ve babasiyla Beyrut’a gitti. Annesi babası ölmüştür artık. Niso ölmemiştir herhalde” diyecekti. Kaç filmde oynadığını kendisi dahil kimse bilmiyor. Hiç birimiz üç filminin adını sayamayız. Peki bir küçük kardeş sevgisiyle bağlandığımız bu güzel insanın sırrı ne? Burada sözü (belki de hepimiz gibi Samuel Agop Uluçyan olduğunu bilmeden Sami Hazinses’i çok seven) Haydar Ergülen’e bırakalım: “Bazı sanatçılar yapıtlarının toplamından fazla bir şeyi ifade ederler… Sanki onlar her zaman hayatımızın içinde olmuşlardır… Onları hayatımızın içinde bulduğumuz anı/ zamanı hatırlamayız bile. Tıpkı hepimizin Sami Hazinses’le ilk nerede, ne zaman karşılaştığımızı ve hiç yabancılık çekmeden birbirimizi nasıl sevdiğimizi hatırlamadığımız gibi… Sami Hazinses hem gözlerinden, hem yüzünden doğru eski tanışımızdır, hiçbir filmini doğru dürüst hatırlamayız ama Hazinses hep göz ve gönül belleğimizdedir. Sami Hazinses, ne figüran ne yardımcı oyuncu olarak adlandıramayacağımız bir ‘garip star’dır: Sokakların, yalnızlıkların, yoksullukların ‘star’ yaptığı ve kendi hayatında bile başrolü kapamayan, kapsa da oynayacağı şüpheli bir ‘star’.”

25 Ağustos 2016 Perşembe

MADDİ DURUMU MÜSAİT OLAN GÖNLÜ GÜZEL İNSANLAR LÜTFEN BUNU OKUYUN VE DUYARLI OLUP BU İNSANLARIMIZA YARDIMCI OLUN,YAZIK GÜNAH BAYA ZOR DURUMA DÜŞMÜŞLER,SEVAP İŞLEYİN KÜTAHYA MERKEZDE AKOLUK KÖYÜNDELER,HADİ Bİ YARDIMCI OLUN. Kütahya’nın merkeze bağlı Akoluk köyünde, yıldırım düşmesi sonucu 8 ineğinden 5’i telef olan ve başka geçim kaynakları bulunmayan yaşlı çift, kaybettikleri ineklerine sarılarak ağladı. Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Akoluk köyünde yaşayan 33 yaşındaki Ahmet Girkin, ailesine ait 8 ineği otlatmak için Kızıleğrek mevkisindeki meraya götürdü. Girkin, bir süre sonra inekleri merada bırakıp yakındaki nohut tarlasına gitti. Aniden başlayan şiddetli yağış sırasında yıldırım düştüğünü fark eden Girkin, döndüğünde büyükbaş hayvanlardan 5’inin telef olduğunu gördü. İNEKLERİNE SARILARAK GÖZYAŞI DÖKTÜ İneklerinin telef olduğunu haber alıp olay yerine gelen baba 66 yaşındaki Hüseyin ve anne 62 yaşındaki Fatma Girkin, gördükleri karşısına fenalık geçirdi. Yaşlı kadın ve eşi, kaybettikleri ineklerine sarılarak gözyaşı döktü. “TÜM SERMAYEM BU İNEKLERDİ” Ahmet Girkin, yaptığı açıklamada, ineklerin şiddetli yağış nedeniyle merada altına sığındıkları ağaca yıldırım düştüğünü, bu yüzden telef olduklarını söyledi. Bu sırada kendilerine ait tarlaya gittiğini, döndüğünde 5 ineğin telef olduğunu gördüğünü anlatan Girkin, “Ben köyde çiftçilikle ve hayvancılıkla geçimimi sağlayan biriyim. Tüm sermayem bu ineklerdi. Başka gelir kaynağım yok. Bu ineklerin sütlerini satarak geçimimi sağlıyorum. Devletimizin yardımlarını bekliyorum.” ifadelerini kullandı. “HER ŞEYİMİZ BU İNEKLERDİ” Anne Fatma Girkin de başka hiçbir gelirlerinin olmadığını söyledi. Girkin, şunları dile getirdi: “Yıllar önce bir ineğimiz vardı. Bu inekler ondan çoğaldı ve 8 ineğimiz oldu. Şimdi 5’i telef oldu. Bazılarının karnında buzağı da vardı. Biz bundan sonra ne yaparız bilmiyorum. Her şeyimiz bu ineklerdi. Bu hayvanlar benim evladım gibiydi. Bize oğlumuz bakıyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.” MADDİ DEĞERİ 40 BİN LİRAYDI Telef olan ineklerin maddi değerinin yaklaşık 40 bin lira olduğu öğrenildi. Öte yandan, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü görevlileri köye gelerek telef olan ineklerle ilgili olay yerinde inceleme yaptı. Kütahya Valiliği resmi Twitter hesabından kısa bir açıklama yaparak, Akoluk köyünde 5 ineği yıldırım düşmesi sonucu telef olan yaşlı çifte ulaşıp yardım edileceğini açıkladı. Kütahya merkeze bağlı Akoluk köyünde, ineklerinin üzerine yıldırım düşmesi sonucu hayvanları telef olan Girkin ailesine iyi haber Kütahya Valiliğinden geldi. Yapılan haberlere duyarsız kalmayan vatandaşlar sosyal medyadan büyük bir ses çıkarttı. Yaşanan drama sessiz kalmayan Kütahya Valiliği bugün resmi Twitter hesabından kısa bir açıklama yaparak duruma el konulduğunu söyledi. Yapılan açıklama şöyle; “Akoluk Köyünde yıldırım isabet etmesi sonucu hayvanları telef olan aileye ulaşıldı. Valiliğimiz tarafından gerekli çalışmalar başlatılmıştır.” Fatma Türkmen – ÇevreciTv Haber Merkez
RECAİ AKYEL VE YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ, ANAYASA MAHKEMESİNE ÜYE OLARAK ATANDILAR!!! RECAİ AKYEL CUMHURBAŞKANI DANIŞMANLIĞINDAN ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELİĞİNE SEÇİLDİ!! YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ AKİL ADAMLAR KARADENİZ SORUMLUSU!! BU İKİ YENİ ÜYE RESMEN AKPLİ İKEN ANAYASA MAHKEMESİNE SEÇİLMELERİ NE KADAR DOĞRU? ANAYASA MAHKEMESİNDEKİ BUNLARIN VERDİKLERİ OYLARDA BAKALIM AKP ALEYHİNDE OLACAKMI? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Recai Akyel ve Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez'i Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçti. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre Erdoğan, Akyel ile Yükseköğretim Genel Kurulunca gösterilen üç aday arasından Prof. Dr. Hakyemez'i Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirdi.
HANİ İNCİRLİKTE ALMAN ASKERLERİ YOKTU? MEĞERSE ALMANLAR İNCİRLİKTELERMİŞ ŞİMDİDE GERİ ÇEKİLECEKLERMİŞ PES ARTIK!!! SPİEGL: ALMANYA İNCİRLİK’TEN ÇEKİLMEYE HAZIRLANIYOR Almanya’nın İncirlik Üssü’nde konuşlu askerlerini geri çekmeye hazırlandığı öne sürüldü. Spiegel Online, Türkiye’nin Alman milletvekillerinin İncirlik’teki Alman askerlerini ziyaret etmesine izin vermemesi üzerine, Üs’te bulunan ve IŞİD’e karşı mücadelede uluslararası koalisyona destek veren Tornado keşif uçaklarını geri çekme hazırlıkları yaptığını yazdı. İzin verilmezse uzatılmayacak. Dergiye konuşan hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti milletvekili Rainer Arnold, “Alman askerlerinin ziyaret edilmesine müsaade edilmezse, teskerenin uzatılması söz konusu değil” dedi. Alman hükümetine de çağrı yapan SPD milletvekili Arnold, “ Hükümet derhal Alman askerlerinin konuşlanabileceği başka bir yer bulmalı” ifadelerini kullandı. Awacs uçuşlarına da izin vermeyiz Rainer Arnold, izin verilmemesi durumunda sadece İncirlik’ten çekilmenin söz konusu olmayacağını, partisinin Awacs uçuşlarına Alman askerlerinin katılması konusunda olumsuz oy vereceğini de dile getirdi. Arnold, Spiegel’de yer alan ifadesinde ”NATO, Alman parlamentosunun Awacs uçuşları için Alman askerlerine izin vereceğinden hareket etmesin” dedi. SPD’li vekilin çok net çağrısıyla Türkiye ile Almanya arasında ortaya çıkan ziyaret krizinin tırmanacağına dikkat çeken Spiegel Online, SPD olmadan hükümetin Aralık ayında süresi dolacak olan tezkerenin uzatılma şansı bulunmadığını yazdı. Ürdün ya da Kıbrıs Alman ordusunun İncirlik’ten çekilme hazırlıklarına başladığını iddia eden dergi, alternatif olarak Alman askerlerinin Ürdün veya Kıbrıs’a kaydırılmasının değerlendirildiğini bildirdi. Birliklerin kaydırılmasının Alman Tornadoların keşif uçuşlarının iki ay kadar durması anlamına geleceğini de yazan dergi, çekilmenin Alman ordusu açısından İncirlik’ten uluslararası koalisyonu yöneten ABD’den de uzaklaşma anlamına geleceğine vurgu yaptı. Ayrıca muhtemel bir kaydırmanın uçuşlar sırasında elde edilen bilgilerin koalisyon güçlerine aktarımının zorlaşacağı ve askerler ile uçakların bakımının da Almanya açısından masraflı olacağına dikkat çekildi. Dergi, Alman Savunma Bakanlığı’nın çekilme konusunda bilgi vermemekle birlikte, bir sözcünün “Biz koalisyon kapsamında gerçekleştirilen keşif görevini Türkiye’den devam ettirmekten yanayız, ancak İncirlik bizim açımızdan alternatifsiz değil” dediğini aktardı. Bu yılın başından itibaren IŞİD’e karşı mücadele kapsamında Suriye ve Irak üzerinde keşif uçuşları yapan Almanya’nın İncirlik Üssü’nde Tornado keşif uçaklarıyla birlikte yaklaşık 250 civarında askeri bulunuyor. Türkiye, Alman Savunma Bakanlığı Müsteşarı Ralf Brauksiepe ve bir grup milletvekilinin İncirlik’te konuşlu Alman askerlerini ziyaret etmesine izin vermemişti. Bunun üzerine Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyen bizzat kendisi İncirlik’e gitmiş, Ankara’daki temasları sırasında da milletvekillerinin ziyaretine izin verilmesini istemişti. İncirlik ısrarını sürdüren Alman Federal Parlamento Savunma Komisyonu üyeleri, Eylül ayı için yeni bir ziyaret planlamıştı. Bu ziyaret istediğinin de Başbakan Binali Yıldırım tarafından geçen hafta yabancı gazetecileri kabulü sırasında geri çevrildiğini hatırlatan Spiegel Online, izin verilmeme nedeninin Almanya’nın 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirmesi olduğunu öne sürdü. Sonsöz BİZ ALMAN ASKERLERİ İNCİRLİKTELER DEDİĞİMİZDE KİMSE İNANMAMIŞTI,BAKIN GÖRÜN ALMANLAR NERDEYMİŞ!! ŞİMDİDE ALMANLAR ÜLKELERİNE GERİ DÖNECEKLERMİŞ!!

24 Ağustos 2016 Çarşamba

SURİYEYE ASKERLERİMİZ GİRDİLER ALLAH YARDIMCILARI OLSUN,İNŞALLAH ŞEHİT VERMEDEN DÖNERLER AMİN. İNŞALLAH HÜKÜMET BİRİLERİNİN GAZINA GELİP ÇOK FAZLA SURİYEDE BAŞKA YERLERE DAĞILMAZ,YOKSA BUNUN SONU BATAKLIK OLUR,SURİYEDE PYDYE ASLA TAVİZ VERİLMEMELİ AMA AMERİKANINDA YOLUNDAN GİTMEMELİYİZ,ESAT VE RUSYA İLE HEP İSTİŞAREDE KALMALIYIZ BERABER HAREKET ETMELİYİZ BİZİ YILLARCA SURİYE BATAKLIĞINA ÇEKMEK İÇİN YALANDAN DURMADAN KİLİSE ROKETLER ATTILAR IŞİDİ ÖNE SÜRDÜLER,EN SONUNDADA KÜRT KORİDORU VE PYD İLE BİZİ SURİYEYE ÇEKTİLER,BURDAKİ YANLIŞLIKLAR ÜLKEMİZDEKİ BUNLARIN UZANTILARININ İNTİKAM ALMA İŞTAHINI ARTIRABİLİR HEPİMİZ İÇERDEDE BUNLARA KARŞI UYANIK OLMAMIZ GEREKİR,DİLERİMKİ BİR AN ÖNCE SURİYEDEKİ HEDEFLERİMİZİ EKSİKSİZ TAMAMLAYIP TÜM ASKERİ PERSONELİMİZİN TAMI TAMINA GERİ DÖNMESİDİR DUALARIMIZ ASKERLERİMİZLE.

23 Ağustos 2016 Salı

AMERİKA TERÖR ESTİRECEĞİ YERLERİ İTİRAF ETMİŞ HESAPTA TERÖRÜ PKK,IŞİD YAPIYOR AMA YAPTIRAN AMERİKA VE İSRAİL DEĞİLMİ? ARTIK KİMSENİN UYARMASINA GEREK KALMADAN HER YERDE DİKKATLİ YAŞAYIN!! HERYERE DİKKATLİ GİDİN SAĞINIZA SOLUNUZA İYİ BAKIN KİMSEYE GÜVENMEYİN!! ABD Terör Saldırısı 4 İl İçin Uyardı!İşte O İller! Amerika Birleşik Devletleri (ABD)Türkiyede Meydana Gelecek terör Saldırısı Öncesi Uyuarıda Bulşundu İşte Amerika Birleşik devtlerinin Uyardığı O İller Amerika 4 şehir için uyarıda bulundu! Daha önceki olayları birkaç gün öncesinden bilen ABD'den korkutan açıklama geldi! İstanbul'da Atatürk Havalimanı'na yapılan saldırı sonrası örgüt finansmanı ve grupları üzerinde çalışmalar yapan Amerikalı kaynaklar, Türkiye'deki isid tehlikesinin beklenenden büyük olduğu yönünde bilgiler verdi. Amerikan istihbarat kurumlarının çalışma disiplinini iyi bilen kaynak, Amerikan yetkili kurumlarının Türkiye'de daha büyük saldırıların olmasından endişe ettiklerini not etti. Buna göre ABD'li kurumlar, isid'in Türkiye'de "daha kalabalık alanlarda daha çok can kaybına yol açabilecek sldırıları" yapabilecek kapasiteye sahip olduğuna inanıyor. Amerikan istihbarat kurumlarının Türk istihbarat kurumları ile yakın zamanda paylaştığı şu somut bilgiler, isid'den Türkiye'ye yönelen tehdidin büyüklüğünü göstermeye yetebilir: ''Havaalanı sldırısı Türkiye'de bir hcrenin işi ve kararı ile yapılmadı. Merkezden, yani Ra-kka'dan verilen emirle yapıldı.'' Geriye kalan 4 ayrı 7'şer kişilik gruplardan bir veya birden çoğunun ise Antalya, Muğla ve İzmir gibi güney ve batı bölgelerde, turistik yerlere, gece kulüplerine veya otellere baskın yapabileceğinden korkuluyor. Bir başka ifade ile yakın zamanda Amerika'da Orlando'daki bir gece kulübüne yapılan saldırının bir benzerinin Türkiye'de yapılmasından korkuluyor. MYNET HABER

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Topbaş’ın damadından sonra oğlu da mı FETÖ’cü? FETÖ’nün mali kaynaklarına yönelik 2 gündür devam eden operasyonlarda 200’den fazla işadamı hakkında gözaltı kararı verilmişti. Gözaltına alınanlardan birisi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’ydı. Topbaş, damadının 17-25 Aralık’ın ardından FETÖ ile bağlantısını kestiğini söylediğini, kesmediyse de cezası neyse çekeceğini açıkladı. Topbaş’ın damadından sonra oğlu ile ilgili de FETÖ iddiaları dillendirilmeye başlandı. Sabah yazarı Mahmut Övür bugünkü köşe yazısında, AK Parti çevrelerinde Topbaş’ın damadı gibi, oğlu ve bazı yakınları hakkında iddialar olduğunu yazdı. İşte Mahmut Övür’ün yazısından o bölüm: TOPBAŞ’IN DAMADIYLA İLİŞKİSİ NASIL NOKTALANACAK? “Ama onlar (TUSKON operasyonunda gözaltına alınanlar) arasında da en ilginci hiç kuşkusuz Ömer Faruk Kavurmacı’ydı… Kavurmacı adını kamuoyu daha çok İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı olarak biliyor. Uzun süredir hem kamuoyunda hem de AK Parti çevresinde Topbaş’la FETÖ’cü damadı arasındaki ilişkinin nasıl noktalanacağı merak ediliyor, sorgulanıyordu. Sorgulanıyor çünkü damat, militan bir FETÖ’cüydü… Aslında sadece damat da değil aile öyle…” DAMAT VE AİLESİ BANK ASYA’YA PARA YAĞDIRDI “Kimi sosyal medyada tweet atmış kimi de Bank Asya’yı kurtarma kampanyasına katılmıştı. Örneğin Sait ve Ömer Faruk Kavurmacı kardeşlerin Lüleburgaz’da ortak oldukları devasa bir çiftlik var. Çiftliği işleten Bestar şirketinin, Bank Asya’yı kurtarmak için en düşüğü 40 bin lira olan çok sayıda hesap açtırdığının belgeleri ortalarda dolaşıyor.” İŞİN BİR UCUNDA OĞLU VE YAKINLARI VAR… “FETÖ’cü işadamlarına yönelik hukuki sorgulamayla iş dünyasının rahat nefes alacağı konuşuluyor. Ancak bu işadamlarının siyasetle ilişkileri de dikkatlerden kaçmıyor. O ilişkinin nerelere uzanacağı da meçhul. Bu çerçevede ilk seslendirilen isim İBB Başkanı Kadir Topbaş… Sadece damadı nedeniyle değil işin bir ucunda da oğlu, yakınları hatta büyükşehirden iş alan büyük müteahhitler var.” BAKALIM TOPBAŞ BU SÜRECİ NASIL AŞACAK? “Çevresi kuşatılan bir başkandan söz ediliyor. ABD’ye kiminle gittiğinden, geç dönüşüne, orada oğlunun ev alıp almadığından büyükşehrin verdiği büyük ihalelere kadar birçok sorunun cevabı aranıyor. Bakalım uzun siyaset tecrübesiyle İstanbul’un başkanı Topbaş, bu kritik süreci nasıl aşacak ve bu sorulara siyaseti de rahatlatacak bir cevap bulabilecek mi? asi kurtlar.com
3-5 KENDİNİ BİLMEZ KİRALIKLAR KALKMIŞ CERABLUSDA SÖZDE ASKERİ MECLİS KURMUŞ!! BİRDE HADLERİNİ BİLMEDEN TÜRKİYEYE TEHDİT SALLIYORLAR,HÜKÜMET UYUMA BUNLARA HADLERİNİ BİLDİRME ZAMANI GELDİDE GEÇİYOR Cerablus Askeri Meclisi kuruluşunu ilan etti 14 Ağustos’ta kurulan Bab Askeri Meclisi’nin ardından Cerablus Askeri Meclisi de ilanını duyurdu. Meclis, 3 taburun birleşimiyle kuruldu. Menbic Askeri Meclisi savaşçılarının Menbic’i IŞİD’den kurtarmasının ardından, Bab Askeri Meclisi 14 Ağustos’ta kuruluşunu ilan etmişti. Bugün de Cerablus Askeri Meclisi, düzenlediği bir basın açıklaması ile ilanını duyurdu. Meclis; Fırat Cerablus Taburu, Ehrar Cerablus ve Siqûr Cerablus taburlarının birleşimiyle kuruldu. Yapılan açıklamada, Menbic’in IŞİD’den kurtarılmasının ardından Türkiye’nin bölgeye yönelimi olduğu belirtilerek, düşmanca bir uygulama ve işgal girişimine kayıtsız kalınmayacağı ifade edildi. Türkiye’nin uyarıldığı açıklamada, “Halkımızı korurken uluslararası anlaşmalara bağlı kalacağız. Bu topraklar kimsenin vekalet savaşının meydanı olmayacaktır” denildi. ABD ve koalisyona çağrı Açıklamada ayrıca, ABD’ye de çağrıda bulunuldu ve koalisyon güçlerinin verdikleri söze uygun hareket ederek bölgeye karşı müdahalelere engel olması ve Suriye halkının elde ettiği kazanımların korunmasında destek olması talep edildi.
METRO TURİZMİN SAHİBİ,BÜYÜK İSTANBUL OTOGARIN İŞLETMECİSİ İLE KADİR TOPBAŞ ARASINDA KAVGA!!! Öztürk'ten Topbaş'a: P.ç, FETÖ'cü... İBB'nin Galip Öztürk'ün sahibi olduğu firma tarafından işletilen Büyük İstanbul Otogarı'nın boşaltılmasını istemesinin ardından Öztürk, Topbaş'a "P.iç" ve " FETÖ"cü dedi! AKP’li Kadir Topbaş’ın başkanı olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Esenler'deki büyük İstanbul Otogarı'nı işleten AKP'ye yakın firari işadamı Galip Öztürk’ün şirketinden "amacına uygun kullanım yapılmadığı" için otogarın 15 gün içinde tahliye edilmesini istedi. Olaya tepki gösteren Galip Öztürk,“Darbe olsaydı bütün şirketlerimizi alacaklardı FETÖCÜ p.ler şimdi gider ayak sadece otogarı istemişler” dedi. GALİP ÖZTÜRK’TEN MESAJ 9 Ağustos 2016 tarihli, İstanbul 17. Noterliği aracılığıyla gönderilen yazıda otopark ücreti alınması tahliye gerekçesi olarak gösterildi. Otogarın tahliyesine ilişkin İBB’nin talebini, hapis cezası olan ve yurtdışında bulunan Metro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Galip Öztürk de Twitter hesabı üzerinden duyurdu. İşte Galip Öztürk’ün o mesajı: Büyük İstanbul Otogarı’nda günde 2 bin otobüs çıkış yapıyor yine bir o kadar araç da giriş yapıyor. Günde 100 bin kişinin hareket halinde olduğu Otogar’da toplam 168 yazıhane ve 330 kadar da firma bulunuyor. Büyük İstanbul Otogarı'nın tahliyesi isteği 4 yıl önce de gündeme gelmişti. TOPBAŞ’IN DAMADI CEMAAT’TEN GÖZALTINDA AKP’li Başkan Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı, Cemaat operasyonundan gözaltına alındı. Bu gelişmenin ardından gözlerin çevrildiği Topbaş, “FETÖ operasyonunda damadım Ömer F. Kavurmacı gözaltına alındı. 17/25 Aralık'tan sonra damadım bu ihanet şebekesi ile yollarını ayırdığını beyan etti. Yargı süreci elbette gerçeği ortaya çıkaracaktır. Eğer damadım beyanının aksine davranmışsa hak ettiği cezayı çekecektir” demişti. İşte Galip Öztürk’ün yayımladığı belgeler:

21 Ağustos 2016 Pazar

AKP NEDEN CEYLANPINARDAKİ POLİSLERİN ŞEHİT EDİLMESİ ATATÜRK HAVAALANINDAKİ SALDIRILARI,DİYARBAKIR SURUÇ,ANKARA VB YERLERDEKİ SALDIRILAR İÇİN MUHALEFETİN VERDİĞİ ARAŞTIRMA ÖNERGELERİNİ NEDEN REDDEDİYOR?NEDEN KAÇIYOR?ASIL HÜKÜMETİN BU DOSYALARI AÇIP ARAŞTIRMASI GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARMASI GEREKMEZMİ? ASELSAN CİNAYETLERİ ,ISPARTA UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ BU KADAR SENEDİR GERÇEK ANLAMIYLA NEDEN HALA AYDINLATILMADI?BUNLARIN ACİLEN AÇIĞA ÇIKARILMASI GEREKİR HERKESİN ARKADA NELER OLUYOR BİLMESİ GEREK.
AKP İÇİNDE BAZILARI 82 MİLLETVEKİLİ,BAZILARI 30 BAZILARI 8 MİLLETVEKİLİ FETOCU DİYORLAR!!! BUNLARIN İÇİNDE FETOCULARLA ÇALIŞMIŞ BAKANLAR BİLE VAR DENİLİYOR! AYRICA SAYISIZ BELEDİYE BAŞKANLARI ,YARDIMCILARI MÜDÜRLER,İLÇE BAŞKANLARI,AYRICA DANIŞMANLAR VAR DENİLİYOR!! NEDEN AKP ASKERİYEDE ARADIĞI HAİN FETOCULARI DEVLETİN DİĞER KURUMLARINDA ARADIĞI FETOCULARI KENDİ PARTİSİNDE ARAMIYOR? ACABA KENDİLERİNİNDE İYİ BİLDİĞİ HAİN FETOCULARI ATARLARSA PARTİ ÇÖKER DİYEMİ DÜŞÜNÜYORLAR?ACABA PARTİ İÇİNDEKİ HAİN FETOCULARDAN KENDİLERİNE BİLDİKLERİ BİRŞEYLERDEN TEHDİTMİ VAR?SAKIN BİZDE FETOCU YOK DENMESİN NASILKİ SİZİN DEDİĞİNİZ ASKERİYENİN 100DE 70'İ,EMNİYETİN 100DE 60'I FETOCULARDAN OLUŞUYORSA AKP'NİNDE 100DE 60'I HAİN FETOCUDUR,BAĞIMSIZCA ARAŞTIRILMALI ÜSTÜNE GİDİLMELİDİR,EĞER BUNLARI YAPMAZSA AKP FETOYA ORTAK OLARAK ALGILANIR.

20 Ağustos 2016 Cumartesi

HAİN FETONUN SÖZDE ESKİ HAİN İTİRAFÇILARI ÇIKIP BİR SÜRÜ İTİRAFLAR ANLATTILAR,BAZILARI ŞU AN AKTİF OLARAK HALA PARTİLERDE GÖREVLİ VEKİLLER VAR DEDİLER HER NEDENSE İSİM VERMEDİLER ACABA İZİNLERİ O KADARMIYDI?RİVAYETLERE GÖRE AKPDE ÇOK SAYIDA FETOCU MİLLETVEKİLİ VE AZDA OLSA BAKAN VAR,AKPLİ BİRÇOK BELEDİYE BAŞKANLARI,BEL,BŞK YARDIMCILARI,MÜDÜRLERİ VAR DENİLİYOR,NEDEN BUNLARADA ASKERİYEYE,POLİSE,ÜNİVERSİTELERE VE İŞADAMLARINA YAPILAN OPERASYONLAR YAPILMIYOR?NEDEN AĞIRDAN ALINIYOR?HANGİ PARTİDE VARSA ACİLEN BULUNUP ÇIKARILMALIDIR,KİMSEYE AHBAP ÇAVUŞ İLTİMASI GEÇİLMEMELİDİR,GÖRÜNEN NE YAZIKKİ SOĞUTUP ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR,AMA BİZLER HEP GÜNDEME TAŞIYCAZ,HALKIN İÇİNDE BİR SÜRÜ İSİMLER AĞIZDAN AĞIZA DOLAŞIYOR ARTIK HÜKÜMET OLARAK ACİLEN SİZDE ADIM ATIN VE AKPLİ DİYE KİMSEYİ KOLLAMAYIN,BAKANSA BAKANI VEKİLSE VEKİLİ,BELEDİYE BAŞKANI,BEL BŞK.YRDM.MÜDÜR İLÇE BAŞKANI DEMEDEN VARSA Kİ VAR ADALETE TESLİM EDİN Kİ ADINIZDAKİ ADALET PARTİSİ OLDUĞUNUZU GÖRELİM, YOKSA TOPLUMDA İNANDIRICILIĞINIZ ASLA OLMAZ.
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNİ!! MİLLETİN VEKİLİ DİZ ÇÖKERMİ?BUNUN ABLASI TÜRBANI BAHANE ETTİ AMA TÜRKİYEDE KALMADI GİTTİ ASIL ÜLKESİ OLAN AMERİKAYA YERLEŞTİ!! MENZİLCİLER DAHA EVVELDE DEVLET KURUMLARINDAYDI AMA FETOCULARDAN BOŞALAN YERLERİDE KAPMAYA BAŞLADILAR,NE YAZIKKİ BUNLAR KAĞIT(İZİN)VERİRLERSE SAĞLIK BAKANLIĞI VE DİĞER BAKANLIKLARLA BELEDİYELERE GİRİŞ YAPILIYOR DİYE AYYUKA ÇIKTI AMA HÜKÜMETTEN SES YOK!! NEDE OLSA SEÇİM YATIRIMI OLACAK DİMİ. KEŞKE DEVLETTE TARAFSIZCA GERÇEK ARAŞTIRMALAR YAPILSA VE LİYAKATLİ OLMAYANLAR,ONUN,BUNUN ADAMLARI ÇIKARILSALAR,YERLERİNE PIRIRL PIRIL LİYAKATLİ GENÇLER ALINSA TEMENNİMİZ BU.
NE GÜZEL YA SİYASETÇİSİ,ASKERİ,DİN ADAMI,İŞADAMI,VB. KİŞİLER ÇIKACAK ALDANMIŞIZ ÜZGÜNÜZ DİYİP KAPANACAK!! YOK ÖYLE YAĞMA BUNLARA KİM DESTEK,MEVKİ MAKAM İMKAN,TAYİN VERDİYSE HEPSİ DİĞER YARDIM YATAKLIK YAPANLAR GİBİ,DESTEK VERENLER GİBİ ADALETE HESAP VERMELİ,BU İŞİN MİLADI 17,25 ARALIK OLAMAZ SIZMALARINDAKİ BAŞLANGIÇTAN BU YANA TARİHTE KİMLER VARSA HEPSİ HESAP VERMELİDİR.ADALETE GÖRE MİLAT BAŞLANGIÇTAN BU YANADIR.

19 Ağustos 2016 Cuma

BİZ YILLARCA AKP HÜKÜMETLERİNİ HEP YANLIŞ YAPIYORSUNUZ,LİYAKAT NERDE DİYE UYARDIK ONLAR BİZİ HAİN İLAN ETTİ,BİZ HAKLI ÇIKTIK AMA ONLAR KANDIRILDIK DİYE YIRTMAYA ÇALIŞIYORLAR!!! GERÇEK ADELET MEKANİZMASI ÇALIŞIRSA HERKES YAPTIKLARININ SORUMLULUĞUYLA CEZASINI ALIR.

18 Ağustos 2016 Perşembe

HERKESE SESLENİYORUM!!! LÜTFEN HERKES İTİDALLİ OLSUN,DİKKATLİ OLSUN ÜLKEMİZİ TERÖRLE,MEZHEPLE,ETNİK KİMLİKLERLE KARIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR,SAKIN BU TUZAKLARA GELMEYELİM,GALEYANA GELMEYELİM,POLİSE HABER VERİN,KİMSE KENDİ KENDİNE CEZA KESMEYE KALKMASIN!! Garip Dede Dergahına yapılan saldırı kınandı Küçükçekmece'deki Garip Dede Dergâhına yönelik silahlı saldırı Levh-i Kalem Alevi Fikir Topluluğu tarafından kınandı. Alevilerin İstanbul’daki önemli merkezlerinden biri olan Küçükçekmece'deki Garip Dede Dergâhına önceki gün kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Daha önce de Garip Dede Dergâhı başkanı Celal Fırat’a, Gazi Cemevi saldırı altındayken gösterdikleri dayanışma esnasında, polis tarafından plastik mermili saldırı gerçekleşmişti. Levh-i Kalem Alevi Fikir Topluluğu yaptığı açıklamada saldırıyı kınadı. Yapılan açıklamada şunlar belirtildi: “Alevilerinde sindirilmesi ve susturulmasını hedef alan bu saldırılar, bildik bir merkezden hareketle geliştiği kanaati taşımaktayız. Bu saldırıların sorumlusu Alevilere olan kin ve nefret söylemlerini geliştiren iktidar ve cumhurbaşkanıdır. Yaşananlar sadece Alevilere ve Kürtlere değil, tüm topluma verilmiş mesajdır. Bu mesajda istenen ise herkesin sessiz kalmasıdır. Susmayacağız… Dergâhlarımız bizim varlığımızı tecil eden makamlarımızdır. Sahip çıkmak için canımızın yanmasını beklemeyeceğiz! Biz, yaratılan korku ikliminin bir parçası olmayacağız. Birlikte daha güçlü olduğumuzun bilinciyle, Alevilere verilen gözdağına karşı da dergâhlarımıza sahip çıkacağımızın bilinmesi gerekmektedir.”

16 Ağustos 2016 Salı

ASLINDA GÜNLÜK YAŞAMLARIMIZDAVUNUTTUK HATTA UMRUMUZDA DEĞİL,SADECE BU GÜNDE HATIRLIYORUZ!! YADA UFAK DEPREMLERDE HATIRLIYORUZ GERÇEKTEN İSTANBUL VE BÜYÜK İLLER BÜYÜK DEPREME NE KADAR HAZIRLANDİKİ?UZMANLAR DEPREM OLURSA ÇOK BÜYÜK FACİALAR YAŞANACAK,ÇOK BİNA YIKILICAK ÇOK İNSAN ÖLECEK VE YARALANACAK DİYOR!!! DEMEK UNUTMUŞUZ,DERS ALMAMIŞIZ,VE BÜYÜK DEPREME HAZIR DEĞİLİZ,İŞİMİZ YİNE ALLAHA KALDI,ALLAH YARDIMICIMIZ OLSUN AMİN

12 Ağustos 2016 Cuma

BAZILARI VARDIR TOPLUMDA TANINMIŞLIĞI İLE ALGILAR YARATIR,NECİP FAZIL BUNLARDAN BİRİ İDİ,MİLLETE BAŞKA ŞEYLERİ! BİRİLERİNDEN KUMAR VE LÜKS YAŞAM YAŞAMAK İÇİN PARALAR ALDIĞINDAN FARKLI ANLATIRDI, AMA KENDİSİ FARKLI YAŞARDI.MENDERESİ KAÇ KEZ PARAM BİTTİ ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN TEKRAR BANA PARA GÖNDER!! GÖNDERMEZSEN KONUŞURUM DİYE UYARMIŞLIĞI MEVCUTTUR,BU RESİMDEKİDE EŞİDİR,AMA UTANMADAN HAYASIZCA MİLLETİN EŞLERİNE ALGI YARATMAK İÇİN PARAYLA LAFLAR SÖYLERDİ,İŞTE BU KİRALIK NECİP FAZIL İDİ. NOT SAKIN ARAŞTIRMADAN BUNA KARŞI YORUM YAPMAYIN BEN DELİLİM OLMADAN BUNU YAZMAZDIM ONA GÖRE OKUYUN.

11 Ağustos 2016 Perşembe

Olağan üstü hal ilan edilmişti,ne içindi? ülkemizin refahını sağlamak,devletin,milletin içinden FETO TERÖR örgütü başta olmak üzere TÜM TERÖR mensuplarını temizlemekti,peki hain FETO ile güzel mücadele ediyorsunuz planınınız ve listeniz belliki evveldende hazırmış! bu hainleri her yerden temizlemenizi destekliyoruz ama neden bunları temizlerken, arada gerçek ATATÜRK'ÇÜLERİ MİLLİYETÇİLERİ ULUSALCILARI'da temizliyorsunuz? neden ASKERİ LİSELER'DEKİ fetocu öğrenci ve kadroları temizlemek yerine neden OKULLARI kapatmaya gittiniz? neden komuta kademelerinde GENELKURMAYI baypas ettiniz? neden olağanüstü hal varken asıl düşman olan kalleş PKK'YA neden devletin kurum kadrolarında,özel ve devlet eğitim okullarında,işadamlarında,sağlık sektöründe tıpkı FETOYA açtığınız savaş gibi bunlarada savaş açmadınız?neden hala kalleş PKKlılar serbestçe her yerde geziyorlar,devletten ihaleler alıyorlar bence acilen PKKyada topyekün devlette,özelde ve millette soruşturmalar açılmalı teröristlere taviz müsamaha bitirilmeli.

10 Ağustos 2016 Çarşamba

AF KISMİ DEMEK YALANDIR!! ANAYASAYA GÖRE EŞİTLİK İLKESİ VAR ÖNCE BAZILARINA AF VERİRLER,HAPİSTEKİLERDE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURUR HOP ONLARDA ÇIKAR!! BU ŞU DEMEK HERKES DIŞARIYA ÇIKACAK HAİN FETOCULAR CEZA KESİNLEŞMEDİĞİ İÇİN FAYDALANAMAYACAK,AMA DİĞER ÖRGÜTLER FAYDALANACAK!! VE ARTIK BU AĞIZDAN ÇIKTIYSA ARTIK OK YAYDAN ÇIKMIŞ OLUR VE AF BELKİ BAYRAMA BİLE ÇIKABİLİR BEKLEYİP GÖRÜCEZ ARTIK AKP Sözcüsü: Adalet Bakanlığı ‘af’la ilgili çalışma yapıyor AKP Sözcüsü Yasin Aktay, ‘af’ çıkacağı yönündeki tartışmalara açıklık getirdi: “Cezaevlerinin durumu, suç ve ceza dengesindeki adaleti bozmayacağı bir takım çalışmaların yapıldığını biliyoruz.” DHA’nın haberine göre Aktay, partisinin MYK toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Beş yıllık af çıkacağı yönünde bilgiler olduğunun sorulmasının üzerine Aktay, şu yanıtı verdi: “Detaylarını çok fazla bilemeyeceğim şu anda. Bu çalışmalar kısa süre içerisinde bitirilecek ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.” DHA DİKEN
SÖZDE OSMANLI HAYRANLARI,DARBE GİRİŞİMİNDE BAYRAĞIMIZI HATIRLAYIP SAHİP ÇIKANLAR,NÖBET TUTANLAR ANAFARTALAR ZAFERİ OSMANLI ZAMANINDA DEĞİLMİYDİ? ECDATLARIMIZ VATANIMIZ VE BİZLER İÇİN ŞEHİT OLMADIMI?EEE NEDEN SİZLERDE BU ZAFERE SAHİP ÇIKMIYORSUNUZ?NEDEN KUTLAMIYORSUNUZ? HANİ ARTIK BİZ BİR OLACAKTIK?BU ZAFER HİÇ KİMSEYE MAL OLMIYCAK KORKMAYIN!! ÇIKIN SİZDE KUTLAYIN. EĞER TAYYİP ERDOĞAN, HÜKÜMET VE AKP SAMİMİ İSE BUNDAN SONRA BİRLİK İSTİYORLARSA ÖNCE BÖYLE ECDATLARIMIZIN ZAFERLERİNE,MİLLİ BAYRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKMALILAR,BAHANELER ÜRETMEMELİLER!!! ÖNÜMÜZDEKİ 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINDA TAYYİP ERDOĞAN,HÜKÜMET,MUHALEFETTEKİ VE DİĞER TÜM PARTİLER VE TÜM HALK İLE MEYDANLARDA,SOKAKLARDA BU BÜYÜK ZAFERİMİZİ BAHANELER ÜRETMEDEN TÜM DÜNYAYA KARŞI COŞKUYLA KUTLAMASI SAHİPLENMESİ GEREKİR!! EĞER BU YAPILMAZSA ANLAŞILIRKİ ORTADA BİR TAKİYYE DURUMU VAR,İNŞALLAH BÖYLE OLMAZ VE ARTIK HEPİMİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE TEK VATAN,TEK BAYRAK MİLLİ VE DİNİ BAYRAMLARIMIZI COŞKUYLA BERABERCE ÖTEKİLEŞTİRMEDEN AYRIŞMADAN KUTLAR HUZUR İÇİNDE HEP BERABERCE YAŞARIZ,BEKLEYİP GÖRÜCEZ.

8 Ağustos 2016 Pazartesi

DARBECİ HAİN FETOYA YILLARCA HİZMET EDEN NURETTİN VEREN VE LATİF DOĞAN DEMİN CNN TÜRK PROGRAMINDA TELEFONDA TARTIŞTILAR VE BİRBİRLERİYLE İLGİLİ GİZLİ BİLGİLERDEN BAHSETTİLER,CNN TÜRK OLAYI KAPATTI,ACİLEN SAVCILAR BU İKİ KİŞİYİ SORGUYA ALMALI FETOYA GİZLİ HİZMETLERİNİN NE OLDUĞUNU ÖĞRENMELİ VE BUNLARDA TUTUKLANMALIDIR. RESMEN HERŞEYDEN HABERLERİDE VAR DESTEKLERİDE VAR GÖREVLERİDE VAR BUNLARDA HAİN FETOCUDURLAR.

7 Ağustos 2016 Pazar

NEDEN CEMAAT'LER,TARİKAT'LAR,HOCA'LAR,ŞEYH'LER SÖZDE EFENDİLER,NİYE HİÇ İSLAMİYETE VE TÜRK'LÜĞE HER TÜRLÜ DÜŞMANLIK,HAİNLİK YAPAN İSRAİL,AMERİKA İNGİLTERE,AB,VE MASONLARA,MİSYONERLERE HİÇ SESLERİNİ ÇIKARMAZLAR? DİNİMİZ GEREĞİ DİNİMİZE DÜŞMANLIK EDENLERE KARŞI OLMALARI GEREKMİYORMU?YOKSA BU SAYDIKLARIMLAMI İŞBİRLİĞİ YAPIYORLAR'DA SESLERİNİ ÇIKARMIYOR'LAR? ACABA ONLARDANMI EMİR ALIYORLAR?NEDEN DURMADAN BÖLÜNÜP BİRBİRLERİNE DÜŞMAN OLUYORLAR?BÖYLE YAPIP KENDİLERİDE İSLAMİYETE ZARAR VERMİŞ OLMUYORLARMI? DİNİMİZ BİRLEŞİN BİR OLUN DERKEN NEDEN MEZHEPLERLE CEMAATLERLE,TARİKATLARLA BÖLÜK PÖRÇÜK OLUYORLAR? NEDEN BİRBİRLERİNİ SEVMİYORLAR?NEDEN DEVLETİN İÇİNDE KADROLAŞIYORLAR?NEDEN SEÇİMLERE YAKIN SİYASİ PARTİLERLE OY VERME KARŞILIĞINDA BELEDİYE BAŞKANLIĞI VEKİLLİK,BAKANLIK,MEMURLUK,MÜDÜRLÜK PAZARLIĞI YAPIYORLAR?ÇOK SORULAR VAR AMA CEVAPLARI YOK.
RESMEN FETO TERÖR ÖRGÜTÜNE KAFALARINA GÖRE MİLLETİN MALLARI VE PARALARINI PEŞKEŞ ÇEKENLER FETOYA YILLARCA HİZMET EDEN VE DESTEKLEYENLER İÇİN NEDEN SAVCILAR HAREKETE GEÇMİYOR? BUNLARDA SUÇLUDUR YARDIM YATAKLIK YAPTILAR KENDİ AĞIZLARINDAN İTİRAFLARIDA VAR!! EĞER BUNLARA DAVA AÇILMAZSA ADALET NASIL YERİNİ BULMUŞ OLABİLİR?

6 Ağustos 2016 Cumartesi

BİR ARA BAZI ALÇAKLAR İSTİKLAL MARŞI OKUNMAYA BAŞLAYINCA OTURUYORDU UNUTMADIK! BAYRAKLAR YASAKLANIYORDU UNUTMADIK! HAİN DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN SONRA NE HİKMETSE DOĞRUYU YUSUF YUSUF EDEREK BULDULAR ŞİMDİ HERKESTEN EVVEL İSTİKLAL MARŞI OKUNURKEN AYAKTALAR BAYRAK DESEN REKORLAR KIRDI,BİR NUSUBET BİN NASİHATTEN İYİ GELDİ BU BAZI KENDİNİ BİLMEZLERE BİZ HEP GURULA BAYRAĞIMIZA İSTİKLAL MARŞIMIZA SAHİP ÇIKTIK,BUNDAN SONRA KİM GERİ ADIM ATARSA TEKRAR BU MANEVİ DEĞERLERİMİZE SIRT ÇEVİRİRSE HAİNDİR.

5 Ağustos 2016 Cuma

MİLLETİ TARİKAT,CEMAAT DİYE BÖLENLERDEN BAZILARI İSLAMİYET BİR OLUN DİYOR AMA BUNLAR MENFAATLERİ İÇİN AYRI AYRI TAKILIYORLAR VE HİÇ BİRİ BİRBİRİNİ SEVMİYOR,ADETA DÜŞMANDIRLAR OLAN MİLLETE VE İSLAMİYETE OLUYOR Türkiye’deki tarikat ve cemaat gruplarının belli başlıları; 1) İsmail Ağa Cemaati (Önderi Mahmut Ustaosmanoğlu) 2) Fethullah Gülen Grubu 3) İskender Paşa Cemaati (Zahit Koktu, Esat Coşan ve şimdi oğlu Nurettin Coşan) 4) Erenköy Cemaati (Muradiye Vakfı) Önderleri: Tahir Büyükkörükçü (Gazeteci) Ahmet Taşgetiren ve Topbaşlar 5) Süleymancılar. Önderleri: Kemal Kaçar’ın torunları Denizongun kardeşler. 6) İhlascılar (Enver Ören) 7) Kırkıncı Hoca ve Yazıcılar gibi diğer Nurcu guruplar 8) Nakşibendi Yahyalı Cemaati. Önderi: Ramazan Dinç. 9) Melamiler. Önderi: Ahmet Arslan. 10) Hakikatçiler. Önderi: Ömer Öngüt. 11) Hazneviler. Önderi: Muhammet Muta Haznevi 12) Menzilciler. Önderi: Abdulbaki Erol. 13) İcmalciler. Önderi: Prof.Dr. Haydar Baş. 14) Uşşakiler. Önderi: Fatih Nurullah. 15) Cerrahiler. Önderi: Ahmet Misbah Ermenkul. 16) Kadiri Muhammediye. Önderi: Muhammet Ustaoğlu. 17) Hizbül Tahrir. 18) Tillocular. 19) Galibiler. Önderleri: Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu 20) Halveti Tarikatının Şabaniye kolu 21-Adnan Hoca Grubu 22)Mustafa İslamoğlu Grubu
TERÖRE KARŞI BU BÜTÜNLÜK BENCE OLUMLU İNŞALLAH BUNDAN SONRA İLLA BAŞKANLIK GELECEK DENMEZ! HATTA İLLA TOPÇU KIŞLASINI NE PAHASINA OLURSA OLSUN YAPICAZ DENMEZ! BİZİM ARTIK MİLLET OLARAK AYRIŞMAYA,İNATLAŞMALARA,KAVGALAR AYIRACAK ZAMANIMIZ YOK,HER YANIMIZ DÜŞMAN DOLU,HEP BERABER KANUNLAR ÇIKARILSIN HATTA 3 PARTİ KOALİSYON YAPSIN BİZİM ARTIK HUZURA MUTLULUĞA KARDEŞLİĞE İHİYACIMIZ VAR HAYDİ VATANIMIZ İÇİN ELELE.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLARDAN!! İMAM HATİP'E GİDENLER SUÇ İŞLEMEZ! BAŞ ÖRTÜLÜ OLANLAR SUÇ İŞLEMEZ! CEMAATLER,TARİKATLAR SUÇ İŞLEMEZ! CEMAATLER,TARİKATLAR DEVLETİN KRİTİK YERLERİNDE OLMAMALI! YOKSA ONLARADA BİRİLERİ EMİR VERİR. İLAHİYATTAN MEZUN OLANLAR VE HOCALAR SUÇ İŞLEMEZ! HER ZAMAN SÖYLEDİK HER KESİMDEN İNSANLAR SUÇ İŞLER BİZE İNANMADILAR AMA HAKLI ÇIKTIK. FETO ALLAHIN SEVDİĞİ KUL DEĞİLMİŞ! BİZ HEP SÖYLEDİK HAİN İLAN EDİLDİK HAKLI ÇIKTIK. AMERİKA,İNGİLTERE,AB,İSRAİL DOSTUMUZ DEĞİLMİŞ! BİZ HEP UYARIYORUZ AMA HALA DİNLETEMİYORUZ. ERGENEKON,BALYOZ VB. DAVADAN İFTİRAYA UĞRAYANLAR VATAN HAİNİ DEĞİL BUNLARA İFTİRA ATANLAR HAİNMİŞ! BİZ HAYIR DEDİK BAZILARI SAVCI BİLE OLDU AMA BİZ HAKLI ÇIKTIK. CUMHURİYET VE ATATÜRK'ÇÜLÜK ÜLKEMİZE ZARARLI DEĞİL DEMEK ÇOK FAYDALIYMIŞ GÖRDÜKKİ BU MANEVİ DEĞERSİZ TÜRKİYE OLMAZ.

4 Ağustos 2016 Perşembe

KUL HAKKI ANCAK KULLARLA HELALLEŞİNCE OLMUYORMUYDU? YÜCE ALLAH BENİM BİLDİĞİM KUL HAKKI ANCAK KİŞİLER ARASINDA HELALLEŞİNCE BİTER BANA ŞEHİT DAHİ OLSANIZ KUL HAKKI İLE GELMEYİN DEMİYORMUYDU? AYRICA TÜRK CEZA KANUNUNDA CEZALARA ORTAKLIK,YARDIM YATAKLIK YAPANLARA CEZA VERİLMİYORMUYDU? EĞER ALDANMIŞIZ,HATA YAPMIŞIZ DEMEKLE CEZALARDAN KURTUNULUYORSA İÇERİ ALINANLARDA BİZDE ALDATILMIŞIZKANDIRILMIŞIZ DİYOR ONLARDAMI SERBEST KALACAK? BİLMİYORUZ GÖRÜP ÖĞRENİCEZ!

2 Ağustos 2016 Salı

HANEFİ AVCI DİNLENMELİ! DEVLETTE NE VAR NE YOK İYİ BİLEN İYİ İSTİHBARAT TOPLAYANLARDANDIR,DEMEKKİ DEVLET YAPISINDA YENİ BİR TEHLİKE VAR!! Hanefi Avcı'dan şok iddia! Devlet içinde yeni bir örgüt kuruldu Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı yeni bir iddiayla gündemde...Avcı, devletin içinde Milli Damar isimli bir örgütün kurulduğunu iddia etti. Hanefi Avcı'dan şok iddia! Devlet içinde yeni bir örgüt kuruldu Geçmişte Cemaat gerçeğini deşifre eden isimlerden olan ve bu yüzden hapse atılan Hanefi Avcı, yeni bir iddia ile gündemde. "Haliç'te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat" isimli kitabı nedeniyle yargılanan Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı yeni bir örgüt kurulduğunu iddia etti. MİLLİ DAMAR ÖRGÜTÜ DEVLET İÇİNDE YAPILANMAYA BAŞLADI Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca geçtiğimiz hafta dilekçe veren Avcı'ya göre kamuoyu tarafından bilinmeyen ‘Milli Damar’ isimli bir örgüt devlet içinde yapılanıyor. NUR CEMAATİNDEN AYRILAN KİŞİLER Avcı, bu yapının özellikle emniyet teşkilatı içerisinde oluştuğunu, Milli Damar yapılanmasının elemanlarının Nur Cemaatinden ayrılma kişiler olduğunu belirtiyor. AMAÇLARINA ULAŞMAK İÇİN YASA DIŞI EYLEMLER YAPIYORLAR İddiaya göre söz konusu örgüt, emniyet içine yerleşti ve ‘amaçlarına ulaşmak için’ yasadışı eylemlerde bulunmaya başladı. "GÜLEN YAPILANMASINI TAKLİT EDİYORLAR" Öte yandan Hanefi Avcı, konuya yürütülen soruşturma kapsamında dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına “şikayetçi” olarak ifade verdi. Öğle saatlerinde avukatıyla birlikte Ankara Adliyesine gelen Avcı, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunda görevli cumhuriyet savcısına ‘Milli Damar örgütünün’ Gülen Yapılanmasının çalışma yöntemlerinin aynısını taklit ederek hareket ettiğini söyledi: "İSTİHBARAT VE EMNİYETİN BİLMEMESİ AKIL İŞİ DEĞİL" “Ülke içerisinde illegal bir yapılanma var ise bunu delileriyle birlikte tespit edip ortaya ilk çıkaracak olan MİT, Emniyet İstihbarat, Jandarma İstihbarat gibi Devletin Güvenlik ve İstihbarat birimleri olması gerekir iken, bu birimlerin hiç haberinin olmadığı konularda, yurtdışında bir kişinin veya Anadolu’nun herhangi bir ilinde kimliği belirsiz bir kişinin haberdar olup ihbar etmesi, akıl ve mantıkla izah edilemez.” internethaber.c
AKP DÖNEMİNDE BU KAÇINCI CAMİ YIKILMASI! HANİ GEÇMİŞTE BİRİLERİNİ SUÇLARKEN GÜNÜMÜZDE KAÇINCI BU?HEMDE RİZE GİBİ BİR YERDE! HEMDE TARİHİ CAMİ! OSMANLIDAN KALMA! HANİ SİZ BİRDE TARİHE HELE HELE OSMANLIYA ÖNEM VERMEZMİYDİNİZ? NEDEN HİÇ BİRİNİZİN AKPLİLERİN BÖYLE YAPMASINA SESİNİZ ÇIKMIYOR? Rize'de 15. Yüzyıl'da Yavuz Sultan Selim Han tarafından annesi Gülbahar Hatun adına 1514 yılında yaptırılan Gülbahar Hatun Camisi, yerine daha büyük bir cami yapılmak üzere yıkıldı.Rize’de adını verdiği Gülbahar Mahallesi'nde bulunan Gülbahar Hatun Camisi küçük olduğu ve bölgedeki cemaat için yetersiz kaldığı gerekçesiyle cami derneği tarafından yıkılmak istendi. Caminin vakıf malı olması nedeniyle Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne başvuran cami derneği buradan yıkılması için izin aldı. Verilen izinde gerekçe olarak ise caminin geçmişte yapılan restorasyon ve tamirlerle tarihi değerini yitirmesi ve tarihi tescilinin olmaması gösterildi.Kaynak: Rize’de tarihi camiyi yıktılar Gülbahar Hatun Camisi, Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kaynakları başta olmak üzere bir çok kitapta da tarihi bir cami olarak gösteriliyor. Araştırmacı-Yazar İbrahim Pazan “Padişah Anneleri” isimli kitabında Gülbahar Hatun Camisi'nin 15. Yüzyıl’da 9. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han tarafından annesi adına Trabzon'daki Sancakbeyliği döneminde yaptırıldığını ifade ediyor.Kaynak: Rize’de tarihi camiyi yıktılar
TSK'nın yeniden yapılandırması kararnamesi Avrupa menşeili Olağanüstü hal kararnamesiyle TSK'nın yapısını alt üst eden düzenleme ilk kez 2009 yılında TESEV raporunda yazıldı. AKP hükümeti TSK'nın emir komuta sistemini zaafa uğratan düzenlemeleri için TESEV raporundan ilham aldı. Aydınlık gazetesi, TESEV'in 2009 yılında hazırladığı raporun ayrıntılarını yayınladı. TSK'yı hedef alan düzenleme hazırlıklarına dikkat çekti. "TSK'yı sivilleştirme" kapsamında hazırlanan raporun adı; Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim. Raporda Genelkurmay Başkanı'na koordinasyon görevi verilmesi önerildi. Raporda Ali Bayramoğlu'nun yazdıkları ile olağanüstü hal kararnamesi arasındaki benzerlikler dikkat çekici. "ORDUYA BATI MODELİ - Ali Bayramoğlu / Gazeteci : Batı ülkeleri askeri kurumların elinde yetki toplanmasını ve sistemlerin askerileşmesini engellemek için çeşitli önlemler almışlardır. Bu önlemlerin en önde gideni genelkurmay başkanlıklarına ilişkin düzenlemelerdir. Yani Türkiye’den farklı ordu teşkilatlanma yapılarıdır. " Aynı raporda Bayramoğlu, orduda esnek bir model hayata geçirilmesini öneriyor. "ESNEK ORDU TALEBİ - Ali Bayramoğlu / Gazeteci : Önlem çerçevesinde özellikle silahlı kuvvetlerin idari açıdan, hatta komuta açısından merkezi yapıları esnetilmiş, genelkurmay başkanları sadece koordinasyonla görevlendirilmiş, ordu birimleri ayrı ayrı savunma bakanlıklarınaya da ABD’de olduğu gibi, başkana bağlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri ise, NATO içinde topyekûn savunma stratejisini bu denli aşırı merkezileşmiş bir ordu geleneği ve yapısıyla uygulayan tek ülkedir." TESEV raporlarında Harb Okullarının sivilleştirilmesi de yer almıştı. Kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasını ise Avrupa Birliği Türkiye'den istemişti.

1 Ağustos 2016 Pazartesi

OLAĞAN ÜSTÜ HAL NEDEN GETİRİLDİ? DEDİLERKİ DEVLET KURUMLARINDAN VE MİLLET İÇİNDEN TERÖR ÖRGÜTLERİNİ TEMİZLİYCEZ!! TAMAM DOĞRU PEKİ SİZCE FETO TERÖR ÖRGÜTÜDE PKK NE? PKKLILARDAN DEVLETİN EN ÜSTTEN TUT EN ALTTA ÇALIŞANLARI YOKMU?TERÖR ÖRGÜTÜNE İSTİHBARATI KİMLER VERİYOR?DESTEĞİ KİMLER VERİYOR? PKKLILAR DAHA ÇOK KALLEŞÇE CAN ALMIYORMU? NEDEN BU OLAĞANÜSTÜ HAL FIRSATI VARKEN FETO TERÖR ÖRGÜTÜNE YAPILANIN AYNISI PKK TERÖR ÖRGÜTÜNE YAPILMIYOR? NEDEN BU AYRIMCILIK?İKİSİDE ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK TEHLİKELİ TERÖR ÖRGÜTLERİDİR DEVLET KURUMLARINDAN,ÜNİVERSİTELERDEN,İŞ ADAMLARINDAN MİLLETİN İÇİNDEN İKİSİNEDE EŞİT DAVRANMAYIP SADECE FETO ÖRGÜTÜNE YOĞUNLAŞIRSANIZ SİZ İKİ YÜZLÜ OLURSUNUZ!! HERGÜN ŞEHİTLERİMİZİN MÜSEBBİBİ PKKDIR ARTIK SİZDE PKKYA MÜSAMAHA GÖSTERMEKTEN VAZGEÇİP FETO TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜSTÜNE GİTTİĞİNİZ GİBİ PKKNINDA ÜSTÜNE GİDİNDE İNANDIRICILIĞINIZ OLSUN HERKES BUNU ARTIK GÖRSÜN,HÜKÜMETİN ELİNDE OLAĞANÜSTÜ HAL KANUNU VAR ŞU ANDA PKKNINDA DEVLETTEN.MİLLETTEN TEMİZLENME ZAMANIDIR EĞER HÜKÜMET BUNU YAPMAZ İSE SORUMLUDUR.
OLAĞANÜSTÜ HAL VARKEN NEDEN PKKLILARA,BUNLARA DESTEK VEREN İŞ ADAMLARINA,BÜROKRATLARA DEVLETTEKİ TÜM ÜST VE ALT KADEMELERDEKİLERE ÜNİVERSİTELERDEKİ HOCALAR,AKADEMİSYEN VE ÖĞRENCİLER E NEDEN DARBECİ FETOYA YAPILAN YAPILMIYOR?İKİSİDE TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLMİ? NEDEN AYRIMCILIK?HER GÜN ASKERLERİMİZİ BUNLAR ŞEHİT ETMİYORMU? NEDEN BUNLARADA AYNI OPERASYONLAR YAPILMIYOR?NEDEN BUNLAR İÇİN NÖBETLER TUTULMUYOR?YOKSA ALIŞTINIZMI?!!
Türk Silahlı kuvvetlerine asker yetiştiren yerler hangileri ? Yurdun 4 bir yanındaki askeri liseler... Diyanet işleri başkanlığına personel yetiştiren yerler hangisi ? Yurdun 4 bir yanındaki İmam Hatip Liseleri... Türk Silahlı Kuvvetler mevcudu : 600 küsür bin Gözaltı ve ihraç sayısı :7818 Oran : %1,21 Diyanet işleri mevcudu : 150 küsür bin Gözaltı ve ihraç sayısı : 1519 Oran : %1,02 Kapatılan liseler : Askeri liseler... Başka sözüm yok... PEKİ NEDEN ORALARDA KAPAMA YOK?NEDEN KIŞLALAR KAPANIYOR?