31 Temmuz 2015 Cuma
LÜTFEN SONUNA KADAR TARAFSIZCA OKUYUN OKUTTURUN
ZÜLFÜ Livaneli'den dehşet bir yorum:
Zülfü Livaneli
*Ey sağduyulu insanlar;
Hiç dünyada böyle bir şey gördünüz mü?
1938'de vefat etmiş bir liderin bu kadar tartışıldığını, her gün köşe yazılarına konu edildiğini, taraftarlarıyla karşıtlarının kanlı bıçaklı olduğunu hatırlıyor musunuz?
Dünyada böyle bir örnek var mı?
Amerikan basını kendi liderlerini unutmuş, durmadan Atatürk'ü yazıyor, Fransız basınında De Gaulle'den çok Atatürk adına rastlanıyor, Britanya'da adı, Churchill'den fazla geçiyor.
Bu size garip gelmiyor mu?
Bütün dünya niçin işi gücü bırakmış da 130 yıl önce Selanik'te doğmuş olan bir Osmanlı çocuğuyla ilgileniyor?
Dertleri onun tarihteki rolünü anlamak mı (bize bu kadar meraklı olduklarını hiç sanmıyorum), yoksa işin içinde başka bir iş mi var?
Birazcık aklı olan herkes, bu işin durup durup neden köpürtüldüğünü merak etmez mi?
Eder elbette.
İşte benim cevabım: Türkiye Cumhuriyeti anormal şartlar altında oluşmuş bir ülkedir. İmparatorluğun Batı tarafından planlı bir şekilde çökertilmesinden sonra Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkasya'daki Müslüman Osmanlı tebaası, son kale olarak Anadolu'ya göçtü. Bu kılıç artığı- insanların kültürleri, adetleri, yaşam biçimleri farklıydı. Bu büyük farklılıklar, Anadolu'da zaten karmakarışık olan etnik ve dini yapıya eklenince, acayip bir karışım doğdu.
O 'karışımın hayatta kalabilmesinin ve bir arada yaşayabilmesinin tek şartı, yeni bir ulus ve yeni bir devlet oluşturmaktı.
Bu iş başarıldı ama Batı'daki gibi, zaten var olan homojen bir ulus, bir devlet yaratmadı.
Tam tersine, yeni devlet bir ulus yarattı.
Bu karmakarışık yapıdan bir ulus yaratan iradenin başında ise Mustafa Kemal vardı.
Ernest Renan, "Hiçbir ulus devlet, geçmişi çarpıtılmadan yaratılamaz" der.
Türkiye Cumhuriyeti de bunun dışında değildi elbette. Tarihi kendine göre yeniden yazdı, içinden çıktığı Osmanlı'yı hain ilan etti, Ziya Gökalp adlı Kürt asıllı bir düşünürümüzün ortaya attığı "Türkçülük tezi"ne aşırı bir önem atfetti; yani bir sürü aşırılık yaptı..
Elbette ki aradan bunca yıl geçtikten sonra bunları konuşacak ve yanlış uygulamaları eleştirerek demokrasimizi olgunlaştıracağız.
Buna aklı başında kimse itiraz etmez.
Ama bugün esen rüzgarlar, bunu amaçlamıyor. İstedikleri tek bir şey var,
Mustafa Kemal Atatürk'ü, Hitler gibi bir cani haline getirmek.
Çünkü bunu başardıkları gün, Türkiye Cumhuriyeti gayrı meşru hale gelecek.
..
Bazılarının bilinçli, bazılarının ise bilinçsiz olarak girdikleri yol bu.
***
Bilirsiniz; camilerde kubbeleri bir tek kilit taşı tutar. Bu taşı çekerseniz, ona yaslanmakta olan diğer taşlar gümbür gümbür çöker.
Mustafa Kemal, bu cumhuriyetin kilit taşıdır. Çünkü devlet ve ulus, onun iradesiyle kurulmuştur.
Cumhuriyeti yıkmak isteyenler ise bu gerçeği, yani ülkenin Aşil topuğunu çok iyi bilmektedirler.***
Atatürk'ü yıkmak, onun dayandığı üç unsuru devirmekle mümkün olabilirdi.
Neydi bu üç unsur?
Partisi, ordusu ve halktaki sevgi.
Önce partiyi yıktılar. Cumhuriyet Halk Partisi kağıt üstünde varlığını sürdürüyor ama artık kesinlikle aynı parti değil.
CHP'nin yerinde yıllardır yeller esiyor.
İkinci sütun olan ordu ise perişan. Bunu sadece son dönemlerdeki duruma bakarak söylediğimi sanmayın sakın.
Bu ordu yıllar önce, (Atatürk'ün vasiyetine aykırı olarak) iç politikaya, darbelere, işkencelere bulaştığı, Güneydoğu'daki savaşı bilerek uzatanları içinde barındırdığı ve emperyalizmin hizmetine girdiği gün bitmişti. AKP sadece, bu bitmiş kuruma son darbeyi indirdi.
Atatürk'ün üç dayanağından parti ve ordu bitirildikten sonra, sıra üçüncü ayağa geldi. Yani onu sevenlerin kalbindeki yeri.
Şimdi oyunun bu son perdesi oynanıyor. Mustafa Kemal'i itibardan düşürme gayretleri sergileniyor.
Bir devrim döneminde ortaya çıkan bütün fenalıklar, suçlar, kabahatler ona yüklenmeye çalışılıyor.
Bu da başarıldığı gün, bilin ki Türkiye Cumhuriyeti çökmüştür.
***
Bazı mesajlarda bana diyorlar ki: "Yahu bu rejim sana kötülük etmedi mi, ordu genç yaşında seni hapislerde süründürmedi mi,
evini barkını yıkmadı mı, mahkemeler seni yargılamadı mı, albümlerini yasaklamadı mı, merkez basın seni kaç kere linçe tabi
tutmadı mı? Nasıl olur da bu düzeni savunursun?"
Sevgili arkadaşlar; doğrudur, haklısınız. Türkiye'deki zalim rejimin acılarını en çok çekenlerden birisi benim.
Yapılanları anlatsam kitaplara sığmaz. Hayatım bu zulüm rejimine karşı mücadele ederek geçti. Ama hükümetlere, cuntalara karşı mücadele etmek başka, ülkeyi yıkmaya çalışmak başka. Ben hiçbir zaman 'vatan haini' olmadım.
O cuntalardan, generallerden, başbakanlardan, polis şeflerinden çok daha fazla sevdim bu memleketi.
Karşılıksız sevdim, kötülük gördüğüm halde sevdim. Gerçek yurtseverler bizleriz.
Bu yüzden; ülkeyi yıkmak için Mustafa Kemal'i itibarsızlaştırmak oyununa karşı çıkıyorum.
Siz 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, ordu yüzüne Kemalist maskesi takmışken benim hiç Atatürk'ten söz ettiğimi duydunuz mu?
Elbette duymadınız. Çünkü o zaman iktidar kendisine Kemalist diyen zalim bir grubun elindeydi.
Atatürk'ü övmek ödüllendiriliyordu, buna tenezzül edemezdim.
Ama şimdi oyun farklı. Dün Mustafa Kemal'i eleştirmek tehlikeliydi, bugün ise onu savunmak.
Ama benim de, tehlikeli bile olsa gerçeği söylemek gibi bir huyum var.
EVET BUNU ÇOK PAYLAŞTIM ÇOK UYARDIM NE OLDU İNSANLAR YOK HDP DEĞİŞTİ DİYE OY ATTILAR AMA ÇOK YANILDILAR,AYRICA ŞEHİTLERİMİZİN VEBALLERİ ALTINDA KALDILAR
Vatanimiz İÇİN ELELE
BU FOTORAFI KAÇ KEZ YAYINLADIM,SEÇİMLERDEN EVVELEDE UYARDIM HDPYE OY VERMEYİN DİYE AMA NE OLDU ATTILAR AMA BİZ HAKLI ÇIKTIK,HDP EŞ PKKDIR HDP ONLARIN EMRİ
AYNEN ÇOK BİLENLER,SATILIK KALMELER ÇOK VAR,TERÖRÜN ARTIK SONUNA KADAR GİDİLMELİDİR DAHA EVVEL YOK KAZAYLA ASKER ÖLDÜ,YOK CİNNETTEN ASKER ÖLDÜ YALANLARI VARDI VB. HALBUKİ PKK HEP ASKER VURUYORDU MİLLET MÜZAKARELERE İNANCINI YİTİRMESİN DİYE MİLLETE YALAN SÖYLENDİ BU PKK ALÇAK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR DEĞİŞMEZ KOCA TÜRKİYEYEDE PKK GİBİLERLE PAZARLIK YAKIŞMAZ TEMİZLENSİN BİTİRİLSİN HEPİMİZ ASKERLİK İÇİN HAZIRIZ O KADAR.
Vatanimiz İÇİN ELELE
ÇOĞU YORUMCU YA KİTAPLAR ÜZERİNDEN,YA DUYDUKLARIYLA,YA HAYALEN,YADA UKALACA BİRİLERİNİN ADAMLARI OLARAK YORUM YAPIYOR,KONUNUN ASIL UZMANLARI,VATANSEVERLERİ NEDEN KONUŞTURMAZLAR,ÖLÜMLER BAŞLAYINCA SATILMIŞLAR HEMEN BARIŞ OLSUN MÜZAKERE BAŞLASIN DEVLET PKKYLA NALAŞSIN DEMİYORLARMI ÇILDIRIYORUM,YA SANA SİLAH ÇEKEN,SENİN ASKERİNİ POLİSİNİ,SİVİLİNİ ÖLDÜRENLE SEN ANCAK SAVAŞIRSIN YOK EDERSİN NE PAZARLIĞI SATILMIŞ KALEMLER
AYNEN TÜRKİYENİN DÜŞMANLARI BELLİ,ÖNCE AMERİKA,İSRAİL.İNGİLTERE AB.VE ONLARIN MAŞALARI PKK,PYD,YPG,PJK,IŞİDDİR BİZ BUNLARLA MÜCADELE EDELİM
HDP,PKK,PYD,YPG,PJK BUNLARIN HEPSİ TÜRK VE TÜRKİYE DÜŞMANIDIR BİZ BİRİNİ BİLE AYIRIRSAK DOLAYLI (AMERİKA,İSRAİLİN )ÇIKARLARI İÇİN YARDIM EDERSEK BİZ KAYBEDERİZ TÜRKMENLER KAYBEDER
NASIL ÇIKARLARINA TERS DÜŞÜNCE HEMEN PKKYI KINIYORLAR,İNŞALLAH BİRBİRİNİZE DÜŞÜP YİYİN BİRBİRİNİZİ BETER OLUN
LAN ÇIKARINIZZ DOKUNUNCA NASILDA VİYAKLIYORSUNUZ PETROLLERİ PARALARI GİDİNCE KAHROL PKK DİYORLAR KINIYORLAR,BİZ NE YAPALIM 35 SENEDİR CANLARIMIZ,MALLARIMIZ,MORALLERİMİZ GİDİYOR SİZ SEYREDİP ZAMAN ZAMAN DESTEK VERİRKEN HA ALÇAKLAR HA,OH OLMUŞ SİZE BETER OLUN DÜŞÜN BİRBİRİNİZE
IKBY'den PKK'ya çok sert kınama
31 Temmuz 2015 Cuma 21:21
Güncellenme Tarihi 31 Temmuz 2015 Cuma 22:41
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanlığı, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına saldıran terör örgütü PKK'yı "sert bir şekilde kınadığını" duyurdu. Açıklamada, "PKK, Kürdistan bölgesi halkının geçim kaynağına saldırıda bulunmuştur" ifadesine yer verildi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanlığı, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına saldıran terör örgütü PKK'yı "sert bir şekilde kınadığını" duyurdu.
IKBY Başbakanlığının resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamada, "Kürdistan Başbakanlığı olarak boru hattının patlatılması nedeniyle PKK'yı sert bir şekilde kınıyoruz. PKK, Kürdistan bölgesi halkının geçim kaynağına saldırmıştır" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada "PKK'nın silahlı gücü HPG'nin önceki gün Kürt bölgesinin petrolünü nakleden boru hattını, Şırnak ilinde patlattığı" belirtilerek, "PKK silahlı güçlerinin, patlamanın sorumluluğunu üstlendiği" hatırlatıldı.
IKBY hükümetinin ve halkının, Irak yönetiminin göndermediği bütçe ve DAEŞ'e karşı devam eden savaş nedeniyle büyük bir ekonomik krizin içinden geçtiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Patlatılan boru hattı, Kürdistan bölgesi halkının yegane ve başlıca geçim kaynağıdır. Aynı zamanda Kürdistan hükümeti ve halkının her türlü baskı ve sindirmeye karşı başlıca direniş ve tahammül dayanağıdır. Peşmerge güçlerinin, DAEŞ'e karşı verdiği savaşın da tek gelir kaynağıdır. Bunun yanında patlatılan boru hattı, Kürdistan bölgesinde barınan bir milyon 800 bin sığınmacının rızkının temin edildiği bir kaynaktır. Bu saldırı, Kürdistan halkının yaşamına, Peşmerge güçlerinin direnişine, sığınmacıların rızkına karşı yapılmış bir sorumsuzluktur. Bu saldırının, Kürdistan bölgesinin ekonomisine ve Kürdistan halkının yaşamına darbe vurmaktan başka hiçbir anlamı yoktur. PKK bu eylemi nedeniyle, Kürdistan halkı ve tüm taraflarca kınanmalıdır."
"PKK'ya Kürdistan halkına karşı bu düşmanca tutumunu bir daha tekrarlamaması çağrısında" bulununulan açıklamada, Irak Milli Petrol Şirketi (SOMO) kontrolünde petrol ihraç edilen boru hattının tekrar kullanılması için gerekli çalışmaların yürütüldüğü bilgisi paylaşıldı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, önceki gün yaptığı açıklamada, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına, Şırnak'ın Cizre ilçesine 5 kilometre mesafedeki bir noktasına saldırı düzenlendiğini belirtmişti.
TERÖRİSTLER PETROL BORU HATTINA SALDIRDI!
AYDINDA YANAN ZEYTİNLERE YARDIMCI OLALIM YENİLERİNİ EKELİM,BURSA İZNİK İÇİN ELELE VERİP ZEYTİNLERİ KESTİRMEYELİM,BUNLAR YABANCI ÜLKELERİN OYUNU OLABİLİR ZİRA ZEYTİNCİLİĞİMİZİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Vatanimiz İÇİN ELELE
KAMPANYA YAPMAK GEREK AYDINDA YANAN ZEYTİNLERİN YERİNE YENİSİ İÇİN,BURSA İZNİK İÇİNSE TÜM DOĞA SEVERLER AYAKLANALIM ZEYTİNLERİ KESTİRMEYELİM YABANCILAR ZATEN ZEYTİNLERİMİZE GÖZ DİKMİŞTİ BU ONLARIN PLANI OLABİLİR
Zeytinleri için ağlayan analar
Bursa’nın İznik ilçesine doğalgaz hattı çekileceği için 13 kilometre boyunca bine yakın zeytin ağacı kesilecek. Aydın’da da çıkan yangında binlerce zeytin ağacı yandı.
Zeytinlerim yanıyor, kurtarın!
Aydın Efeler ilçesi Dalama Mahallesi’ndeki zeytinlik alanda çıkan yangında binlerce zeytin ağacı yandı. Zeytinlerinin yanmasını ağıtlar yakarak gözyaşlarıyla izleyen vatandaşlar, söndürmek için de seferber oldu. Ellerinde küreklerle ve su bidonlarıyla çıra gibi yanan zeytin ağaçları arasında mekik dokuyan köylüler, asırlık zeytin ağaçlarının yanmasını önleyemedi.
Onlar çocuklarım, kesmeyin
Bursa'nın İznik ilçesine doğalgaz hattı çekilmesi çalışmalarında, 13 kilometre boyunca bine yakın zeytin ağacı kesilecek. Boyalıca Köyü’nden Sevim Alptekin'in (65), hat döşenmesi için bahçesindeki 70'e yakın zeytin ağacı kesilecek. Ağlayan Sevim Teyze, "Onlar benim çocuklarım, kesmeyin" diyor. Sevim Teyze’nin eşi Ali Alptekin, Orhangazi üzerinden gelecek olan hattın Osmanlı döneminden kalma Bağdat Köprüsü'nü de yok edeceğini söyleyerek, Anıtlar Kurulu'nun konuyla ilgilenmesini istedi.
Meydan
İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI VE İSKİ MÜDÜRÜNÜN ACİLEN İSTANBUL HALKINI BİLGİLENDİRMELİDİR,NEDEN İSTANBULDA ÇEŞMELERDEN AKAN SULAR PAS VE LEŞ KOKUYOR?BU SU NE KADAR SAĞLIKLIDIR?BU SUYU HİÇBİR ŞEYE KULLANAMIYORUZ NEDEN AÇIKLAMA YAPMIYORSUNUZ?İNSANIN AKLINA YOKSA DAMACANA SUCULARLA ANLAŞMA YAPIP HALKIN DAMACANA SULARA GİTMESİNİMİ SAĞLIYORSUNUZ?ÇIKIP AÇIKLAMA YAPIN ARTIK.
ÇOK ÖNEMLİ LÜTFEN HERKES ARAŞTIRSIN SAHİP ÇIKSIN ,TERÖRLE BİZİ BAŞKA YÖNE ÇEKENLERE HEM KIBRISI.HEM İNCİRLİĞİ HALLETTİLER
DİKKAT DİKKAT
ÇOK ÖNEMLİDİR,TERÖRÜ BİLEREK YARATANLARIN BİR OYUNUDA BUDUR BAKIN KIBRIS RESMEN ELİMİZDEN GİDİYOR HERKESİN BURAYA İLGİ GÖSTERMESİ GEREKİR KIBRIS BİZİMDİR BİZİM KALMALIDIR
KKTC'de toprak krizi
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs özel temsilcisi Espen Barth Eide'nin Kıbrıs sorunun çözümü için taraflar "bireylerin 1974 öncesi mülk hakkını tanıdı " açıklaması adada kriz yarattı. Bu durum, Türk kesimindeki arazilerin yüzde 76'sının Rum tarafına devri anlamına geliyor. Mülkiyet sahibinin haklarının korunmasına rağmen kullanıcı haklarının gündeme getirilmemesi de Rauf Denktaş'ın global çözüm mirasını tehlikeye sokuyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs özel temsilcisi Espen Barth Eide'nin "Kıbrıs sorunun çözümü için taraflar bireylerin 1974 öncesi mülk hakkını" tanıdı açıklaması adada kriz yarattı. Çünkü bu karar, Türk kesimindeki arazilerin yüzde 76'sının Rum tarafına devri anlamına geliyor.
Basında yer alan haberlere göre mülklerin iadeleri bir komisyonun karara bağlanacak. Rumlar, KKTC'deki 30 bin dönüm arazinin "tazminat ve takas" yöntemiyle, 1 milyon 520 bin dönümün iade şeklide verilmesini istiyor. Türklerin Rum yönetiminde kalan toprakları ise sadece 450 bin dönüm.
Türk tarafında kalan araziler bireylere tapularıyla birlikte dağıtıldı. Türkler o arazilerde yatırım yaptı. Rumlar ise 450 bin dönüm Türk mülkünü atıl ve boş bıraktı, altyapı yatırımı yapmayarak değersizleştirdi.
"Bireylerin 1974 öncesi mülk hakkı" ise sadece mülk sahiplerini kapsıyor. Ancak toprak üzerindeki kullanıcının haklarına ilişkin herhangi bir düzenleme içermiyor. Vakıf arazilerinin ne olacağı konusu ise tam bir muamma.
Bu durum KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "kullanıcı hakkının korunması için global çözüm gerekir" tezine ters düşüyor. Zira Denktaş'ın mirası Birleşmiş Milletler tarafından da kabul görmüştü.
ulusalkanal.com.tr
BİZİM TARİH BOYUNCA BÖYLE KAHRAMANLARIMIZ OLMUŞTUR VATANIMIZ BAYRAĞIMIZ BÖYLE HAYAT BULMUŞTUR,ŞEHİTLERİMİZE ALLAH RAHMET ETSİN,AİLELERİNE SABIRLAR DİLİYORUM BAŞIMIZ SAĞOLSUN,VATANINI BAYRAĞINI,MİLLETİNİ GERÇEKTEN SEVEN BİZLERDE HAZIRIZ YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,YAŞASIN TÜRK MİLLETİ
İŞTE BİZDE BÖYLE VATANINA BAĞLI KAHRAMANLAR OLDUKTAN SONRA NE KAHBE PKKLILAR NEDE DIŞTAN İÇTEN DÜŞMANLAR BİZİ YIKAMAZ YOK EDEMEZ,ŞEHİTLERİMİZE ALLAH RAHMET ETSİN MEKANLARI CENNET OLSUN,AİLELERİNEDE SABIRLAR VERSİN,YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ,YAŞASIN TÜRK MİLLETİ,YAŞASIN KENDİ CANINI VATANLARI İÇİN FEDA EDEN KAHRAMANLARIMIZ
Son kurşunlarına kadar aslanlar gibi çatıştılar
Pozantı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gece saldıran PKK’lıların şehit ettiği polis memurları 32 yaşındaki İsa İpek ile 29 yaşındaki Serdar Kazar’ın teröristlerle silahlarındaki son kurşunları bitinceye kadar çatıştığı oraya çıktı.
0Sitene Ekle
Son kurşunlarına kadar aslanlar gibi çatıştılar
Haberin diğer fotoğrafları için tıklayın
Olay yeri inceleme ekibinin belirlemeleri ve olay sırasında görevde olan diğer polislerin anlatımına göre, şehit polislerden Serdar Kazar, giriş merdivenlerinde arkadaşlarıyla silahlarındaki son kurşun bitinceye kadar teröristlere karşılık verdi.
Önünde uzun MP-5 otomatik silahlı nöbetçi bulunan Emniyet Müdürlüğü’ne, aydınlatmanın zayıf olduğu arka bahçeden gelen teröristleri, müracaatta bulunan polisler İsa İpek ve Serdar Kazar, binaya sokmadı. Çatışmada İsa İpek ilk ateşle şehit olurken, ağır yaralanan Serdar Kazar, çatışmaktan vazgeçmeyerek teröristlerin binaya girmesine engel oldu.
VÜCUDUNU EL BOMBASINA SİPER ETTİ
Şehit polis Serdar Kazar, son nefesini vermeden kapıya kadar ulaşan yaralı teröristin el bombasının pimini çekmeye çalıştığını fark etti. Tabancasındaki kurşunu biten kahraman polis Serdar Kazar, bu kez, bedenini siper etti, merdivenlerden son bir hamle ile teröristin üzerine atladı. PKK’lının pimini çekip, binaya atmaya çalıştığı el bombasına siper oldu, belki de içerideki diğer arkadaşlarının da şehit verilmesine engel oldu. Serdar Kazar, burada şehit oldu, yaralı terörist de son hamlesini yapamadan öldü.
Bir emniyet yetkilisi şehit polislerin canları pahasına verdiği mücadeleyle bu mücadeleyi dinledikten sonra ’Aslanlar gibi çatışmışlar’ ifadesini kullandı.
EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ KROKİSİ BULUNDU
Teröristin üzerindeki bombalar da yaklaşık 3 saat süren çalışmayla etkisiz hale getirildi. Çantalarında, baskın yaptıkları Emniyet Müdürlüğü çevresinin krokisi de bulundu.
SU TAHLİYE BORUSUNDAN GEÇİP DAĞA GİTTİLER
Saldırıyı gerçekleştiren PKK’lıların Emniyet Müdürlüğü binasının hemen arkasındaki aydınlatması olmayan eski yoldan kaçıp, 100 metre ilerdeki atık su tahliye borusundan geçiş yaptığı belirlendi. Burada teröristlerin bıraktığı sırt çantaları bulunurken, borudan geçen teröristlerin ormanlık alana girerek izlerini kaybettirdiği anlaşıldı.
VALİ DE İNCELEME YAPTI
Adana Valisi Mustafa Büyük Pozantı Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek olay hakkında Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek’ten bilgi aldı. Pozantı’dan geçerken olayı duyan CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer de Emniyet Müdürlüğü’ne gelip, polislere başsağlığı dileğinde bulundu. Acı haberi alıp Pozantı’ya gelen şehit yakınları ise gözyaşlarına boğuldu.
TERÖRİSTLER HAKKINDA YAKALAMA KARARI VARMIŞ
Vali Mustafa Büyük, teröristlerin tam teçhizatlı olarak emniyete gelip saldırıyı gerçekleştirdiğini, üzerlerinden sahte kimlik çıktığını ancak gerçek kimliklerinin de saptandığını söyledi.
Öldürülen teröristlerin üzerlerinden susturuculu silah da çıktığını kaydeden Vali Büyük, terör faaliyetleri nedeniyle haklarında yakalama kararı da bulunduğunu vurguladı.
2 ŞÜPHELİ YAKALANDI
Olaydan sonra 2 şüphelinin yakalandığını, saldırıyla ilişkilerinin araştırıldığını belirten Vali Mustafa Büyük, "Giriş kapısındaki müracaatta bulunan 2 polise yönelik silahlı saldırı olmuş, nöbetçi polisin karşılık vermesiyle çatışma çıkmış. 2 polisimiz şehit oldu, 2 terörist ölü olarak ele geçtirildi, 2 şüpheli de yakalandı. Saldırıyla ilişkileri araştırılıyor" dedi.
Adana Valiliği’nde düzenlenen törenin ardından Bingöl’ün Genç İlçesi nüfusuna kayıtlı olan şehit Serdar Kazar’ın cenazesi Adana’nın Buruk Mezarlığı’nda, İsa İpek’in cenazesi ise Mersin’de toprağa verilecek.
EMNİYET BİNASINA TÜRK BAYRAĞI ASILDI
Pozantı İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına büyük boy Türk bayrağı asılırken, esnaf da işyerlerine bayrak asıp teröre tepki gösterdi.
Polislerin şehit edilmesi Pozantı’da infiale neden olurken, Belediye Başkanı MHP’li Mustafa Çay, camilerden vatandaşlara sakin olmaları konusunda anonslar yaptırdı.
30 Temmuz 2015 Perşembe
DİKKATLİ OLUN istanbul Valiliği'nden çok önemli terör uyarısı
banner630
İstanbul Valiliği artan terör olaylarından dolayı, İstanbul'da faaliyet gösteren Özel Güvenlik Şirketlerine güvenlik önlemlerinin en üst düzeye çıkarılması konusunda bir uyarı yazısı gönderdiği ortaya çıktı.
31 Temmuz 2015 Cuma 09:10
İstanbul Valiliği'nden çok önemli terör uyarısı
11 8 0
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ilgili yazısına atıfta bulundurularak gönderilen yazıda “Artan terör karşısında gerekli güvenlik tedbirleri kolluk kuvvetlerince en üst seviyede alınmaktadır. Özel güvenlik hizmeti verdiğiniz kurum ve kuruluşlara ait yerler, toplu ulaşım araçları, durak ve istasyonlar, halkın yoğun olduğu alışveriş merkezleri, toplantı ve konser alanlarında azami oranda tedbir alınması gerekmektedir” denilmekte.
Aynı yazıda “Özellikle kişi koruması hizmeti veren özel güvenlik görevlilerin daha dikkatli ve duyarlı olmaları, alışveriş merkezlerine gelen şahısların çanta, paket, bagaj ve otoparka giren araçların titizlikle kontrol edilerek içeri girmeleri sağlanacaktır “ denilmekte.
Derya Derviş
ulusalkanal.com.tr
NE YAZIKKİ GECE ADANA POZANTIDA 2 POLİSİMİZ KALLEŞ PKKLILARCA ŞEHİT EDİLMİŞTİR,ŞEHİTLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET DİLERİM,AİLELERİNE SABIRLAR DİLERİM,BAŞIMIZ SAĞOLSUN
DÜN GECE NE YAZIKKİ 2 POLİSİMİZ ŞEHİT OLMUŞ ALLAH RAHMET ETSİN TÜRKİYENİN BAŞI SAĞOLSUN AİLELERE SABIRLAR DİLİYORUM
Pozantı'da Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı: 2 şehit
Anadolu Ajansı
31 Temmuz 2015 Cuma
Türkiye
150731-adana.jpg
Adana Pozantı ilçesinde polis merkezine teröristlerin düzenlediği saldırıda 2 polis şehit oldu. Çatışmada 2 terörist ölü ele geçirildi.
Adana'nın Pozantı ilçesinde PKK üyesi bir grup İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına silahla saldırdı.
Saldırıda 2 polis memuru şehit oldu. Polislerin karşılık vermesi üzerine çıkan çatışmada, 2 terörist öldürüldü.
Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı.
İŞTE SEÇİMLERDEN EVVEL SAZIYLA MELEK GÖRÜNEN MİLLETE SICAK GELENLER OYLARI KAPINCA GERÇEK KİŞİLİKLERİNE BÜRÜNDÜLER,MİLLET ÖNCE BEĞENDİ MUTLU OLDU AMA KENDİ CANLARI YANINCA HDP PKK TÜ KAKA OLDU HERKES KİMİN NE OLDUĞUNU UYANSIN
SEÇİMLERDEN EVVEL PKKLI HDPYE GÜVENDİLER OY VERDİLER BAK ATAŞEHİRDE PKKLILAR RASTGELE OTOBÜS YAKTILAR ODA HDPYE OY VERİRKEN MUTLU YAZILAR YAZANA DENK GELMİŞ,OTOBÜSÜ YANINCADA GERÇEĞİ GÖRMÜŞ ŞİMDİDE HDP PKKYA BELA OKUYOR,İLLA BUNLARIN KÖTÜ OLDUĞUNU BAŞINIZA KÖTÜ BİŞEY OLUNCAMI ANLIYCAKSINIZ?BU PKK TERÖRİSTTİR HDPDE SİYASİ UZANTISIDIR
Jetlerimizden evvel kandildeki pkknın yöneticileri TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ akpnin müsamahaları aymazlıkları ve tavizleri yüzünden cahilce tehdit ediyorlardı,demeçler vermek için resim vermek için yarışıyorlardı,sonra Jetlerimiz havalanıp kandildeki pkklıları yok etmeye başlayınca kandildekilerden kimse kalmadı ses seda kalmadı resim ve demeç vermek kandilin en alttakilerine düştü,barış yapalım demeye başladılar,hey MÜBAREK JETLER VE PİLOTLAR bombalarınızla nasılda kalleşleri susturdunuz baroş barış diye ağlattınız HELAL olsun size,kadınlarıda sokaklarda barış olsun müzakereler devam etsin diye çıktılar,sorarım size kahbe pkk askerlerimizi, polislerimizi,milletimizi öldürüken neden sokaklara çıkmadınız?neden ey pkk,hdp durun yaptığınız terördür teröristlerinize söyleyin kalleşlik yapmayın neden demediniz?şimdi pkk yok olma sürcine girimce yardım yataklık yapıyorsunuz ama TÜRK MİLLETİ bunu yutmaz artık, pkk kendi isteğiyle ya silah bırakıp lav olacak yada,TÜRK ORDULARI ve TÜRK MİLLETİ beraberce tüm düşmanlarını bitirecektir o kadar.
PİLOTLARIMIZ KANDİLİ DAĞITTI VE SUSTURUP KAÇIRDI HELAL OLSUN PİLOTLARIMIZA
AKP SAYESİNDE KANDİL DURMADAN ALÇAKÇA KONUŞUYORDU,ŞİMDİ BOMBALARI YİYİNCE HİÇ BİRİNDEN SES YOK,KENDİLERİDE ORTADA YOK
Dağıldılar
PKK asker ve polisimize kalleşçe saldırdı. F-16'lar Kandil'i yerle bir etti. Terörist başları kaçacak delik aradı. Yerli ve yabancı basına her gün demeç veren Murat Karayılan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Duran Kalkan ve Sabri Ok'tan gık çıkmadı. PKK "Biz yapmadık, konuşarak anlaşalım" açıklamalarını örgütün üçüncü sınıf isimlerine yaptırdı
Dağıldılar Çözüm sürecini sürekli baltalayan PKK'nın dağ kadrosu, Kandil'e bomba yağınca kaçacak delik aradı. Yaklaşık iki yıldır yapılan "Silah bırakılacak" çağrısını göz ardı eden her fırsatta "Ortalık savaş alanına döner" tehditleri savuran Murat Karayılan, Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Duran Kalkan ve Sabri Ok gibi isimler, Kandil'e yapılan operasyonlar başlayıncaya kadar yerli ve yabancı basına her gün açıklamalarda bulunuyordu. Özellikle HDP'nin meclise girmesinin ardından partiden yapılan her açıklamaya karşı çıkan, Kandil'den, HDP ve Selahattin Demirtaş'a ayar vererek partiyi yöneten terörist başları, bombaları görünce ise sırra kadem bastı. PKK'nın tepe kadrosu sessizliğe gömülürken örgütün açıklamaları ise ismi duyulmamış, üçüncü sınıf teröristler tarafından yapılmaya başlandı.
SALDIRILARI ONLAR YAPMAMIŞ
Her gün açıklama yapıp yerli yabancı basına röportaj veren Karayılan, Bayık, Karasu, Kalkan ve Ok'un gıkı çıkmadı. Bir anda ılımlı açıklamalar yapan terör örgütünün sözcülüğünü ise örgütün üçüncü sınıfı isimlerinden Demhat Agid üstlendi. KCK Dış İlişkiler Sözcüsü Agit "Ceylanpınar'daki saldırıyı PKK yapmadı. Bizden bir saldırı olsaydı özeleştirimizi yapardık. Biz barış istiyoruz ama çözüm süreciyle elleri, kolları bağlanmaya çalışılan bir PKK, bir taraftan da üzerimize sürülen bir ordu gerçeği var" diye konuştu.
BASIN SÖZCÜLERİ SUS PUS
PKK'nın tepe yöneticileri kaçacak delik ararken, her fırsatta kanlı terör örgütünün sözcülüğünü yapan gazeteciler de sessizliğe gömüldü. Can Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Hasan Cemal, Amberin Zaman ve Cüneyt Özdemir gibi isimler PKK'nın tepe kadrosunu bir çok kez ziyaret ederken, utanmadan "PKK çevreyi temiz tutuyor, yerlere izmarit bile atmıyor" başlıkları atmışlardı. Terörist başlarının ortadan kaybolması üzerine, PKK'nın basın sözcülüğünü üstlenen gazetecilerden bir açıklama gelmemesi de dikkat çekti.
KANDİL YERLE BİR
Toplam 261 terörist öldürüldü. Kandil'de 188 terörist öldürüldü, 300 terörist yaralandı. Yurt içinde 73 terörist öldürüldü. Uludere'de 28 terörist öldürüldü. 150 hedef topçu atışıyla vuruldu. Kandil'in dörtte biri yok edildi. Tanker uçaklar ilk kez havalandı. F-16'lara havadan ikmal yapıldı. Toplam 70 savaş uçağı havalandı. Operasyona F-16 ve F-4'ler katıldı. Yurt içinde 27 doçka imha edildi. Sınır ötesinde 5 doçka imha edildi. Yurt içinde 20, sınır ötesinde 40 barınak yok edildi. Yurt içinde 10, sınır ötesinde 20 mağara vuruldu. Toplam 20 mühimmat deposu ve 10 toprak altı sığınak imha edildi.
EN ÇOK İNSANLARIN YOĞUN OLDUĞU YERDE TERÖR YAPABİLİRLER DİKKATLİ OLUN,BAKIN BİR ÖRNEK ATAŞEHİRDE OTOBÜS YAKILDI
İstanbul'da özel halk otobüsü yakıldı
DHA 30 Temmuz 2015
Ataşehir'de cayır cayır yaktılar
İstanbul Ataşehir'de özel halk otobüsünü durduran maskeli grup, yolcuları ve şoförü indirdikten sonra otobüsü ateşe verdi. Otobüsün alev alev yandığı anlar amatör kameraya yansıdı.
Ataşehir, Mustafa Kemal Mahallesi’nde yüzleri maskeli bir grup, Tepeüstü-Kadıköy seferini yapan 20Ü nolu özel halk otobüsünü durdurdu. İçindeki yolcuları boşaltan grup, molotof kokteyliyle otobüsü ateşe verdi. Otobüsün alev alev yanndığı görüntüler bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.
Olay, dün akşam 22.30 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre Mustafa Kemal Mahallesi, 3001 Caddesi üzerinde seyreden otobüs, maskeli kişiler tarafından önü kesilerek durduruldu. Daha sonra içeriye giren maskeli grup, ’Size zarar vermeyeceğiz’ diyerek yolcuların ve otobüs şoförünün aşağıya inmesini istediler. Eylemciler daha sonra ellerindeki molotof kokteyllerini otobüse fırlattılar. İlk etapta otobüsü yakamayan eylemciler, birkaç denemenin ardından otobüsü ateşe verdiler.
Kısa sürede alev alev yanan otobüse ilk müdahaleyi TOMA aracı tazyikli suyla yaptı. Daha sonra olay yerine sevk edilen itfaiye ekipleri yanan otobüsü tamamen söndürdü. Polis, otobüs şoförünün ifadesine başvurdu. Olay nedeniyle cadde üzerinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Tamamen yanarak demir yığınına dönüşen otobüsün alev alev yandığı görüntüler bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.
29 Temmuz 2015 Çarşamba
PKKLILAR GECEYİ PUSUYU VE KALLEŞLİĞİ SEVERLER ÖYLE KAHBECE SALDIRIRLAR,PATRONLARI İSRAİL,AMERİKA VE İNGİLTEREDİR
PKKLILAR HAKKARİDE POLİS LOJMANLARINA VE TOMAYA BOMBALARLA SALDIRDI
BİTLİSTE SİVİL ARACA ATEŞ AÇTI 1 SİVİL YARALI
Polis lojmanları ve TOMA aracına bombalı saldırı
HAKKARİ'de akşam saatlerinde çıkan olaylara müdahale etmeye giden TOMA aracına, yüzü maskeli bir grup tarafından el yapımı bombalı saldırı düzenlendi. Bu olaydan 15 dakika sonra da aynı mahallede bulunan polis lojmanlarına ses bombası ve molotoflu saldırı gerçekleştirildi.
Teröristler Bitlis'te yol kesti, kaçan sivil aracı taradı: 1 kişi yaralandı
Bitlis’in Tatvan–Hizan yolunu trafiğe kapatan PKK'lı bir grup terörist, ‘dur’ ihtarına uymayarak kaçmaya çalışan sivil aracı taraması sonucu bir kişi ağır yaralandı.
Teröristler Bitlis'te yol kesti, kaçan sivil aracı taradı: 1 kişi yaralandı
Alınan bilgilere göre, saat 18.00 sıralarında bir grup PKK’lı, Hizan-Tatvan karayolunun 25. kilometresindeki Hazro Deresi mevkisinde yolu keserek, araçlardan indirdikleri vatandaşlara örgüt propagandası yaptı. Bu sırada yoldan geçen ve teröristlerin ‘dur’ ihtarına uymayarak kaçmaya çalışan bir araca arkadan ateş açıldı. Açılan ateş sonucu araçta bulunan H.Ş. (24) sırt bölgesine isabet eden kurşun nedeniyle ağır şekilde yaralandı. İlk müdahalesi Tatvan Devlet Hastanesi'nde yapılan H.Ş. daha sonra ambulansla Bitlis Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
Öte yandan, Tatvan–Hizan karayolunda eylemlerine devam eden örgüt yandaşları için güvenlik güçleri tarafından operasyon başlatıldı.
YOL KAPANDI
Terör örgütü PKK, Bitlis – Diyarbakır yolunun Buzlupınar mevkiinde 3 aracı ateşe verdi, karayolu ise çift taraflı olarak ulaşıma kapandı.
Alınan bilgilere göre, Bitlis merkeze yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Buzlupınar mevkiinde yola inen PKK’lı bir grup terörist, burada bir TIR, bir kamyon ve bir sivil aracı ateşe verdi.
Yaşanan olay nedeniyle ise Bitlis – Diyarbakır karayolunda ulaşım yaklaşık bir süredir çift taraflı olarak durdu. Uzun araç kuyruklarının oluştuğu bölgede güvenlik güçlerinin çalışması sürüyor.
SAVAŞTA BARIŞTA DEVLETLER ARASINDA OLUR,TERÖRİSTLERLE BUNLAR OLMAZ,AYRICA BU KADINLAR NEDEN PKKLILAR ASKERLERİMİZİ POLİSLERİMİZİ HALKIMIZI KATLEDERKEN NEDEN PKKYA SİZ TERÖRİSTSİNİZ YETER BIRAKIN TERÖRÜ DEMEMİŞLER?ŞİMDİ PKK KAYIPLAR VERİRKEN SOKAKLARA ÇIKMAK PKKYA DESTEKTİR
YA BU NE ANLAYIŞTIR,PKK BİR SÜRÜ ASKERLERİ,POLİSLERİ,SİVİLLERİ ÖLDÜRÜNCE KATLEDİNCE BU KADINLAR NEDEN PKK YETER TERÖRİSTLİĞİ BIRAK ARTIK DEMİYOR?ŞİMDİ PKK DARBELER YİYİNCE BU KADINLAR BİR YERDE EMİR ALARAK SOKAKLARA ÇIKIP UTANMADAN SAVAŞ DURSUN DİYOR,YA SAVAŞ 2 DEVLET ARASINDA OLUR TÜRKİYE CUMHURİYETİNE KAFA TUTAN TERÖRİSTLERLE NE SAVAŞ OLUR NEDE BARIŞ YETER ARTIK TERÖRİST SEVİCİLERİ SİZİ
Kadınlardan "Savaşa Karşı Ses Çıkar" eylemi
Barış İçin Kadın Girişimi üyesi bir grup kadın, Beşiktaş Çarşı ve Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda aynı saatte "Savaşa Karşı Ses Çıkar" eylemi gerçekleştirdi.
Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda saat 19.30'da toplanan yaklaşık 50 kadın, tencere ve kaşıkları birbirine vurup, düdük çalarak son günlerdeki çatışmaları ve şiddet olaylarını protesto etti; barış çağrısı yaptı.
Kalabalık daha sonra, eylemlerine oturarak devam etti.
Bu arada, yoldan geçen bazı erkekler de kadın eylemcileri alkışlayarak onlara destek verdi.
Ardından grup adına basın açıklamasını okuyan Sultan Çit, "Çözüm sürecinde kadınların sürece katılması ve sürecin garantisi olması için çaba gösterdi. 2,5 yıldır silahların sustuğu, barış sözünün dahi insanları rahatlattığı bir dönem yaşadık. Sonra yavaş yavaş umutlarımız parçalanmaya başladı. Seçim sürecinde ve sonrasında Diyarbakır'da Kobani'de ve Suruç'ta olan katliamlarda yakın dostlarımızı kaybettik. Barış için ses çıkarmanın tam zamanı. Şunu iyice bilin ki savaşta kadınlar kaybeder" diye konuştu.
Bu açıklama Kürtçe de okundu.
Polis önlem aldı
Öte yandan, kadınların eylemi sırasında polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi aldı. Açıklamanın ardından bir süre daha ellerindeki tencerelerle eylem yapan kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.
Aynı saatte Beşiktaş Çarşı'nın Barbaros Bulvarına çıkan noktasında aynı girişime üye kadınlardan oluşan başka bir grup, tencere, tava, tef ve düdük çalarak eylem yaptı. Kadınlar ellerindeki çalgı aletleri ile dakikalarca tempo tuttu.
Daha sonra grup adına basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şöyle denildi: "Biz kadınlar soruyoruz. IŞİD'i engellemek için PKK ile ateşkes bitirmek niye. Tam ölümler durmuşken savaşa gitmenin ne yararı var. Savaş hükümetine hayır demek için. Geçici bir hükümetin sandıkta hepimiz adına savaş kararı vermesine karşı çıkıyoruz. Mecliste görüşmeler yaptık. Kandil'de kadınlarla buluştuk. Tüm bu görüşmelerde bir tane kadının ağzından 'Bu savaş sürsün, sorunlarımız savaşla çözülür' diye bir laf duymadık. Çözüm istemeyen bir kadınla bir kez dahi karşılaşmadık. Dindar kadınların toplantılarına katıldık. Onların barış ve demokrasi istekleri bizimkilerle benzerdi. Haberlerde polis eşlerini , asker annelerini, Suruç'takilerin yakınlarını gördükçe aklımız gidiyor. Daha ne kadar eksileceğiz. Sevgili kadınlar barış için ses çıkarmanın tam zamanıdır. Neye inanıyorsanız inanın şunu bilin savaşta önce kadınlar kaybeder. Öfkeli bağırtılar, linç kalabalıkları, şaşalı cenazelerde önce kadınlar susar. Hepinize sesleniyoruz. Çok iyi insanlar ölüyorlar. Bizi savaşa iten erkeklere itiraz edelim."
AĞRI DOĞU BEYAZAZITTAKİ ÇATIŞMADA AĞIR YARALI UZMANIMIZ ŞEHİT DÜŞTÜ ALLAH RAHMET ETSİN AİLESİNE SABIRLAR DİLERİM BAŞIMIZ SAĞOLSUN
NE YAZIKKİ AĞRI DOĞUBEYAZITTAKİ ÇATIŞMADA YARALANAN 3 J.UZMAN ÇAVUŞTAN AĞIR YARALANAN UZMANIMIZ ŞEHİT DÜŞTÜ ALLAH RAHMET ETSİN AİLESİNE SABIRLAR DİLİYORUM BAŞIMIZ SAĞOLSUN
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde teröristlerce zırhlı kobra aracına roketli saldırıda bulunuldu. Saldırıda biri ağır üç jandarma uzman çavuş yaralandı. Saldırıda yaralanan askerlerden biri kaldırıldığı hastanede şehit düştü.
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde PKK'lı teröristlerle jandarma arasında çıkan çatışma sonrası Genelkurmay Başkanlığı tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Saat 10.20'de meydana gelen olayla ilgili olarak yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristler tarafından, Ağrı/ Doğubayazıt, Gürbulak karayolunda, seyir halinde bir araçtan yol kontrol devriyesi icra eden bir taktik tekerlekli zırhlı kobra aracına roketli saldırıda bulunulmuştur. Olayda, biri ağır olmak üzere üç jandarma uzman çavuş yaralanmış, yaralılar olay bölgesinden Doğubayazıt Devlet Hastanesi'ne sevk edilmiştir."
GELİŞMELERİ CANLI İZLE
YARALI UZMAN ÇAVUŞ ŞEHİT DÜŞTÜ
Doğubayazıt-Gürbulak karayolunda seyir halinde yol kontrol devriyesi görevini yaparken, taktik tekerlikli zırhlı kobra aracına roketli saldırıda yaralanan Jandarma Uzman Çavuş, tedavi gördüğü Erzurum Maraşal Çakmak Askeri Hastanesi'nde tüm çabalara karşın kurtarılamayarak şehit oldu.
Bu saldırının ardından Ağrı Dağı'nda helikopter destekli teröristlere karşı başlatılan operasyon ise sürüyor.
EĞER BU GERÇEKLEŞİR VE SONUÇLANIRSA ÇOK CEZA ÇIKABİLİR
EĞER GERÇEKSE BAŞTA TAYYİP ERDEOĞAN VE AVANELERİ CEZA İHTİMALLERİ ÇOK YÜKSEK OLUR
Av. Vural Ergül yazdı
Roma Statüsü olarak adlandırılan “Uluslararası Ceza Mahkemesi Kurucu Statüsü” düzenlemelerine göre, devletlerin sorumluları tarafından işlenebilecek soykırım, insanlığa karşı suçlar ile savaş suçlarını soruşturmak ve kovuşturmak amacıyla uluslararası toplum tarafından kurulmuş ve çalışmakta olan yargı organı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM).
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, devletler yargılanmıyor, mahkemede kişisel sorumluluk esası gereğince yalnızca gerçek kişiler, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar, asker, polis ve istihbarat yetkilileri gibi gerçek kişiler yargılanıyor.
Türkiye kamuoyunda uzun zamandır, Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibinin uluslararası savaş suçları mahkemesinde yargılanacağı çeşitli çevrelerce dile getirilmekteydi.
Ve sonunda beklendiği üzere, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bir kısım hükümet mensubu hakkında uluslararası savaş suçundan inceleme başlatıldı.
İŞTE KONUYA DAİR O YAZIŞMA
Aslında, UCM’de başlayan şimdilik yalnızca “inceleme süreci”nden ibaret.
Ancak bu sürecin soruşturma ve yargılama sürecine dönüşmesi olasılığı, Türkiye’nin, birden bire IŞİD’e karşı savaş açmasının nedenlerini de daha iyi anlamamızı da sağlıyor.
Hemen belirtelim ki; mevcut koşullarda fiilen Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde ne Recep Tayyip Erdoğan’ın ne de diğer hükümet mensuplarının yargılanması imkansız gibi görünebilirse de yine olası.
Dünya kamuoyunu da uzun süredir meşgul ettiği üzere; Türkiye, Suriye içinde savaşan gruplara silah ve para gönderdiği, dolaylı yollardan Suriye’deki iç savaşı kışkırttığı, IŞİD’in yasadışı petrol satışına aracılık ettiği, toprakları üzerinden terörist grupların geçişine göz yumduğu ve benzeri suçlamalar nedeniyle suçlanıyordu.
ADANA MİT TIRLARI DOSYA İÇERİĞİ EN ÖNEMLİ KANIT
Son olarak Adana’da durdurulan silah yüklü MİT TIR’larına ilişkin olarak, halen 25 asker ile 4 savcının tutuklu yargılandığı dosya içeriği artık Türkiye’nin uluslararası ceza mahkemesi yargılanması sırasında savaş suçu iddiasının en önemli kanıtlarından birini oluşturabilecek.
Yeri gelmişken belirtelim, eğer ki yapılan inceleme bir yargılamaya dönüşürse, MİT TIR’ları dosyasının sanıkları pekala mağdur yahut tanık olarak da Uluslararası Ceza Mahkemesinde görülebilecek dava dosyasının da tarafı olabilecekler.
Yargılama sürecinde, savaşan gruplara silah ve para göndermek, iç savaşı kışkırtma, savaşın finansmanı için yasadışı petrol satışına aracılık, terörist grupların geçişine göz yumma ve diğer benzer suçları işleyenler bizzat yer alacağı gibi suç işlenmesi emri veren, bakandan, valiye, polis memurundan, istihbarat görevlisine kadar tüm sorumlular, hatta savaş suçunun kanıtlarını gizlemek amacıyla başkaca suçlar işleyen hakim, savcı, istihbarat görevlileri dahi sanık olarak yer alabilecek.
Öte yandan, Suriye Hükümeti’nin, BM Güvenlik Konseyine başvurusuna sunduğu belgeler ile Alman Die Welt gazetesinde Alfred Hckensberger ve İngiliz The Guardian gazetesinde Martin Chulov imzasıyla yayınlanan çeşitli haberlerde; Amerikan İstihbarat örgütü CIA’nın elinde, Türkiye’nin, IŞİD ile aralarında yasadışı petrol ticareti ile ilgili belgeler de yine olası UCM yargılamasının diğer delillerini oluşturuyor.
YA SİYASİ İRADE YARGILANMA KARARI VERİRSE…
Böylelikle, konusu suç oluşturan bir eylemin hangi düzeyde olursa olsun hiçbir faili kurtarmayacağı evrensel bir hukuk ilkesi gereği bir kez daha unutulmamak üzere hatırlanacak.
Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin haklarında başlatılan inceleme çerçevesinde şu aşamada Uluslararası Ceza Mahkemesi, Türkiye’nin yargılama için taraf devlet olmaması nedeniyle soruşturmayı sürdürmesi mümkün değil.
Her ne kadar bugünün koşullarında, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisini kabul etmesi beklenilmese de, değişecek siyasal dengeler, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisinin kabul edilebileceği bir deklarasyon yayınlamasını olası kılıyor.
ERDOĞAN, “DÜNYA BEŞ’TEN BÜYÜKTÜR.” ÇIKIŞINI ANIMSAYACAK MI?
Diğer yandan, BM Güvenlik Konseyi’nin bir karar alarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bir başvuruda bulunması da Recep Tayyip Erdoğan’ın ve beraberindekilerin yargılanmasına imkan sağlayabilecek. Ancak, bu da adeta imkansız bir hal gibi.
Geçtiğimiz yıllarda Suriye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a ve Güvenlik Konseyi'ne Türkiye'yi "teröristlerin Suriye'ye girişine yardımcı olmakla" suçlayarak şikayet etmiş, soruşturma istemişti. Soruşturma halen açık.
Öte yandan, Suriye, ayrıca Charlie Hebdo dergisi saldırısını düzenleyenler ile irtibatlı olan ve Fransa’da bir kadın polis ile bir markette dört rehineyi öldüren Amedy Coulibaly’nin imam nikahlı eşi Hayat Boumeddiene’in Suriye'ye kaçak yollarla girişine yardım ettiği iddiasıyla da Türkiye'yi yine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne şikayet etmişti. O soruşturma da halen açık.
Ancak, ne Suriye’nin başvurusu üzerine ne de Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının talebi üzerine, BM Güvenlik Konseyi’nin Türkiye aleyhine alacağı bir karara, kararı ‘veto’ yetkisi bulunan Amerika, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’dan oluşan beş daimi üyenin izin vermesi beklenmiyor.
VETO YETKİSİNİN KULLANIMINA KARŞILIK ÖDÜN MÜ?
Ancak bu durum; BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı olası bir kararı veto edebilecek ülkelere karşı, soruşturulacak isimlerin kişisel güvenlikleri için Türkiye’nin tüm ulusal çıkarlarını feda etme tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Bu çerçevede, İncirlik Üssünün ABD’nin kullanımına açılmasında, BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı aleyhte bir kararı ABD’nin ‘veto’ yetkisi ile etkisiz hale getirme gücünün veya sözünün ne kadar belirleyici olduğu zaman içerisinde ortaya çıkacak.
Veto yetkisini kullanabilecek diğer, dört ülke İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’ya karşı hangi ödünler verildiği yahut verileceği ise önümüzdeki süreçte açıklığa kavuşacak.
YA SURİYE UCM’YE MÜRACAAT EDERSE…
Bu arada, IŞİD tehlikesine karşı Batı’nın, Suriye’ye ilişkin politikalarını yeniden gözden geçirdiği süreçte, Suriye’nin bir deklarasyon yayınlayarak yargılama yetkisini kabul edeceği Uluslararası Ceza Mahkemesine müracaatla, savaş suçu işleyen Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin yargılanmasını istemesi durumunda ise gelişmelerin nasıl şekilleneceği Recep Tayyip Erdoğan çevresi için çok ciddi bir korku kaynağı.
Bu sebeple, Recep Tayyip Erdoğan’ın, Esad’a ve Suriye’ye karşı artık eski düşmanlığını sürdürmesi de beklenilmemeli.
Her ne kadar, UCM yargılamaları için yalnızca Roma Statüsü’ne taraf olma tarihi esas alınsa da, silah sevki ve yardım yapıldığı iddia olunan Suriye rejim muhalifleri, Suriye’de iç çatışmaları sonuçlandırmadıkça devam eden bir suç olarak yargılanabilecek. Kaldı ki, UCM yargılaması için Roma Statüsü’nü imzalayacak bir siyasi irade, 1 Temmuz 2002'ye kadar geriye dönük olarak da UCM’nin yargılama yetkisini tanıyabilir. BM Güvenlik Konseyi’nin vereceği kararlarda ise zaten taraf olma tarihi ile sınırlı olmayacak.
Aslında uygulamada, Suriye’nin bir deklarasyon yayınlayarak, UCM’nin yargılama yetkisini kabul etmesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurusundan da etkin bir sonuç beklenilmemeli.
UCM İNCELEMESİ SONUCU AKP’DE PLANLARI DEĞİŞTİREBİLECEK.
Dünya devletleri tarafından giderek daha çok kabul gören UCM’yi tanıyan taraf ülke sayısı Filistin ile birlikte 123 oldu. AB üyesi ve adayları arasında, Türkiye dışında UCM yetkisini tanımayan bir başka ülke bulunmuyor.
Bu nedenle, AB politikaları gereği, kurulacak yeni bir hükümeti belirleyecek siyasi iradenin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir savaş suçu ile birlikte anılması yerine sorumlu gerçek kişi yöneticilerinin yargılanmasını istemesi ve bunun için UCM yargılamasının kapısını açması pek ala mümkün.
Uluslararası Ceza Mahkemesinde açılan incelemenin yargılamaya dönüşmesi olasılığı haliyle AKP üzerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın etkisini azaltacağı gibi AKP çevrelerinde, Recep Tayyip Erdoğan’sız bir AKP tartışmalarını da yeniden başlatabilecek. Öte yandan, Ahmet Davutoğlu’nun da UCM incelemesinde adının geçmesi artık AKP için Ahmet Davutoğlu dışında bir isim arayışını da zorunlu kılabilecek.
Aynı çerçevede, UCM incelemesinde yargılanma olasılığı, bugüne değin hala kararnamesi imzalanmamış MİT Müsteşarı Hakan Fidan için de AKP’nin, ortağı olacağı koalisyon hükümetinde ısrar etmesini engelleyebilecek.
Yine aynı şekilde, Efkan Ala başta olmak üzere özellikle MİT TIR’ları dosyasında sorumluluğu bulunduğu iddiaları çerçevesinde yargılanmaları gündeme gelebilecek olan ve halen AKP’de yer alan isimlerin bakanlıkları için de ısrar edilmesi mümkün olmayacak.
Ayrıca şurası kesin ki, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Recep Tayyip Erdoğan’ı yargılaması olasılığı, AKP’nin ortağı olduğu bir koalisyon hükümetini de, önümüzdeki süreçte aşması gereken zorlu bir adım olarak bekliyor.
UCM SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
UCM Savcısı, UCM yargı yetkisi alanına giren suçlarla ilgili bilgilere dayanarak kendiliğinden de soruşturma açabiliyor. UCM nezdinde Türkiye aleyhine savaş suçu ile ilgili soruşturma açılması talebiyle yapılmış kimi başvurular var ancak bunlardan en ciddisi, Halkın Kurtuluş Partisi’nin yapmış olduğu başvuru.
Suriye Hükümetinin yapmış olduğu başvurular ise UCM’ye değil doğrudan BM Güvenlik Konseyi’ne yapılmış başvurular. Suriye’de Ayn-El Arap (Kobani) bölgesinden yapılacağı söylenilen başvuru ise henüz yapılmış değil.
UCM Savcısı, Roma Statüsü gereği kendisine yapılan suç duyuruları gibi gelen bilgi ve belgelerin ciddiliğini ve güvenilirliğini araştırmakta. Bunun için ilgili devletlerden, Birleşmiş Milletler Organlarından, hükümetler arası veya hükümet dışı örgütlerden veya uygun gördüğü diğer güvenilir kaynaklardan ek bilgi ve belge isteyebilmekte.
UCM Savcısı hatta bunun için yazılı veya sözlü ifade de alabilmekte.
Savcı, bir soruşturmanın derinleştirilmesi için haklı nedenler tespit ettiğinde, Ön Yargılama Dairesinden, topladığı destekleyici belgeler eşliğinde bir soruşturma yetkisi talebinde bulunmakta. Bu çerçevede, suçun mağdurları UCM Ön Yargılama Dairesine Usul ve Delil Kurallarına uygun olarak açıklama yapabiliyor. Savcının talebini ve dayanağı delillerini inceledikten sonra UCM Ön Yargılama Dairesi de, soruşturmayı derinleştirmek için haklı nedenler olduğuna kanaat getirirse ve dava, Mahkemenin yetki alanına giriyor ise soruşturmayı başlatma yetkisi veriyor. Savcının soruşturma yetkisi verilmesi talebinin UCM Ön Yargılama Dairesi tarafından reddedilmesi durumunda ise Savcı, sonradan aynı durumla ilgili olarak, yeni olay ve delillere dayanarak yeniden talepte bulunabiliyor.
UCM’NİN BAŞLATTIĞI İNCELEME SONRASI BEKLEME KARARI VERİLECEK
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Roma Statüsü’nü şimdilik imzalamamış olması nedeniyle UCM Savcılığı, başlattığı ilk inceleme sonrası UCM yazı işleri müdürlüğünden talepte bulunarak, Türkiye’den UCM yetkisini tanıyıp tanımayacağını sorabilecek. Ancak, UCM Savcılığı istese bile Türkiye’nin bu talebe olumlu cevap vermesi beklenilmiyor.
UCM Savcılık makamı, başlattığı ilk inceleme ardından, incelemesini bitirdiğinde doğrudan veya duruma göre BM Güvenlik Konseyi’nde soruşturulan, başvuruların sonucu için bekleme kararı da verebilecek. Konu ile ilgili inceleme sonuçları ise daha sonra yayınlanacak.
UCM YARGILAMASINI ORTADAN KALDIRACAK SEÇENEK, TÜRK YARGISI
AKP hükümeti döneminde, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile soykırım suçu ve insanlığa karşı suçlarına yer verilmesinin ardından Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibinin savaş suçundan Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde de yargılanması bir hükümet değişikliği sonrasında pek ala mümkün.
UCM’nin soruşturma konusu olan insanlığa karşı suç kapsamında Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Ekibinin Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde yargılanması durumunda UCM savcılığı, soruşturma konusu suç isnatları ile ilgili olarak ulusal makamlarda etkili soruşturma/kovuşturma süreçleri devam ettiği için, tamamlayıcılık ilkesi gereğince bu aşamada soruşturma yürütmeyeceğine karar vererek, süreci izlemeye devam edeceğini açıklayacak.
UCM HANGİ CEZALARI VERİYOR?
UCM yargılama sonucunda yargıladığı şahsa çeşitli cezalar verebilmekte. Buna göre, Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibi hakkında inceleme süreci yargıya dönüşecek ve mahkumiyet kararı verilecek olursa bu cezalar azami 30 yılı aşmamak kaydıyla belirli süreli hapis veya suçun ağırlığının ve sanığın şahsi durumunun elvermesi halinde müebbet hapis olacak.
Mahkeme sanıkların yargılanma öncesinde ve sırasındaki tutum ve davranışlarını ceza indirimine esas alabilmekte. Verilecek olan ceza miktarını süreç belirleyecek.
Sanıklara verilen hapis cezalarının yanında ayrıca belli ölçütlere göre para cezası da verilebilmekte. Buna göre, suçtan doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen mallar, varlıklar ve kazançlara el konulabiliyor.
Bu hüküm, özellikle IŞİD ile yasadışı petrol ticareti yapıldığına ilişkin iddialar çerçevesinde, suç yoluyla elde edildiği kanıtlanırsa sanıkların mal, varlık, hak ve kazançları üzerinden verilebilecek para cezasını belirleyecek.
HAPİS CEZALARI ÖZEL BM CEZAVİNDE ÇEKTİRİLİYOR
Uygulamada, savaş suçlularının cezaları, savaş suçlularının yargılamasının yapıldığı; Hollanda, Lahey'de, BM tarafından yaptırılan Scheveningen Özel Cezaevinde çektiriliyor.
Scheveningen Özel Cezaevi, Karadziç, Milosoviç, Mladiç gibi Sırp savaş suçlularına ev sahipliği ile ünlenmişti. Evrensel ölçütlerde insan haklarına saygı esası üzerine kurulu cezaevi taşıdığı bir çok özellik ve lükse rağmen yine de savaş suçlularının korkulu rüyası...
BM cezaevinde her biri 5.1 m uzunluğunda 3 m genişliğinde 84 adet hücre bulunuyor. Her bir hücrede ise tuvalet, duş ve çalışma masası var. Serbest internet kullanımı hariç, bilgisayar imkanı ve uydu kanalıyla tutukluların kendi dillerinden yayınları dinleme olanağı sunulan Özel Cezaevi, misafirlerine çeşitli sanat dalları ve bilim alanında kurs imkanları sunan BM’nin özel cezaevinde, spor-jimnastik salonları, masa tenisi ve diğer çeşitli spor dallarıyla ilgilenmek imkanı da var.
24 saat doktor, hemşire, ruhbilim hekimi ve cezaevine bitişik hastanenin bulunduğu Scheveningen Özel Cezaevinin bilinen cezaevlerinden en farklı yanı ise, günün büyük bölümünde hücre kapılarının açık bırakılması.
Hücre kapıları sadece gün ortasında kısa bir süre için o da, BM’nin infaz memurlarının nöbet değişimi saatinde kapatılıyor.
UCM’DEN KURTULUŞUN YOLU; ÖLÜM
UCM’de, kişi sorumluluğu ilkesi esası nedeniyle yalnızca gerçek kişiler yargılanabildiği için, kişinin ölümü halinde soruşturma ya da yargılama veya verilen mahkumiyet kararının infazı son bulmakta. Aksi takdirde, yukarıda aktardığımız bilgiler çerçevesinde incelenmekte olan Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye ekibi ile ilgili iddialar hakkında her hangi bir zamanaşımı söz konusu olamayacağı için koşulları oluştuğunda yargılama kararı verilmesi gelecekte de pekala mümkün.
Bu sebeple UCM süreci anlaşıldığı kadarıyla daha çok uzun zaman Türkiye gündeminde tartışılmaya devam edecek.
Av. Vural Ergül
Odatv.com
28 Temmuz 2015 Salı
EMNİYETTE BUNU YAPARSA MİLLET NASIL GÜVENSİN ,ACİLEN BUNLARI YAPANLARI POLİSLİKTEN ATSINLAR
YUH ARTIK PESSSSS
Emniyette fuhuş skandalı: Rapor hazırladı görevden alındı
Tekirdağ Emniyeti’nde koruma altında tutulan yabancı kadınların polis tarafından fuhuşa sürüklendiği ortaya çıktı. Skandalı raporlayıp üstlerine sunan emniyet müdürü görevden alındı.
Emniyette fuhuş skandalı: Rapor hazırladı görevden alındı
Skandal olay Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Geri Gönderme Merkezi’nde yaşandı.
Yunus TİRYAKİ- BUGÜN GAZETESİ
Gerekli evrakları olmadıkları için ülkelerine gönderilmek üzere Geri Gönderme Merkezi’ne yollanan yabancı uyruklu kadınların aynı şubede çalışan polisler tarafından esnafa ve polislere pazarlandığı iddia edildi.
RAPORLA BELGELENDİ
Geri Gönderme Merkezi’ndeki fuhuş iddialarının ardından Yabancılar Şube Müdürü Ömer Özden detaylı bir araştırma yaptı.
Hazırladığı raporu İl Emniyet Müdürü Halil Turan Erol’a sundu. Raporda, hastaneye götürme amaçlı şubeden çıkarılan kadınların anlaşılan kişilere ve adrese polis aracıyla bırakıldığı yer aldı. Fuhuş skandalının tüm detayları belgelendi.
VALİ: RUTİN UYGULAMA
Ancak Emniyet Müdürü Erol, iddialarla ilgili soruşturma açmadı. Ardından raporu yazan Ömer Özden, Vali Enver Salihoğlu tarafından görevden alındı ve yerine atama yapılmadı.
BUGÜN'ün ulaştığı Vali Salihoğlu, olayı doğruladı. Geri Gönderme Merkezi’ndeki 10 polisin görevden alınıp başka şubelere verilmesinin rutin bir uygulama olduğunu söyledi.
SORUŞTURMA YOK, CEZA VERİLMEDİ
Yabancı uyruklu kadınları pazarladığı iddia edilen Ramazan Baydar’ın 3 yıl önce Tekirdağ’da Trafik Şube Müdürlüğü’nde çalışırken görevinden alındığı öğrenildi. Baydar hakkında bir soruşturma açılmadığı ve başka bir şubede görevine devam ettiği öğrenildi.
AMAN PROVAKASYONA GELMEYİN,ŞİMDİ HALKI BİRBİRİNE DÜŞÜRÜP KAOS YARATMAK İSTEYENLER DEVREDE SAKİN OLUN,POLİSİ ÇAĞIRIN YETER
HER YERDE ŞİMDİ TÜRK KÜRT KAVGASI ÇIKARMAK İSTİYCEKLERDİR,HALKI GALEYANA GETİRMEK MİLLETİ BİRBİRİNE KIRDIRMAK İSTİYCEKLERDİR AMAN DİKKAT EDİN GALEYANA GELMEYİN SAKİN İTİDALLİ DÜŞÜNÜN,ŞÜPHENİZ VARSA EMNİYETE BİLDİRİN
Erzurum'da 'PKK yüzüğü' gerilimi
Erzurum'un Aşkale ilçesinde TOKİ inşaatında çalışan bir işçinin parmağında "PKK'yı simgeleyen yüzük" taşıdığı iddiasıyla esnafla işçilere arasında çıkan tartışma gerginliğe yol açtı. Toplanan grubun linç etmek istediği TOKİ inşaatında çalışan işçiler, polisin gözetimde Aşkale'den çıkarıldı.
Facebook'ta Paylaş
i
RADİKAL - Olay dün saat 19.00 sıralarında Aşkale ilçe merkezinde meydana geldi. TOKİ inşaatında çalışan bir işçi alışveriş yapmak için gittiği çarşıda iddiaya göre parmağında bulunan ve "PKK'yı simgeleyen" yüzüğü nedeniyle tepki gördü. Bunun üzerine esnafla tartışan işçi, cep telefonuyla arkadaşlarını çağırdı. Otomobillerle çarşıya gelen TOKİ işçileri esnafla kavga etti. Olayın duyulması üzerine toplanan grup 'PKK'lı' diye inşaat işçilerine saldırdı ve linç etmek istedi. İşçilere olay yerinden polisin de yardımı ile ayrılarak TOKİ'ye sığındı.
Kısa sürede toplanarak sayıları 2 bini bulan grup, TOKİ inşaatını bastı. PKK yandaşı olmakla suçladıkları işçileri Aşkale'de görmek istemediklerini belirten öfkeli vatandaşlar, Erzincan-Erzurum karayolunu da bir süre trafiğe kapattı. Kalabalık grup zaman zaman kendi aralarında da tartışıp yumruklaştı. Yolda bekleyen bir grup, şehirlerarası yolcu taşıyan bazı otobüs firmalarını da taşladı. Kalabalık grubun attığı taşlar nedeniyle bir otobüs firmasının şoförü zor anlar yaşadı.
Otobüsün sadece arka camları kırılmayan 4 yıllık şoför Mehmet Bayındır, "Yanımıza gelen polisler, 'Durmayın devam edin' diye söylediler. Taksi önümü kesince yüzden fazla kişi bir anda taş atmaya başladı. Manevra yaparak oradan çıkmayı başardım. O an yolculara bir şey olmasın, onları nasıl kurtarırım diye düşünüyordum. Orada dursam PKK'lı diye yolcuları linç edeceklerdi. Yolcular büyük korku yaşadı, çocuklar ağladı. Camları kırık otobüsle sefer yapılamayacağı için yolcuları otele yerleştirdik" dedi.
Grup polisin TOKİ inşaatında çalışan işçileri ilçeden çıkartmasıyla dağıldı. (Turgay İPEK-Zafer KUMRU/ERZURUM/DHA)
BAKIN BURDADA ACABALAR VAR NEDEN MALAZGİRT NEDEN RÜTBELİ BİNBAŞI?BU GERÇEKTEN PKKMI?YOKSA BİRİLERİ İÇİN BİRİLERİ SES VE ALGI YARATMAK İÇİNMİ YAPTI?KİM YAPTIYSA HAİNDİR KALLEŞTİR ŞEYTANDIR AMA BİZİ SİZLER ASLA BİTİREMEZSİNİZ SİLEMEZSİNİZ,BİZİ TARİHTEN ANCAK YARATAN RABBİMİZ SİLERSE SİLER
KAHBE PKKMI YOKSA ALGI YARATMAK İÇİN BAŞKALARIMI?BİLEMİYORUZ AMA ŞURASI İLGİNÇ NEDEN MALAZGİRT?NEDEN RÜTBECE SES GETİRMEK İÇİN BİNBAŞI?MALAZGİRT TÜRKLERİN ANADOLUYA GİRİŞİ VE TÜRKLER İÇİN HEP ÇOK ÖNEMLİ SANKİ BİLİNÇLİ SEÇİLMİŞ,NEDEN BİNBAŞI FUAT AVNİNİN EVVELDEN BELİRTTİĞİ GİBİ ACABA BİRİLERİ İÇİN SES GETİRMESİ İÇİN Mİ SEÇİLDİ?
AMA KİM YAPTIYSA ALLAHINDAN BULSUN CEHENNEME GİTSİN
NE YAZIKKİ BİZİ İLLÜMİNATİCİLER ELE GEÇİRMİŞ ÇOCUKLARIMIZ ÇİZGİ FİLM,SANAL OYUNLARDAKİ SUBNİMAL MESAJLARLA TÜM YABANCI ÇİZGİ FİLM VE OYUNLARDA VAR HEMDE İĞRENÇ DERECEDE,BİZ BÜYÜKLERİDE İNTERNET,CEP TELEFONLARI VE TVLERDE DİZİLER,FİLMLERLE BÜYÜLEYEREK MESAJLAR VEREREK ÖRF ADETLERİMİZDEN,İNSANLIĞIMIZDAN,VİCDANLARIMIZDAN VE BİR SÜRÜ KÖTÜ ŞEYLERLE ERİYORUZ YOK OLUYORUZ HAYIR DİYEN AZ ARAŞTIRSIN DOĞRUYU YANLIŞ GÖRECEKTİR
NE YAZIKKI BİZ ÇOCUKLARIMIZA BİÇOK ŞEYİ ENGELLEYEMEMİYORUZ,İLLÜMİNATİ DENEN İLLET HEPİMİZİ ENTRİKALARIYLA ELİNE ALDI,YAPMIYORUM YAPMAM DİYEN ANCAK ÇOK AZINLIKTADIR YADA KENDİNİ KANDIRIYORDUR
KEŞKE DOĞRU OLSA AMA İNANAMIYORUZ,PKKYA HER YERDEN İSTİHBARAT GİDİYOR EVVELDEN TEBBİR ALIYORLAR
ŞTE BUDA ACABALARLA DOLU,İNANIN JETLER UÇMAYA YAKIN PKKYA HABER GİDİYORDUR KAÇIN JETLER GELİCEK DİYE KESİN BİRİLERİ ONLARA HABER UÇURUYORDUR,NİTEKİM JETLERİMİZ HAVALANIRKEN DÜŞÜNÜN KALEŞNİKOFLARLA UÇAKLARA ATEŞ EDİLDİ
Murat Karayılan son anda kurtuldu Temmuz 29, 2015 |
Kuzey Irak'ta PKK yuvalarına düzenlenen saldırılarda 200'e yakın teröristin öldüğü, Murat Karayılan'ın da son anda kurtulduğu bildirildi.
Son 5 gündür Suriye’deki IŞİD hedeflerinin yanı sıra Kuzey Irak’taki PKK kampları da Türk jetleri tarafından vuruluyor. Bugün tamamlanması beklenen hava operasyonlarının bilançosuna ilişkin flaş bir iddia geldi. Habertürk’ten Bülent Aydemir’in haberine göre saldırılarda 200 PKK’lı öldürüldü, PKK’nın ana karargâhı da vuruldu. Örgütün üst düzey isimlerinden Murat Karayılan’ın karargahının da vurulan yerler arasında olduğu ancak Karayılan’ın operasyon esnasında karargahta bulunmadığı bildirildi. Öldürülen 200 kişi arasında PKK’nın üst düzey yöneticilerinin yer almadığı sadece Gabar kod adlı örgütün sözde lojistik sorumlusunun bulunduğu açıklandı.
GİZLİ CEPHANELİKLER, EĞİTİM TESİSLERİ
5 gündür Diyarbakır’dan havalanan F16′lar ile Kuzey Irak’ta hava gücüyle vurulan noktaların arasında; PKK’nın gizli cephanelikleri, eğitim tesisleri, barınak, depo, uçaksavar bataryaları ve sığınaklar olduğu bildirildi. Operasyonlarda ilk kez önceden belirlenmiş, örgüte ait gizli cephanelikler de vurulduğu öğrenldi.
Ülke kan gölüne döndü!..
Ülke kan gölüne döndü!..
MURAT KARAYILAN DA HEDEFTEYDİ
Bölücü örgüt PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Murat Karayılan’ın ana karargâhının da F16′larla vurulan yerler arasında olduğu, ancak Murat Karayılan’ın operasyon sırasında karargâhta bulunmadığı öğrenildi.
tespitli, 200 kadar teröristin öldüğü, örgüt yöneticisi Murat Karayılan’ın karargâhının da vurulduğu ifade edildi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)